Bir ülke daha Filistin'i tanımaya çağrıda bulundu
İşgalci İsrail’in Gazze Şeridi’ne yönelik ayrım gözetmeksizin gerçekleştirdiği saldırılar 182 gündür devam ediyor. 7 Ekim'den bu yana Gazze Şeridi'nde şehit olanların sayısı 33 bin 91’e, yaralananların sayısının ise 75 bin 750’ye yükseldi. İsrail'in katliamları nedeniyle tüm dünyadaki tepkiler çığ gibi büyümeye devam ediyor.
Sud Radio'ya konuşan Eski Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Yves Le Drian Filistin sorununa ve işgalci İsrail ile Hamas arasındaki çatışmaya ilişkin açıklamalarda bulundu.
İspanya'nın yakın zamanda Filistin devletini tanımayı planladığı hatırlatılarak, "Fransa'nın neden Filistin devletini tanımadığı" sorusu yöneltilen eski Dışişleri Bakanı, "Şahsen bunun yapılması gerektiğini düşünüyorum." dedi.
İşgalci İsrail'in uyguladığı şiddeti kınayan Le Drian, Gazze'de ateşkes için uygun şartların oluşturulması gerektiğini vurgulayarak, esirlerin serbest bırakılması ve insani yardıma erişimin sağlanması çağrısında bulundu.
Le Drian, Gazze'de soykırım riski olup olmadığına ilişkin soruya cevabında, "soykırım kelimesinin çok dikkatli kullanılması gerektiğini, bu nedenle söz konusu kelimeyi bu bağlamda kullanmadığını" belirtti.
Macron: 'Bizim için tabu değil'
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Şubat 2024'te, Filistin devletinin tanınmasının ülkesi için "tabu olmadığını" söylemişti.
4 ülke tanımaya hazır
İspanya, İrlanda, Malta ve Slovenya, 22 Mart'ta, "doğru koşullar" oluştuğunda Filistin devletini tanımaya hazır olduklarını bildirmiş, ardından İspanya Başbakanı Pedro Sanchez nisan başındaki açıklamasında, Filistin devletini yazdan önce tanıyacaklarını duyurmuştu.
Filistin toprak günü
1976 itibariyle Filistin topraklarının tamamı İsrail işgali altındaydı ve Filistinli çiftçilere ait arazilere sıklıkla el konuluyordu. O yıl yeni bir müsadereye karar verilmesi sonrasında Filistinliler, güneyde Nakab’dan kuzeyde Celile’ye kadar pek çok yerde artan toprak gasplarına karşı seslerini yükseltti. Yürüyüşler esnasında İsrail askerlerinin halkın üzerine ateş açması sonucunda 6 Filistinli hayatını kaybetti ve yüzlercesi yaralandı. O günden beri her yıl 30 Mart'ta Filistin Toprak Günü, İsrail’in artan toprak gasplarına karşı bir mücadele günü olarak anılıyor.
Diğer yandan 1976 yılında yaşananlar, İsrail’in Filistinlilerin topraklarına el koymasının ilk örneği olmadığı gibi son örneği de değildir. Nitekim bütün bir 20. Yüzyıl tarihi İsrail’in hem siyasi otoriteyi güç kullanarak ele geçirme hem de halkı mülksüzleştirme anlamındaki toprak gasplarıyla doludur.
İşgale giden yol
Yaygın spekülasyonların aksine, Osmanlı egemenliğinin son dönemine kadar Yahudi Ulusal Fonu, Filistin’deki arazilerin yüzde 2’den daha azına sahipti. Bu toprak edinimleri ağırlıklı olarak 19. Yüzyıl ortalarından itibaren devletten düşük bedeller karşılığı toprak satın alan ve Filistin’de yaşamayan Lübnanlı ve Suriyeli tüccar ailelerinin ilk Siyonist kafilelere şişirilmiş fiyatlar karşılığında arazileri satmasıyla mümkün oldu. Toprağı işleyen Filistinli köylüler ise gösterdikleri dirence rağmen bu arazilerden zorla çıkarıldı. Birinci Dünya Savaşı sonrasında Filistin'de kurulan Britanya manda yönetimi yerli halkın artan tepkilerine rağmen toprak transferlerini hızlandırdı ve kolaylaştırdı. Ancak 1947 yılı itibarıyla Yahudi Ulusal Fonu mülkiyetine geçen arazilerin Filistin’deki arazilerin toplamına oranı hala yüzde 7’nin altındaydı.
Buna karşın 29 Kasım 1947 tarihinde Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu’nda 13’e karşı 33 oyla kabul edilen Taksim Planı, Filistin’in yüzde 55’lik kısmının Yahudi Devleti’ne verilmesini kararlaştırdı. Zahiren kararı destekleyen David Ben Gurion liderliğindeki Siyonistler gerçekte bundan çok daha geniş bir toprak parçasına sahip olmak için yıllardır hazırlık ve plan yapıyordu. 1948'in nisan ayında Irgun, Haganah ve Lehi örgütleri Filistin köylerine saldırılar düzenleyip köyleri ele geçirmeye ve yerli nüfusu sürgün etmeye başladı. Mayıs ayında “resmen” patlak veren Birinci Arap-İsrail Savaşı sona erdiğinde ise Gazze, Batı Şeria ve Doğu Kudüs dışındaki tüm topraklar İsrail’in eline geçti. Yüzbinlerce Filistinli ise göçe zorlandı.
"Üye/Üyeler suç teşkil edecek, yasal açıdan takip gerektirecek, yasaların ya da uluslararası anlaşmaların ihlali sonucunu doğuran ya da böyle durumları teşvik eden, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik ya da ahlaka aykırı, toplumca genel kabul görmüş kurallara aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde hiçbir İçeriği bu web sitesinin hiçbir sayfasında ya da subdomain olarak oluşturulan diğer sayfalarında paylaşamaz. Bu tür içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk münhasıran, içeriği gönderen Üye/Üyeler'e aittir. MİLAT GAZETESİ, Üye/Üyeler tarafından paylaşılan içerikler arasından uygun görmediklerini herhangi bir gerekçe belirtmeksizin kendi web sayfalarında yayınlamama veya yayından kaldırma hakkına sahiptir. Milat Gazetesi, başta yukarıda sayılan hususlar olmak üzere emredici kanun hükümlerine aykırılık gerekçesi ile her türlü adli makam tarafından başlatılan soruşturma kapsamında kendisinden Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 332.maddesi doğrultusunda istenilen Üye/Üyeler'e ait kişisel bilgileri paylaşabileceğini beyan eder. "
Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.