Bir olmak zorundayız

13 Ekim 2015 00:00:00

Ömer Çelik, "Meclis'teki bütün partiler "'ama'sız, 'fakat'sız, 'şart'sız terörü lanetliyoruz" deseydi Türkiye için dönüm noktası olurdu. Hedef Türkiye ve hepimizin ortak vatanı burası" dedi.

AK Parti sözcüsü Ömer Çelik, gazetelerin Ankara temsilcileri ile bir araya geldi. Ömer Çelik Ankara'da ki terör eylemi ve gündeme ilişkin gazetecilerin sorularını cevapladı. Yaşanan saldırının Cumhuriyet tarihimizin en kanlı terör eylemi olduğunu belirten Çelik: " Ülkemizin başı sağ olsun" dedi.

Katliam hedeflendi

Saldırının tüm yönleriyle incelendiğini belirten Çelik: "Beşer kilo bomba taşıyorlar ve bir tanesi bombanın patladığı yerde duruyor, ötekisi de planlı bir şekilde insanların kaçacağı hattın üzerinde. İkinci bombanın durduğu yer de kaçış hattı üzerinde olduğu için daha da büyük bir katliamın olmasını hedeflemişler. Ankara'nın göbeğinde gerçekleşiyor. Buna çok yönlü bakılıyor. Önemli olan bu yapının çözülmesi. Bu nasıl gerçekleşti, nasıl bir şey var. Şu aramada bir takım somut bilgiler üzerinden gidiyorlar, bir takım operasyonlar da yapıyorlar. DAİŞ, PKK Suriye odaklı bir takım oluşumlar, bunların hepsi şu anda, eşit düzeyle bir adres olarak önümüzde duruyor. Bu tip işleri yapanlar eğer üstlenmiyorlarsa başka adreslere zihnimizi sevk edecek şekilde de organizasyonlar yaparlar. Tüm bunları da değerlendiren geniş kapsamlı bir çalışma yapılıyor" ifadelerini kullandı.

Daha önceki saldırılara benziyor

Çelik: "Kamuoyuna yansımayan, istihbaratın, emniyet güçlerinin diğer birimlerin engellediği birçok olay var. Canlı bombalar uzun zamandan beri takip ediliyor, çeşitli hedefleri gözettikleri biliniyor. Bir takım yöntemler kullanarak, zaten takip halinde, ya da bir takım tahminlerin neticesinde bir takım yapılar çözülerek ortaya çıkarılabiliyor. Şu ana kadar gözüken şey, daha çok Suruç stili bir saldırıya benziyor. Uzmanların ilk değerlendirmeleri bu şekilde. Erken adres göstermek şu aşamada zor olur, onu tamamen çözmesi lazım, yapanların ötesinde bu zincirin çözülmesi lazım.

Seçim hedef alındı

Seçime bu kadar kısa süre kala böyle bir katliamın olmasına dikkat çeken Çelik: "Bizim açımızdan altı çizilmesi gereken bir mesele olarak karşımıza geliyor. Böylesine vahşi saldırın kuşkusuz Türkiye'deki 1 Kasım seçimlerine yönelik hem toplumsal travmalar meydana getirmeye ve siyaseti şekillendirmeye dönük ciddi bir hedef gözettiğini düşünüyoruz. Türkiye'nin en büyük partisiyiz, 14 yıldır da Türkiye'yi yönetiyoruz. Seçimlerin sağlıklı bir şekilde yapılması huzur içinde yapılması en çok bizim arzu ettiğimiz bir şeydir, pratik olarak da en çok sandık bizim işimize yarayan bir şeydir. Seçim güvenliği, sandık güvenliği diyoruz, herhangi bir sıkıntı olmasın, vatandaşın iradesi sandığa sağlıklı olarak yansısın diyoruz. Böyle büyük bir terör eyleminin siyasi dinamikleri şekillendirme noktasında, toplumun bir kesimini belli bir yere doğru savurma konusunda bir etki meydana getirmeye dönük olarak bir hedef gözettiğini görüyoruz" dedi.

Teröre karşı ne tavır sergilenmeli

Kimi, hangi kesimi nereye savurmayı hedefliyorlar sizce?

Çelik: "Toplum böylesine büyük bir acı içerisindeyken, bir başka kesime karşı hedef gösterme tavrı, tabii ki bütün siyasi dinamikleri alt üst etme potansiyeli taşır. Bütün dünyada, Avrupa'da da terör olayları meydana geliyor. Fakat oradaki çok önemli bir fark şu: O ülkeyi o anda hangi parti yönetiyor olursa olsun, açık ve net bir şekilde herkes o hükümetin yanında yer alır. Teröre karşı net bir duruş sergiler. Hükümetten gelen dayanışma çağrısına, sağ hükümet olsa sol hükümet olsa hiç fark etmez, toplumun bütün kesimleri bunu ulusal varlığına dönük bir saldırı olarak değerlendirir ve birlikte hareket ederler. Bizde ise maalesef, HDP'nin üslubu, terör eylemi yapanların ulaşmak istediği hedefe zemin hazırlayan ya da buna lojistik sağlayan bir üslup çerçevesinde şekilleniyor. HDP'nin daha sorumlu davranması bekleriz. Ortak bir duygu içinde hareket etmeliyiz, parti yöneticilerinin ağzından çıkan her söz çok önemlidir. Kimseyi kategorik olarak dışlamıyoruz. Herkesle de işbirliği yapmak isteriz.

Tarih sorumsuz davrananları af etmeyecek

Türkiye'nin yönetilmesinden sorumlu bir kadro olarak bu acıyı en çok biz paylaşırız. Sayın Başbakanımızın dayanışma çağrısı çok samimidir. Sayın Başbakanımızın çağrısına bütün siyasi partiler, amasız kayıtsız terörü lanetliyoruz deseydi dönüm noktası olurdu. Siyasi tartışma yapılacak zaman değil. Biz teröre karşı herkesle dayanışma içinde oluruz, ama birisi çıkıp da terör eylemi gerçekleştiğinde henüz acımız daha tazeyken, hemen ilk gün, bu acıyı paylaşmak ve ulusal seferberlik çağırısı yapmak yerine Sayın Cumhurbaşkanımızı, Sayın Başbakanımızı hedef gösterirse, Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı'nın eline kelepçe takmaktan bahsederse, bunu siyasi tarihimize geçecek en büyük sorumsuzluklardan biri olarak görürüz. Teröre karşı dayanışma içine girmek istemeyen birinin kendi kararıdır, bu karar da tarihe olumlu geçecek bir tavır değildir" dedi.

Saldırı Suruç'a neden benziyor?

Şekil açısından yöntem açısından uzmanlar değerlendiriliyor diyen Çelik: "Terör örgütleri birbirlerinin yöntemlerini kullanıyor. Özellikle son yıllarda ortaya çıkan tablo terör örgütlerinin birbirlerinin yöntemlerini kullandığını da gösteriyor. Hatta öyle bir kokteyl yöntemler, melez yöntemler kullananlar var. Sayın Başbakanımız dile getirdi. DAEŞ, DHKP-C, MLKP, PKK gibi örgütlerin gibi ideolojileri zıt olsa da birbirleri adına da eylemler yapabiliyorlar. Sadece ideolojilerinden yola çıkarak bir analiz yapmak da yanlış olur. İsmi geçen terör örgütler zaten doğal olarak Türkiye'nin dikkatle izlediği yapılardır. Ekiplerimiz çalışıyorlar, gerekli bilgiler toplandıktan sonra kesinlik kazanacaktır" ifadelerini kullandı.

İstifa çağrıları anlamsız

Bakan çelik, olay sonrasında gündeme gelen "istifa" çağrıları hakkında da şunları söyledi: "Bu işler ulusal dayanışma içinde ele alınsa, partiler arasında bir bilek güreşi gibi sunulmasa çok daha iyi olur. İçişleri Bakanımız ve Adalet Bakanımız çok başarılı çalışıyor, çok büyük bir gayret içinde. Güvenlik birimlerinde zaaf var mı, bununla ilgili idari soruşturma yapılıyor. Ama Türkiye'de bayraklar yarıya inmiş, ulusal yas ilan edilmiş, İlk gün Meclis'te temsil edilen partilerin işinin bu olmaması gerekir. Kanlı bilançoyla karşı karşıyayız, ilk günkü işin hemen istifa çağrıları olmaması gerekir. Bunu partiler arasındaki bir hesaplaşma olarak görürseniz o zaman biz ana eksenden uzaklaşmış oluruz" diye konuştu.

Demirtaş spekülasyon yapıyor

Olaydan hemen sonra Demirtaş 128 ölümden bahsetti, isimlerini dağıttığı da söyleniyor. Hüda Kaya da ölü sayısının saklandığını söyledi bu konuda ne düşünüyorsunuz?

Bu işin bir uzmanlık alnı olduğunu belirten Çelik: "Cesetler parçalanmış, bu parçaların eşleştirilmesi, DNA kontrolleriu2026 Bunun evrensel standartlarda karmaşık bir yöntemi var. Uzman arkadaşlardan aldığım bilgiler olabilecek en özenli çalışmanın yürütüldüğü noktasında. Cenazeler konusunda da hassasiyet sonuna kadar gösteriliyor. Sağlık Bakanımız da bu konuda çok büyük bir hassasiyet gösteriyor. Sayının saklanması gibi bir şey söz konusu olamaz" şeklinde konuştu.

Cumhurbaşkanı'na yine iftira

"Algı yönetimi çerçevesindeki" karalama kampanyaları hakkında açıklamalarda bulunan çelik: "Sayın Cumhurbaşkanımızın hiçbir yerde söylemediği, hiçbir yerde ifade etmediği, "Tren garı zarar gördü" ifadesini bir takım art niyetli gruplar yaptı. Bu bir psikolojik savaş taktiğidir. Demek ki, hazırda bekleyen bir takım hesaplar var. Bu hesaplar Toplumsal kriz anında devreye sokuluyor. Siyasi parti çözüm üretmek demektir. Söylem analizi yaptırıyoruz, HDP'nin mesaisinin ve siyasi söyleminin yüzde 70'i Cumhurbaşkanı ve başbakanı hedef alma üzerine.

Erdoğan'sız Türkiye peşindeler

Çelik, Cumhurbaşkanı'nın hedef alınmasına ilişkin bir başka soruya da şu karşılığı verdi: "Bir vekil konuşuyordu, 12 Eylülden bile beter diyordu, hiçbir reform gerçekleştirmediniz diyordu. Bunu birebir cümlelerle Aynı cümleler Rahmetli Özal için söylenmiş. Türkiye bunlarla 60 ihtilaline götürüldü. Sayın Cumhurbaşkanına karşı bir duruş, bir proje var. Bu dışarıda başladı, Türkiye biraz belli konularda bağımsız politika izlemeye başladığında denildi ki eksen kayması var, Türkiye batı ittifakından kopuyor. Bu tartışmalar ilk olarak oralarda oluşmaya başladı, sonra bu içeriye doğru tercüme edildi. Birilerinin 'Erdoğan'sız Türkiye' peşinde koştuğunu biliyoruz .Türkiye'de Erdoğansız Türkiye arayışında olanlar aynı tavırları merhum Özal'a, merhum Menderes'e karşı da yaptılar.

Algı operasyonları yapılıyor

Dış politikamız üzerinden bir algı operasyonu yapılıyor. Bütün bir küresel sistemi sarsan bir durum var. Türkiye'nin karşısında olan ülkeler Suriye'ye asker göndermek savaşmak zorunda kalıyorlar. Dış Politika tartışılır tabii, bu tartışmayı da son derece saygıdeğer bulurum. Bir vakitler Dış politika siyasi partilerde bile tartıştırılmazdı. Bugün Dış politika vatandaşın meselesi haline gelmiştir. Dış Politikanın arkasında halk gücünün olması iyidir. Seçimlerde dış politikayı konuşan bir partiyiz. Dış politikamızı da vatandaşın onayına sunuyoruz. Hiçbir ülkenin bölgeyle sorunsuz ilişkisi olduğunu söyleyemeyiz. Bugün bizim dış politikamıza hücum edenler, "Güvenli bölge" oluşturmak istediğimizde "Türkiye'yi savaşa mı sokmak istiyorsunuz diye karşı çıktılar. Bir parti, terörü bitirmek için elimizden gelen desteği veririz dediğinde, somut teklifler sunması lazım. Suriye politikası için ne diyorsunuz, sizin teklifiniz ne? Temenni cümleleri ile yürüyen bir iş değil, somut güç ilişkileri ile yürüyen bir iş. Tespit düzeyini aşamıyor" dedi.

Bahçeli milliyetçilikten kopmuş

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin Sayın Başbakan'ın son terör hadiseni ardından yaptığı görüşme çağrısını reddetmesi hakkında ne düşünüyorsunuz?

Çelik:"Geçen sefer çok yadırgamıştım, bu kez yadırgamayla birlikte aşırı şaşırdım. MHP genelde negatif üslubu olan bir parti. Normal zamanda bile vizyon ile ilgili konuşmuyor, karşı karşıya kalabileceği saldırılar, komplolar bu şekilde dili olan bir parti. En çok terör üzerinden siyaset yapıyor. Bahçeli, MHP'nin geleneksel MHP çizgisi ile tam bir kopuş yaşamaktadır. Teröre karşı ortak duruşa hayır demesiu2026 Türk Milliyetçilerinin anladığı inandığı MHP ile Bahçeli'nin kişisel olarak çatıştığını görüyoruz.

Kılıçdaroğlu'na tepki

Sayın Kılıçdaroğlu'nun bir ana muhalefet partisi genel başkanının "siyaset çözüm üretemez hale geliyor" demesi son derece yanlıştır. Böyle bir ifadeyi hiçbir siyasinin dile getirmemesi lazım. Yakın tarihimizde, siyaset çözüm üretmiyor lafı siyaset dışı aktörler tarafından demokrasiye müdahale için darbeler içi dolaşıma sokulmuştur. Siyaset çözüm üretemiyor, bu başka gelişmeleri tetikler demek, vatandaşın yönetme hakkına müdahaledir" ifadelerini kullandı.

Mitingler Cuma'ya kadar iptal

Çelik: "AK Parti olarak mitinglerimizi 16 Ekim Cuma gününe kadar askıya aldık. Cuma günü ve sonrasındaki birkaç mitingimiz ise bir parti mitingi hüviyetinde olmaktan ziyade, rutin takvimi içerisinde, teröre karşı birlik, dirlik ve kardeşlik mitingleri olarak yapacağız. Mitingimiz Bursa ilimizden başlıyor" dedi.

Bir olmak zorundayız

Yorum Yazın