Binlerce kefensiz yatan kahramana ulaşıldı
Türkiye Cumhuriyeti bugün bu haliyle varsa, mevcudiyetini Ankara'nın burnunun dibindeki, acıyla yüklü bu topraklara borçlu. Burada, bugün Polatlı ve Haymana ilçelerinin sınırlarında kalan bu topraklarda Başkomutan Mustafa Kemal yönetimindeki Türk ordusu 22 gün 22 gece savaştı... Tam 95 yıl sonra, Türkiye'nin doğusundan, batısından gelmiş, Sakarya Meydan Muharebesi'nde canını vermiş kayıpkahramanların, toprak altında kefensiz yatanların mezarlarına sessiz sedasız ulaşıldı.
BAKANLIK, NEREDE YATTIĞI BİLİNMEYEN ŞEHİTLERİN YERİNİ ORTAYA ÇIKARDIOrman ve Su İşleri Bakanlığı'nın yürüttüğü jeoradar çalışmaları, orada, bugüne dek nerede yattığı bilinmeyen şehitlerin yerini ortaya çıkardı. Orman ve Su İşleri Bakanlığı'nın Bitlis Eren Üniversitesi'yle birlikte geçen yıldan beri yürüttüğü jeoradarla arama çalışmalarında 34 şehitlik saptandı. Burada yaklaşık 1500-2000 şehide ulaşılacağı tahmin ediliyor.
BİRBİRİNE SARILMIŞ 'DÜŞMANLAR'Savaş koşullarında, çok kısa sürede çok hızlı davranmak gerektiği için, ivedilikle, koyun koyuna gömülmüş binlerce şehit... Hele 22 gün 22 gece süren ve mevzilerin sürekli el değiştirdiği Sakarya Savaşı'nda daha da süratli davranmak zorunda kalınmış. Bu yüzden hemen her yer toplu mezar. Emekli Albay Kadim Koç, bu mezarlarda, Sakarya Savaşı'nda hayatını kaybeden Yunan askerlerinin kalıntılarına da muhakkak rastlanacağına dikkat çekiyor. Bazı noktalarda birbirlerine karışmış olabilirler.
KEMİKLER GÜN YÜZÜNE ÇIKARILACAKÖnümüzdeki aylarda, Sakarya Meydan Muharebesi Milli Parkı'nda bulunan şehitlikler, arkeolojik tabirle 'açılacak', kemikler gün yüzüne çıkarılacak. Bir yandan yeni şehitlikler aranmaya da devam edilecek.
"BURASI BİR ULUSUN KADERİNİN YAZILDIĞI YER"Hürriyet'ten Yenal Bilgici, Sakarya Meydan Muharabesi'nin yaşandığı topraklara gitti. İşte Bilgici'nin izlenimleri:
"Burası bir ulusun kaderinin yazıldığı yer... Burası, 23 Ağustos - 13 Eylül 1921'de, 22 gün 22 gece süren Sakarya Meydan Muharebesi'nin geçtiği yer... Türk, Yunan binlerce askerin vurulup düştüğü acı topraklar... Başkomutan Mustafa Kemal yönetimindeki Türk ordusunun maku00fbs talihini yendiği, Yunan ordusunun ilerlemesinin nihayet durdurulduğu açık arazi... Burası, Ankara'nın burnunun dibi...
Yol boyu Türkiye'nin savaş alanları konusunda uzman tek rehberi (hatta rehber olsun olmasın, bu alanları bilen az sayıda insandan biri) Serhan Güngör'den hızlandırılmış bir kurs alıyorum. Güngör, biz kimi zaman aheste aheste, kimi zaman saatte 250 kilometre hızla, raylar üzerinde akıp giderken, geçtiğimiz istasyonların tarihi önemini anlatıyor. Arifiye, Bozüyük, Eskişehir... Her birini Kurtuluş Savaşı'ndaki önemine bağlıyor.
"Kurtuluş Savaşı'nı anlamak için demiryollarını anlamak lazım" diyor Güngör. "Lojistik ve ikmal savaşıydı biraz da. Yunan ordusu demiryolu şebekesi boyunca ilerledi. Sonra da aynı hatlar üzerinden geri çekildi. Türk ordusu, o hatları diri ve çalışır durumda tutabilmek için insanüstü gayret sarf etti."
Yaygın bir yanılgı Sakarya Meydan Savaşı'nın Sakarya'da geçtiğini sanmak. Oysa savaş Sakarya Irmağı'nın doğusundaki, Ankara'ya yakın Polatlı'da yaşandı. (Fotomuhabiri Emre Yunusoğlu, uçsuz bucaksız savaş alanını 'drone' yardımıyla görüntüledi.)
EN CESUR KARARAnadolu'nun derinliğinde ilerliyoruz. Eskişehir'den Polatlı'ya, doğuya giderken trenimiz, Kurtuluş Savaşı'nın en dramatik iki ayında yaşananların üzerinden de geçer gibiyiz. Kısaca hatırlayalım: Birinci ve İkinci İnönü Muharebeleri'nin başarısına rağmen, Kütahya-Eskişehir muharebeleri kaybedilmişti. 30 bin civarı asker firar ederken, ordu moral çöküntü içine girmişti. Bu şartlar altında Mustafa Kemal, İsmet Paşa'nın Eskişehir'in güneybatısında Karacahisar'daki karargahını ziyaret eder ve ona doğuya çekilme direktifi verir. Bu cesur kararı Nutuk'ta şöyle açıklayacaktır:
"Düşman hiç durmadan takip ederse, hareket üssünden uzaklaşacak ve yeniden menzil hatları kurmaya mecbur olacak; herhalde beklendiği birçok güçlüklerle karşılaşacak; buna karşılık bizim ordumuz toplu bulunacak ve daha elverişli şartlara sahip olacaktır. Bu şekildeki çekilişimizin en büyük sakıncası, Eskişehir gibi önemli yerlerimizi ve birçok topraklarımızı düşmana bırakmaktan dolayı kamuoyunda doğabilecek manevu00ee sarsıntıdır."
Mevzi: Sakarya Meydan Savaşı, 23 Ağustos'ta Yunan askerlerinin, ağır top atışıyla taarruza geçmesiyle başladı. İlk saldırılan bu mevziler Ilıcaözü Vadisi'inde.
Bu karar hem askeri hem de siyasi riskler içeriyordu. Başarısız olunduğu takdirde, Yunan ordusu yok yere Anadolu'nun içine kadar girmiş olacak, Kurtuluş Savaşı da muhtemelen kaybedilecekti. Bu risk alındı. Ölüm kalım savaşına hazırlanmakla geçen iki ay boyunca Mustafa Kemal başkomutanlık yetkisiyle donatıldı ve her bir evin elinde avcunda ne varsa orduya vermesini emreden Tekalif-i Milliye Kanunu çıkarıldı.
"BİTTİ" DENİLEN YERDE YENİDEN BAŞLAYIP TAARRUZA GEÇEN BİR ORDUSonrası tarihin gördüğü en büyük direnişlerden biri... Yunan ordusu ile neredeyse 100 kilometrelik bir cephede sürdürülen, günler süren bir savunma savaşı. "Bitti" denilen yerde yeniden başlayıp taarruza geçen bir ordu... Dua Tepe'de bitirilen bir mücadele.
95 YIL SONRA, BUGÜN...95 yıl sonra, bugün... Büyük acılara tanıklık eden bu sessiz topraklarda gezerken, harp alanını avcunun içi gibi bilen emekli Albay Kadim Koç, gün gün savaşın nasıl yaşandığını anlatıyor. Onun eşliğinde mevzileri, siperleri tek tek ziyaret ediyoruz. Yıldızdağı, Toydemir, Kızılkırma, İkiztepe, Kocadere... Buralarda binlerce insan son nefesini verdi.
Tüm gün hiç kimseye, neredeyse hiçbir araca rastlamadan kilometrelerce yol gidiyoruz. Issız, sessiz, yer yer karla kaplı bozkır... Ara ara, uzaklarda göze çarpan bir-iki anıt... Bu sessizlik tuhaf geliyor. Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulmasını mümkün kılmış bir mücadelenin verildiği toprakların üzerinde biraz daha hareket beklersiniz. Yok.
BAKANLIĞIN YÜRÜTTÜĞÜ ÇALIŞMALAR, BUGÜNE DEK NEREDE YATTIĞI BİLİNMEYEN ŞEHİTLERİN YERİNİ ORTAYA ÇIKARDIAslında bir süredir sessiz sedasız süren bir faaliyet mevcut. Burası 2015 itibarıyla artık bir milli park: 13.580 hektarlık Sakarya Meydan Muharebesi Tarihi Milli Parkı. Orada burada göze çarpan yeni tabelalar nerede olduğumuzu anlatıyor. Ama daha önemli bir konu var. Orman ve Su İşleri Bakanlığı'nın yürüttüğü jeoradar çalışmaları, orada, bugüne dek nerede yattığı bilinmeyen şehitlerin yerini ortaya çıkardı. Biz de bu yüzden buradayız.
"BASTIĞIN YERLERİ TOPRAK DİYEREK GEÇME TANI"Deha: Mustafa Kemal, "Hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır" emrini Türbe Tepe'deki birliklerin mevzi kaybetmesi sonrası verdi.
Kurtuluş Savaşı yıllarında, toplumsal bilinçaltına en çok işlemiş konu belki de şu: Vurulup düşenlerin, düştükleri yerde kalmaları. Diyarbakır'dan, Bursa'dan, Giresun'dan, Kayseri'den, Adana'dan geldiler. Savaşıp öldüler... Kimin, nerede yattığı bilinmiyor. Bu yüzden işte, şairlerin dizeleri bu bilinçaltından ses veriyor. Mehmet Akif Ersoy'un İstiklal Marşı'ndaki "Bastığın yerleri toprak diyerek geçme, tanı; düşün altında binlerce kefensiz yatanı" bunun ifadesi. Yine aynı yerdeki "Şüheda (şehitler) fışkıracak toprağı sıksan şüheda" da.
(Arazide hala şarapnel parçaları var.)
SAVAŞ KOŞULLARINDA İVEDİLİKLE, KOYUN KOYUNA GÖMÜLMÜŞ BİNLERCE ŞEHİTSavaş koşullarında, çok kısa sürede çok hızlı davranmak gerektiği için, ivedilikle, koyun koyuna gömülmüş binlerce şehit... Hele 22 gün 22 gece süren ve mevzilerin sürekli el değiştirdiği Sakarya Savaşı'nda daha da süratli davranmak zorunda kalınmış. Bu yüzden hemen her yer toplu mezar. Emekli Albay Kadim Koç, bu mezarlarda, Sakarya Savaşı'nda hayatını kaybeden Yunan askerlerinin kalıntılarına da muhakkak rastlanacağına dikkat çekiyor. Bazı noktalarda birbirlerine karışmış olabilirler.
34 ŞEHİTLİKTE 1500-2000 ŞEHİTOrman ve Su İşleri Bakanlığı'nın Bitlis Eren Üniversitesi'yle birlikte geçen yıldan beri yürüttüğü jeoradarla arama çalışmalarında 34 şehitlik saptanmış. Burada yaklaşık 1500-2000 şehide ulaşılacağı tahmin ediliyor.
TÜRKİYE'DE SON YILLARDA KULLANILMAYA BAŞLANAN YÖNTEMJeoradar, Türkiye'de son yıllarda kullanılmaya başlanan bir yöntem. Radyo dalgalarıyla yeraltına sinyaller gönderen bir cihaz, farklı yapılardan kaynaklanan yansımaları kaydediyor. Bu bir nevi yeraltı röntgeni. Dokuz-on metreye kadar toprağın altında neler olduğuna bakan jeoradar, daha önce Çanakkale'de de şehitlikler saptamak için kullanıldı.
KEMİKLER GÜN YÜZÜNE ÇIKARILACAKÖnümüzdeki aylarda, Sakarya Meydan Muharebesi Milli Parkı'nda bulunan şehitlikler, arkeolojik tabirle 'açılacak', kemikler gün yüzüne çıkarılacak. Bir yandan yeni şehitlikler aranmaya da devam edilecek.
NOTLAR** Ankara'ya bağlı Polatlı ve Haymana ilçeleri arasındaki alan Sakarya Meydan Muharebesi Tarihi Milli Parkı olarak belirlendi. Bu karar 8 Şubat 2015 tarihli Resmi Gazete tarafından ilan edildi.
** Bu milli parkta, yapılan çalışmalar kapsamında Sakarya Nehri'nin doğusunda günümüze kalan izler, mevziler, siperler, şehitlikler tespit edilmeye başlandı.
** Geçen mart ayından itibaren kayıp şehitlerin yerlerinin tespitine yönelik jeofizik araştırmalar başladı. Burada Çanakkale'de de tercih edilen jeoradar yöntemi kullanılıyor.
** Bugüne kadar yapılan çalışmalar kapsamında 34 ayrı noktada şehitlerin yattığı tespit edildi. Burada yaklaşık 1500-2000 civarı şehidin izine rastlanacağı düşünülüyor.
** Başka defin alanları için de çalışmalar sürüyor.
** Sakarya Meydan Muharebesi'nde toplam 5713 şehit var. Yaklaşık 200 kişinin mezar yeri (kimin nerede yattığı net olmamakla beraber) belli. Sakarya Şehitliği'nde 140 adet mezar bulunuyor. Civar köylerin mezarlığında da elliyi aşkın şehit yatıyor.
** Şu anda öyle bir plandan bahsedilmiyor ama Yunan askerlerinin kemiklerine de ulaşılmasıyla ileriki yıllarda Çanakkale'deki gibi belki ortak çalışmalar da gündeme gelebilir. (Kaynak: Hürriyet)
"Üye/Üyeler suç teşkil edecek, yasal açıdan takip gerektirecek, yasaların ya da uluslararası anlaşmaların ihlali sonucunu doğuran ya da böyle durumları teşvik eden, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik ya da ahlaka aykırı, toplumca genel kabul görmüş kurallara aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde hiçbir İçeriği bu web sitesinin hiçbir sayfasında ya da subdomain olarak oluşturulan diğer sayfalarında paylaşamaz. Bu tür içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk münhasıran, içeriği gönderen Üye/Üyeler'e aittir. MİLAT GAZETESİ, Üye/Üyeler tarafından paylaşılan içerikler arasından uygun görmediklerini herhangi bir gerekçe belirtmeksizin kendi web sayfalarında yayınlamama veya yayından kaldırma hakkına sahiptir. Milat Gazetesi, başta yukarıda sayılan hususlar olmak üzere emredici kanun hükümlerine aykırılık gerekçesi ile her türlü adli makam tarafından başlatılan soruşturma kapsamında kendisinden Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 332.maddesi doğrultusunda istenilen Üye/Üyeler'e ait kişisel bilgileri paylaşabileceğini beyan eder. "
Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.