Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

'Ben de muhalefetten korkuyorum'

Tamer Karadağlı ve Emre Kınay'ın gündem olan sözlerine Uğur Işılak'tan yanıt geldi.
'Ben de muhalefetten korkuyorum'
29 Ocak 2015 12:14:00
Tamer Karadağlı ve Emre Kınay'ın gündem olan sözlerine Uğur Işılak'tan yanıt geldi.

Ülke TV'de Turgay Güler'in Sıradışı programına konuk olan sanatçı Uğur Işılak, sanat camiası içinden bazı insanların Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan için 'Korkuyoruz' çıkışına tepki gösterdi. Önceki hafta dizi ve sinema oyuncusu Tamer Karadağlı son olarak da Emre Kınay'ın 'Sayın Cumhurbaşkanımızdan korkumuzdan fikrimizi beyan edemiyoruz, korkuyoruz. Halk bile bu korku silsilesi için hikayeler uyduruyor. Yaşlı bir amca kahvede Cumhurbaşkanı konvoyuna elle işaret yaptığı için bir adamın apar topar götürüldüğünü anlatıyor. Herkes evinden alınmaktan korkuyor. Tıpkı 1938-1940'lardaki Hitler Almanyası'ndaki gibi'' çıkışına Işılak 'Kimi Cumhurbaşkanı'ndan korkuyor, ben de muhalefetten korkuyorum, Erdoğan'dan korkmuyorum ' diyerek, özellikle yerel seçim ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Erdoğan için bestelediği şarkılar için muhalefet tarafından mahalle baskısına maruz kaldığını söyledi.

ARTIK ALDIRIŞ ETMİYORUM Geçtiğimiz yıl içinde muhalefet partilerinden ve sosyal medya üzerinde 'Dombra' şarkısı nedeniyle ağı küfür ve hakaretlere maruz kaldığını söyleyen Işılak, 'Artık kulak asmıyorum. İnsanın dilinin kemiği yok derler. Başarıyı hazmedemeyen bir kitle var. İşleri sürekli çamur atmak. Sadece ben değil, diğer sanatçı arkadaşlarım da aynı mahalle baskısına maruz kalıyor. Onlara da tavsiyem ciddiye almasınlar' dedi.

SİYASET İÇİN YEŞİL IŞIK

Uğur Işılak, 'siyasete girmeyi düşünüyor musunuz sorusuna da 'Şuana kadar böyle bir düşüncem yok. Millete hizmet adına kader bizi oralara götürürse de kaçmak olmaz' dedi. SANATÇILARA TAVSİYE; KORKMAYIN

'Son zamanlarda Başbakandan veya Cumhurbaşkanından çok korkuyoruz gibi ifadeler yer alıyor' diyen Işılak, sanatçı arkadaşlarına da şu sözlerle tavsiyelerde bulundu;

Sanatı kendi tekelinde gören zümre, varlığını sürdürmenin formülü olarak, kendi gibi düşünmeyenleri aşağılamak suretiyle türlü yaftalama yöntemlerine başvuruyorlar.

Kah yalaka, kah yobaz, kah gerici diyerek kendisi gibi olmayan ve düşünmeyeni öteki saymış ve dışlamaktan geri durmamışlardır yıllarca.

Hem basında, hem tiyatroda, hem müzikte, hem sinemada bütün köşe başlarını kapan bu gözü doymaz tayfanın çığırtkanlığının tek sebebi, otoriteyi kaybetmiş olmalarından kaynaklanıyor.

Kendi otoritelerini kaybettikleri için de başkalarını despotizmle, diktatörlükle, faşistlikle veya yalakalıkla itham etmekten geri durmuyor, herkesi kendileri gibi zannediyorlar.

Bu zümrenin tek derdi, yıllar yılı kimseyle paylaşmadıkları pastanın, farklı görüş mensupları tarafından da paylaşılabilir hale gelmesidir.

70-80 yıldan bu yana Kemalist veya sosyalist olmayan hiçbir görüşe hayat, sanat ve kazanç hakkı tanımayanların, bugün demokrasi ve özgürlük adına nara atmaları çok mizahi bir durumdur. Bugüne kadar yaptıkları mizah, şu andaki hallerinden daha komik değildir.

Son zamanlarda Başbakandan veya Cumhurbaşkanından çok korkuyoruz gibi ifadeler yer alıyor basın ve medyada. Dikkat çekmenin ayrı bir formülü bu aslında.

Kabiliyetsizliklerini Başbakana veya hükümete fatura etmek bir aklanma formülü bir çıkış yolu oldu.

Hiçbir sanat yoktur ki, kaliteli olduktan sonra alıcısı olmasın...

Üretemeyen ve yıllarca yandaşları tarafından hiçbir özelliği olmadığı halde bir yerlere getirilen sözüm ona sanatçılar, bugün rekabetin tavan yaptığı piyasada, aynı usulle kazanmanın mümkün olmadığını görünce basıyor yaygarayı, yapıyor çığırtkanlığı, atıyor iftirayı...

Televizyonda izlenmeyenlerin programına son verildiğinde hemen sebep hazır... "Başbakan işimize son verdi." Veya, ağıza alınmayacak, hakaret dolu ifadelerin sansürlendiği zaman da "Diktatör Başbakan ifade özgürlüğümüzü kısıtlıyor"gibi ifadelerle liyakatsizlikleri kadar çirkefliklerini de ortaya koymuş oluyorlar.

Gerçek sanat adamlarının muhalifliği bile kalitelidir... Keşke piyasamızda bu tarzda sanatkarlar olsa da farklı düşünmelerine rağmen bize de savunmak düşse...

Sanatta, siyasette ve bilimde muhalefetin bu denli ele ayağa düştüğü bir dönem hatırlamıyorum. İdeolojisini, inşa etmek yerine tahribat için kullanan, anarşiye göz kırpan bir muhalefetin yanında yer almak yerine, birçok eksiğe veya yanlışa rağmen büyük ülküler ve kutlu gelecek uğruna yürüyenlerle birlikte hareket etmeyi tercih etmek, bir siyasi görüş olmaktan çok, bir dik duruştur, fazilet ve insaf sahibi olmaktır.

Maalesef muhalefet cephesinde karanlık, kargaşa, anarşi, keşmekeş görüyorum. Zerre kadar umut vadedecek bir durumda olsalardı, ülkem adına sevinir, muhalefetimizin de çok mahir adamları var diyerek gelecekten endişe duymazdım...

Ne yazık ki durum böyle değil.

Halk irfanının en güzel örnekleri halk şairlerimizdedir. Seyrani ne güzel de söylemiş:

u00c2lemi tan eder yanına varsan Seni yanıltır bir mesele sorsan Bir cim çıkmaz eğer karnını yarsan Meclise gelir de erkan beğenmez

En son gelişmelerden haberdar olmak için whatsapp kanalımızı takip edin