Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

Batı medyası saldırıya geçti! Karalama için birleştiler

Dış basında önceleri "havalimanının zamanında açılamayacağı" yönünde yapılan haberler, İstanbul Havalimanı''nın belirlenen tarihte açılmasıyla yerini, karalama kampanyalarına bıraktı. Zira Türkiye''nin başarısına gölge düşürmek isteyen batı, medya başta olmak üzere tüm araçlarını seferber ederek karalama kampanyalarına başladı.
Batı medyası saldırıya geçti! Karalama için birleştiler
05 Kasım 2018 15:35:00
Dış basında önceleri "havalimanının zamanında açılamayacağı" yönünde yapılan haberler, İstanbul Havalimanı''nın belirlenen tarihte açılmasıyla yerini, karalama kampanyalarına bıraktı. Zira Türkiye''nin başarısına gölge düşürmek isteyen batı, medya başta olmak üzere tüm araçlarını seferber ederek karalama kampanyalarına başladı.

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın katılımıyla 29 Ekim'de açılışı gerçekleştirilen İstanbul Havalimanı'yla ilgili dış basında önceleri "havalimanının zamanında açılamayacağı" yönünde yapılan haberler, açılışın ardından yerini, manipülatif rakamlarla sunulan işçi ölümleri ve doğaya zarar verildiği yönündeki karalama kampanyalarına bıraktı.

İstanbul Havalimanı, 3 Mayıs 2013 tarihinde yapılan ihalesinden sadece 25 gün sonra başlatılan Gezi Parkı kalkışması ve aynı yıl 17/25 Aralık kumpasları, son olarak da 15 Temmuz 2016’daki FETÖ'nün başarısız darbe girişimiyle engellenmeye çalışılsa da cumhuriyetin 95. yıl dönümünde görkemli bir törenle resmi olarak açıldı.

Gezi Parkı olayları sırasında kendilerine "Gezi Platformu" adını veren bir heyet, hükümet temsilcisi ile yaptıkları görüşmede birtakım taleplerde bulundu, bunlardan "3. Havalimanı ihalesi durdurulsun, üçüncü boğaz köprüsü projesi iptal edilsin, Kanal İstanbul projesinden vazgeçilsin ve enerji santrallerinin yapımı durdurulsun" gibi talepler dikkati çekti.

Gezi kalkışmasıyla amaçlarına ulaşamayan küresel güçler ve yerli iş birlikçileri, FETÖ eliyle bu kez 17/25 Aralık 2013'teki yargı kumpasını uygulamaya koydu. Dönemin bazı hükümet üyeleri, üçüncü havalimanı ihalesine kredi veren Halkbank yöneticileri ve projenin bazı müteahhitleri hakkında tutuklama kararı çıkartıldı.

FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişimiyle de daha önceki iki başarısız teşebbüs tamamlanmak istendi.

Bu üç girişim de sonuçsuz kalmasına rağmen, bazı dış basın ve Türkçe yayın yapan yabancı menşeli medya organları, sürekli Türkiye aleyhinde ekonomiden siyasete kadar hemen her alanda karalama tarzında haberler yaptı.

İstanbul Havalimanı'nın 5 yıldır yürütülen engelleme operasyonlarına rağmen vaktinde bitirilmesinden rahatsızlık duyan dış basın, yayınlarında, havalimanının finansal ve teknik detaylarının yanı sıra manipülasyon içerikli haberlere geniş yer ayırdı.

Havalimanı inşaatı başladığından itibaren dünyanın dikkatini çeken dev projeyi yakından takip eden yabancı basın, 29 Ekim’deki açılışa geniş yer verdi. Finansal ve teknik detaylarıyla ilgili ayrıntılı bilgiler verilen haberlerin önemli bir bölümünde, karalama yorumları yapıldı. Bu karalama kampanyaları genellikle "işçi ölümleri, ücretler, kötü çalışma koşulları, doğaya zarar verildiği ve havalimanının beklenen tarihte açılamayacağı" iddialarını içerdi.

Açılış tarihi yaklaştıkça kampanyalar arttı

İstanbul Havalimanı’yla ilgili ilk kara propaganda haberleri 2014 yılında başladı.

BBC Türkçe'de 8 Haziran 2014'de yer alan ''İstanbul'da üçüncü havalimanı için ilk adım" başlıklı haberde havalimanı ile ilgili üretilen şaibelere yer verilerek, "Havalimanı ihalesi Türkiye'de daha önce tartışmalara neden oldu. Projenin ismi 17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonunda da geçti" ifadeleri kullanıldı.

Açılış tarihi yaklaştıkça havalimanıyla ilgili haberler de yoğunlaşmaya başladı.

DW Türkçe’nin 15 Eylül 2018 tarihli "3. havalimanı inşaatına baskın: Yüzlerce işçi gözaltında" haberinde, "Güvenlik güçleri İstanbul'da yeni havalimanı inşaatındaki kötü çalışma koşullarını protesto eden işçilerin koğuşlarına sabaha karşı baskın düzenledi. İnşaat-İş Sendikası 543 işçinin gözaltına alındığını duyurdu." denildi.

Mesnetsiz iddialara yer verilen haberde, "Geçen Şubat ayında havalimanı inşaatında çalışan bir işçi, şantiyede iş kazası sonucu bugüne kadar 400 işçinin öldüğünü, bu durumun yetkililer tarafından gizlendiği iddiasını ortaya atmıştı. Bu iddia üzerine açıklama yapan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ölen işçi sayısının 27 olduğunu bildirmişti." ifadeleri kullanıldı.

Şantiye alanına OHAL benzetmesi yapıldı

Yine DW Türkçe’nin 18 Eylül 2018 tarihli "İstanbul'da panzerler eşliğinde havalimanı inşaatı" başlıklı haberinde, "İstanbul’daki üçüncü havalimanı inşaatı işçileri, insani koşullar altında çalışmadıkları gerekçesiyle eylem başlattı. Gözaltılara karşın mücadelelerini sürdürmekte kararlı olan işçilere göre, şantiye OHAL bölgesi gibi." denildi.

DW Türkçe’nin 21 Eylül 2018 tarihli yayınında "Mega projede sessiz ölümler" başlığıyla bir habere yer verildi.

Haberde, "Bu memlekette emekçinin canının bir kıymeti yok ve bu bir sır değil. Binalar, mega mega projeler bu insanların sırtında yükseliyor. En büyüğü, en görkemlisi, en fazlası, en para getireni olsun diye durmadan dönen çarkların arasında ezilen, varsın ezilsin. Koşullar mı kötü, varsın olsun. Ölenin de gidenin de yerine yenisi gelir diye düşünülüyor. Maalesef öyle oluyor. İnsanüstü bir tempoyla 29 Ekim'e yetiştirilmesi istenen üçüncü havalimanı inşaatında olduğu gibi." yorumları yapıldı.

İstanbul Havalimanı’nın açılışını ise "Tartışmalı 3. havalimanı hizmete açıldı" başlığıyla duyuran DW, haberde şu ifadeleri kullandı:

"Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 'zafer anıtı' diye tarif ettiği İstanbul’un 3. havalimanı hizmete açıldı. Ancak 10 milyar avroluk bu dev proje, 15 milyon nüfuslu İstanbul için yeni sorunların başlangıcı olabilir.

Gerek hükümet gerekse havacılık sektörü tarafından büyük bir heyecanla karşılanan 3. havalimanı, pek çok soru işaretinin gölgesinde faaliyete geçecek. Uzmanlara göre, İstanbul’un oksijen deposu olan Kuzey Ormanları’na verdiği zarar ve inşaat alanındaki işçi ölümlerine kadar pek çok konuda eleştirilerin hedefi olan 3. havalimanı, İstanbul’un giderek zayıflayan yaşam kalitesine ağır bir darbe vuracak."

"Doğaya zarar verdiği" iddiası

DW Türkçe’nin aynı tarihli "Yeni havalimanının adı İstanbul" başlıklı haberinde de "Hükümetin İstanbul'u havacılık açısından küresel bir merkez haline getireceğini savunduğu havalimanı temellerinin atıldığı Haziran 2014'ten bu yana çevreye verdiği zarar, İstanbul'a getireceği yük ve inşaat alanındaki işçi ölümleri nedeni ile yoğun eleştirilerin hedefi oldu." ifadeleri kullanıldı.

Amerika’nın Sesi (VOA) haber kanalında 30 Ekim 2018’de yayınlanan haberde ise "İstanbul’un üçüncü havalimanı açıldı ama itirazlar sürüyor." yorumu yapıldı.

Haberde, Amerika’nın Sesi’ne konuşan iktisatçı ve yazar Mustafa Sönmez'in şu görüşlerine yer verildi:

"Dış hat yolcu başına verilen 20 avro, garanti dışında. Dıştan gelip dışa giden yolcu için 5 avro, iç hat yolcusu için de 3 avroluk garantiler var. Bu trafiğe ulaşılmadığı taktirde Türkiye merkez bütçesi üstünde kara delik oluşturacaktır. Ayrıca para bulmada dış finansman temin edilememiştir.

Dış kaynaklar projeyi yeterince rantabl ve sağlam görmemiştir. Bu dış finansmanı içeriden temin etmek zorunlu hale gelmiştir. Erdoğan inisiyatif kullanarak kamu bankalarının bunu finanse etmesini istemiştir. Devlet hava meydanları taraf olarak masaya oturmuştur. 5,2 milyar dolar dış finansman kullanılmıştır. Bankalara eğer üstlenici firma, krediyi geri çevirmede güçlüğe girerse devletin bu borcu üstleneceği garanti edilmiştir. Devlet garantör olmuştur. Bir kere sözleşmede böyle bir şey yok."

VOA’daki yazının devamında ise "Kuzey Ormanları Savunması: Kuzey Ormanları ekosistemi parçalandı" başlıklı bölüm yer aldı.

"Yalnız ekonomik çerçevede değil, yeni havalimanının çevresel etkileri hakkında da itirazlar sürüyor." iddiasında bulunulan haberde, "İstanbul’un Karadeniz kıyılarında bulunan Kuzey Ormanları’nı bozduğu gerekçesiyle 3’üncü köprü ve bağlantı yolları ile birlikte yeni havalimanının yapılmasına da karşı çıkan Kuzey Ormanları Savunması (KOS), bu mega inşaatların kentin akciğerlerine büyük zarar verdiği iddiasında." denildi.

Türkçe yayın yapan Euronews kanalı da 29 Ekim’de "Dört başlıkta İstanbul'daki 'en büyük havalimanı' tartışmaları" başlıklı bir haber yayınladı.

Haberde "Dünyanın en büyük havalimanı hedefiyle yapımına başlanan ve ilk fazı bugün açılacak olan İstanbul 3. Havalimanı farklı tartışmalarla gündeme geldi. İsim tartışmaları da açılışına kadar süren havalimanının yapım aşamasında işçilerin kötü çalışma koşullarını protesto etmesi de eleştirilere neden oldu. Havalimanı dünyanın en pahalı havalimanları sıralamasında ilk basamaklarda bulunuyor." iddiasında bulunuldu.

The Independent, Reuters, BBC, CNN, gibi birçok İngilizce yayın organı da havalimanının açılışına yayınlarında geniş yer veridi. Bu yayın organları havalimanı etrafında dolaşan asılsız iddialara da yer vermekten kaçınmadı.

HRW ve Kati Piri'den karalama paylaşımları

Avrupa Parlamentosu (AP) Türkiye Raportörü Kati Piri, sosyal medyada ''En az 38, bazı hesaplara göre 400 işçi hayatını kaybetti'' şeklindeki paylaşımında şu ifadeleri kullandı:

"İstanbul’un 3’üncü havalimanının açılışı çok yüksek bir fiyata mal oldu. En az 38, bazı söylemlere göre 400! inşaat işçisi havalimanının inşasında hayatını kaybetti, 24 işçi grev eylemi yaptığı için hapiste ve yüzlercesi hala maaşını alamamış durumda.''

Human Rights Watch (HRW) İnsan Hakları İzleme Örgütü gibi birtakım örgütler de 29 Ekim'deki paylaşımlarında havalimanının yapım süreci ile ilgili iddialara geniş yer verdi.

HRW'nin Direktörü Kenneth Roth ise sosyal medya paylaşımında açılış törenine katılan Sudan Cumhurbaşkanı Ömer el-Beşir üzerinden açılışı karalama yoluna gitti. Roth, Ömer el-Beşir'in Uluslararası Ceza Mahkemesi tarafından arandığını yazdı.

En son gelişmelerden haberdar olmak için whatsapp kanalımızı takip edin