Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

Başkanlığı savunuyoruz

Başbakan Davutoğlu, son birkaç gündür Başkanlık Sistemi'yle ilgili polemik konusu yapılan beyanatlarına açıklık getirdi: Başkanlık dahil bu anayasa tümden değişmelidir
Başkanlığı savunuyoruz
30 Nisan 2016 08:33:00
Başbakan Davutoğlu, son birkaç gündür Başkanlık Sistemi'yle ilgili polemik konusu yapılan beyanatlarına açıklık getirdi: Başkanlık dahil bu anayasa tümden değişmelidir

Bayram ZİLAN/KATAR

Başbakan Ahmet Davutoğlu, kendisini takip eden gazetecilerin Katar ziyareti ve Türkiye gündemine ilişkin sorularını cevaplandırdı.

CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip Erdoğan'a Hırvatistan ziyareti sırasında sorulan bir sorunun yanlış aksettirilmesinden kaynaklanan, "Erdoğan ile Davutoğlu arasında kriz var" iddiası bizzat Başbakan Ahmet Davutoğlu tarafından yalanlandı. Başbakan, tıpkı Erdoğan gibi kendisinin de Başkanlık Sistemi'nden yana olduğunu söyledi.

Ne söylediğimi biliyorum

Katar ziyareti ve Türkiye gündemine ilişkin kendisini izleyen basın mensuplarının sorularını cevaplandıran Başbakan Davutoğlu,"Ağzımdan çıkan cümleyi Elhamdülillah unutmam. Şanlıurfa'da gençler "Başkanlık olursa kendiniz ile ilgili kaygı duyuyor musunuz?" diye bir soru sordu. Ben de "Bu anayasayı savunmam halinde kendimi reddetmiş olurum. Aksine başkanlık da dahil bu anayasanın tümden değişmesinin gerekli olduğunu söyledim" dedi.

Herhangi bir ihtilaf yok

AK Parti olarak başkanlık sistemini savunduklarını ve savunmaya devam edeceklerini söyleyen Başbakan Davutoğlu, "Cumhurbaşkanımızla bu konuları oturup konuşuyoruz. Amacımız yeni anayasayı başkanlık sistemi etrafında kurgulamaktır. Sayın Cumhurbaşkanı ile bu konuda aramızda herhangi bir ihtilaf bulunmuyor" diye konuştu.

Gençlerin sorusu üzerine

Başbakan Davutoğlu, polemik konusu yapılan sözlerine şöyle açıklık getirdi: "Ağzımdan çıkan şeyi Elhamdülillah unutmam. Şanlıurfa'da gençlerle buluştuğum zaman, gençler "Siz Başkanlık olursa kendinizle ilgili kaygı duyuyor musunuz?" diye bir soru sordu. Ben de şunu söyledim: "Ben 12 Eylül anayasasına hayır oyu vermiş biri olarak bu anayasayı savunmam halinde kendimi reddetmiş olurum. Aksine başkanlık da dahil bu anayasanın tümden değişmesinin gerekli olduğuna inanıyorum" dedim. Söylediğim şey budur."

Fitili ateşleyen unsur 27 Nisan e-muhtırası

Başkanlık sistemi konusunda, Türkiye'nin yaşadığı süreçlerin göz önüne alınması gerektiğinin altını çizen Başbakan, "İşte 27 Nisan e-muhtırası, başkanlık ile ilgili en önemli süreçlerden birisi olmuştur. Çünkü Türkiye'de eşi başörtülü birinin Cumhurbaşkanı olmayacağı gibi bir varsayım, bir kriz yaratmış ve bu kriz Türkiye'de Cumhurbaşkanının doğrudan halk tarafından seçilmesinin önünü açmıştır. Geçmişte yaşananları unutmamak lazım. Sayın Abdullah Gül'ün seçilmemesi için ne uğraşlar verdiklerini unutmamak lazım. Dolasıyla bu, o dönemki Başbakanlık makamını sınırlamak için yapılmıştı. Bu süreç sonucunda AK Parti olarak başkanlık sistemini savunduk ve savunuyoruz. Bir sistem çarpık deniyorsa, ilk yapılması gereken şey revize edilmesi değil tümden değiştirilmesidir" dedi.

Revizyona dayalı olmaz

1 Kasım seçimlerinden sonra geçmişte Anayasa çalışmalarına katılan bütün arkadaşlarla bir araya geldiklerini, Cumhurbaşkanı Erdoğan'la bu buluşmaları değerlendirdiklerini belirten Davutoğlu, "Revizyona dayalı bir anayasa yerine kendi içinde tutarlı bir anayasa yapma kararı aldık. Bizim öncelikli hedefimiz revizyon değil, çarpık bir sistem olduğunu söylediğimiz bir yapı üzerinde yeni bir adım atmaktansa Anayasayı başkanlık sistemi etrafında kurgulamaktır. Bu Anayasa çalışmalarımız içinde Cumhurbaşkanı Erdoğan var, başdanışmanları var, geçmişte AK Parti anayasa süreçlerinde olan arkadaşlar var, yani çok ehil bir kadro ile bunların hepsini çalışıyoruz. Şu anki tek hedefimiz çağdaş, evrensel değerleri barındıran, milli bünyeye uygun, başkanlık sistemine dayanan bir anayasayı yazmak" ifadelerini kullandı.

AB ile ilişkilerimiz

Başbakan Davutoğlu, AB ile ilişkiler konusunda şu bilgileri verdi: "AB ile ilişkilerimizin geçmişinde karşılıklı güven sorunu yaşadığımız çok süreçler yaşadık. Bize Kıbrıs'ta müzakereler olumlu neticelensin ambargoları kaldıracağız diye 2004'te söz verdiler gerçekleşmedi. Daha sonra birçok süreçte benzer şeyleri yaşadık. Sayın Cumhurbaşkanımızın kaygılarının bu anlamda olması doğal. Biz de bu kaygıyla süreçleri dikkat ve teenni ile yürütürüz. Dolasıyla AB veya herhangi bir tarafla müzakere yürütürken olabilecek olumsuzlukları da hesap ederek yürütüyoruz"

3 milyar dolar ne oldu?

AB'nin mültecilere yardım noktasında vereceği 3 Milyar dolar konusunda ise Başbakan şunları söyledi, "Bu 3 milyar ilk olarak Kasım zirvesinde zikredildi. Biz Suriye dışından gelenlere vize uygulaması başlatacağız dedik, Suriyelilere çalışma izni vereceğiz dedik. Böylelikle bir paket oluştu. Ekim ayında günde 6 bin 800 mülteci geçiyordu. 29 Kasım zirvesi kararlarını uyguladıktan sonra bu rakam 3 bine düştü. Baktık halen çözülmüyor. 18 Mart'ta oyun değiştirici hamle ile mültecilere net bir mesaj verdik. Mültecilere Türkiye'ye gelmeyin, Türkiye'den geçmeyin, mesajı verdik. Avrupalılara da biz şunları yaparsak siz de bunları yapacaksınız diye bir çerçeve verdik. Dikkat edin o zaman muhalefet Türkiye mülteci çöplüğüne dönüşecek dediler. Şu anda rakam 90'a, 25'e düştü ve sonra 10 Nisan da 22 Nisan'da filan hiç mülteci geçişi olmamaya başladı. Merkel Gaziantep'e gelerek, yiyecek kartlarını dağıtarak bizim üzerimizden yiyecek yükünü almaya başladı. Temmuz sonuna kadar 1 Milyar Euroluk yatırım yapılacak. Bakacağız yaparlar mı yapmazlar mı. Geçmiş tecrübelere dayalı hayal kırıklıkları olursa tepki veririz"

Vize muafiyeti konusu

AB'nin Vize muafiyeti hususundaki tavrını da değerlendiren Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Vize muafiyeti uygulamazlarsa biz de geri kabul anlaşmasını uygulamayız. Bunlar birbiri ile irtibatlı. Bu bir sınavdır herkes için. Biz kendi sınavımızı çok iyi geçtiğimizi düşünüyoruz. Bundan sonra Avrupa Parlamentosu vize muafiyeti konusunda gerekli adımları atacak. Martin Schulz ile görüşmemde çok net bir şekilde bu süreçte herkesin açıklamalarına çok dikkat etmesi gerektiğini söyledim. AB veya hangi konu olursa olsun; her şeyi hesap eden, vakur, ortak hedefler konusunda adım atan, istismar edildiğinde de net tavır koymaktan asla çekinmeyiz" dedi.Şiddeti her yere soktular

Mecliste yaşanan tartışmalar konusunda fikri sorulan Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Olaylar esnasında bilgi aldım. Birileri şiddet kültürüne alışmışsa artık o şiddet her mekana girer. Danışmanların salona girmeye ve terör estirmeye ne hakkı var. Oranın bir düzeni var. Orası Millet Meclisi. Ona da biz tolerans gösterecek olursak hiçbir yerde düzen kalmaz. Gerekli her türlü tedbir alınır. Üye olmayan milletvekilleri gelebilir ama danışmanların, kimliği meçhul kişilerin komisyon salonuna girmesi diye bir şey söz konusu olamaz. Meclis Başkanı'ndan bu konuda gerekli tedbirleri almasını talep ederiz." Dedi.

Dokunulmazlıklar konusu

"Dokunulmazlık meselesinde biz çok ilkeli bir tavır sergiledik. Onlar dediler ki dokunulmazlıkların tümü kalksın. 25. dönemde kendileri dilekçe verdiler bizim dokunulmazlığımız kalksın diye. Şimdi sanki kendilerine baskı uygulanıyormuş, siyasetten soyutlanacaklarmış gibi bir intiba vermeye çalışıyorlar. Bırakın süreç işlesin. Süreç sonunda beraat edebilir, suçlu bulunabilir. Dolayısıyla kimsenin bu süreçten çekinmemesi gerekir. Ama zannettiler ki biz kaçınacağız. Biz kaçmayınca da şimdi hepsi telaşa düştü.CHP ne yapacağını şaşırdı. Bir destek vereceklerini söylediler bir vermeyeceklerini söylediler. MHP de aynı şekilde. HDP ise dışarıdaki şiddet kültürlerini Meclis'e yansıtmaya çalışıyor. Buna izin verilmez. Burası onların at oynatabileceği mekan değil. Ne söylemek istiyorlarsa söylerler. Ama komisyon, çalışmalarını kararlılıkla sürdürecek, bundan kimsenin şüphesi olmasın."

Sınır ötesi kara harekatı var mı?

"Kilis'e roketler düştü. Türkiye ne yapacaku2026 Silahlı İHA'ların kullanılacak mı gibi konularda bu hafta Genelkurmay başkanımızla bir görüşme daha yapacağız. Güvenlik gerekçesiyle bu konunun detayına girmem mümkün değil. Saldırıların durdurulması ve gerekli cevabın verilmesi için gerekli talimatlar verildi. Buna kara harekatı dahil mi diye sorular geliyor. Detaylara girmek doğru olmaz. Askeri olarak her türlü tedbir alındı."

İsraille yürütülen Görüşmeler konusu

"Biz bu konuda son derece açık bir tavır sergiledik. Sayın Halid Meşal ile de burada görüştük. özür şartı 2013'te Mart'ta gerçekleşmişti. Özür metni İsrail'in başbakanlık sitesinde hala duruyor. Tazminat konusunda da bir aşamaya gelinmişti. Fakat bölgedeki rüzgarlar farklı yönden esince süreç biraz durakladı. Gazze ile ilgili bir takım temel taleplerimiz var. Bunların da yerine getirilmesi lazım. İnşaallah hayırlısı ile çözülür."

Yeni anayasada laiklik konusu

"Biraz rahat olalım, Anayasa tansiyonla yazılmaz, sükunetle ve suhuletle rahat olarak yazılır. Laiklik ilkesi yıllardır geçerli olmasına rağmen 28 Şubat'taki laiklik yorumuyla, herhangi bir başörtülünün bırakın kamu görevini okula gitmesi mümkün değildi. Din devlet ilişkisinin ekseninden kayması durumunda nelerle karşılaşılacağını en iyi biz tayin ederiz. Bu paralel çetenin rasyonel olması gereken bir hukuk alanını nasıl metafizik, mehdiyani, dini görünümlü ama din dışı yorumlarla tahakküm altına almak istediğini biz yaşadık. Benim odam dinlendi. Sayın Cumhurbaşkanımızın odası dinlendi. Belki bu dinleme aletini yerleştiren dini bir vecibe yaptığını zannediyordu. Laiklikte ne 28 Şubat ne Ergenekon ne ondan önceki şeyler gibi otoriter yorumlarla değil, din istismarına ilişkin bir yorumu da önleyecek ortak bir mutabakata varmamız gerekiyor."

Ergenekon kararı içinize sindi mi?

"Şunu söyleyeyim; Türkiye'de bazı şeyler ifrat tefrit arasında gidiyor. Bu ikisi arasındaki tutumlar Türkiye'nin normalleşmesini engelliyor. Peki Ergenekon davası altında bir sürü masum insan bu davanın içine sokuldu mu? Evet sokuldu. Bunu kim yaptı? Bunu paralel çete yaptı. Ergenekon diye bir şey yoktur deniyor, ya biz bunları yaşadık. Hukuki süreçlere müdahale etmedim etmem de. Ama Ergenekon veya paralel yapı gibi benzeri seçilmiş iktidarı hedef alan kim olursa, buna karşıda mücadele etmemiz lazım"

En son gelişmelerden haberdar olmak için whatsapp kanalımızı takip edin