Başkan Erdoğan Ekonomi Reform Paketini açıkladı
Türkiye
ekonomisinin yarınlarını şekillendireceğine inandıkları reform programının
hazırlıklarının geçen yılın kasım ayından bu yana yürütüldüğünü dile getiren
Erdoğan, şöyle konuştu:
"Çalışmamızın
özünde ekonomiyi yatırım, üretim, istihdam ve ihracat temelinde büyütme amacı
bulunuyor. Üretimde verimlilik artışı sağlayarak potansiyel büyümemizi
artıracağız. Reel ekonomiyi daha da güçlendirerek, ithal girdi kullanımını
azaltmış, katma değerli üretimle ihracatta yeni rekorlar kıran yerli ve milli
bir ekonomi hedefliyoruz. Programın hazırlıkları sürecinde arkadaşlarımız, özel
sektör temsilcileri ve sivil toplum kuruluşlarıyla bir araya gelerek tüm
talepleri ve teklifleri dinledi. Sık sık ekibimle, heyetimle bir araya geldim
ve değerlendirmeleri bu şekilde yaparak son şeklini verdik."
Cumhurbaşkanı
Erdoğan, toplantı sonrası katılımcılara, büyükelçilere ve uluslararası camiaya
da kitapçıkların dağıtılacağını bildirdi.
Bakanlıklar
ve AK Parti'nin ilgili birimleriyle program başlıklarının masaya yatırıldığını,
etkili ve kalıcı çözüm yollarının açık yüreklilikle tartışıldığını belirten
Erdoğan, şöyle devam etti:
"Biz
de bu süreci en başından itibaren takip ettik, yönlendirdik ve nihai şeklini
verdik. Toplantının İstiklal Marşı'mızın kabulünün 100. yılına denk gelmiş olması
da ayrı bir gurur vesilesidir. Türkiye'nin, bu 3 kelimenin altını özellikle
çiziyorum, istihsal mücadelesini, istiklal ve istikbal mücadelesi kadar önemli
görüyoruz. İşte bu anlayışla tam da İstiklal Marşı'mıza yakışır şekilde ve aynı
ruhla yaşadığımız devrin ihtiyaçlarına göre şekillendirdiğimiz yeni yol
haritasını milletimizle paylaşıyoruz. İnşallah bu yol haritasını milletimizle,
kurumlarımızla, iş dünyamızla tüm paydaşlar hep birlikte hayata geçireceğiz.
Türkiye'yi dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri haline getirmek için gece
gündüz çalışarak hedeflerimize mutlaka ulaşacağız. Allah'ın yardımı ve
milletimizin desteğiyle o günlerin çok yakın olduğuna yürekten
inanıyoruz."
"Türkiye'yi istikrar ve güven esasına göre
geliştirmenin, büyütmenin, güçlendirmenin mücadelesini veriyoruz"
Cumhurbaşkanı
Recep Tayyip Erdoğan, yakın tarihe bakıldığında ülkelerin ekonomilerinin en çok
siyasi istikrarsızlıklardan ve güven ikliminin bozulmasından etkilendiğinin
görüldüğünü belirterek, şunları söyledi:
"İki
kavram çok çok önemli. Bu, istikrardır ve güvendir. Biz de bu tespitten
hareketle, 2002 yılında ülkenin yönetimini devraldığımızdan beri Türkiye'yi
istikrar ve güven esasına göre geliştirmenin, büyütmenin, güçlendirmenin
mücadelesini veriyoruz. Türkiye, uzunca bir dönem koalisyonların yol açtığı
istikrarsızlıkların, terör ve kaos ortamının tetiklediği güvensizlik ikliminin
ağır bedellerini ödemiştir. Bu tablo, ülkemizin uluslararası siyasi, ekonomik,
sosyal krizlere de hazırlıksız yakalanmasına yol açmıştır. Tek başımıza
iktidarda bulunduğumuz hükümetlerimiz döneminde de bu sıkıntıyı hep gördüğümüz
için sürekli tetikte olduk. Dirayetli yönetimimizle 2009 küresel krizi gibi
2013 sonrasındaki pek çok siyasi, sosyal, ekonomik, bütün bu sarsıntıları
başarıyla göğüslemeyi ve ülkemizi 2023 hedeflerinin rotasında tutmayı başardık.
Esasen ülkemizin yönetim sistemini değiştirme talebimizin gerisindeki en önemli
sebep, eski yönetim sisteminin kırılganlıklarının yol açtığı tehlikeleri
yakından görmüş olmamızdır."
"Yeni ve sivil bir anayasayla birlikte ihtiyaç
duyulan bazı adımları atacağız"
Erdoğan,
Cumhur İttifakı'nın anlayış birliği ve milletin desteğiyle Cumhurbaşkanlığı
Hükümet Sistemi'ne geçerek, Türkiye'yi bu kırılgan siyasi iklimden kalıcı
olarak kurtardıklarını söyledi.
Artık
bu ülkede hiç kimsenin, hiçbir kesimin, hiçbir odağın, millete rağmen devleti
ve toplumu yönetme hevesine kapılamayacağını vurgulayan Erdoğan, milletin
yarısından fazlasının desteğini alarak göreve gelen hiçbir yöneticinin de
layüsel davranma, ülkenin çıkarlarına aykırı hareket etme, insanları herhangi
bir sebeple ayrıştırma, dışlama şansı olmadığını aktardı.
Cumhurbaşkanı
Erdoğan, "Bir başka ifadeyle demokratik ve ekonomik kalkınmanın temel
şartlarından biri olan siyasi istikrarı kurumsallaştırdık. Bu aynı zamanda
güven ikliminin tesisini de kolaylaştıran bir adım olmuştur. Türkiye, bölgesel
ve küresel nice krize rağmen gücünü koruyor. Hedeflerine yürümeyi eğer
sürdürebiliyorsa işte bu sayededir." diye konuştu.
Yeni
yönetim sisteminin gerektiğinde geliştirilmek suretiyle asırlar boyunca ülkede
istikrar ve güven ikliminin teminatı olacağına inandıklarını vurgulayan
Erdoğan, şöyle devam etti:
"İnşallah
yeni ve sivil anayasayla birlikte bu yönde ihtiyaç duyulan bazı adımları
atacağız. Dünyanın tamamıyla birlikte ülkemizi de etkileyen koronavirüs salgını
hem 18 yılda ülkemizde kurduğumuz güçlü altyapının hem de yeni yönetim
sistemimizin adeta bir sınamasına dönüşmüştür. Hamdolsun sağlıktan üretime,
güvenlikten sosyal dayanışmaya kadar her alanda bu sınamayı başarıyla verdik.
Elbette sıkıntılar yaşadık, yaşıyoruz ama bunların hiçbiri de üstesinden
gelinemeyecek hususlar değildir. Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerdeki
tabloya baktığımızda Türkiye'nin bu kriz sürecinde olumlu yönde nasıl
ayrıştığını daha iyi görebiliyoruz. Mesela 2020 yılında dünya ekonomisi yüzde
3,5 küçüldü. Küresel ticaret yüzde 10'a yakın daraldı. Uluslararası doğrudan
yatırımlar yüzde 42 azaldı. Küresel borç toplamı 282 trilyon dolara ulaşarak
tarihin en yüksek seviyesini gördü. Gıda fiyatları dünya çapında son 6,5 yılın,
metal fiyatları ise son 9,5 yılın rekorunu kırdı. Salgının yıkıcı etkileri
henüz sona ermediği gibi her geçen gün yeni tehditler ortaya çıkıyor."
"Analizler 2023 yılına kadar dahi 85 yoksul
ülkenin aşıya ulaşamayacağına işaret ediyor"
Cumhurbaşkanı
Recep Tayyip Erdoğan, aşı ve ilaç alanındaki gelişmelerin elbette umutları
artırdığını dile getirerek, şunları aktardı:
"Bununla
birlikte 100'ün üzerinde ülkenin hala aşıya erişememiş olmasını dünyadaki
eşitsizliğin ve adaletsizliğin çarpıcı bir örneği olarak hafızalarımıza
nakşediyoruz. Üstelik yapılan analizler 2023 yılına kadar dahi 85 yoksul
ülkenin aşıya ulaşamayacağına işaret ediyor. Halbuki aşı ve ilaç adil bir
şekilde tüm ülkelerin kullanımına açılmadıkça dünyanın zenginlerinin de huzur
bulamayacağı, büyük ekonomilerin istikrar kazanamayacağı ortadadır.
"Ekonomisini büyütebilen nadir ülkelerden biri
olmayı başardık"
Erdoğan,
"Peki dünyada bunlar yaşanırken Türkiye ne yaptı?" diye sorarak,
konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Kendini
nasıl farklılaştırdı? Eğer böyle bir şey sorarsanız cevabımız gayet basittir.
Öncelikle hiçbir vatandaşımızın mağdur olmaması için devletimizin tüm
imkanlarını seferber ettik. Elimizdeki imkanları kendi vatandaşlarımızla
birlikte tüm dostlarımız ve kardeşlerimizle de paylaştık. Güçlü sağlık
altyapımız ve herkesi kapsayan adil sosyal güvenlik sistemimiz sayesinde hiçbir
insanımızı salgın karşısında çaresiz ve tek başına bırakmadık. Sosyal destek
programlarımızın kapsayıcılığını genişleterek, şartlarını kolaylaştırarak,
işlemlerini hızlandırarak, ihtiyaç sahibi herkesin yanında olduk. Böylece
salgının ortaya çıkardığı ekonomik ve sosyal tehditlere karşı güçlü bir direnç
sergiledik. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin sağladığı koordinasyon ve
yönetim kapasitesiyle proaktif, esnek ve etkili politikaları hayata geçirerek
Türkiye'yi pek çok ülkeden olumlu yönde ayrıştırmayı başardık. Hepsinden
önemlisi Türkiye'nin her türlü farklı senaryoya hazırlıklı olduğunu ve hızlı
hareket edebildiğini tüm dünyaya gösterdik. Salgına rağmen 2020 yılında yüzde
1,8 oranında büyüdük. G20 ülkeleri arasında ekonomisini reel olarak büyütmeyi
başaran iki ülkeden biri olduk ve Çin'in ardından 2. sırada yer aldık.
Özellikle yılın ikinci yarısında aldığımız tedbirler ve ekonomiyi canlandırmaya
yönelik destek paketlerimiz sayesinde dünyada ekonomisini büyütebilen nadir
ülkelerden biri olmayı başardık. Sanayimizdeki üretim çeşitliliği,
değişikliklere adapte olabilme kabiliyetimiz ve yetkin insan kaynağımız en
büyük avantajlarımızdır."
Diğer
yandan üzerine daha güçlü biçimde odaklanmaları gereken hususlar olduğunu da
bildiklerine işaret eden Erdoğan, "İktidarlarımız döneminde
karşılaştığımız her problemin üzerine nasıl çözüm odaklı bir şekilde ısrarla
gitmişsek, bugün de aynısını yapıyoruz. Ülkemizi güçlendirecek reformları
hayata geçirecek adımları hiç tereddüt etmeden atıyoruz." dedi.
Cumhurbaşkanı
Erdoğan, İnsan Hakları Eylem Planı'nı açıkladıklarını hatırlatarak, bugün de
hem özel sektörü teşvik edici hem de kamu tarafını disipline edici unsurlar
taşıyan Ekonomik Reformları kamuoyunun takdirine sunduklarını söyledi.
"Bugüne kadar hiçbir problemi halının altına
süpürmedik, görmezden gelmedik"
Reform
programıyla güçlü yönleri perçinlerken sorun gördükleri alanlar için de
gerçekçi ve ayakları yere sağlam basan çözümler getirdiklerini vurgulayan
Erdoğan, şunları kaydetti:
"Biz
bugüne kadar hiçbir problemi halının altına süpürmedik, görmezden gelmedik.
Değişimin, dönüşümün, gelişmenin ve tekamülün hayatın bir gerçeği olduğuna,
dolayısıyla süreklilik içerdiğine inanıyoruz. Yıllardır hep bu anlayışla
çalıştık, şimdi de aynı hissiyatla milletimizin huzurundayız. Salgınla
mücadeleyi kazanmakta kararlı olduğumuz 2021'i ortada vadede nitelikli büyüme
dönemine girişin de hazırlık yılı olarak değerlendiriyoruz. Türkiye, salgın
sonrası özellikle bu dönemin ekonomik yapılanmasına uygun şekilde
sürdürülebilir, güçlü ve kaliteli bir büyümeyi mutlaka ama mutlaka
yakalayacaktır. Büyümenin toplumun her kesiminin refahını artıracak istikamette
gerçekleşmesi olmazsa olmazımızdır. Bu süreçte tüm politikalarımızı
makroekonomik istikrarı güçlendirecek, verimliliği temel alan rekabetçi
yatırımları ve üretimi destekleyecek şeffaf ve öngörülebilir bir yönetim
anlayışıyla hayata geçiriyoruz."
Ekonomi Reform Paketi
Erdoğan,
reformları açıkladı:
- Makroekonomik istikrar kapsamında, kamu maliyesi, enflasyon, finansal
sektör, cari açık ve istihdam alanlarına odaklandık.
- İstikrarı sürdürmek için makro politikalar yanında bir dizi yapısal tedbirin
ve dönüşümün gerçekleştirilmesi şart.
- Harcama disiplini, kamu borç yönetimi, vergi düzenlemeleri, kamu alım
ihaleleri, kamu-özel işbirlikleri ve kamu iktisadi teşebbüsleri gibi
hususları kapsayan yeni politikaları hayata geçiriyoruz.
- İlk reform alanımız, risklere karşı daha güçlü bir kamu maliyesi
yapısını oluşturmak olacaktır.
- Yapısal politikalar tarafında ise kurumsal yapının güçlendirilmesi,
yatırımların teşvik edilmesi, iç ticaretin kolaylaştırılması, rekabet
politikaları, piyasa gözetimi ve denetimini reform kapsamımıza aldık.
- Meclisin bütçe hakkının kapsamını genişletirken, şeffaflık ve hesap
verebilirliği artırıyoruz. Bunun için 2 önemli politika değişikliğine
gidiyoruz.
- Döner sermayeleri gözden geçiriyor, verimli olmayanları kapatıyor ve
diğerlerini de kademeli şekilde merkezi yönetim bütçesine, dolayısıyla
Meclis denetimi kapsamına alıyoruz.
- İsrafa kesinlikle tahammülümüz olmadığı için kamu idarelerinde
tasarruf anlayışını yaygınlaştıracak önemli düzenlemeleri hayata
geçiriyoruz
- Kamu personeliyle ilgili iş ve işlemlerin tek bir idare tarafından
yürütülmesini sağlıyoruz.
- Kamu idaresinin bir bütün olduğu anlayışıyla, merkezi yönetimin yanı
sıra yerel yönetimlerde de tasarrufçu bir bakış açısının oluşmasını
hedefliyoruz.
- Borç stokunun dış şoklara karşı duyarlılığını azaltabilmek için döviz
cinsi borçların toplam borç stoku içerisindeki payını düşürüyoruz.
- Ağırlıklı olarak kendi paramızla borçlanacak, Türk Lirası cinsi
senetleri kullanacağız.
- Reform paketimizde dar gelirli küçük esnafımıza yönelik bir vergi
muafiyeti de yer alıyor.
- Hazine nakit yönetimini de daha güçlü hale getiriyoruz. Bunun için
Hazine'nin kullanımı dışında kalan kurumların hesabını, Tek Hazine
Kurumlar Hesabı Sisteminde toplayarak, nakit yönetiminde verimliliği
sağlıyoruz.
- Ülkemizin risk primini düşürerek, borçlanma maliyetlerimizi aşağıya
çekecek politikaları tahkim ediyoruz.
- Vergi Usul Kanunu'nu kayıt dışılığı azaltacak ve vergiye uyumu teşvik
edecek şekilde güncelliyoruz.
- Basit usulde vergilendirilen kuaför, tesisatçı, tuhafiyeci, marangoz,
tornacı, çay ocağı işletmecisi, terzi ve tamirci gibi yaklaşık 850 bin
esnafımızı gelir vergisinden muaf tutuyor, beyan yükümlülüklerini de
kaldırıyoruz.
- Elektronik defter ve elektronik belge kullanımı uygulamasını kademeli
olarak yaygınlaştırarak, vergi kayıp ve kaçağını azaltıyoruz.
- 7 gün 24 saat hizmet verecek Türkiye Dijital Vergi Dairesi
uygulamasını başlatıyoruz.
- Uluslararası yatırımcıların vergi hususunda karşılaştıkları sorunları
da reform kapsamına aldık.
- Kamu alım ihalelerinde yeni ve dijital bir sisteme geçiyoruz.
- Vergi denetiminde standart, öngörülebilir ve haksız rekabeti önleyen
modellere geçiyoruz.
- Kamunun ithal ürün kullanımını azaltmak için Sanayileşme İcra
Komitemizin çatısı altında merkezi izleme sistemi kuruyoruz.
- Öncelikli gündem maddelerimizden birisi de enflasyonla mücadele
olacaktır. Hedefimiz tek haneli düşük enflasyon oranlarına ulaşmaktır.
- Gıda Komitesinin politika önerilerini şekillendirebilmesini ve
piyasanın etkin çalışabilmesini temin için veri akışını sağlayacak bir
erken uyarı sistemi kuruyoruz.
- Gıda tarafında kayıp ve israfın azaltılması için de harekete
geçiyoruz. Tarlada ve hallerde kalan taze meyve ve sebzeleri piyasaya
kazandıracak mekanizmalar geliştiriyoruz.
- Erken uyarı sistemi üzerinden özellikle üretim, toptan ve perakende
aşamasında gıda zincirinin tamamı anlık olarak takip edilerek
raporlanacaktır. Sistemin getirdiği anlık veri akışı sayesinde karar alma
hızımız artacaktır.
- Tarımsal üretimde öngörülebilirliği artırmak ve fiyat
dalgalanmalarının önüne geçmek için sözleşmeli tarım mekanizmaları
geliştiriyoruz.
- Yıllık cirosu 500 milyar lira olan gıda sektöründe yaşanan israfı
sadece yüzde 2 azaltsak 10 milyar liralık bir tasarruf elde etmiş
olacağız.
- İşlenmemiş gıda fiyatlarında aracılık maliyetlerinin düşürülmesine
katkı sağlayacak Hal Yasası ile ilgili çalışmaları da hızla tamamlıyoruz
- Enflasyonda risk oluşturan yapısal şokları değerlendirmek, gerekli
politikaları belirlemek ve yönetmek için Fiyat İstikrarı Komitesi'ni tesis
ediyoruz.
- Kamunun yönettiği ve yönlendirdiği fiyatlardaki artışlar, gerçekleşen
enflasyon yerine hedef enflasyona göre yapılacaktır."
- Finansal istikrarın sağlanması ve finans sektörünün geliştirilmesi de
öncelikli konularımız arasındadır. Sektörün sahip olduğu gücü koruyup, bağışıklığını
daha da kuvvetlendirmek istiyoruz.
- Zorunlu kredilere yönelik girişim sermayeli fonlarının kurulması
amacıyla mevzuat altyapısı oluşturuyoruz. Varlık yönetim şirketlerinin
rekabetçi ve kurumsal bir yapıda faaliyet gösterebilmeleri için bu şirketlere
uygulanan damga, harç ve kaynak kullanımını destekleme fonu kesintisi
istisnasını süresiz hale getiriyoruz.
- Salgının gecikmeli yansıyabilecek olumsuz etkilerini şimdiden bertaraf
etmek ve bankacılık sektörünün aktif kalitesini daha da iyileştirmek üzere
bazı tedbirler alıyoruz.
- Katılım finans sektörünün gelişimini hızlandıracak yeknesak bir kanuni
düzenleme hazırlıyoruz. Bu düzenlemeyle katılım finans sektörü tek çatı
altında toplanırken, sektöre yönelik bir merkezi danışma kurulu da hayata
geçiyor.
- Uluslararası standartlarda bir katılım finans tahkim mekanizması
kuruyoruz.
- Finans sektörünün kurumsal altyapısını geliştirmek için de bir dizi
adım atıyoruz. Bu maksatla ülkemizin tüm kredi ve risk verilerinin
toplandığı Risk Merkezini yeniden yapılandırıyoruz.
- Bireysel emeklilik sistemini çok daha geniş kesimlere
yaygınlaştırıyoruz. Nüfusumuzun yüzde 25'ini oluşturan 18 yaş altındaki
çocuklarımızın sisteme girebilmesinin önündeki engelleri kaldırıyoruz.
- Dijital paranın ekonomik, teknolojik ve hukuki altyapısını oluşturacak
adımları atıyoruz.
- Reel sektör şirketlerimizin tahvil ihraçlarını özendirmek için Tahvil
Garanti Fonu kuruyoruz.
- Finansal sektörün sigortacılık ayağını da ihmal etmeyerek, bireysel
emeklilik sisteminin derinleşmesine ve gelişmesine katkı sağlıyoruz.
- Cari açıkla mücadelede 3 temel politikayı takip edeceğiz. İlk olarak,
yapısal cari açığa odaklanıyoruz. İkinci önceliğimiz, ihracatın tabana
yayılmasını sağlayarak, potansiyeli olup hiç ihracat yapmamış KOBİ'leri
ihracata teşvik etmektir. Üçüncü ve son alanımız ise sanayide yeşil
dönüşümü desteklemektir.
- Sandık, vakıf ve dernek gibi kuruluşlardaki emeklilik birikimlerinin,
2023 sonuna kadar bireysel emeklilik sistemine aktarımına imkan veriyoruz.
- Sanayimizde kapasite artışı sağlayacak ve rekabet gücümüzü bir üst
basamağa taşıyacak adımlar atıyoruz.
- Yenilikçi ve güçlü bir sağlık endüstrisinin geliştirilmesi amacıyla
Cumhurbaşkanlığına bağlı Sağlık Endüstrileri Başkanlığı kuruyoruz.
- Cumhurbaşkanlığı himayesinde Yazılım ve Donanım Endüstrileri Başkanlığı
kuruyoruz.
- Sanayimizde kapasite artışı sağlayacak ve rekabet gücümüzü bir üst
basamağa taşıyacak adımlar atıyoruz. Özellikle Kredi Garanti Fonu
teminatıyla 5. ve 6. bölgelerde yapılacak imalata dayalı ithal ikamesini
sağlayan ve ihracatı önceleyen yatırımlara uzun vadeli cazip kredi
destekleri veriyoruz.
- Doğalgaz piyasasını yeniden yapılandırarak, bu alanı rekabetçi bir
temelde geliştiriyoruz.
- Enerji verimliliği desteklerinin kapsamını genişletiyoruz. Elektrik
enerjisi depolama tesislerinin kurulmasına yönelik yasal altyapıyı
tamamlıyoruz.
- Enerjide dışa bağımlılığı azaltan politikaları etkin şekilde
uygulamayı sürdüreceğiz. Enerji verimliliği desteklerinin kapsamını
genişletiyoruz.
- Mesleki eğitim merkezlerini gençler için cazip kılmak amacıyla
çocuklarımızın kalfalık döneminde aldıkları ücretleri yükseltiyoruz."
- Salgının istihdam piyasalarında oluşturduğu tahribatı gidermek için
ilave İstihdama Finansman Desteği adıyla yeni destek modeli getiriyoruz.
- Firmalar, istihdama kattıkları her bir ilave kişi için Kredi Garanti
Fonu kefaletiyle 24 ay vadeli, ilk 6 ayı ödemesiz 100 bin liralık kredi
kullanabilecektir.
- Kamu görevlileri, kadrolarına bağlı pozisyonları dışında, en fazla bir
kurumun yönetim veya denetim kurullarında görev alabileceklerdir.
- Üretken yatırımların artmasını sağlamak için özel sektörde
öngörülebilirliği güçlendirecek adımlar atıyoruz.
- Ekonomideki tüm gelişmeleri yakından izlemek ve yönetmek amacıyla iki
yeni yapı kuruyoruz. Bunlardan birincisi, Cumhurbaşkanı Yardımcımızın
başkanlığında çalışacak Ekonomi Koordinasyon Kuruludur.
- Devlet desteklerinde kamu kaynaklarının etkinliğini ve verimliliğini
artırmak için tüm destek uygulamalarının ilke ve esaslarını belirleyen,
etki değerlendirmesi yapılmasını mümkün kılan bir çatı mevzuat
oluşturuyoruz.
- Dijital pazar yeri platformlarında ürünlerini satışa sunan firmaların
haklarını koruyacak düzenlemelere gidiyoruz.
- Yurt dışına veri aktarılmasına yönelik AB düzenlemeleriyle uyumlu
olarak Kişisel Verilerin Korunması Kanunu'nda değişiklikler yapıyoruz.
- "İç ticarette rekabetçiliği artıracak ve ticareti kolaylaştıracak
uygulamaları da hızla hayata geçiriyoruz. Perakende ticarette haksız
ticaret uygulamalarının ortadan kaldırılması amacıyla Avrupa Birliği
mevzuatına uygun yeni düzenlemeler yapıyoruz.
- Tüketicinin korunması, kayıtlılığın artması ve piyasada haksız
rekabetin etkin bir biçimde önlenmesi amacıyla bağımsız bir Piyasa Gözetim
ve Denetim Kurumu kuruyoruz.
- Ekonomik reform paketimiz, Türkiye’yi geleceğe güvenle taşıyacak,
somut ve çözüm odaklı politikalar içeriyor.
- Her 3 ayda bir gerçekleştireceğimiz reform takip toplantılarıyla
programın uygulama başarısını değerlendireceğiz.
- Takvimlendirdiğimiz tüm reformları, belirlediğimiz sürelerde
tamamlayacağız.
- Paylaştığımız ekonomi reformları ve geçen hafta açıkladığımız İnsan
Hakları Eylem Planı gibi belgeler, hedeflerimize ulaşmamızı
kolaylaştıracak atılımlardır.
- Bu reformlar, bizim için ne ilktir, ne de son olacaktır. Dünyanın ve
ülkemizin değişen şartlarına, milletimizin beklenti ve taleplerine göre ne
gerekiyorsa yapmayı, hangi adımlara ihtiyaç varsa atmayı sürdüreceğiz.
- Elbette, reform belgelerimizle ilgili tenkitler olacaktır. Biz, yapıcı
her türlü eleştiriyi dikkate aldık, alırız.
"Üye/Üyeler suç teşkil edecek, yasal açıdan takip gerektirecek, yasaların ya da uluslararası anlaşmaların ihlali sonucunu doğuran ya da böyle durumları teşvik eden, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik ya da ahlaka aykırı, toplumca genel kabul görmüş kurallara aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde hiçbir İçeriği bu web sitesinin hiçbir sayfasında ya da subdomain olarak oluşturulan diğer sayfalarında paylaşamaz. Bu tür içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk münhasıran, içeriği gönderen Üye/Üyeler'e aittir. MİLAT GAZETESİ, Üye/Üyeler tarafından paylaşılan içerikler arasından uygun görmediklerini herhangi bir gerekçe belirtmeksizin kendi web sayfalarında yayınlamama veya yayından kaldırma hakkına sahiptir. Milat Gazetesi, başta yukarıda sayılan hususlar olmak üzere emredici kanun hükümlerine aykırılık gerekçesi ile her türlü adli makam tarafından başlatılan soruşturma kapsamında kendisinden Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 332.maddesi doğrultusunda istenilen Üye/Üyeler'e ait kişisel bilgileri paylaşabileceğini beyan eder. "
Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.