Başbakan açıkladı: 112 bin kişiye iş müjdesi
25 Ocak 2017 11:23:00
Başbakan Yıldırım, AK Parti İl Başkanları Toplantısı'nda konuştu. Başbakan Yıldırım, 'Ana muhalefet parti demokrasinin değil vesayetin sözcülüğünü yaptı. O gün Cumhurbaşkanlığı seçimini engellemeye çalıştılar. 367 icadıyla engellemeye çalıştılar. Onların kafasına göre düşünürsek, Atatürk, İnönü, Bayar'ın seçilmeleri de sakat' dedi.
Başbakan Yıldırım'ın konuşmasından bazı satır başları:
AK PARTİ GELECEĞİN SİYASETİNİ YETİŞTİREN BİR OKULDUR
Bu yıl 5 bin arkadaşımız siyaset akademisini başarıyla tamamlamıştır. 2008'den bugüne kadar 50 bin kişi siyaset akademisinde eğitim gördü, kendilerini geleceğe hazırladı. AK Parti siyasetinin başarısının altında yatan önemli sebeplerden biri de geleceğin siyasetçilerini yetiştiren bir okul olma özelliğidir. Siyaset Akedemisinin çalışmalarına katkı veren her kardeşimize huzurlarınızda içtenlikle teşekkür etmek istiyoru. Akademi çalışmalarına katılan herkese de buradan teşekkürlerimi sunuyorum.
112 BİN 400 VATANDAŞIMIZ İŞ SAHİBİ OLACAKTIR
Dün önemli bir adım attık, kararlar aldık. 28 Kasım-11 Ocak tarihleri arasında Doğu'da, Güneydoğu'da yatırımcılarla görüşüldü, onların talepleri dinlendi ve beklentileri görüşüldü. Ortaya çıkan sonuç gayet memnuniyet verici. 23 il için yatırım yapmak üzere müracaat edenlerin sayısı bin 200'ü aşmış durumda. Toplam yatırım miktarı da 20 milyar doları bulmuş vaziyette. Bu yatırımlar bölgede gerçekleşirse 112 bin 400 vatandaşımız, gencimiz iş aş sahibi olacak. Bunu etrafıyla düşündüğümüzde bu sayısı 500 bini geçmiş olacak. Sadece bu rakamlar ön talep sırasında yapılan müracaatlardır. Program resmen dün başladı. Program kapsamında yatırım yapan herkese yapacağı yatırımla ilgili fizibilite hazırlama, danışmanlık yapma gibi hizmeti bedelsiz devlet verecektir.
10 MİLYARA KADAR SABİT YATIRIM BEDELİNİ KARŞILAYACAĞIZ
Kullanılan kaynağın her kuruşunun nereye gittiğini, israf edilmediğini bilmek istiyoruz. Yatırım için arazi temininden başlayarak arsa üzerine bina yapılması dahil desteği vermeye devam edeceğiz. 10 milyara kadar sabit yatırımın bedelini biz karşılayacağız. Fabrika kurulduktan sonra iş bitmiyor. Üretim tesislerini büyütmek, geliştirmek isteyenlere de yine destek verilecek. Fabrika kuruldu, sıra fabrikanın içini donatmaya geldi. İçeriye alet, edevat, makina ne lazımsa onunla ilgili makina teçhizatın alımında da destek veriyoruz. Bu destek kredi şeklinde, faizsiz kredi şeklinde. 2 yılı ödemesiz olacak, 4-6 yıl arasında değişecek. Eğer içerideki makinaları yurt içinden alırsa kredi süresi daha uzun ve ödeme süresi de daha fazla olacaktır.
ÇAĞRI VE VERİ MERKEZİ KURMAK İSTEYENLERE DESTEK VERECEĞİZ
Bütün bunlar olduktan sonra sıra geldi işletme desteğine. Yine 4 yıl süreyle 1 yılı ödemesiz, işletme süresince işletme kredisi olarak yatırımcılara temin edilmiş olacak. Bu üretim ve imalatla ilgili konular. Ayrıca hizmet sektörüyle ilgili yatırım yapmak isteyenler için de benzer destekler var. Çağrı merkezi kurmak isteyenlere destek vereceğiz. Veri merkezi kurmak istiyorlarsa onlara da destek vereceğiz. Bu iki sektör çok önemli. Bugün 80 bin civarında bu sektörde çalışan genç kızlarımız, genç erkek kardeşlerimiz var. Bu güzel bir sektör. Sadece sermayesi de fazla yok. Küçük bir yatırımla birçok insana kolayca iş bulabiliyorsunuz. Üstüne üstlük de vatandaşın derdiyle dertleniyorsunuz, sorunları çözüyorsunuz.
BİLGİLER PARMAK BOYUTUNDA KART İÇİNDE SAKLANABİLECEK
Bazı illerimizde şu anda en büyük iş veren konumuna gelmiştir çağrı merkezleri. Desteklemeye devam edeceğiz. Veri merkezi kurma işi de son yıllarda internetin yaygın kullanılmasıyla beraber, elektronik ortamda çok fazla bilgi üretiyor. Eskiden bu bilgiler kağıtlarda oluyordu, arşiv ve depolarda tutuluyordu. O evrakların bulunup çıkarılması çok büyük bir zahmet gerektiriyordu. Veri merkezlerinde artık herşey elektronik ortam içerisinde parmak kadar bir hafıza içerisinde, bir kart içerisinde toplayabiliyorsunuz. Bunların gelecek yıllara emniyetle bırakılabilmesi, istendiği zaman çıkarılması çok daha kolay hale gelecektir.
100 LİRANIN 70'İNİ DEVLET 30'UNU SİZ VERECEKSİNİZ
Bütün bu iş yapacak, üretim yapacak yatırımcılarımıza, gençlerimize bu fırsatı hazırladık. Bu destekleri yürürlüğe koyduk. Memleketimize, milletimize, bölgemize hayırlı uğurlu olsun diyorum. Desteklerde tabii herşeyi devleti vermiyor. Herşeyi devlet verirse o sosyal yardım olur. 100 liralık işinin 30'u siz vereceksiniz 70'ini de siz vereceksinzi. Dolayısıyla yatırımcı da elini taşın altına koyacak. Bu projedeki amacımız; bir yandan terörle mücadelede önemli mesafeler aldık. Hem kırsalda hem kentlerde. Devletin iradesi, gücü, sokakta, dağda, bayırda her yerde hakim. Bundan sonra yapmamız gereken sağlanan bu güvenlik ortamında orada yaşamın daha da canlandırılması. Bu yatırımlarla birlikte vatandaşlarımız artık geleceklerini buradan inşa edecekler.
DOĞU VE GÜNEYDOĞU'YA YAPILAN YATIRIM BATI'YA YAPILMIŞTIR
Su, şeker, un herşey hazır. Sıra helvayı kavurmaya geldi. Helvayı da yatırımcılar kavuracak. Çiftçi, esnaf, yatırımcı işini büyütme imkanı elde edecek. Adım adım huzur, refah ve kalkınma sağlanmış olacak. Hayırlı uğurlu olsun. Bazıları "Niye oraya bunları yapıyorsunuz" diyebilir. Aslında Doğu ve Güneydoğu'ya yapılan her kuruşluk yatırım Batı'ya yapılmış yatırımdır. Buraların yatırımını yapmazsak, buradan insanlarımız İstanbul'a gelecek, başka illere gelecek ve daha büyük sıkıntı yaşayacak. İnsanların doğduğu yerde her türlü ihtiyacı sağlamak boynumuzun borcudur.
ÜÇ ÜLKE SURİYE'YLE İLGİLİ MUTABAKATI SAĞLADI
Hükümetimiz işbaşına geldiğinden bu tarafa ekonomi, adalet, kalkınma ile ilgili birçok teknoloji geliştirme, ARGE faaliyetleriyle ilgili birçok kanun çıkardık, reform yaptık. Bütün bunları 15 Temmuz darbe girişimine rağmen yaptık. Haziran'dan bu tarafa çıkardığımız kanunlar, reformlar Cumhuriyet tarihinden hakikaten kalıcı sonuçları olacak düzenlemelerdir. Göreve geldiğimizde, "Dostlukları arttıracağız, düşmanlıkları azaltacağız" dedik. Buna mecburuz; çünkü bölgede Türkiye'de bölge ülkelerinin teminatıdır. Rusya ile ilişkilerimizi düzelttik. İsrail'le süregelen sorunumuz vardı onu bir noktaya bağladık. O günlerde de Suriye'de 6 ay içerisinde iyi bir şeyler olacak, dedik. Hamdolsun Suriye'de ateşkesin sağlanması için Rusya, İran'la birlikte inisiyatif aldık, ateşkes sağlandı. Kazakistan, Astana'da bir zirve yapıldı ve üç ülkenin ateşkesin uyulduğunun takibini yapması konusunda mutabakat sağlandı.
ÜLKEMİZİN GÜCÜ MİLLETİMİZİN GÜCÜ CUMHURBAŞKANIMIZIN DİRAYETİNDEN GELİYOR
Irak'ta uzaktan uzağa atışmalarla bu iş olmaz dedik. Gelin konuşalım, dedik. Biz komşuyuz, birbirimize ihtiyacı var. Komşu komşunun külüne ihtiyacı var derler. Irak'ta Başika, Musul, PKK'yla mücadele, Sincar'daki oldu-bittilerin nasıl ele alınacağını hep beraber değerlendirdik. Bütün bunları yapınca Türkiye'nin bölgedeki etkinliği de arttı. Bir yıl önce Suriye meselesinde Türkiye'yi hesaba katmayanlar, şu anda Türkiye'nin dediği neyse ona göre amel ediyorlar. İşte bu ülkemizin gücüdür. Ülkemizin gücü milletimizin gücünden, Cumhurbaşkanımızın dirayetinden geliyor.
EMNİYET SAĞLANINCA ONLAR DA MEMLEKETLERİNE DÖNECEKTİR
Üç ülke ayrıca Suriye'de siyasi sürece uluslararası toplumun katkı sağlamasını, BM kararlarına uymasını bekliyor. Suriye'de barışın sağlanması, terör örgütlerinin temizlenmesi için bir yandan da biz Fırat Kalkanı Operasyonu ile DEAŞ, PYD, YPG'ye karşı amansız bir mücadele veriyoruz. Mücadeleyi veren Özgür Suriye Ordusu, biz de onlara destek veriyoruz. Amacımız terörle mücadeledir. Bölgeden terörün temizlenmesi, kardeş Suriye halkının can ve mal güvenliğinin huzura, esenliğe kavuşması, yıllardır memleketlerini terketmek zorunda kalan tekrar ülkelerine dönmesi öncelikle hedefimizdir. Biz onları zor zamanlarda misafir edeceğiz; ancak ülkelerinde huzur, barış, emniyet sağlandıktan sonra şüphesiz onlar da memleketlerine dönecektir.
İNSANIN BİR SÜRE SONRA MEMLEKETİ BURNUNDA TÜTER
Hiç düşünmeyin, gelişmiş ülkelerde yaşamak güzel şeydir, niye ben Sudan'da, Afrika'da yaşayayım diye düşünmeyin. Hakikaten kendi memleketiniz tüm yoksulluğuna, çaresizliğine rağmen bir süre sonra burnunuzda tüter. Bu memleketin, bu ülkenin, bu vatanın kıymetini bilmeyenlere gereken cevabını anladıkları dilden de vermeye devam edeceğiz. İnşallah Astana zirvesi hayırlı sonuçlar doğuracak.
MİLLİ İRADEYİ ALAŞAĞI ETMEK İSTEYENLERE FIRSAT VERMEDİNİZ
Yüce Meclis anayasa değişikliğinde kararı verdi. AK Parti kendine yakışır bir şekilde dayanışma ruhunu bu büyük grup Meclis'te gösterdi. Bütün milletvekili arkadaşlarımın göstermiş olduğu birlik, beraberlik, kardeşlik ve dayanışma ruhu için huzurlarınızda bir kez daha teşekkür ediyorum. Yoldaş olmanın, gönüldaş olmanın gururunu bir kez daha yaşadım. Aydınlık Türkiye'nin yarınları, devletimizin bekası için tarihi bir görev yapmıştır. Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir düsturuna yürekten inandık. Sizler milletin dediği olacak dediniz ve milli iradeye sahip çıktınız. Milli iradeyi alaşağı etmek isteyenlere beklediği fırsatı vermediniz.
AK PARTİ VESAYET ODAKLARINA KARŞI MÜCADELE VERDİ
AK Parti millet gücünün üstünde güç tanımadığı için Türkiye'nin en güçlü siyasi hareketidir. Bütün teşkilatımıza, bütün kademelerine sergiledikleri bu güzel dayanışma ruhu için bir kez daha teşekkür ediyorum. Türkiye uzun zamandır vesayet anayasalarının yol açtığı sorunları çözmeye çalışıyor. 1982 Anayasası 18 sefer değiştirilmiş. Biz 19'uncu değişikliği de Meclis'te halkoylamasına götürmek suretiyle geçirdik. Bu anayasa Türkiye'nin bugünkü isteğini karşılayamıyor, demokrasinin gereklerini yerine getiremiyor. Bu anayasa değişikliğinin karşısında olanlara milletimin huzurunda söyleyeceğim birkaç söz var.
BUNLARIN KAFASINA GÖRE ATATÜRK DE SEÇİLEMEZDİ
Yıl 2007. AK Parti iktidar. 363 milletvekili var. Bu anayasanın değişmesine karşı ana muhalefet partisi "Sen 363 milletvekili ile Cumhurbaşkanını seçemezsin" dedi. Aslında onun dediği arkadaki vesayet odaklarının dediğidir. Ana muhalefet parti demokrasinin değil vesayetin sözcülüğünü yaptı. O gün Cumhurbaşkanlığı seçimini engellemeye çalıştılar. 367 icadıyla engellemeye çalıştılar. Onların kafasına göre düşünürsek, Atatürk, İnönü, Bayar'ın seçimleri de sakat. O sayıya ulaşan hiçbir şey yok. Biz öyle mi dedik, peki öyle. Madem öyle işte böyle. Vatandaşa gidiyoruz dedik. Milletimiz "Cumhurbaşkanını ben seçeceğim" dedi ve kararı verdi.
TÜRKİYE ELDEN GİDİYOR DİYENLERİN KENDİLERİ GİDİYOR
Şu anda yapılan 2007 referandumunda yapılan değişikliğin gereğini yerine getirmek eksik kalanı tamamlamaktır. Türkiye elden gidiyor diyenlerin kendileri gidiyor. Feryadı figanları kendi ikbal meseleleri için. Türkiye muassır medeniyetler seviyesine ilerliyor. Telaşları kendi gelecekleri, ikballeridir. Kaç sefer söyledik. 93 yılında Cumhuriyet ilan edildi. 1923'de rejim tartışması sona erdi, nokta. Kimi kandırıyorsunuz? Millet kararını verdi, padişahlık gitti Cumhuriyet geldi.
AHMET KAPTAN'IN OĞLU TAYYİP ERDOĞAN TÜRKİYE'NİN KAPTANI OLDU
Kasımpaşa'da şehir hatlarındaki Ahmet Kaptan'ın oğlu Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin kaptanı oldu. Cumhuriyet'te, demokraside herkese fırsat var. Çalışan çabalayan Türkiye'nin her kademesinde görev alabiliyor, kısıtlama yok. Cumhurbaşkanlığını halk seçince bu sefer vesayet anayasasındaki hükümlerle mevcut durum uyumsuz hale geldi. İki şık var; ya Cumhurbaşkanını vatandaş seçmeyecek yahutta vatandaşın seçtiği Cumhurbaşkanının ihtiyacı olan bütün yetkilerini vereceğiz. Büyük bir kısmı verildi zaten.
YEKTİYİ MİLLET VERİYOR VESAYETÇİLER DE HAVASINI ALIYOR
Evren Cumhurbaşkanı oldu. Ona gelince sıra parlamenter sistemini unuttu, başkanlık sisteminin bütün gereklerini yazdı. Öte yandan parlamenter sistem var. Sürekli sürtüşme. Şimdi yetkiyi millet veriyor hesabı da millet soruyor. Vaseyetçilerde havasını alıyor. İlk hükümeti kurduğumuzda hemen kafalarını uzattılar; hoşgeldiniz dediler. Siz neredeydiniz? Seçim meydanlarında sizi görmedik, dedik. Burası Ankara dediler. 15 yıldır bu vesayet sahipleriyle mücadele ediyoruz. Nihayet sonuna geldik. Tek vesayet sahibi tanırım ben aziz Türk Milleti'dir. Onun dışında hiçbir vesayet tanımıyorum.
1923'TEN BERİ TOPLAM 65 HÜKÜMET KURULDU
Tek yol millete ram olmaktır, milletin kararına razı olmaktır. Bunun dışındaki yol çıkmaz yoldur, bunundaki dışındaki hal muhaldir. İnşallah bu değişiklikle birlikte ülkemiz kalkınma, refah yoluyla yeni ufuklara yelken açacak. 1923'ten bugüne 65 hükümet kuruldu. Ortalaması 1,5 yıl bile değil. 15 aylık hükümetlerde ne yapabilirsiniz? Tebrikleri kabul edersiniz, ondan sonra kurumlardan brifing alırsınız, ondan sonra da valizinizi toplarsınız, o kadar. Hizmet nerede? Bir başka bahara.
MİLLET GÜVENOYUNU KENDİSİ VERİYOR VEKİLİNE BIRAKMIYOR
65. Hükümet normal işleyişle 2183 senesinde kurulacaktı. Bu ne demektir, demek ki istikrara ihtiyaç var. Vatandaş bir karar verdi, sizi seçti, 5 sene sonra diğer seçime kadar artık o sözleri yerine getirmeniz lazım. Vatandaş da bakıp, karne verecek. Durmadan seçim, yazık değil mi milletin vaktine, parasına. Seçim seçim de geçim de var kardeşim. Milletin işi gücü sürekli seçimle uğraşmak mıdır? Bir sandık kurulacak, milletvekilleri ve Cumhurbaşkanı aynı anda seçilecek. Yeni sistemde güvenoyu yok diyorlar. Güvenoyunu millet veriyor. Asıl varken vekiline iş düşer mi? Vekile de güvenoyunu millet veriyor, Cumhurbaşkanına, hükümete de güvenoyunu kendisi veriyor.
ÇIKTILAR KÜRSÜDE KONUŞTULAR PERİŞAN OLDULAR
Meclis'in etkinliği azalıyor diyor, hadi oradan! Önerge verme hakkı var, Cumhurbaşkanını sigaya çekme hakkı var. Aslında Meclis'in gücü artıyor. Yargıyı da Cumhurbaşkanı ve Meclis belirliyor. Yargıda da milletin bir şekilde iradesi de yansımış oluyor. Bunlar mevcududu da okumuşlar, ne getirdiğimizi de bilmiyorlar. Çıktılar kürsüde konuştular, perişan oldular. Mevcuda göre Cumhurbaşkanı vatana ihanet suçu dışında yargılanamıyor. Onda da her 4 milletvekilinin 3'ünün olurunu alması gerekiyor. Şimdi Cumhurbaşkanı görevi esnasında kendisine atılan veya isnat edilen her suçtan yargılanabilecek. Hangi çoğunlukla yüzde 66 çoğunlukla. Mevcut anayasadan daha az bir nisapla; yani üçte iki ile yargılanabilecek. Orada dörtte üçle yargılanıyordu.
MECLİS'İN YETKİLERİ KISITLANMIYOR AKSİNE ARTTIRILIYOR
Her türlü suçlamayla Yüce Divan'a Cumhurbaşkanı gönderilebiliyor. Nerede Meclis'in yetkilerinin kısıtlanması. Aksine arttırılıyor. Yürütme üzerindeki denetimi arttırılıyor. Kanunları milletvekili yapıyor. Siz bugüne kadar iktidar milletvekillerinin verdiği kanun teklifinden bir başka vekilin verdiği kanun tasarısının yasalaştığını gördünüz mü? Meclis kendi tüzel kişiliğiyle her milletvekili kanun teklifi verebilecek, bunun yasalaşmasını sağlayabilecek. Milletvekillerinin memleket meselelerine daha fazla çalışmasına imkan sağlıyor. Milletimiz rahat olsun. Biz milletin işini zora sokacak, geleceğini zora sokacak hiçbir icraatın arkasında olmayız.
MHP İLE ORTAK KAMPANYA YOK ORTAK AMAÇ BİRLİĞİ VAR
Referandum sürecinde çok şey konuşulacak. Hayırcılar, istemezükçüler bir tarafta konuşlanacak. Onlar kendi kapasitelerince neden hayır denmesi gerektiğini anlatacaklar. Biz de anlatacağız. Biz bu değişikliği MHP ile beraber yaptık. Uzlaşarak bir değişiklik hazırladık ve milletimizin önüne getiriyoruz. MHP kendi prensipleri içerisinde, ilkeleri doğrultusunda Meclis'teki duruşunu sokakta da gösterecek. Bunu sayın Bahçeli de ilan etti, kampanyayı evet üzerine kuracaklarını söyledi. MHP ile ortak kampanya diye bir şey yok. Onlar ayrı parti biz ayrı partiyiz ama bir amaç birliği var.
TERÖRLE MÜCADELEMİZ ETKİNLEŞECEK FETÖ CANLANAMAYACAK
Böylece terörle mücadelede etkinliğimiz daha da artacak. Kararları daha hızla alacak, bugünün işini yarına bırakmayacağız. Bürokrasi ayrı bir erk olarak yürütmenin karşısında dikilemeyecek, FETÖ tekrar canlanma fırsatı bulamayacak. Milletin iradesini temsil eden güçlü bir iktidar olacak. Türkiye'nin tamamını kucaklayan bir yönetim yapısı ile ülkemizin bölgede ve dünyada parmakla gösterilen bir ülke haline gelmesi mümkün hale gelecek. Biz ülkemize ve milletimize sevdalıyız. Biz makam için, mevki için değil ülkemize hizmet için siyaset yapıyoruz. Bizim davamız kişisel ikbal için değil büyük Türkiye sevdasıdır. Bu duygu ve düşüncelerle bir kez daha hepinize hoşgeldiniz diyorum.
"Üye/Üyeler suç teşkil edecek, yasal açıdan takip gerektirecek, yasaların ya da uluslararası anlaşmaların ihlali sonucunu doğuran ya da böyle durumları teşvik eden, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik ya da ahlaka aykırı, toplumca genel kabul görmüş kurallara aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde hiçbir İçeriği bu web sitesinin hiçbir sayfasında ya da subdomain olarak oluşturulan diğer sayfalarında paylaşamaz. Bu tür içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk münhasıran, içeriği gönderen Üye/Üyeler'e aittir. MİLAT GAZETESİ, Üye/Üyeler tarafından paylaşılan içerikler arasından uygun görmediklerini herhangi bir gerekçe belirtmeksizin kendi web sayfalarında yayınlamama veya yayından kaldırma hakkına sahiptir. Milat Gazetesi, başta yukarıda sayılan hususlar olmak üzere emredici kanun hükümlerine aykırılık gerekçesi ile her türlü adli makam tarafından başlatılan soruşturma kapsamında kendisinden Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 332.maddesi doğrultusunda istenilen Üye/Üyeler'e ait kişisel bilgileri paylaşabileceğini beyan eder. "
Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.