Bakan Soylu: Bir baron daha gözaltına alındı
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Polis Müzesi'nde gazete, televizyon ve haber ajanslarının Ankara temsilcileriyle bir araya geldiği "Uyuşturucuyla Mücadele Toplantısı"nda açıklamalarda bulundu ve soruları yanıtladı.
Hedef kitlesi gençler olan uyuşturucunun, dünyanın karşı karşıya kaldığı en temel sorunlardan biri olduğuna işaret eden Soylu, Afganistan'ın eroinin üretim merkezi, İran'ın ise eroinin geçiş ve metamfetaminin üretim merkezi olduğunu söyledi.
Bakan Soylu, Avrupa ve Çin'de sentetik uyuşturucu üretildiğini, uyuşturucu arzı konusunda ciddi tehditle karşı karşıya kalındığını dile getirdi.
Avrupa'nın uyuşturucu kullanımını özgürlük alanlarıyla birlikte değerlendirdiğini ifade eden Soylu, eroinin, Türkiye'yi de içine alan rotasının bulunduğunu, kokainde ise temel rotanın, Amerika ile Avrupa arasında olduğunu anlattı.
Türkiye'de de kokain yakalamalarında artış yaşandığını bildiren Soylu, "Ne hikmetse, bir türlü ortada olmayan kokain konteyneri senaryosu üzerinden, birileri tarafından, Türkiye'nin sanki 'kokain cenneti'ne döndüğü şeklinde bir algı da oluşturuldu. 2016'da 845 kilogram, 2021'de 2 ton 841 kilogram kokain yakaladık." diye konuştu.
Süleyman Soylu, Belçika, Hollanda ve İspanya'da toplam 156 ton kokain yakalandığını aktararak, "Türkiye'nin, özellikle de Mersin Limanı'nın, kokain pazarı olduğu şeklindeki söylemler, maksatlı propagandadan başka bir şey değildir. Bunu, rakamlar da teyit etmektedir. Böyle bir gelişmeyi teyit eden hiçbir saha bulgusu da mevcut değildir." ifadesini kullandı.
Uyuşturucu madde metamfetaminin de büyük bir tehlike olduğunu söyleyen Soylu, 2017'den itibaren saha baskısıyla bonzainin etkisinin, yaygınlığının en az seviyeye indirildiğini, bunun önemli bir başarı olduğunu vurguladı.
"Gençler, zombi gibi meydanlarda yürüyorlardı" diyen Soylu, şu anda okul çevrelerinde, meydanlarda ve başka bir noktada böyle bir görüntüyle karşılaşılmadığına dikkati çekti.
Avrupa'da ele geçirilen metamfetamin miktarının, 2010-2020 yıllarında yüzde 477 oranında arttığını, Avrupa'nın ve Türkiye'nin yeni bir tehditle karşı karşıya kaldığını ifade eden Soylu, Türkiye'nin metamfetamini tam olarak tanımadığına işaret etti. Bakan Soylu, Avrupa'da 2020'de 2,2 ton, Türkiye'de ise aynı dönemde 4,1 ton, geçen yıl da 5,5 ton metamfetamin yakalandığını açıkladı.
'Sokakta 'Metin amca' ismiyle biliniyor'
Uyuşturucu nedeniyle yaşanan ölümlerde, 2016'da yüzde 1,4 olan tek başına metamfetaminden kaynaklanan ölüm oranının, 2021'de yüzde 35,6'ya çıktığına dikkati çeken Soylu, madde bağımlılığından tedavi görenler arasında, metamfetamin bağımlılarının oranında artış yaşandığını aktardı.
İçişleri Bakanı Soylu, "Bağımlılık yapma ihtimali çok yüksek. Sokakta 'Met,' 'Metin amca', 'Kristal' gibi isimlerle biliniyor. Diş eti bozuklukları ve kemiklerde erime gibi nedenlere yol açıyor." bilgisini paylaştı.
Madde bağlantılı ölümlerde, Avrupa'da 2019 verilerine göre milyonda 15, Türkiye'de ise 2019 verilerine göre milyonda 6 olarak gerçekleştiğini dile getiren Soylu, Türkiye'nin kullanıcılık ve ölüm oranlarında Avrupa'nın altında yer aldığını kaydetti.
Soylu, "Metamfetaminle mücadelemizi güçlü şekilde yapar ve yenersek Türkiye, dünyada uyuşturucuya bağlı ölümler konusunda en az ölümü yaşayacak ülke olacak. Bunu başarabilir miyiz, başarırız. Buradaki dert, metamfetamini mağlup etmektir." değerlendirmesinde bulundu.
Uyuşturucu operasyonlarının, gözaltı sayısının arttığını belirten Soylu, "Uyuşturucuda tutuklu sayıları 2012'de 22 bin 445, 2016'da 37 bin 367. Beni çok eleştirmişlerdi, 'Uyuşturucu satanı görürseniz ayağını kırın' dediğimde, 2017'nin başıydı. Şu anda Türkiye'de uyuşturucudan tutuklu sayısı 106 bin 37. Bunun çok büyük bölümü, yüzde 90'ın üzerinde diyebiliriz, uyuşturucu satıcısıdır." diye konuştu.
Türkiye'de 2016'da eroinin yüzde 24'ünün doğu sınırlarında, yüzde 76'sının ise batı illerinde yakalandığını hatırlatan Soylu, oluşturulan operasyonel kabiliyetle, geçen yıl bu tablonun terse çevrilerek, maddenin batı illere gitmeden sınırlarda ele geçirildiğini ifade etti.
'Bataklık'ta FETÖ iltisakı da var'
Cumhuriyet tarihinin en büyük uyuşturucu ve suç geliri operasyonu olan "Bataklık Operasyonu"nu hatırlatan Soylu, "Özellikle bu operasyon başladıktan sonra basında bize karşı yürütülen karalama kampanyalarının yoğunluğunun uyuşturucu mücadelesi veren herkesi, teşkilatımızı itibarsızlaştırmaya yönelik propaganda faaliyetlerinin maksadını kamuoyunun takdirine bakıyorum." dedi.
Süleyman Soylu, terörle ve uyuşturucuyla mücadelede yürütülen suç gelirleri operasyonlarının, son 2-3 yılda ortaya konulan, suçu kaynağında kesmeye çalışan en önemli adımlardan olduğunu vurguladı.
"Bataklık'ta FETÖ iltisakı da var" diyen Bakan Soylu, bir soru üzerine, suçla ve suçluyla mücadele ettiklerine işaret etti. Soylu, "Benim şahsi açımdan, Bataklık Operasyonuna kadar her şey normaldi. Ben, Bataklık Operasyonu'nun kişisel hayatımda başka bir değişiklik açtığını düşünüyorum. Bundan rahatsız değilim. Çünkü o insanlar Türkiye'de yaşıyorlardı ve bu işi yapıyorlardı. Bataklık Operasyonu'nun ilk ihbarı şahsıma gelmiştir, cep telefonuma." yanıtını verdi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun uyuşturucu baronlarına bir şey yapılmadığı yönünde söylemlerde bulunduğunu anımsatan Soylu, bu ifadelerin uyuşturucuyla mücadele edenleri töhmet altında bıraktığını, Türkiye'nin mücadelesinin etkisizleştirilmeye çalışıldığını belirtti.
Bakan Soylu, 2016-2021 yıllarında 945 suç organizasyon çetesinin çökertildiğini, bu operasyonlarda 9 bin 633 şüphelinin yakalandığını bildirdi.
Toplantı sırasında kendisine bir not iletilmesinin ardından İçişleri Bakanı Soylu, "Bir baron daha şu anda gözaltında bugün itibarıyla. Uzun süredir peşindeydik, Urfi Çetinkaya'nın kardeşi. Urfi Çetinkaya'nın kardeşi şu an gözaltında. Uzun zamandır buna da projeli operasyon yapıyoruz." bilgisini paylaştı.
Uyuşturucu konusunda 81 ili kapsayan 42 kriterle risk analizi yapıldığını bildiren Soylu, yapılan çalışmalarla atılacak adımların belirlendiğini dile getirdi.
Eroin konusunda operasyon kapasitesinin artırıldığını belirten Soylu, "Eroin, Afganistan'dan dolayı arttı. Afganistan'da eroini kim arttırdı, Amerika arttırdı. Bu kadar açık ve net." diye konuştu.
Türkiye'deki uyuşturucu mücadelesinin itibarsızlaştırılmaya çalışıldığına işaret eden Soylu, doğrudan PKK'ya gelir elde etmek için gerçekleştirilen uyuşturucu ticaretine yönelik jandarmanın operasyonlarında 2016'dan bugüne kadar 253 ton esrar, 279 milyon 304 bin kök kenevirin ele geçirildiğini bildirdi. Süleyman Soylu, 52 teröristin "Narkoterör" operasyonlarında etkisiz hale getirildiğini açıkladı.
"Narkoterör" operasyonlarında 2016-2021 yıllarında 66 milyar 790 milyon lira değerinde uyuşturucu madde ele geçirildiğini ifade eden Soylu, Türkiye'nin bu konuda önemli çalışmalar yaptığını hatırlattı.
Uyuşturucuyla mücadelede atık su analizinin de yapıldığını vurgulayan Soylu, illerin kanalizasyon sistemlerinden alınan örneklerle hangi uyuşturucu maddenin kullanımının yaygın olduğunun belirlenebildiğini aktardı.
'Uzun zamandır bu sözü duymuyoruz'
"Güvenli Okul, Güvenli Gelecek Projesinin" hayata geçirildiğini, okul çevrelerine uyuşturucu satıcılarının sızmasının önlenmeye çalışıldığını belirten Soylu, "'Okul önünde uyuşturucu satılıyor' dendiği andan itibaren kalbimden vurulmuşa dönerim. Böyle bir şey olmaması lazım, böyle bir şey olamaz. Biz bunu kabul etmeyiz. Uzun zamandır bu sözü duymuyoruz ve bir daha da duymak istemiyoruz. Böyle bir şey yapılıyorsa bu bizim için başarısızlık hikayesidir. Eğer böyle bir şey yapılıyorsa, vali, kaymakam, emniyet müdürü, jandarma komutanı orada nöbet tutmalıdır." ifadesini kullandı.
Yapay zeka temelli "ASENA" adı verilen analiz programına da değinen Soylu, bu sistemle bugüne kadar 3 bin 594 yakalama yapıldığını anımsattı.
Soylu, "ASENA programı, tam bir yapay zeka programı. 52,5 kiloluk bir patlayıcı yakaladık bir poliste. Biz o patlayıcıyı ASENA programıyla yakaladık. ASENA programı bize bir alarm verdi. Biz uyuşturucu için gittik, 52,5 kilo patlayıcı çıktı. Kamu güvenliği ve düzeni açısından ASENA programı devrimdir." açıklamasında bulundu.
Bir gazetecinin sorusu üzerine Soylu, Avrupa'yla ortak operasyonlar yapıldığını ancak bir politika oluşturulmasında ve suç gelirleri konusunda Türkiye'ye herhangi bir katkı sunulmadığını dile getirdi. Soylu, Suriye'nin rejim bölgelerinde bazı fabrikalarda uyuşturucu üretimlerinin yapıldığını, bunların da gelir konusunda rejimle irtibatının görüldüğünü belirtti.
'Önemli bölümü uyuşturucu taşıyor'
Bir soru üzerine Bakan Soylu, "Geçen sene 7 bin 500 göçmen kaçakçısı, organizatör yakaladık. Bu yıl şu anda rakam 5 bin. Bunlar sınırımızın içinde de dışında da uyuşturucu taşıyıcıları. Önemli bölümü uyuşturucu taşıyıcılığı yapıyor." bilgisini paylaştı.
Süleyman Soylu, "Uyuşturucunun girmediği, girmekten imtina ettiği, girince kaybedeceği bölge haline gelmeye çalışacağız. Bizim temel hedefimiz budur, girilmez bölge." diye konuştu.
İran ile ilişkilere de değinen Bakan Soylu, iki ülke arasında çeşitli görüşmeler yapıldığını söyledi.
Bir soru üzerine Soylu, uyuşturucuyla mücadele konusunda Adalet Bakanlığı ile önemli bir iş birliği yürüttüklerini ifade ederek, kolluk güçlerinin soruşturma dosyalarını tam olarak hazırlama sorumluluğu bulunduğunu vurguladı.
'Ana muhalefet partisi genel başkanının tanımı 'dedikodu kumkuması'dır'
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, terörist yetiştirdiğini iddia ettiği bir şirketin önüne gittiğinin hatırlatılması üzerine Soylu, şunları kaydetti:
"Ana muhalefet partisi genel başkanının tanımı 'dedikodu kumkuması'dır. Başka bir tanımı yok. Ana muhalefet partisi anayasada kendisini bulan mekanizmanın adıdır. Yasalarla belirtilmiş bir mekanizma dedikodu yaparsa, bir belge ve dayanağı ortaya koymazsa anayasal görevini de yerine getirmemiş olur. Bu kadar açık ve net. Bu siyasi partidir, dedikodu merkezi değil. SADAT'ın, Et ve Balık Kurumu'nun önüne gidene kadar, hafif cesaretin varsa bizim söylediğimiz büyükelçiyle ilgili değerlendirme ortaya koy, göreyim. Bu konunun üstünü örtemez. Bu, Türkiye'ye ihanettir. Sen Türkiye'nin geleceğini Avrupalı bir büyükelçiye pazarlayamazsın. Cumhurbaşkanı adayı olacaksın diye kendi belediye başkanlarına çelme atabilirsin, tehdit edebilirsin ama senin gücün bize yetmez."
"CHP, Atatürk'ün partisi değil, İnönü'nün partisidir. Bugünkü CHP'nin Atatürk'le hiçbir ilgisi söz konusu değildir" diyen Soylu, "Gittiği yerlerin hepsi talimatla gidilen yerlerdir. FETÖ'de pişiyor, sosyal medya ve diğer mahfiller üzerinde kaynatılıyor, dedikodu kumkuması da gidiyor, finali gerçekleştirmek istiyor." dedi. Süleyman Soylu, Kılıçdaroğlu'nun Türkiye'ye iftira attığını söyledi.
Soylu, "Bir şey daha söyleyeyim, Kemal Kılıçdaroğlu'nun en önemli meselenin birinde, en yakın arkadaşına 'sana böyle bir şey söylerse kesinlikle inkar et' dediğini de biliyorum. Bir yalan makinesiyle karşı karşıyayız. En yakın arkadaşına, ismi, cismi belli. Daha hararetli günler gelecek. Bu ülke öyle Batı'nın oyuncağı falan değil." değerlendirmesinde bulundu.
"Ana muhalefet partisinin genel başkanı, bir siyasi partinin genel başkanı devletin birtakım kurumlarının önüne gidip, insanları tehdit edebilecek bir şekilde bunu yapabilme kabiliyetine sahip olmamalıdır. Bunun adına sivil itaatsizliği harekete geçirmek denir" diyen Soylu, siyasi partilerin temel görevinin kanunlar çerçevesinde görevlerini yerine getirmek olduğunu belirtti.
Kılıçdaroğlu'nun, Canan Kaftancıoğlu hakkındaki mahkeme kararını tanımayacağını söylediğini aktaran Bakan Soylu, "Masa altılı masa değil, masa Canan masası oldu." sözlerini sarf etti.
"Üye/Üyeler suç teşkil edecek, yasal açıdan takip gerektirecek, yasaların ya da uluslararası anlaşmaların ihlali sonucunu doğuran ya da böyle durumları teşvik eden, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik ya da ahlaka aykırı, toplumca genel kabul görmüş kurallara aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde hiçbir İçeriği bu web sitesinin hiçbir sayfasında ya da subdomain olarak oluşturulan diğer sayfalarında paylaşamaz. Bu tür içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk münhasıran, içeriği gönderen Üye/Üyeler'e aittir. MİLAT GAZETESİ, Üye/Üyeler tarafından paylaşılan içerikler arasından uygun görmediklerini herhangi bir gerekçe belirtmeksizin kendi web sayfalarında yayınlamama veya yayından kaldırma hakkına sahiptir. Milat Gazetesi, başta yukarıda sayılan hususlar olmak üzere emredici kanun hükümlerine aykırılık gerekçesi ile her türlü adli makam tarafından başlatılan soruşturma kapsamında kendisinden Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 332.maddesi doğrultusunda istenilen Üye/Üyeler'e ait kişisel bilgileri paylaşabileceğini beyan eder. "
Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.