Bakan Albayrak Türkiye'nin yeni milli enerji politikasını açıkladı
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak, 'Enerjinin Kırmızı Kitabı' olan Türkiye'nin yeni milli enerji politikasını açıkladı. Albayrak, "Milli enerji ve maden politikamızın temelinin iki unsurla sağlıyoruz. Güçlü ekonomi ve ulusal güvenlik. Bu yıl yeni alınacak arama sondaj gemisiyle her yıl Karadeniz'de iki, Akdeniz'de iki olmak üzere denizlerimizde aktif sondaj faaliyetlerinde bulunacağız. Gaz piyasasındaki dalgalanmalardan kaybedecek hiçbir şeyimiz olmaması politikasıyla düğmeye bastık, tıkır tıkır yürüyor. 60 yıllık rüya dediğimiz süreçte, Akkuyu başta olmak üzere üçüncüsünün görüşmelerinin devam ettiği bir dönemde amacımız nükleeri hızlı bir şekilde devreye alıp yüzde 10'luk bir kapasiteye erişmek" ifadelerini kullandı.
Berat Albayrak'ın konuşmasından satırbaşları;
Geçtiğimiz 15 yıllık yolculuğumuzu sessiz bir devrim olarak söyleyebiliriz. Kamu sektörünün reeldeki payının azaltılması açısından çok önemli bir süreç yaşadık. Pes etmeden mücadele edip dönüştüğümüz bir süreç yaşadık. Sağlıkta önemli dönüşümler geçirdik, mega projeler, dünyayı kıskandıracak projelerimiz dünyanın en önemli gündem maddesi oldu. Türkiye'nin 15 senedir ortaya koyduğu performansla Avrupa'nın en güçlü ekonomilerinden biri olduğunu herhalde bankacılarımız da herhalde tasdik edecektir
Doğalgaz konforu dediğimiz, OSB noktaları dahil, Türkiye'de sadece 3 ilimiz kaldı, önümüzdeki yıl 81 ilimizde doğalgaz olacak. Büyük ve güçlü Türkiye'den bahsediyorsak ve bu sürece devam edeceksek dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri olacaksak enerji bakanlığı olarak bu strateji ve vizyonun altını doldurmalıyız. 15 Temmuz, bize çok önemli bir şey öğretti. 80 milyon vatandaşımıza çok önemli bir şey öğretti. Hangi konuda ne yaşarsak yaşayalım birlikte olduğumuzda bu ülkenin üstesinden gelemeyeceği hiçbir şey yok. Bunu anladık. Peki neden milli enerji? Son 10 yılın ortalama enerji ithalatı maliyeti ülkemize 44 milyar dolar. Toplam yaklaşık 55 milyar dolarlık bir enerji ithalatı, maden ithalatı yapmışız.
Türkiye son yıllarda kamusuyla özeliyle tüm paydaşlarıyla yoluna devam ediyor. Milli Enerji ve Politikasını iki unsurla destekliyoruz. Bunlardan birincisi güçlü ekonomi, ikincisi ise ulusal güvenliktir.
EN YÜKSEK ARTIŞI GEÇTİĞİMİZ YIL YAŞADIK
Türkiye yoluna devam edecekse ne yapması gerekiyor hususu bundan sonra çok önemli. İthalata bağımlı olduğumuz alanlarda, yerli kaynakların artırılması noktasında, son 15 yıllık dönemimizde en yüksek yerli elektrik üretimi oranını geçen yıl yakaladık. Ama yetmez.. Hedef en az üçte iki. Yerli kaynaklar.. Yerli kömürle başlattığımız süreç geçtiğimiz yıl en yüksek artışı yaşadık. Yatırımlar devam ediyor. Elektik üretiminde yerlilik oranı yüzde 50. Milli enerji ve maden politikamızın temelinin iki unsurla sağlıyoruz. Güçlü ekonomi ve ulusal güvenlik. Enerjideki bağımlılık stratejisini doğru yönetirseniz o ölçüde güçlü bir dış politikaya da pencere açılır.
KAYBEDECEK GÜNÜMÜZ YOKTU
Türkiye olarak çok kritik bir coğrafyadayız. Bölgenin tek istikrarlı ülkesiyiz. Şu resme bakttığımızda; 10 tane boru hattının topraklarında olduğu, 8'i doğalgaz, 2 tanesi petrol boru hattı. Bu durum size siyasi bir sorumluluk yüklüyor. Bu resimden gözümüzü çeviremeyiz. Türkiye olarak hali hazırda 2,8 milyar metreküplük doğalgaz depolama tesisi için yüzde 20 hedefi koyduk. Eğer arz güvenliği noktasında bir alt yapı hazırlamanız gerekiyorsa depolamada kaybedecek bir günümüz yok dedik ve Tuz Gölü tesisini açtık.
ÜÇÜNCÜSÜ MARMARA'DA DEVREYE ALINACAK
Gaz piyasasındaki dalgalanmalardan kaybedecek hiçbir şeyimiz olmaması politikasıyla dünyaya bastık. LNG alt yapısını güçlendirmek zorundayız dedik. Düğmeye bastık, tıkır tıkır yürüyor. 34 milyon metreküp olan LNG gaz basma kapasitesini iki yıl sonra 107 milyon metreküpe çıkarıyoruz. Peki bunun bir sonraki adımı ne? FCRU alt yapısı... Yani yüzer LNG terminali dediğimiz, dünyada rekor seviyesinde bir faaliyete alma süresiyle ilkini geçtiğimiz Aralık ayında devreye aldık, ikincisini bu yıl sonunda, inşallah üçüncüsünü de Marmara coğrafyasında devreye alarak bu alt yapıyı da hızlıca tamamlıyoruz.
Bu yıl yeni alınacak arama sondaj gemisiyle her yıl Karadeniz'de iki, Akdeniz'de iki olmak üzere denizlerimizde aktif sondaj faaliyetlerinde bulunacağız."
60 YILLIK RÜYA GERÇEK OLUYOR
İkinci sismik arama gemimizle denizleri daha aktif kullanacağız. Bu yıl alacağımız arama sondaj gemisiyle kuyu kazacağız. Son 10 yıldaki arama sondaj faaliyetlerimiz sonucunda 15 milyar tondan fazla kömür rezervine ulaştık. Enerji arz talep dengesi içerisinde yerli kaynaklarımızdan en önemli kömür, yoğun bir yatırım stratejisi ile çevreci yaklaşımla süreci başlatacağız. Yerli kömürde önümüzdeki dönemde çok yoğun bir yatırım stratejisiyle, bugünün dünyadaki en üst çevre kriterlerinin bile ilerisinde bir çevreci yaklaşımla, bakış açısı ve verimlilik altyapısıyla bir süreci başlatacağız. Yerli kaynağımız varsa bunu sonuna kadar kullanmak zorundayız. Türkiye, petrol depolama noktasında istediğimiz düzeyde değil. Hedef, 5 milyon ton depolama kapasitesi. Çok hızlı bir coğrafi konumlandırmayla, yaşanabilecek en ufak bir krizde Türkiye'nin içeride sıkıntı yaşamaması için bu adımı hayata geçireceğiz. 60 yıllık rüya dediğimiz bu süreçte, iktidarımız döneminde sağlam temellerle adımlarını atmaya başladığımız, Akkuyu başta olmak üzere üçüncüsünün görüşmelerinin devam ettiği bir dönemde nükleeri hızlı bir şekilde devreye alıp yüzde 10'luk bir kapasiteye erişmek amacımız. 7 gün 24 saat kapasite önemli. Yerli ve yenilenebilir kaynaklar noktasında bu portföy bize önemli bir alt yapı sağlayacak.
DOĞALGAZIN ULAŞMADIĞI OSB OLMAYACAK
Ekonomimiz için temel yapı taşı olan OSB'lerimize doğalgazın ulaşmadığı yer olmayacak. Bakanlık olarak finansal paydaşlarla da yakın bir iletişimle küçük büyük tüm tüketim tasarrufu sağlayabilecek paydaşlara önümüzdeki dönemde sürecin arkasında olacağız. Kaynak ve verimlilik noktasında bakmamız lazım.
TÜRKİYE JEOFİZİK HARİTASINI 2018'DE TAMAMLAYACAK
2002 yılında 32 bin sondaj yapan bir MTA vardı. Biz bu rakamı 300 bin metrelere çıkardık. Bu da yetmez, 2017 hedefimiz 1 milyon metre, bu da yetmez. 2 ve 3 milyon metreye çıkacak planlamayı yaptık. Türkiye toplam doğal kaynakların keşfi noktasında dünyanın arkalarında bir ülke. Türkiye haritasının sondaj resmi çerçevesinde bir de bakmışsınız sahip olduğunuzdan çok daha büyük rezervlere ulaşacaksınız. Hedef, kamu ve özelle birlikte, Kanada ve Avustralya'yı geçmek için 6 milyon hedefi yakalayacağız.
GÜNEŞ ENERJİSİNDE İKİ KRİTİK ADIM
En bakir ve gelişmeye açık alanımız maden. MTA-özel işbirliğiyle ortaklıklar kurulacak ve bölgesel aramacılık noktasında da bir süreci başlatacağız. Madencilik Türkiye'yi katma değer noktasında çok ileri taşıyacak. Bunun için neye ihtiyacınız var? Türkiye jeofizik haritasını 2018'de tamamlıyor. Tüm Türkiye coğrafyasını, bitki örtüsünden topografik yapısına kadar röntgenini çekip madencilikte sahip olunan kaynakları göreceğiz. Bir sonraki adım jeokimya haritası.. İlk sonuçlar gelmeye başladı. Çok harika sonuçlar elde ettik. Türkiye'nin taşı da toprağı da altın inşallah. İkinci saç ayağımız yerlileştirme.. Dünyanın önemli enerji tüketen ülkelerinden biri olarak Türkiye'nin bölgede önemli bir oyuncu olması lazım.Bunun için iki önemli adım attık. En büyük hayallerimden bir tanesiydi. Yerli güneş ihalesini gerçekleştirdik. Çıkan netice çok umut verici. Mart ayındaki ihaleyle birlikte maliyet üçte bire düştü. Ancak bundan daha önemlisi panelleri ilk yıl yüzde 60, takip eden yıl yüzde 70 oranıyla yerlilik oranına ulaştı. Güneşteki bu adımı başarıyla attıktan sonra rüzgarda, dünyadaki önemli firmalarla görüştük, şartnameyi gönderdik, önümüzdeki günlerde açıklayacağız. Bu yaz bitmeden Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanı (YEKA) uygulamasını rüzgar enerjisinde de hayata geçireceğiz. Yaklaşık 8 bin kalem kırılımı olan rüzgar türbini teknolojisinde muazzam bir yerlileştirmenin önünü açacağız.
"Üye/Üyeler suç teşkil edecek, yasal açıdan takip gerektirecek, yasaların ya da uluslararası anlaşmaların ihlali sonucunu doğuran ya da böyle durumları teşvik eden, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik ya da ahlaka aykırı, toplumca genel kabul görmüş kurallara aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde hiçbir İçeriği bu web sitesinin hiçbir sayfasında ya da subdomain olarak oluşturulan diğer sayfalarında paylaşamaz. Bu tür içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk münhasıran, içeriği gönderen Üye/Üyeler'e aittir. MİLAT GAZETESİ, Üye/Üyeler tarafından paylaşılan içerikler arasından uygun görmediklerini herhangi bir gerekçe belirtmeksizin kendi web sayfalarında yayınlamama veya yayından kaldırma hakkına sahiptir. Milat Gazetesi, başta yukarıda sayılan hususlar olmak üzere emredici kanun hükümlerine aykırılık gerekçesi ile her türlü adli makam tarafından başlatılan soruşturma kapsamında kendisinden Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 332.maddesi doğrultusunda istenilen Üye/Üyeler'e ait kişisel bilgileri paylaşabileceğini beyan eder. "
Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.