Dolar (USD)
34.59
Euro (EUR)
36.27
Gram Altın
2987.71
BIST 100
9655.21
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

Bakan Ağbal son noktayı koydu:' 'Süre uzatılmayacak'

Vergi indirim süresine ilişkin konuşan Maliye Bakanı Naci Ağbal, 'İlk andan itibaren sağlam bütçe disiplininin bize verdiği imkanı kullanarak özellikle kamu maliyesi üzerinden çok ciddi anlamda ekonomiye destek verdik, vergi indirimleri yaptık. Bunlar kolay değil. Şimdi gerçi herkes 'tekrar uzatın.' diyor ama uzatmayacağız' dedi.
Bakan Ağbal son noktayı koydu:' 'Süre uzatılmayacak'
01 Eylül 2017 15:13:00
Vergi indirim süresine ilişkin konuşan Maliye Bakanı Naci Ağbal, 'İlk andan itibaren sağlam bütçe disiplininin bize verdiği imkanı kullanarak özellikle kamu maliyesi üzerinden çok ciddi anlamda ekonomiye destek verdik, vergi indirimleri yaptık. Bunlar kolay değil. Şimdi gerçi herkes 'tekrar uzatın.' diyor ama uzatmayacağız' dedi.

Ağbal, AK Parti Bayburt İl Başkanlığınca organize edilen bayramlaşma programında yaptığı konuşmada, herkesin Kurban Bayramı'nı tebrik ederek, kurban ibadetlerinin kabul edilmesini diledi.

Türkiye'nin 15 Temmuz alçak darbe girişiminin ardından hızla toparlanma süreci yaşadığını belirten Ağbal, bu noktada en büyük payın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a ait olduğunu aktardı.

Ağbal, darbe girişiminin hainler için büyük bir hezimet, millet için ise büyük bir dirilişin, adeta yeniden kurtuluşun başlangıcı olduğunu vurgulayarak, bu nedenle milletin bununla ne kadar iftihar etse az olacağını dile getirdi.

Alçak darbe girişiminin Türk siyasi tarihi açısından da yeni bir başlangıç olduğuna dikkati çeken Ağbal, "O gece olanlar sağduyunun her zaman bu ülkede hakim olması, birlik ve beraberlik içinde, içerideki ve dışarıdaki düşmanlara karşı uyanık olmamız gerektiğini bir defa daha gösterdi." dedi.

Ağbal, 16 Nisan sürecine ilişkin de görüşlerini paylaşarak, "16 Nisan referandumu Türkiye'de yönetim sisteminde köklü bir değişikliği getirdi. Bunun ikinci aşaması 2019 yılında Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine göre yapılacak ilk genel seçimler olacak. Türkiye'de demokrasiyi taçlandıran bu anayasa değişikliğinin artık kati şekilde Türk demokrasisine altın harflerle yazılacağı yeni bir seçim olacak. O açıdan görevimiz büyük, kendi ellerimizle yukarıya kaldırdığımız bu demokrasi bayrağını 2019 seçimlerinde inşallah daha yukarılara taşıyacağız." diye konuştu.

"TÜRKİYE BÜYÜYEN, GELİŞEN, KALKINAN BİR ÜLKE"

Hükümet olarak, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın direktifleri ve ortaya koyduğu vizyon çerçevesinde 2019'a giden süreçte gece gündüz çalıştıklarını belirten Ağbal, şöyle devam etti:

"Ekonomide son bir yılda yakaladığımız ivme içeride ve dışarıda büyük bir takdir topluyor. Bu kadar kısa süre içinde Türkiye ekonomisinin toparlanmasını açıkça kimse beklemiyordu. Darbe girişimi olmuş, bunun sonrasında olağanüstü hal ilan edilmiş, ister istemez beklentilerin bir miktar çekimser olduğu ortamda Türkiye ekonomisi için biçilen, söylenen, tahmin edilen büyüme oranı yüzde 2 veya 3 aralığındaydı. Hükümet olarak özellikle ağustos ayından itibaren arka arkaya aldığımız kararlar çerçevesinde ekonomide hiç kimsenin beklemediği kadar hızlı bir toparlanmayı da yakaladık. Bu da bizim için iftihar edici başka bir husus çünkü ne dersek diyelim Türkiye yüksek büyüme oranlarına ihtiyaç duyan bir ülke. Türkiye büyüyen, gelişen, kalkınan bir ülke ve aslında büyüme potansiyeli de olan bir ülke."

Ağbal, Türkiye'nin çok genç nüfusa ve çok dinamik ekonomiye sahip olduğuna işaret ederek, şu değerlendirmede bulundu:

"KOBİ'lerimiz, işletmelerimiz özellikle AK Parti döneminde dünyaya açıldı. Bugün dünyadaki her ülkede mutlaka bizim girişimcimiz, ihracatçılarımız var. Ekonominin bir şekilde kırılgan olduğu dönemlerde aslında bizim hızlı şekilde toparlanmamızı sağlayan ana yegane güç, küçük ve orta ölçekli işletmelerimizdir. Biz bunu 2009'da da yaşadık. Küresel krizin olduğu yılda bir çok ülke krizden 3, 5 yıl çıkamazken, biz 2009 yılını, 2010 ve 2011 yılını çok hızlı bir şekilde atlattık, toparlandık. Yüzde 10, 11'ler seviyesinde arka arkaya iki yıl olağanüstü büyüme kaydettik. Dolayısıyla biz ülkemizin, ekonomimizin dinamiklerini ve bu dinamiklerin sağlam olduğunu biliyoruz."

"HERKES BUGÜN TÜRKİYE'NİN KAMU MALİYESİNİN PERFORMANSINA GIPTA İLE BAKIYOR"

Türkiye'nin kamu maliyesinin son derece sağlam olduğuna dikkati çeken Ağbal, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Herkes bugün Türkiye'nin kamu maliyesinin performansına gıpta ile bakıyor. Türkiye'de bütçe açıkları son 5 yılda ortalama milli gelirin yüzde 1'i seviyesinde. Yok böyle bir ülke. Arka arkaya 5 yıl, global ekonomik sıkıntıların devam ettiği ortamda Türkiye bir taraftan 2010 ile 2016 arasında ortalama yüzde 6 büyüdü, aynı dönemde bütçe açıkları da yüzde 1 seviyesinde gitti. Biz bu dönemde yaklaşık 7 milyon insana da iş verdik, aş, istihdam ürettik. Bu da bizim için son derece güzel kazanımlar. Bütün bu güçlü olduğumuz yönler sayesinde, Cumhurbaşkanımızın talimatları, hükümet olarak aldığımız kararlar çerçevesinde ekonomide çok hızlı toparlanmayı da sağladık."

Ağbal, Türkiye'nin ilk çeyrekte yüzde 5 büyüğünü anımsatarak, "İnşallah ikinci çeyrekte yüzde 5'i aşan büyümeyi de yakalayacağız. Yılın tamamında yüzde 5'in üzerinde büyümeyi hükümet olarak, ülke olarak göğüsleyeceğimizi düşünüyorum. Bütün göstergeler olumluya gidiyor." dedi.

Hükümetin ekonomiye ilişkin bir çok kararlar aldığını dile getiren Ağbal, "Para politikası, ekonomiye destek olma noktasında çok önemli kararları özellikle ocak ayı içerisinde aldık. İlk andan itibaren sağlam bütçe disiplininin bize verdiği imkanı kullanarak, özellikle kamu maliyesi üzerinden çok ciddi anlamda ekonomiye destek verdik, vergi indirimleri yaptık. Bunlar kolay değil. Şimdi gerçi herkes 'tekrar uzatın.' diyor ama uzatmayacağız. Vergi indirimlerinin, bir geçici vergi indirimi olduğunu baştan itibaren söylemiştik ve ekonomide şu anda yakalamış olduğumuz ivme son derece olumlu." ifadelerini kullandı.

Ağbal, ekonominin gerek üretim, gerek tüketim, gerek yatırım, gerekse ihracat tarafına ilişkin göstergelerin arka arkaya açıklandığını belirterek, şunları kaydetti:

"Bütün göstergeler Türkiye'nin şu dönem içerisinde ekonomik olarak bu bölgede ve dünyada çok önde bir performans kaydettiğini de gösteriyor. 2009 yılında da benzeri vergi indirimlerini yapmıştık, o zaman da, tesadüf belki, eylül ayı sonu geldiğinde vergi indirimlerini bitirmiştik ve ekonomi normal şartlarında dönmeye devam etmişti. O açıdan bir çok destek yanında vergi indirimlerini yaptık. Kredi Garanti Fonu üzerinden destekler verdik, KOSGEB üzerinden çok ciddi anlamda esnafımıza krediler verdik ve bu sayede ekonomide hızlı bir toparlanmayı yakalamış olduk. 2017 yılında da 2018 yılında da Türkiye ekonomisinde bu ivmenin devam edeceğini söyleyebilirim. Bizim açımızdan çok güçlü bir ivmeyi yakaladık."

ÜÇ YILLIK ORTA VADELİ PROGRAM İLE 2018 YILI BÜTÇE HAZIRLIKLARI

Gelecek üç yıllık süreyi kapsayan orta vadeli program çalışmalarına devam edildiğini vurgulayan Ağbal, "Allah'ın izniyle sanıyorum eylül ayı içerisinde bu çalışmaları tamamlayacağız. Dolayısıyla 2018, 2020 yıllarını kapsayan Orta Vadeli Program'da da ekonomik büyüklüklere ilişkin hükümet olarak hem hedeflerimizi açıklayacağız hem de tahminlerimizi kamuoyu ile paylaşacağız. Şu ana kadar ki yapılan çalışmalar son derece olumlu, Türkiye ekonomisinin özellikle üretim tarafında ve ihracat tarafında çok güçlü bir performansı önümüzdeki dönemlerde de devam ettireceğini söyleyebiliriz." diye konuştu.

Ağbal, 2018 yılı bütçesine ilişkin hazırlıkların da devam ettiğini anlatarak, sözlerini şöyle sürdürdü:

"17 Ekim tarihi itibarıyla önce Bakanlar Kurulu olarak görüşüp karara bağlayacağız, ardından da Anayasa gereği 17 Ekim'den önceki bir tarihte Meclise sunmuş olacağız. 2017 yılı gerek ekonomide almış olduğumuz desteklerin ve teşviklerin etkisiyle gerekse de genişlemeci bir maliye politikası nedeniyle bütçe açıklarımızda yüzde 1'den yüzde 2'ye doğru yukarı yönlü bir artış olacak. Bu hiçbir şekilde bizim Türkiye'de bütçe disiplininden vazgeçtiğimiz anlamına gelmiyor. 2002 yılında AK Parti hükümeti bütçeyi devraldığında Türkiye'nin bütçe açığının milli gelire oranı yüzde 10'un üzerindeydi yani yüzde 10'lardan aldığımız bütçe açığını çok hızlı bir şekilde 2006 yılında neredeyse başabaş denk bütçeye getirdik. Sonra 2015 yılında genel devlet düzeyinde 2015 yılında Türkiye Cumhuriyeti denk bütçeyi yakaladı ve Türkiye'nin şu anda ekonomisinin en güçlü yanlarından biri de bütçe performansı. İnanıyorum ki yüzde 2 düzeyinde seyreden genel devlet açığı, Türkiye ekonomisinin büyümesinin ihtiyaçları bakımından yeterli düzeydedir, kamu maliyesinin sürdürülebilirliği açısından sürdürülebilir bir düzeydedir ve Türkiye'nin özellikle daha fazla altyapı, sağlık ve eğitim yatırımına ihtiyaç duyduğu bir dönemde de kamu maliyesinin bu seviyeden daha da fazla sıkılaştırılması, Türkiye ekonomisinin gereklerine de uygun bir şey değildir. Bu açıdan ekonomide yakaladığımız bu ivme, 2019 yılına giden süreçte bir artımız, kazancımız."

Bakan Ağbal, 2019'un mart ayında mahalli idare seçimleri, kasım ayında da genel seçimlerin olacağını belirterek, "İnanıyorum ki önümüzdeki yıllarda gerek vatandaşımızın satın alma gücünün artması bakımından olumlu gelişmeler olacak. Ekonomide yakaladığımız bu ivme sayesinde istihdamda hızlı bir toparlanmayı önümüzdeki yıllarda görmüş olacağız ve dalga dalga toplumun farklı kesimlerinde refahı artırdığımız yıllar da olacak." dedi.

"ÖZEL SEKTÖRÜN ÖNÜNÜ AÇACAĞIZ"

Türkiye'nin çok daha fazla özel sektör yatırımına ihtiyacı olduğunu ifade eden Ağbal, "Türkiye büyüyecekse, kalkınacaksa... AK Parti olarak bizim özel sektör yatırımlarıyla büyüyen ve kalkınan bir Türkiye hayalimiz var. Son 15 yıldır Türkiye'nin bu seviyelere gelmesinin arkasındaki en önemli sebep de özel sektör yatırımlarıdır. Onun için biz burada kamu yatırımalarını hiçbir zaman için ekonomide büyümenin doğrudan bir itici gücü olarak görmedik. Eğer özel sektör yatırımları yapılacaksa doğrusu da budur, bunu destekleyen kamu yatırım politikasını bugüne kadar uyguladık." diye konuştu.

Ağbal, bunun doğru bir politika olduğunu ve gelecek süreçte de devam edeceğini aktararak, şu değerlendirmede bulundu:

"Özel sektör yatırımlarının olması için ne olması lazım? Özel sektör önünü görmek istiyor, ileride yaptığı yatırımdan daha fazla kazanç elde etmek istiyor ve 16 Nisan sonrasında Türkiye'de yakaladığımız siyasi istikrarın devamını istiyor. O açıdan özel sektörün önünü açacak bir çok yasal düzenlemeyi yaptık. Son bir yılda, darbe girişiminden sonra bile yaptığımız o kadar fazla düzenleme var ki ama biz önümüzdeki dönemde de özel sektör yatırımlarının önünü açacak bir çok alanda yasal düzenlemeler yapacağız, özel sektörün önünü açacağız. Hem doğrudan yabancı sermaye yatırımı olsun, hem kendi yatırımcılarımız olsun Türkiye'de daha fazla yatırım yapması için hükümet olarak canla başla çalışacağız, bu bizim yarınlarımız için son derece önemli. Bunun için genel anlamda 2019'a giden süreçte ekonomi ile ilgili gelecek tablosu milletimiz, ülkemiz açısından son derece olumlu. Bizim bu ivmeyi de devam ettirmemiz gerekiyor çünkü bizim 2023 hayalimiz, vizyonumuz var. İnşallah o hayale, hedefe adım adımda ülke olarak yaklaşmış olacağız."

Türkiye'nin siyasetteki istikrarı kalıcı hale getiren yeni bir ivmeyi yakaladığını vurgulayarak, "16 Nisan sonrasında Anayasa değişikliğiyle beraber oluşturduğumuz sistem Türkiye'de siyasi istikrarı kalıcı şekilde tesis edecek. Güçlü bir hükümet, güçlü bir yasama ve hesap verme mekanizmaları çok daha güçlendirilmiş demokrasi. Bu üç sac ayağı üzerinde Türkiye demokrasisi daha da gelişecek, daha da büyüyecek." dedi.

Ağbal, 2019'a giden süreçte AK Parti olarak gece gündüz vatandaşa hizmet için çalışacaklarını dile getirerek, vatandaşın taleplerini yerine getirirken aynı zamanda gönül köprülerinin inşa edileceğini belirtti.

Bakan Ağbal, sözlerini, teşkilat üyelerine 2019 sürecine giderken izlemeleri gereken yola ilişkin görüşlerini aktararak tamamladı.

En son gelişmelerden haberdar olmak için whatsapp kanalımızı takip edin