Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

Ayasofya, Lozan kurbanı

Ayasofya'nın Haçlıların birlik noktası olduğunu ve Ayasofya ibadete açılırsa Haçlıların birliğinin kırılacağını ifade eden Recep Terler, "Ayasofya'nın müzeye çevrilmesinin Lozan'da içeriği bilinmeyen gizli bir anlaşma gereği olduğunu düşünüyorum" dedi.
Ayasofya, Lozan kurbanı
23 Kasım 2016 16:02:00
Ayasofya'nın Haçlıların birlik noktası olduğunu ve Ayasofya ibadete açılırsa Haçlıların birliğinin kırılacağını ifade eden Recep Terler, "Ayasofya'nın müzeye çevrilmesinin Lozan'da içeriği bilinmeyen gizli bir anlaşma gereği olduğunu düşünüyorum" dedi.

ÖZLEM DOĞAN

Ayasofya; Kutsal Bilgeliku2026 Doğu Roma İmparatorluğu'nun İstanbul'da yaptığı en büyük kilise o dönemde Megale Ekklesia adıyla anılıyordu. Bu görkemli katedral, Doğu Roma İmparatorluğu boyunca hükümdarların taç giydiği, başkentin en büyük kilisesi olarak vazifesini sürdürdü. Çeşitli nedenlerle yıkılıp yeniden yapılan Ayasofya, günümüzdeki şeklini 527 yılında İmparator Justinianos tarafından İsidoros ile Anthemios'a yaptırıldı. Beş yılda tamamlanan kilisenin açılış günü İmparator Justinianos'un, mabedin içine girip, "Tanrım bana böyle bir ibadet yeri yapabilme fırsatı sağladığın için şükürler olsun" dedikten sonra, Kudüs'teki Hz. Süleyman Mabedi'ni kastederek "Ey Süleyman seni geçtim" diye bağırdığı nakledilir. İşte Hristiyan dünyasının Konstantiniyye'de bulunan bu devasa mabedi, 1453'te Osmanlı İmparatorunun büyük ve ulu padişahı Fatih tarafından fethedilerek İstanbul'daki en büyük cami olarak tarihe geçer.

Mustafa Kemal müzeye çevirdi

Büyük hükümdar Fatih, sanki yüzyıllar sonra vakfiyesinin başına gelecekler içine doğmuş gibi 1 Haziran 1453'te bir irade buyurur:

"Kim bu Ayasofya'yı camiye dönüştüren vakfiyemi değiştirirse, bir maddesini tebdil ederse, onu iptal veya tecile koşarsa, fasit veya fasık teville veya herhangi bir dalavereyle Ayasofya Camisinin vakıf hükmünü yürürlükten kaldırmaya kastederse, aslını değiştirir, füruuna itiraz eder ve bunları yapanlara yol gösterirlerse ve hatta yardım ederlerse ve kanunsuz olarak onda tasarruf yapmaya kalkarlar, camiilikten çıkarırlar ve sahte evrak düzenleyerek mütevelli hakkı gibi şeyler ister yahut onu kendi batıl defterine kaydeder veya yalandan kendi hesaplarına geçirirlerse, ifade ediyorum ki huzurunuzda, en büyük haram işlemiş ve günahları kazanmış olurlar! Bu sebeple bu vakfiyeyi kim değiştirirse, Allah'ın, Peygamber'in, meleklerin bütün yöneticilerin ve dahi bütün Müslümanların ebediyen laneti onun ve onların üzerine olsun. Azapları hafiflemesin, haşr gününde yüzlerine bakılmasın. Kim bunları işittikten sonra hala bu değiştirme işine devam ederse, günahı onu değiştirene olacaktır. Allah'ın azabı onlaradır. Allah işitendir, bilendir."

Fakat Ayasofya, İstiklal Mahkemelerinde hocaların şapka takmayı reddettikleri için asıldığı ve inkılapların zorla halka kabul ettirildiği dönemde Mustafa Kemal'in emri ve Bakanlar Kurulu kararı ile 1 Şubat 1935'de müzeye çevrilerek yerli ve yabancı ziyaretçilere açılır. 1936 tarihli tapu senedine göre, Ayasofya "57 pafta, 57 ada, 7. parselde Fatih Sultan Mehmed Vakfı adına Türbe, Akaret, Muvakkithane ve Medreseden oluşan Ayasofya-i Kebir Camii Şerifi" adına tapuludur.

85 yıl sonra yeniden ezan

Ayasofya yıllardır boynu bükük bir şekilde cami olarak açılmayı bekliyor. Müslümanlar her fırsatta Ayasofya'nın özgürlüğüne kavuşturulması için gerek yazılarla, gerek sabah ezanında Ayasofya önünde namaz kılarak, gerekse başka faaliyetlerle zincirlerin kırılıp Fatih'in bedduasının üzerimizden kalkmasını talep ediyorlar. Bununla birlikte AK Parti iktidarıyla birlikte Ayasofya'da 85 yıl aradan sonra ilk defa ezan okundu ve küçük bir bölümü ibadete açıldı. Ayasofya'nın tamamının yeniden cami olarak hizmete girmesini isteyenlerden biri de 'Ayasofya Dergisi'nin Genel Yayın Yönetmeni Recep Terler'le Ayasofya önünde buluşup hasbihal ettik.

Ayasofya'ya hiç girmedim

Dedesinin 2013 yılında yüz küsur yaşında vefat ettiğini ve okuma yazmayı askerde öğrendiğini anlatan Terler, "Dedem Ayasofya'nın kapalı olduğunu biliyormuş. 2010 yılında bana "İstanbul'daki cami hala kapalı mı oğlum" diye sorardı. Bu da beni çok etkilemiştir. Bu yüzden 2014 Eylül adından itibaren bilinçli bir şekilde dergimizi çıkarmak başladık. Bir hareket olarak çeşitli illerde organizasyonlar gerçekleştirdik. Ayasofya'ya hiç girmedim, cami olana kadar da girmeyi düşünmüyorum" şeklinde konuşuyor.

Önce Ayasofya, sonra Kudüs

"Haçlıların birlik noktası bu tarihi yapıdır. Biz Ayasofya'yı ibadete açtığımızda Haçlıların birliğini kırmış olacağız. Müze olması onların birliğini bir nebzede olsa sağlamaya devam ediyor" diyen Terler sözlerini şöyle sürdürüyor: "Onların en devasa ve en sembolik yapısını Müslümanlar ele geçirmiş ve cami yapmıştı. Ayasofya'nın yeniden açılışı, Müslümanların özgüveni yerine gelecektir. Türkiye'de 15 yıldır bir değişim ve özgüven yinelenmesi var. Bu durum Ayasofya ile zirveye ulaşır. Ondan sonra da sıra Kudüs'e gelir inşallah."

Lozan'daki gizli bir anlaşmanın gereği

Ayasofya'nın müzeye çevrilmesinin Lozan'da içeriği bilinmeyen gizli bir anlaşma gereği olduğunu düşündüğünü söyleyen Terler, "Rusya ile yaşadığımız kriz döneminde Rus Milletvekili Gavrilov, Ayasofya'nın Ortodoks Kilisesi'ne dönüştürülmesini istedi. Bu demek oluyor ki Ayasofya Haçlıların bir numaralı misyonlarından bir tanesi. Bu bağlamda CHP Milletvekilinin söyledikleri de Yunanlıların işine yarayacak bir fikir. 1453'ten beri hazmedilemeyen bir fetih ve Ayasofya gerçeği var ortada" sözleriyle mücadelesine kalemiyle devam edeceğinin altını çiziyor.

En son gelişmelerden haberdar olmak için whatsapp kanalımızı takip edin