Dolar (USD)
32.42
Euro (EUR)
34.29
Gram Altın
2492.64
BIST 100
9693.46
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

Avusturya'da sığınmacı krizi başbakanı koltuğundan etti

Avusturya'da sığınmacı krizi, 2008'den beri başbakan olarak görev yapan Werner Faymann'ı koltuğundan etti.
Avusturya'da sığınmacı krizi başbakanı koltuğundan etti
13 May 2016 09:30:00
Avusturya'da sığınmacı krizi, 2008'den beri başbakan olarak görev yapan Werner Faymann'ı koltuğundan etti.

Avusturya'da sığınmacı krizi, 2008'den beri başbakan olarak görev yapanWerner Faymann'ı koltuğundan etti. Aşırı sağcıların yükselişini önlemek üzeresığınmacı karşıtı politikalara yönelen Faymann, parti içerisinden gelen sert tepkiler üzerine görevini bırakmak zorunda kaldı.

Avusturya, Aralık 2013'ten bu yana, Faymann'ın partisi Sosyal Demokrat Parti (SPÖ) ile merkez sağ Avusturya Halk Partisi'nin (ÖVP) oluşturduğu koalisyon hükümetiyle yönetiliyor.

Zaman zaman uzlaşıyla çözülse de koalisyonu oluşturan SPÖ ve ÖVP arasındaki görüş ayrılıkları, Temmuz 2015'da başlayan sığınmacı akınıyla yeniden alevlenmişti.

Sosyal demokratlar, savaştan ve zulümden kaçan sığınmacılara kucak açılmasını, merkez sağ parti ÖVP ise Avrupa Birliği'nin (AB) dış sınırlarının korunmasıyla birlikte iç sınırlarda da kontrollerin artırılması ve bazı sınırlara tel örgüler çekilmesini savundu.

Sığınmacı krizinin başlangıcında en azından söylem düzeyinde "Sığınmacılar hoş geldiniz" politikası izleyen hükümet, iktidar ortağı ÖVP'nin baskısı ve aşırı sağcı Avusturya Özgürlük Partisi'nin (FPÖ) bazı eyaletlerde yükselişiyle, sığınmacılara yönelik politikasını değiştirdi.

ÖVP Genel Başkanı ve Başbakan Yardımcısı Reinhold Mitterlehner'in sığınmacı politikasında sert önlemler alınmaması halinde istifa edeceğini açıklaması ve aşırı sağcıların Burgenland, Yukarı Avusturya, Vorarlberg ve Viyana'da oylarını artırmaları hükümetin, sığınmacı karşıtı politikalara yönelmesine neden oldu.

Sığınmacı karşıtı politikalar

Macaristan ve Slovenya sınırlarında kontrolleri artıran hükümet, Nickelsdorf sınır kapısına 4 kilometrelik tel örgü çekti. Günlük sadece 80 sığınmacı kabul edeceğini açıklayan hükümet, 2016 yılı için iltica başvurularına 37 bin 500 sınırlaması getirdi.

Hükümet, İtalya sınırındaki Brenner sınır kapısında kontrolleri artırmayı ve 370 metrelik tel örgü çekmeyi planladığını açıkladı.

Avusturya Parlamentosu, 27 Nisan'da, sığınmacı karşıtı yasayı kabul etti. Yasa, sığınmacı sayısının ani artışı karşısında hükümete "olağanüstü hal" ilan etme ve polise sığınmacıları tutuklama, gözaltına alma ve sınır dışı etme yetkisi veriyor.

Sosyal demokratlarda sığınmacı krizi

Sığınmacılara yönelik sert önlemler, Faymann'ın partisinin, fiilen sığınmacı yanlısı ve karşıtı olarak ikiye bölünmesine yol açtı. Sığınmacılara kucak açılmasını savunan sosyal demokratlar ile sığınmacıların engellenmesini savunan sosyal demokratlar arasındaki makas zamanla açıldı.

SPÖ'nin "sosyal demokrat" kimliğinden uzaklaştığını iddia eden sığınmacı yanlısı parti örgütleri, Faymann'ın partiyi sağa kaydırdığını belirterek, liderliğinin tartışmalı hale geldiğini ileri sürdü.

Sağcıların yükselişi

Avusturya'da, 24 Nisan'da yapılan cumhurbaşkanlığı seçiminin ilk turunda aşırıcı sağcı FPÖ'lü aday Norbert Hofer'in yüzde 35 oyla birinci olması, sosyal demokratlar için bardağı taşıran son damla oldu.

Çünkü sosyal demokratların adayı Rudolf Hundstorfer yüzde 11 oyla sondan ikinci olabildi. 1945'den beri ülkeyi yöneten bir partinin yaşadığı hezimetin faturası, Başbakan Faymann'a çıkarıldı.

Parti örgütleri, halkta karşılığı olmayan birisini cumhurbaşkanı adayı gösterdiği için Faymann'a yönelik istifa taleplerini yüksek sesle dillendirmeye başladı.

Bunun yanında Faymann'ın, cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ilk turundan sonra "gerekirse aşırı sağcılarla koalisyon hükümeti kurulabileceğini" açıklaması da parti içerisinde sert tepkilere yol açtı.

SPÖ eyalet teşkilatları ve sendikalar ile Viyana SPÖ Eyalet Meclis Grup Başkan Vekili Tanja Wehsely, aşırı sağcılarla ittifak kurabileceğini açıklayan Faymann'ın sorumluluk alıp istifa etmesini istedi.

Başbakan Faymann, partisinin düzenlediği 1 Mayıs İşçi Bayramı etkinliklerinde "istifa et" ve "şimdi kongre zamanı" yazan pankartlarla protesto edildi ve istifa etmeye davet edildi.

Koalisyon, erken seçim istemiyor

İkinci turu 22 Mayıs'ta yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimi, aşırı sağcı aday Hofer ile Yeşillerin adayı Alexander Van der Bellen arasında geçecek. Hofer'in Cumhurbaşkanı olması ve koalisyon hükümetinde yaşanacak olası bir dağılmada, yeni cumhurbaşkanının hükümet kurma görevini FPÖ'ye verebileceği ve en kötü ihtimal olarak FPÖ-SPÖ koalisyonunun ortaya çıkabileceği belirtiliyor.

Sosyal demokratların bir kısmı aşırı sağcı FPÖ ile kesinlikle hükümet kurulmasını istemiyor, bir kısmı ise böyle bir koalisyonun olabileceğini savunuyor.

Olağan genel seçimlerin Eylül 2018'de yapılması, hükümetin dağılması halinde ise Eylül 2016'da erken seçim yapılabileceği konuşuluyor.

Ancak koalisyonu oluşturan sosyal demokrat SPÖ ve merkez sağ parti ÖVP, aşırı sağcı FPÖ'nün iktidara geleceği korkusuyla bir erken seçim yapılmasını istemiyor. Bu nedenle hükümetin dağılmaması için aralarındaki farklılıkları görmezden geliyorlar.

"Çekiliyorum"

Ancak parti içerisinde yapılan tartışmalardan sonra bir süredir istifanın eşiğinde olduğu yorumları yapılan Faymann, eyalet başkanları ile yaptığı toplantı sonrasında dün bütün görevlerinden istifa ettiğini açıkladı.

2008'den beri Başbakan olan Faymann, "Parti başkanı ve başbakan olarak geri çekiliyorum. Bu ülkenin, partisinin sonuna kadar arkasında olduğu bir başbakana ihtiyacı var." ifadelerini kullandı.

Faymann'dan boşalan Başbakanlığa, vekaleten Başbakan Yardımcısı Reinhold Mitterlehner, SPÖ Genel Başkanlığına ise geçici olarak Viyana Eyalet Başkanı Michael Haupl getirildi.

Mitterlehner, ortada yeni bir erken seçimi gerektirecek durum olmadığını belirtirken, Haupl, yeni parti liderinin haftaya açıklanacağını duyurdu.

"Faymann'ın gitmesi kaçınılmaz oldu"

Avusturya Uluslararası İlişkiler Enstitüsü'nde araştırmacı Hakan Akbulut, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Faymann'ın istifa sürecinin sığınmacı sorunu ile başladığını, parti içi çekişmeyle devam ettiğini ve görevden ayrılmayla son bulduğunu söyledi.

Faymann'ın ilk başlarda Almanya Başbakan Angela Merkel'in yanında yer alarak sığınmacılara sınırları açtığını, daha sonra 180 derece dönüş yaparak Macaristan gibi sığınmacı karşıtı ülkelerin saflarına katıldığını belirten Akbulut, "Bu politika parti içerisinde bir kanadı memnun ederken, diğer kanadın tepkisini çekti." dedi.

Sosyal demokratların, aşırı sağcı parti FPÖ ile hükümet kurup kuramayacağı tartışmalarının sorunları artırdığını vurgulayan Akbulut, "Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde parti tabanının sağa kayması engellenemedi. Böylece Faymann'ın gitmesi kaçınılmaz oldu." diye konuştu.

Sığınmacı karşıtı bir genel başkanın beklenmediğini kaydeden Akbulut, yeni genel başkanın sığınmacı yanlısı politikalar izlemesi halinde de koalisyon ortağı ile sorunlar yaşayacağını ve erken seçimin kaçınılmaz olacağını ifade etti.

"Partinin kendisini bir arada tutma sorunu"

Salzburg Üniversitesi Siyaset Bilimi Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Farid Hafız ise Avrupa'da sosyal demokrat partilerin benzer krizlerle karşı karşıya olduğunu belirtti.

Hafız, sosyal demokratların yaşadığı krizin aşırı sağcı partinin kazançlı çıkmasına neden olacağını aktardı.

Sosyal demokrat parti içerisindeki hizipleşme nedeniyle partinin sol kimliğini kaybettiğini dile getiren Hafız, "Avusturya'daki siyasi manzara için birinci muhtemel senaryo, yeni bir sol partinin ortaya çıkmasıdır. Çoğu üyesi partiden emekli olmuş ve çoğu genç aktivistler siyasi liderlikten memnun değil. Bu yüzden sosyal demokratların sorunu yeni bir lider değil, partinin kendisini bir arada tutma sorunudur. Her kim gelirse gelsin bu kolay bir iş olmayacak." ifadelerini kullandı.