Atatürk Milliyetçiliği İflas Etti
Eğitim, evrensel değerler ışığında insan onur ve şahsiyetine gölge düşürmeden, hayatı kolaylaştırıcı ve insanlık değer katsayısını yüceltmek için yapılan etkinlik bütünü olsa gerek. Bu evrensel değerlerin baş aktörleri Peygamberler olmasına rağmen; kimi bilim insanları, filozof ve düşünürler de vardır. En az katkısı olanlar ise silah zoruyla insanları hizaya/düzene sokmak isteyenlerdir.
Aslında milletlerin tarihini şekillendirenler de bu müstesna şahsiyetler olsa gerek. Öyle ki tarihin bazı kareleri bazı isimlerle bile anılır; örneğin Adnan Menderes dönemi, Özal dönemi gibi. Ama bu şahsiyetlerin öğretileri tabu haline gelmemelidir/gelmedi de.
Bu münasebetle diyorum ki eğitim öğretim gibi insanı insan eden ya da lanete müstahak kılan bir faaliyeti bir kişinin düşüncesine endeksli hale gelmesi telafisi zor sıkıntıların oluşmasına neden olur.
Atatürk milliyetçiliği dediği şey üç kesim insan tipi oluşturdu
1-Kemalistler,
2-Türk milliyetçileri,
3-Buna karşı gelişen Kürt milliyetçiliği.
Atatürkçülükten Devletçilik bireyi görmezden geldi, laiklik her fırsatta İslam dinine karşı bir kalkan haline getirildi. Yani dünyanın uyguladığı laiklik tüm dinlere eşit mesafede olması gereken bir yönetimin adı iken bizde daha çok İslam'a sinsice yaklaştı öyle ki neredeyse canını aldı alacak hale geldi. Birileri diyemezdi ki yahu arkadaş bu benim dinim, varlığımın nedeni, ruhum onunla sulanıyor, moral ve motivasyonumu oradan alıyorum. Doğrusu, gelişmiş dünya dinlere ekonomik katkı veriyor, ama dinlerle uğraşmıyor.
Milliyetçiliğe gelince İslam'dan bağımsız bir milliyetçilik olsa olsa ırkçılığın hortlamasına vesile olur.Eskiden İslam Ümmeti, küfür milleti varken, yeni yaklaşımda kala kala elimizde Türk Milliyetçiliği kaldı, yetmeyince kanunla Türk milliyetçiliğin alanımı değiştirdiler; "Türkiye cumhuriyeti vatandaşı olan her kes Türk'tür" dediler, hele bir düşünelim böyle ibretlik bir durum hiç dünyada yaşanmış mı? Siz yasa ile ortak bir ırk oluşturacaksınız ve bu vesileyle bir ırk her geçen gün güç kazanacak, ön planda olacak diğer ırklar de varlık mücadelesini verecekler, medeniyet dediğiniz bu mu yani?
Tanımla oluşturulan Türk Milleti kavramına itiraz eden Kürtler işkence ve zulme maruz kaldılar, bu süreçte yaşanan sıkıntıları dile getirmek kolay değil, yaşanan yaşandı, bu barış sürecinde okuyucularımın moralini bozmak istemiyorum, zoruma giden şey;
*Kürt vatandaşlarımızın Anadolu insanına kötü gösterilmesi,
*400 milyon dolar milli servetimizin boşa harcanması,
*Bu arada 50-60 bin insanımızın ölmesi,
*Siyasetimizin soyut meselelerin etrafında şekillenmesi, düşünce insanımızın bu meseleler üzerinde kafa yormaları, bilim insanlarımızın ideolojik taraf haline gelmeleri, oldu.
İlginçtir, BDP sahip olduğu anlayışın yanlışlığını fark etti politikasını değiştirmek için HDP'ye ilhak ederek Türkiye partisi olmak için çaba sarf ediyor, Eş Başkanı Selahattin Demirtaş'ın Cumhurbaşkanlığı kampanyası, birlik ve beraberlik düsturuna göre şekillenmiş vaziyetteyken, CHP ve MHP hala inadına inat demode olmuş zihniyetlerine bağlı olarak politika üretmeye devam ediyorlar. Cumhurbaşkanlığı için ileri sürdükleri aday da politikalarının iflasına açık delildir.
70 yıl uygulanan Atatürk Milliyetçiliğine endeksli Tevhidi Tedrisat Kanunu ancak %40 taraftar oluşturabildi, inanıyorum ki bu tarafın da %75'i bu sinsi düşünceden habersiz, öğrenilmiş korku ve endişelerle tarafgirlik yapıyorlar. %60 yine bir vesileyle bu Atatürk milliyetçiliği tuzağından sıyrılmış, benliğini koruyor, kendini arıyor.
O zaman biran evvel özgürlükçü, üretken, bireye endeksli ve öğrenci merkezli bir eğitim modelini geliştirerek geleceğin adamını yetiştirmek lazımdır diye düşünüyorum. Bugüne bin şükür etmemiz gerektiğini dile getirirken, devlet ve hükümetimiz üzerinde bir etki unsuru olmaya, iyinin daha iyisini istemeye devam etmemiz gerekir diye düşünüyorum.
Kanaatim budur, siz ne düşünüyorsunuz?
Eyüphan Kaya
"Üye/Üyeler suç teşkil edecek, yasal açıdan takip gerektirecek, yasaların ya da uluslararası anlaşmaların ihlali sonucunu doğuran ya da böyle durumları teşvik eden, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik ya da ahlaka aykırı, toplumca genel kabul görmüş kurallara aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde hiçbir İçeriği bu web sitesinin hiçbir sayfasında ya da subdomain olarak oluşturulan diğer sayfalarında paylaşamaz. Bu tür içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk münhasıran, içeriği gönderen Üye/Üyeler'e aittir. MİLAT GAZETESİ, Üye/Üyeler tarafından paylaşılan içerikler arasından uygun görmediklerini herhangi bir gerekçe belirtmeksizin kendi web sayfalarında yayınlamama veya yayından kaldırma hakkına sahiptir. Milat Gazetesi, başta yukarıda sayılan hususlar olmak üzere emredici kanun hükümlerine aykırılık gerekçesi ile her türlü adli makam tarafından başlatılan soruşturma kapsamında kendisinden Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 332.maddesi doğrultusunda istenilen Üye/Üyeler'e ait kişisel bilgileri paylaşabileceğini beyan eder. "
Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.