Atamu Elması
Atamu Elması, Kur’an-ı Kerim’de ismi geçen ve peygamber olup olmadığı konusunda netlik bulunmayan Zülkarneyn’in, insanlığı Ye’cüc ve Me’cüc belasından kurtarmasını konu edinmiş… Bence Şeyda Hanım’ın seçtiği konu çok enteresan…
Romanda, kayıp Kıta Mu ve ondan sonra kaybolduğu ileri sürülen Atlantis’in yok oluşundan bahsediliyor. Kina isimli bir genç, bilimde en üst seviyeye çıkmış Atlantis’in merkezinde özel yetenekli gençlerin eğitim aldığı bir birimde çalışmaktadır. Bu birimin amacı, Atlantis’in muhtemel yok oluşunu önlemektir. Bunun için Atlantis’in merkezinde inşa edilen Atamu isimli makine, elmasla çalışmaktadır. Bir gün elmas, Atlantisli bilim insanlarının kendi hizmetleri için yaptıkları Yec ve Mec’ler (Yecüc ve Mecüc) tarafından çalınır… Yec ve Mec’ler birkaç hain insanoğlunun da yardımıyla robotluktan (!) çıkıp insan gibi düşünmeye başlamışlar ve isyan etmişlerdir.
Atamu elmasını çaldıkları için Atlantis’in sonu gelmiştir… Yanardağlar peşpeşe patlamış, okyanus kabarmış ve Atlantis denizin dibini boylamıştır. Bu felaketten kısa bir süre önce Zülkarneyn isimli bir ermişin varlığını öğrenen Kina ve arkadaşları, onu bulmak için yollara düşer. Sonunda Zülkarneyn’i bulurlar ve Yec-Mec felaketinden insanoğlunu kurtarmasını isterler. Zülkarneyn, Kina ve arkadaşlarıyla birlikte kendilerine inanan insanları bir dağın içindeki kuyuya indirir ve oradan ışınlama yoluyla, batmakta olan Atlantis’ten kurtarır. Ne var ki, çok akıllı olan Yec ve Mecler aynı yolu izleyerek Zülkarneyn’in peşinden gelirler… Sonunda Zülkarneyn, demiri işleyen bir kabileye rastlayınca Yec ve Mec’ten nasıl kurtulacaklarını bulur. Zülkarneyn, Yüce’ye (Allah) inanan ve onun emirleriyle hareket eden bir uludur. Yec ve Mec’i iki dağ arasında kıstırır, üzerlerine kızgın demiri boca eder ve insanoğlunu kurtarır.
Evet… Atamu Elması, Kur’an-ı Kerim’de geçen bir kıssayı merkez alarak yazılan harika bir roman… Şeyda Koç Asyalı, bu romanında da engin hayal gücünü, bugüne kadar hiç duymadığınız tasvirlerle karşınıza sunuyor… İşin garibi bu romanda SİSİ adı da geçiyor iyi mi? Ve bu SİSİ de, Mısır’ın darbecisi Sisi gibi sevilmeyen fitnetor biri…
Kırgızistan’da, Zülkarneyn’in Ye’cüc ve Me’cüc’ü hapsettiği yer olarak tespit edilen dağ.
"Üye/Üyeler suç teşkil edecek, yasal açıdan takip gerektirecek, yasaların ya da uluslararası anlaşmaların ihlali sonucunu doğuran ya da böyle durumları teşvik eden, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik ya da ahlaka aykırı, toplumca genel kabul görmüş kurallara aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde hiçbir İçeriği bu web sitesinin hiçbir sayfasında ya da subdomain olarak oluşturulan diğer sayfalarında paylaşamaz. Bu tür içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk münhasıran, içeriği gönderen Üye/Üyeler'e aittir. MİLAT GAZETESİ, Üye/Üyeler tarafından paylaşılan içerikler arasından uygun görmediklerini herhangi bir gerekçe belirtmeksizin kendi web sayfalarında yayınlamama veya yayından kaldırma hakkına sahiptir. Milat Gazetesi, başta yukarıda sayılan hususlar olmak üzere emredici kanun hükümlerine aykırılık gerekçesi ile her türlü adli makam tarafından başlatılan soruşturma kapsamında kendisinden Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 332.maddesi doğrultusunda istenilen Üye/Üyeler'e ait kişisel bilgileri paylaşabileceğini beyan eder. "
Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.