''ALLAH SABREDENLERLE BERABERDİR''
Sabır, insanın alışageldiği tabiatına tamamen zıt saldırılar karşısında, haklı olduğu ve karşı çıkma gücü, cesareti ve kuvveti olduğu halde, kendini zorlamadan ve nefsine baskı yapmadan rahat olarak sessiz ve sakin kalabilmektir. Allah ile beraber olmak isteyenler, sahil-i selamete ermek isteyenler, belalardan, musibetlerden emin olmak isteyenler, sabırdan başka vasıtalara baş vurmamalıdırlar. Çünkü sabır, ailede sükunet, işte huzur, tahsilde ve hayatın bütün köşe taşlarında başarının sırrıdır. İnsan her zaman karşılaşacağı olaylara karşı kendisini, sabırlı olması konusunda fikren ve zihnen eğitmesi ve beklenmedik acı olaylara karşı hazırlıklı olması gerekir.
Sabrın meyvesi tatlıdır
Sabır acı fakat neticesi ve meyvesi tatlıdır. Sıkıntılara, acılara, dert ve belalara sabır gösteren, sonunda huzuru ve mutluluğu elde eder. Sabrın sonu kurtuluştur, ibadette sabır gösteren huzura kavuşur, iyilikte sabır gösteren saadeti yakalar, bütün güzellikler sabırla gerçekleşir. Bunun yanında bütün kusurlar, kötülükler, yanlışlar, günahlar, insanı küçük düşüren ve toplumda rezil eden olaylar da sabredememenin yüzünden insanın başına gelir. Dünyada ne kadar başarı varsa, ne kadar iyilikler ve güzellikler varsa, hepsi de güzel sabrın ürünüdür. Ne kadar başarısızlıklar, ne kadar kötülükler, ne kadar acılar, ne kadar isyanlar varsa hepsi de sabırsızlığın acı meyvesidir.
Cennet'i kazanmak kolay değil
Kur'an-ı Kerim, insanların ahireti kazanabilmeleri için hayat boyu imtihan edileceği hususlardan biri de sabır olduğunu ifade eder. "Sabredenlerin mükafatları elbette hesapsız olarak verilir."(Zümer, 10). Her kim sabreder ve suçu bağışlarsa, bu hareket arzu edilen en iyi işlerdendir."(Şu00fbra 43). İmanda sabır, ibadette sabır, iş hayatında sabır, yemek konularında sabır, kötülüğe karşı sabır, bütün olumsuzluklara karşı sabır, bedendeki baş gibidir. Peygamberimiz Efendimiz "Sabreden zafere ulaşır" buyurmuşlardır. Sabır, asla atalet ve tembellik değildir. Başarısızlığın kaynağı da değil, hele miskinliğin adı hiç olamaz. Geri kalmışlığın, üretmemenin sebebi de sabır değildir.
Allah tembellere yardım etmez
Sabır, bütün olumluluk ve olumsuzluklarda bıkmamak, usanmamak, yorulmamak, tükenmemek ve dayanmaktır. Nimet dağılırken sabır gösterenler, hizmet zamanı da sabır gösterirlerse neticeye o zaman ulaşılırdı. Kendi başarısızlığımızın, beceriksizliğimizin ve başımızdan hiç eksik olmayan fukaralığın çilesine katlanmaya sabır diyorsanız, daha çok ufuklara bakarsınız biri elimizden tutup kaldıracak diye. Çünkü, Allah tembellerle asla beraber olmaz. Allah Kur'an da "Ey iman edenler! Sabrederek ve namaz kılarak Allah'tan yardım dileyin. Şüphe yok ki Allah sabredenlerle beraberdir." (Bakara 153) buyurdu.
"İnsanlar imtihandan geçirilmeden sadece iman ettik demeleriyle bırakılıvereceklerini mi sanıyorlar?"
(Ankebut, 2)
Peygamber Efendimiz sallallahü aleyhi ve sellem buyurdular: "Dua ibadetin ta kendisidir."
(Sünen-i Ebu00fb Davu00fbd)
DUA İBADETİN ÖZÜDÜR
Dua, Allah Teala'ya iltica ve kulluğunu göstermektir. Dua İslam'ın sünnetlerindendir. Hadis-i şerifte "Cenab-ı Hak katında dua kadar kıymetli ve itibarlı şey yoktur. Muhakkak dua ibadetin iliğidir" buyurulmuştur. Yani bedenin kemikleri ilikle ve beden de kemikle dik durabiliyorsa, ibadet de dua ile tamam olur. Bundan dolayı her ibadet dua ile bitirilmelidir.
Hadis-i şerifte, "Size düşmanınızdan kurtaracak, rızıklara kavuşturacak şeyi bildireyim mi? Allah Teala'ya gece ve gündüz dua edersiniz. Zira dua mü'minin silahıdır" buyurulmuştur. Dua, inmiş ve inmemiş belaya fayda verir. Muhakkak bela kula iner, dua onu karşılar da kıyamete kadar onunla savaşır, onu defeder, geri çevirir. Dua belayı hafifletir, ona karşı sabra vesile olur. Duanın bazı adabı vardır: En birincisi helal yemektir.
Hz. Sa'd bin Ebu00ee Vakkas (r.a.), Resu00fblullah Efendimiz'den (s.a.v.) duası makbul olanlardan olması için dua etmesini istedi. "Ya Sa'd, haramlardan sakın. Zira midesine haram lokma giren her kişiden kırk gün dua kabul olunmaz" buyurdular. Dua, ihtiyaçların görülmesinin anahtarıdır, o anahtarın dişleri de helal lokma yemek ve helal giyinmektir. Duanın diğer adabı, günah ve hatalardan çok tevbe etmek ve istenilen şeyde acele etmemek, duadan usanmamaktır.
Dua edilen şeyin hemen verilmemesi ya mukadder vakti gelmediğinden veya Cenab-ı Hakk'ın kulunun yalvarmasını sevdiğinden yahut Cenab-ı Hakk'ın bildiği başka bir hikmettendir. Kula düşen, duasında ısrar ve ilticaya devam etmektir. Bir kimseye duasının karşılığı dünyada verilmese ahirette sevabını alır. Dua için faziletli vakitleri gözetmeli, faziletli makamlarda duayı ganimet bilmelidir.
ŞEHİR VE MEDENİYET
Göçmenlerin sağmal inek beslediği semt
Bahçelievler: 1930'larda Fikret Yüzatlı yüzölçümü 500 dönüm olan incirli Çiftliği'nin sahibiydi. O dönemde Fikret Yüzatlı'nın bir arkadaşı olan Ali Galip Ersel ismindeki emlakçının bu çiftliği satılığa çıkarmasıyla birlikte Bahçelievler'in kuruluş hikayesi başladı.
Bağcılar: İlçe Osmanlı döneminde Rum ahalinin yaşadığı Mahmutbey nahiyesinin köylerinden biridir. Zamanla bu köylerden biri olan Çıfıtburgaz'ın adı Bağcılar olarak değiştirilir.
Balat: Rumcada "Palation" Saray anlamına gelir. Osmanlı devrinde de bu bölgeye Saray Kapısı manasında "Palat kapısı" daha sonra da kısaca Balat denilmiştir.
Bayrampaşa: İlçeye 1927'de Bulgaristan'dan gelen göçmenler sağmalık inekler yetiştirmek için çiftlikler kurduğundan dolayı bölge Sağmalcılar olarak anıldı. Osmanlı döneminde semtte çıkan kolera salgınından çok kişi ölünce IV. Murad'ın sadrazamlarından Bayram Paşa'nın burada bir çiftlik sahibi olmasından esinlenilerek Sağmalcılar adı Bayrampaşa olarak değiştirildi.
NÜKTE
Bilgeliği kimsen öğrendin?
Lokman Hekim'e, "Bilgeliği kimden öğrendin?" diye sorduklarında ondan şu cevabı almışlar:
"Körlerden öğrendim. Çünkü onlar elindeki değnekle tam araştırmadan adım atmazlar. Basacakları yerin sağlam olduğundan emin olduktan sonra adım atarlar... Bundan dolayı ben de bir şey yapacağım zaman düşünür, faydalı ise konuşur, yararlı ise yaparım. Faydasız ise bırakmayı ve susmayı tercih ederim."
DAĞARCIK
Astronotlar ağlayamaz
* Eğer aynı zamanda aksırır, hıçkırır ve gaz çıkarırsanız, patlarsınız.
* Aşık olduğumuzda beynimiz "phenylethylamine" üretir. Bu kalp atışınızı hızlandırır ve sizi mutlu yapar. Bu kimyasal madde çikolatada da vardır.
* Uzayda yerçekimi olmadığı için astronotlar ağlayamaz. Çünkü gözyaşı aşağı düşmez.
* Birinci Dünya Savaşı'nda Fransa ülkedeki tüm taksileri devraldı ve askerler cepheye bu taksilerle taşındı.
* 1994 Dünya Kupası'nda, Bulgaristan futbol takımının 11 oyuncusunun hepsinin isminin sonu "OV" ile bitiyordu.
* Sivrisinek kovucu spreyler sinekleri kovmaz, sizi gizler. Sivrisineğin alıcılarını bloke ederek sizin orada olduğunuzu anlamalarını engeller.
* Kereviz yerken harcanan kalori, kerevizin içindeki kaloriden daha fazladır.
"Üye/Üyeler suç teşkil edecek, yasal açıdan takip gerektirecek, yasaların ya da uluslararası anlaşmaların ihlali sonucunu doğuran ya da böyle durumları teşvik eden, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik ya da ahlaka aykırı, toplumca genel kabul görmüş kurallara aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde hiçbir İçeriği bu web sitesinin hiçbir sayfasında ya da subdomain olarak oluşturulan diğer sayfalarında paylaşamaz. Bu tür içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk münhasıran, içeriği gönderen Üye/Üyeler'e aittir. MİLAT GAZETESİ, Üye/Üyeler tarafından paylaşılan içerikler arasından uygun görmediklerini herhangi bir gerekçe belirtmeksizin kendi web sayfalarında yayınlamama veya yayından kaldırma hakkına sahiptir. Milat Gazetesi, başta yukarıda sayılan hususlar olmak üzere emredici kanun hükümlerine aykırılık gerekçesi ile her türlü adli makam tarafından başlatılan soruşturma kapsamında kendisinden Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 332.maddesi doğrultusunda istenilen Üye/Üyeler'e ait kişisel bilgileri paylaşabileceğini beyan eder. "
Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.