Akkuyu'da neler oluyor? Almanların derdi ne
Haber: Marina Mussa
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, temmuz ayında NATO Liderler Zirvesi’ne katılmış ve dönüşte gazetecilere çok önemli açıklamalar yapmıştı.
Her ne kadar o günlerde Gazze’deki İsrail soykırımı, Rusya-Ukrayna savaşı ve ABD ile yürütülen F-16 görüşmeleri ana gündem olsa da satır arasında son derece ilginç bir gelişme de vardı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Akkuyu Nükleer Santrali için Siemens tarafından üretilen türbinlerin Alman gümrüğünde bekletildiğini belirterek, ''Bu, bizi ciddi manada rahatsız etmiştir. Bunu Almanya Başbakanı Olaf Scholz'a ikili görüşmemde tekrar hatırlattım. Gelişmeleri takip edeceğiz" demişti.
Almanya uluslararası hukuka uymuyor
Bu önemli açıklamaların üzerinden yaklaşık iki ay geçti. Konunun nereye evrileceği sorusu merakla beklenirken bu kez Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar dikkat çekici bir açıklama yaptı.
Alman markası Siemens’in Akkuyu Nükleer Santrali için ürettiği parçaları göndermediğini, bu nedenle projenin aksadığını ve bunun bir karşılığının mutlaka olması gerektiğini söyledi.
Peki, bir ülkenin ya da şirketin böyle bir durumda kendi kafasına göre ''Vazgeçtim, göndermiyorum'' deme hakkı var mı? Süreç nasıl işliyor? Bu soruların cevabını Uluslararası Hukuk Uzmanı Prof. Dr. Selami Kuran yanıtladı.
İlk olarak Alman devletinin ve özel bir şirket olan Siemens’in tutumunu ‘hukuk’ penceresinden nasıl gördürdüğünü Prof. Dr. Kuran’ anlattı.
İki taraf arasında çok güçlü bir ticaret sözleşmesi olduğundan bahsediyor. “Ortada bir ürün ve sözleşme var. Ürünün fiyatı belli. Teslim tarihi not düşülmüş. Ve Türkiye kendine düşeni yapıp parayı ödemiş. Ancak karşı taraf ‘Hayır vermiyorum’ diyor. Bu en basit haliyle hukuk tanımazlıktır” diyor.
Akkuyu'nun yaptırımlarla ilgisi yok
Bu noktada Almanya’nın ‘Ukrayna savaşı nedeniyle Rusya’ya yaptırım’ kartını oynamasının da bir anlam ifade etmeyeceği görüşünde Selami Kuran. “Akkuyu Santrali, Türkiye’de yapılıyor. Türk Devleti’nin bir tesisi. Bu proje başladığında ortada henüz savaş da yoktu. Ruslar bahane edilerek Türkiye’nin zarara uğratılması gayri hukuki bir durum” diyerek süreci özetliyor.
Almanya’nın tutumu hukuka uygun değil. Peki, Türkiye buna karşın neler yapabilir? Selami Kuran’a göre Ankara’nın elinde farklı seçenekler mevcut:
“Ortada bir sözleşme var. Ve emin olun o sözleşmede herhangi bir uyuşmazlık durumunda neler yapılacağı da harfiyen yazılıdır. Tahminimce uluslararası bir tahkim kurulu adres olarak belirlenmiştir. Ancak bu tür durumlarda bir yasal süre var. O yasal süre aşılırken Türkiye belirli dönemlerde hem Almanya’ya hem Siemens’e ihtar çeker. Durum resmen karşı tarafa bildirilir.
Eğer halen adım atılmazsa da tüm haklar kullanılır. Türkiye sadece Siemens’e ödediği paraları geri almakla kalmaz. Sonuçta burası bir sivil enerji santrali. Eğer projede aksama olursa daha ucuza enerji kullanma imkanı da ötelenir. Ve bu da bir zarar doğurur. Bu ve benzer tüm detaylar toplanır ve Ankara uluslararası hukuk nezdinde tüm zararlarının karşılanmasını ister.”
Akkuyu'da yaşananlar Almanya için ilk değil
Aslında mesele her ne kadar Akkuyu üzerinden gündeme taşınmış olsa da Ankara-Berlin hattında son dönemlerde farklı alanlarda da benzer haberler daha sık duyuluyor.
Örneğin, Altay tankının güç ünitesi için Almanya’nın Türkiye’ye örtülü bir ambargo uyguladığı sır değil. Benzer şekilde Türkiye’nin denizaltı projeleri de Alman firmaların çelmesiyle birçok kez boğuşmak zorunda kaldı. Bu nedenlerle kimi denizaltılarda inşa süresi uzarken kimilerinde de yerli/milli imkanlarla geliştirilen sistemler beklenmek zorunda kaldı.
Türkiye’nin ürettiği milli firkateynler için gerekli olan kimi kritik sistemler de Almanya tarafından yollanmadı ve projeler kasıtlı olarak geciktirilmek istendi.
Son dönemlerde Eurofighter savaş uçakları konusunda da Almanya’nın tutumu sıkça tartışıldı. Bilindiği üzere bu savaş uçağı İngiltere, Almanya, İspanya ve İtalya'nın yer aldığı çok uluslu konsorsiyum tarafından üretiliyor.
Şirketin CEO’su geçtiğimiz aylarda yaptığı açıklamada, “Türkiye’ye yapacağımız satış Almanya tarafından engellendi” açıklamasında bulunmuştu.
Çin ile devam edecekler
Son olarak Almanya ve Siemens nedeniyle yaşanan gecikmelere karşı nasıl bir yol izlendiğini de aktaralım. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Rusya Devlet Nükleer Enerji Kuruluşu Rosatom'un Akkuyu’daki kritik ekipmanları Çin’e sipariş ettiğini duyurdu.
Aslında konuyu yakından takip edenler için bu gelişme sürpriz sayılmaz. Çünkü Rus şirketin yetkilileri daha önce de benzer açıklamalarda bulunmuştu.
Projenin İnşaat ve Üretim Organizasyonu Direktörü Denis Sezemin, temmuz ayındaki röportajında “Şartlar ne olursa olsun proje takvimine uymamız gerektiği düşüncesiyle Siemens tarafından gönderilmeyen parçaların siparişini Ocak 2024’te Çin’e verdik” bilgisini paylaşmıştı.
"Üye/Üyeler suç teşkil edecek, yasal açıdan takip gerektirecek, yasaların ya da uluslararası anlaşmaların ihlali sonucunu doğuran ya da böyle durumları teşvik eden, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik ya da ahlaka aykırı, toplumca genel kabul görmüş kurallara aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde hiçbir İçeriği bu web sitesinin hiçbir sayfasında ya da subdomain olarak oluşturulan diğer sayfalarında paylaşamaz. Bu tür içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk münhasıran, içeriği gönderen Üye/Üyeler'e aittir. MİLAT GAZETESİ, Üye/Üyeler tarafından paylaşılan içerikler arasından uygun görmediklerini herhangi bir gerekçe belirtmeksizin kendi web sayfalarında yayınlamama veya yayından kaldırma hakkına sahiptir. Milat Gazetesi, başta yukarıda sayılan hususlar olmak üzere emredici kanun hükümlerine aykırılık gerekçesi ile her türlü adli makam tarafından başlatılan soruşturma kapsamında kendisinden Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 332.maddesi doğrultusunda istenilen Üye/Üyeler'e ait kişisel bilgileri paylaşabileceğini beyan eder. "
Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.