Dolar (USD)
34.12
Euro (EUR)
38.10
Gram Altın
2876.41
BIST 100
9900.25
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

Akıllıca adımlar atılıyor Münbiç kritik nokta

Türkiye'nin Zeytin Dalı Harekatı son hamlesi ile Afrin merkezini ele geçirmesi ile ABD-Türkiye ilişkileri hakkında konuşan BİLGESAM Uzmanı Prof. Dr. Ersin Onulduran, "Hükümet çok akıllıca adım atıyor. O bölgeyi süratle tekrar yaşanabilir bir hale getirerek oranın yerli halkının memleketlerine dönmesini sağlamaya çalışıyor. Fakat Münbiç'in kimin tarafından yönetileceği ve korunacağı meselesi Amerika ile ilişkimizde kritik nokta" dedi.
Akıllıca adımlar atılıyor Münbiç kritik nokta
20 Mart 2018 07:45:00
Türkiye'nin Zeytin Dalı Harekatı son hamlesi ile Afrin merkezini ele geçirmesi ile ABD-Türkiye ilişkileri hakkında konuşan BİLGESAM Uzmanı Prof. Dr. Ersin Onulduran, "Hükümet çok akıllıca adım atıyor. O bölgeyi süratle tekrar yaşanabilir bir hale getirerek oranın yerli halkının memleketlerine dönmesini sağlamaya çalışıyor. Fakat Münbiç'in kimin tarafından yönetileceği ve korunacağı meselesi Amerika ile ilişkimizde kritik nokta" dedi.

AMERİKA KENDİNE GELSİN

ABD'nin Ortadoğu'da tek derdinin İsrail'in güvenliğini sağlamak olduğunu söyleyen Onulduran Trump'ın "Yeniden Amerika'yı büyük yapma" politikası için de, "Koskoca Almanya, İtalya, Fransa, Japonya hatta Çin buna razı olacak mı? Hiç sanmıyorum. Dolayısıyla bir gün gelecek ABD'nin bu ülkelerle olan ilişkileri de bozulacaktır. ABD'nin artık kendine gelmesi lazım" diye konuştu.

NEŞAT GÜNDOĞDU/ANKARA

BİLGESAM Uzmanı Prof. Dr. Ersin Onulduran, Zeytin Dalı Harekatı'nın son geldiği noktada Afrin kent merkezinin alınması ve sonrasında bölgede gerçekleşecekler üzerine MİLAT'a özel açıklamalarda bulundu. Onulduran, ABD, Rusya ve İran'ın anlaşmazlıklarına vurgu yaparak bölgede Türkiye'nin istemediği hiçbir şeyin olmayacağını belirtti. Onulduran, ABD'nin gizli amacının İsrail'in güvenliğini sağlayacak bir bölge dizayn etmek olduğunun altını çizerek Rusya gibi Suriye'de güçlü üsler kuracağının kaydetti. 13 yıldır ABD'de ikamet eden Onulduran, ABD siyasetçilerindeki değişime de vurgu yaparak eskiden bu siyasetçilere güvenilebilirken artık bunun mümkün olmadığını çünkü farklı bir şey söylerken sahada çok başka bir şey yaptıklarını söyledi. Onulduran, "ABD'nin geleceği için bunun değişmesi lazım" dedi.

"ABD ile aramızdaki asıl mesele Münbiç"

Onulduran, Türkiye'nin Afrin'de elde ettiği başarının ardından kafalardaki soru işeretlerinin sonraki adımda Münbiç'in kimin tarafından korunacağına ve orada kimin oturacağına yönelik olduğunu dile getirerek şu değerlendirmeleri yaptı: "Bu harekatlarda bir yer boşaltılınca orası bir şekilde dolduruluyor. Bölgeye tekrar YPG-PKK uzantıları gelirse bu sefer bütün bu 58 günlük faaliyet boşuna gitmiş olur. Onun için Hükümet çok akıllıca adım atıyor. O bölgeyi süratle tekrar yaşanabilir bir hale getirerek oranın yerli halkının memleketlerine dönmesini sağlamaya çalışıyor. Bu Türkiye'ye sığınmış olan sığınmacıların oluşturduğu nüfus baskısını azalacak hem de o bölgelerde artık Araplardan oluşan bir nüfus hareketi başlayacak. Normal şehir hayatı devam etmeye başlayacak. Fakat Münbiç'in kimin tarafından yönetileceği ve korunacağı meselesi Amerika ile ilişkimizde kritik nokta."

"Esat daha sahneden çekilmedi"

PKK'nın Suriye'de adının YPG olarak değiştirmesine rağmen ABD'nin Suriye'de bağımsız bir kanton hedefi olan bu gruba destek verdiğini söyleyen Onulduran, bu durumun Türkiye'nin işine gelmediğinin altını çizerek şöyle devam etti: "Bu itibarla Türkiye bu planı bozdu. Ama elini de çabuk tutarak oradaki boşlukları Arap ve Türkmen nüfusla doldurmaya çalışacaktır. Aksi takdirde bu kadar gayret boşa gitmiş olur. Bundan sonranda ise tahminim ABD orada kuvvetli bir üs kuracak aynı Rusların yaptığı gibi. Esat daha sahneden çekilmedi. Çünkü kendisini destekleyen zengin bir tabaka ve yerleşik bir Alevi nüfus var. Bu itibarla Esat ya dolaylı olarak ya da direkt bir aktör olarak karşımıza bir görüşme masasında çıkacaktır. Suriye'yi ise bütünlüğünü muhafaza eder fakat çeşitli etki alanları oluşur. Bunlardan biri Rusya'nın etki alanı birisi ABD'nin etki alanı hatta sınır bölgesinde de Türkiye'nin bir etki alanı olur. Onun dışında kalan yerler tekrar kendilerini idare etmeye başlar. Yani önümüzdeki 5 yıldan görünen bu."

"Amerika'nın tüm düşüncesi İsrail"

13 yıl Amerika'da yaşadığı için oranın devlet yönetim yapısını çok iyi bildiğini kaydeden Onulduran, "Devlet adamları bir konuda el sıkışınca bırakın yazılı metnin olmasını o dediklerini yapan insanlardı" diyerek ABD'deki değişime ve Türkiye-ABD ilişkilerini geleceğine şu sözlerle mercek tuttu: "Fakat şimdi yeni politikacılar özellikle Trump ve avanesi geliyorlar; kafalarını kapatıyorlar, gözlerini yumuyorlar, 'Haklısınız, biz size hak veriyoruz' diyorlar, 5 bin tane tır yollayarak bambaşka şeyler yapıyorlar. Peki ne istiyorlar? Bence Amerika'nın bütün düşüncesinin gerisinde İsrail'in korunması meselesi var. İsrail, Arap olmayan unsurlar tarafından çevrilmiş ve desteklenmiş olsun istiyorlar. Halbuki burada bir Türkiye var. Şimdi ABD, birden bire uyandı ve dedi ki, Obama zamanındaki İran ile yapılan nükleer deneylerin azaltılması ile ilgili anlaşma onların lehine değilmiş. Trump'ın yorumu bu. Böyle olunca İran bozularak Türkiye ile işbirliği yapmak zorunda kalacak. Diğer taraftan Türkiye'nin, Rusya ile ilişkiler gayet iyi. Putin'in bir altı yıl daha başkanlıkta kalması Türkiye için olumlu bir adım. Yani Türkiye kiminle uğraşacağını bilecek demektir. Fakat bunun tarihi 70 yıla dayanan Türk-Amerikan ilişkilerinin bozulması anlamına gelmemesi lazım."

"Amerika kendine gelmeli"

Trump'ın FBI ve Dışişleri'ini istediği gibi istediği hareket ettiremediğini söyleyen Onulduran, ABD'deki Demokratlar'dan kendisine gelen bilgilerde Trump'ın günlerinin sayılı olduğu ve birçok yerde açıklarının bulunarak artık yavaş yavaş kanunun elinin ona ulaşacağını dile getirdiklerini söyledi. Onulduran ABD'ye dair şu ilginç değerlendirmeleri yaptı: "Bir de Trump'ın kadınlarla ilişki mazisi de var, daha oraları açmadılar. Taciz etti gibi bir durum ortaya çıkabilir, Bill Clinton gibi. Bu başkanın geçmişi o karışık. En son buraya gelen Tillerson, kamu hizmeti uğruna Exxon'dan yıllık 42 milyon dolarlık bir paradan vazgeçip üç-dört yüz bin dolara razı olarak Dışişlerinin başına geçti. Bunlar para için yapılacak şeyler değil. Tillerson buradan giderken ne dedi. 'Çok olumlu bir görüşme yaptık. Bundan sonraki ilişkilerimiz rayına oturacak.' Ondan sonra Amerika'ya gitti. Bir hafta içinde tekmeyi yedi. Çok üzülerek bunu söylemek lazım. Amerika Birleşik Devletleri'nin başında Amerikan nüfusunun büyük çoğunluğunun oyunu alamayan bir başkan var. 'Amerika'yı en büyük yapacağız', diyor. Bu durumda birinci, ikinciler, üçüncüler olacak. Peki o rolü üstlenmeye, koskoca bir Almanya, İtalya, Fransa, Japonya hatta Çin razı olacak mı? Hiç sanmıyorum. Dolayısıyla bir gün gelecek ABD'nin bu ülkelerle olan ilişkileri de bozulacaktır. 'Titre ve kendine gel' diye bir söz var. Onlarında kendine gelmesi lazım."