Dolar (USD)
34.11
Euro (EUR)
38.09
Gram Altın
2873.81
BIST 100
9900.25
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

Akil İnsanlar 'sağduyu' dedi

Akil İnsanlar Heyeti başkanları, başkan vekilleri ve genel sekreterleri, Lice'deki gerginlikle ilgili 'sağduyu ve provokasyona gelmeme' çağrısında bulundu.
Akil İnsanlar 'sağduyu' dedi
29 Haziran 2013 17:26:00
Akil İnsanlar Heyeti başkanları, başkan vekilleri ve genel sekreterleri, Lice'deki gerginlikle ilgili 'sağduyu ve provokasyona gelmeme' çağrısında bulundu.
Akil İnsanlar Heyeti başkanları, başkan vekilleri ve genel sekreterleri, 1 kişinin öldüğü, 9 kişinin yaralandığı Lice'deki karakol yapımı gerginliğine ilişkin AA muhabirlerine değerlendirmelerde bulundu. Akil İnsanların değerlendirmelere şöyle:
Güneydoğu Anadolu Bölgesi Grubu Genel Sekreteri Mehmet Emin Ekmen: Adli ve idari soruşturmanın çok hızlı bir şekilde neticelendirilmesi gerekir. Savcının çok erken bir saatte olay yerine gidip avukatlarla delil toplaması bu anlamda ümidimizi artıran bir tablo. Başlatılan adli ve idari tahkikatın çok hızlı bir şekilde neticelendirilmesi insanların hem bu olaydan doğan acılarını hafifletecek hem de sürece olan güvenlerini artıracaktır. Protesto demokratik bir haktır ancak protestoların hiçbir zaman şiddete yönelmemesi, özellikle ateşli ve yakıcı silahların kullanılmaması gerekiyor.Göstericiler üzerine tesir edebilecek siyasi irade ve devleti yöneten siyasi irade bu olayın bir krize dönüşmemesi için oldukça hassas davranıyor. Bu süreçte hassasiyetimizi ve duyarlılığımızı korumamız gerekiyor.
Doğu Anadolu Bölgesi Grubu Başkanı Can Paker: Türkiye için cumhuriyet tarihinin en önemli projesidir çözüm süreci. Ama anlaşılan bunun önünü kesmek isteyenler de var. Buna siyasi görüşü ne olursa olsun herkesin barış sürecine destek vermesi lazım.
Doğu Anadolu Bölgesi Grubu Sekreteri Ayhan Ogan: Hem Lice'de hem diğer bölgelerde yaşananlar Türkiye'nin yakaladığı bu barış sürecinden rahatsız olanlardan kaynaklanıyor. Burada birtakım çatışmalardan beslenen çevreler veya ideolojik olarak bu sürece karşı çıkan çevrelerin bu tür provokasyonlar içerisine gireceği konusunda önceden beri gerek hükümet çevrelerinde, gerek bu işle ilgilenen aydın kesimden uyarılar yapılıyor. Örgüt içerisinde güvenlik güçleri içerisinde süreci sabote etmeye dönük bazı kesimlerin işbirliği bile söz konusu olabilir. Bu tür provokasyonlara karşı uyanık olmak lazım.
Ege Bölgesi Grubu Başkanı Tarhan Erdem: Olaylarla ilgili henüz sağlıklı bilgi alınamıyor. Olayın kim tarafından düzenlendiğine ve nasıl örgütlendiğine ilgili bilgiler olmadan yorum yapmak mümkün değil. Silahsız ortamın ne zaman sağlanacağı ve hangi durumda silahsız ortamın sağlanmış sayılacağına ilişkin belirsizlik var. Sayın Başbakan'ın bu ortamda kafasındaki yol haritasının en azından ilk adımını açıklaması gerekiyor. Son günlerdeki konuşmalarında buna yönelik bir işaret yoktu. Tüm kesimlerin sürece hassasiyetle yaklaşması gerekiyor.
Akdeniz Bölgesi Grubu Genel Sekreteri Tarık Çelenk: Türkiye'de son haftalarda çıkan eylemlerde 1990'lı kuşak öne çıktı. Bu kuşak daha bireysel yetişti, hükümet de 90'lı kuşağın ana temasını anlamakta ve iletişim kurmakta zorlanıyor. BDP kitlesinde de böyle bir kuşak var. Bu jenerasyon, sürecin dışında inisiyatif kullanmak istiyor, heyecanına hakim olamıyor. Mevcut kararlılıkla süreç Lice'de yaşanan gerginlikten etkilenmeyeceğini düşünüyorum. Bu sürecin devam ettirilmesi lazım. Bu belki de Türkiye'nin son şansı. Hükümet bunun bilincinde ve bu konuda elinden gelen gayreti gösteriyor.
Karadeniz Bölgesi Grubu Başkanı Yusuf Şevki Hakyemez: Özellikle BDP'ye Lice olayları ile ilgili olarak çok fazla sorumluluk ve görev düşüyor. Onların oradaki halkı teskin etmesi gerekiyor. Aksi takdirde çözüm süreci ruhuna aykırı bir durum ortaya çıkar. Bunu da hiç kimse izah edemez. Sağduyulu olmak, provokasyonlara gelmemek gerekiyor, bu biçimdeki provokasyonlara karşı süreci hiçbir zaman kurban etmemek gerekiyor. Dikkatli olmak gerekiyor. Tüm hassasiyetleri göz önüne alarak açıklamalara dikkat edilmesi lazım.
İç Anadolu Bölgesi Grubu Başkan Vekili Beril Dedeoğlu: Bu provokasyonu kimin yaptığı konusunda tahminde bulunmak zor. Taraflar bu süreci devam ettirmekte kararlıysa bu tip provokasyonları da bekliyorlar demektir. Dolayısıyla bu beklenti çerçevesinde stratejilerini geliştirmişlerdir. Bunlardan etkilenmeyerek yollarına devam etmeleri gerekiyor. Çünkü durdukları an bu provokasyonların alanı genişler. Bence bu süreçte normal terörle mücadele çerçevesinde ne yapılması gerekiyorsa yapılmaya devam edilmeli ama bunlar yapılırken de sürece zarar verecek adımlar atılmamasına gayret gösterilmelidir.
Marmara Bölgesi Grubu Üyesi Ahmet Gündoğdu: Çözüm sürecine ilişkin çabalar konusunda her geçen gün destek arttı. En korkulan Karadeniz bölgesiydi, orada da korkulan olmadı ama sorunun çözülüyor olmasından içeride ve dışardıda memnun olmayanlar oyuna başladılar, şimdi oyunun bir başka verisiyonu sahneye konulmaya çalışılıyor. Taksim'de sahnelenmek istenen oyunun bir başka versiyonu Doğuda ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde sahnelenmek isteniyor. Türkiye bu oyuna gelmemeli.
Marmara Bölgesi Grubu Üyesi Hülya Koçyiğit: Türkiye'de çoğunlukla insanlar bu sorunun halledilmesini istiyor ancak az da olsa barışın olmasını istemeyen insanların da var olduğu, çözüm süreci içinde zaman zaman onların da engellemek için yapacakları gösterilerin olabileceğini ama bunların hiçbir şekilde o çok büyük sonucu, barış hedefini engellemeyeceğini biliyorum, inanıyorum. Hepimizin inanç anlamındaki saflarımızı sıkı tutmamız gerekiyor. Barış kolay elde edilen bir şey değil. Bu tür olayları ben sadece cılız denemeler olarak görüyorum ve devam etmeyeceğini ümit ediyorum.
STK'lardan da sağduyu çağrısı
Diyarbakır'daki sivil toplum kuruluşu temsilcileri deLice'deki karakol yapımı gerginliğine ilişkin sağduyu çağrısı yaptı. STK'ların görüşleri şöyle:
Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Ahmet Sayar: Yargının bir an önce olayı araştırıp netleştirmesi gerekir. Çözüm sürecinin tıkanmaması için herkes sağduyulu hareket etmeli. Yüz yıllık bir sorundan bahsediyoruz. Buna benzer bir takım olayların çözüm sürecini etkilememesi gerekiyor.
Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi: Sİlahların sustuğu, silahlı güçlerin sınır dışına çekildiği, akil insanların önerilerinin, raporlarının ortaya çıktığı ve konuşulmaya başlandığı bir dönemde, böyle bir olayın meydana gelmesi üzücü. Herkesi soğukkanlı, itidalli olmaya ve bu tarihi sürecin önemini idrak etmeye çağırıyorum.
Mazlum-Der Genel Başkan Yardımcısı Selahattin Çoban: Tarafların daha dikkatli olması ve bu tür hadiselerin bir daha yaşanmaması için herkesin üzerine düşeni yapması gerekir. Yaşanan mesele kendiliğinden mi doğmuş, karakol tepkisi mi, bilinçli bir saldırı var mı, hedef gözetilerek ateş edilmiş mi? konularının ciddi bir şekilde soruşturulması ve sorumlularının yargı önüne çıkarılması lazım. Tüm yetkilileri, tarafları sağduyuya ve etkin soruşturma yapmaya davet ediyoruz.
İHD Diyarbakır Şube Başkanı Raci Bilici: Sürecin zarar görmemesi için de mümkün mertebede herkesin üzerine düşen görevi yapması gerekir. Geri çekilme sürecini izleme komisyonu olarak bölgede birçok yere gittik ve incelemelerde bulunduk. Sürecin sağlıklı ilerleyebilmesi için bütün bunların önüne geçilmesi gerekiyor. Son derece önemli ve değer verilmesi gereken bir süreç, çok nadiren yakalanan bir şeydir. Herkesin sağduyulu davranması lazım.
Diyarbakır Toplumsal Araştırmalar Merkezi Başkanı Mehmet Kaya: Bu süreçte atılacak karşılıklı adımlar bu kritik bariyerin aşılmasında çok çok önemli, Tek bir taraftan adım beklemek o kesimde bir mağlubiyet algısı yaratır ve o kesim içerisinde ister istemez bazı radikal güçler bu süreci sabote ederler. Özellikle gerek Cizre, gerekse Lice olayından sonra hükumet ve BDP tarafından yapılacak açıklamalar toplumun barışa hazır hale getirilmesi ve sürecin sabote edilmesinin engellenmesi için çok çok önemli.