Dolar (USD)
34.14
Euro (EUR)
38.00
Gram Altın
2916.34
BIST 100
9891
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

AK Parti ve Koalisyon Açmazları

AK Parti ve Koalisyon Açmazları
02 Temmuz 2015 11:07:00

7 Haziranda yapılan genel seçimler sonrası bir hükümet kurulabilmesi için en az iki partinin ittifakına ihtiyaç duyuluyor. Her ne kadar muhalefet bloğunun matematiksel olarak üstünlüğü olsa da AK Partisiz bir hükümet tesis etmenin mümkün olmadığı görülüyor.( Bu gün itibarıyla CHP'nin magazinsel girişimleri devam ediyor). AK Parti'nin koalisyon alternatifleri ise ciddi açamazları barındırmaktadır. Muhtemel koalisyon senaryoları ve açmazları tek tek değerlendirelim.

AK Parti ve Cumhuriyet Halk Partisi koalisyonu; CHP, AK Parti ve Erdoğan karşıtlığı ile muhalefet bloğunun en önemli aktörü olarak seçime girdi. Tüm motivasyonunu "gitsinler" üzerine temellendirdi. Bu söylem de kırıcı, yıkıcı bir tonla seslendirildi. Sonuçta AK Parti yönetiminde ve tabanında bir öfke duygusuna neden oldu. "Gitsinler" kampanyası bu seçime has bir politika olsaydı belki tolere edibilir ve bit ittifakın kapısı açılabilirdi. Ama bu durum yeni bir şey değildi; CHP'nin bu politikası neredeyse 13 yıldır aralıksız sürmektedir. Bu durumda iki parti arasında bir hedef ve duygudaşlık birlikteliğinden söz edemeyiz. Olası bir AK-CHP ittifakının icraatları da sorunlu olacaktır. Reformist ve ilerlemeci misyon ile yola çıkan Ak Parti ile geriye dönüşü, yapmayı değil yıkmayı vadeden CHP'nin nasıl bir amaçlar dizisi içinde hareket ede(meye)ceğini kestirmek mümkün görünüyor. Her iki partinin tabanındaki karşılıklı kırılmanın kısa vadede giderilmesi mümkün değildir. Cumhurbaşkanının konumu ve hükümet ile ilişkisi diğer önemli bir açmaza işaret ediyor. Meclis yemin töreninde CHP'nin asgari nezaket ve saygı kurallarını nasıl çiğnediğini görmekteyiz. Paralel yapı ile ilişkide CHP'nin tutumu ikircikli bir politikaya işaret ediyor. Bir yandan paralel yapı ile işbirliği yapan CHP bir yandan da uzun vadede paralel yapıyı tavsiye edeceğine inanıyor. "Köprüye geçinceye kadaru2026.." stratejisinin koalisyonun sağlığını olumsuz ekileceğini iddia etmek kahinlik olmaz Bu tablodan uyumlu bir ittifakın çıkması mümkün değildir. "CHP'nin ekonomik vaatlerinin yapılabileceği" bu yolla koalisyonun sağlam bir temele oturacağı söylenmektedir. Ancak biliyoruz ki; CHP'nin mavi boncukları ciddi bir kaynağa ihtiyaç duymaktadır. Ekonomi dünyasından gelen içi boş desteğin de en küçük bir finansal krizde tuzla buz olduğunu 2001 krizini yaşayanlara hatırlatmak isterim. Peki AK-CHP koalisyonun rasyonel hiçbir şartı yok mu? Elbette var; AK-CHP hala devam eden projelerin sürdürülmesi, seçim sistemi (baraj vs.) Anayasada tadilat gibi konularda anlaşarak 1-2 yıl içinde seçim şartı ile koalisyon kurabilirler.

AK Parti ve Milliyetçi Hareket Partisi koalisyonu; Kamuoyunda en çok dillendirilen ve siyasi konjonktüre en uygun model olduğu ileri sürülüyor. Her iki partinin taban sosyolojisinin benzerliği de bu ittifakın gerekçeleri arasında sıralanmaktadır. Yine işe temelden başlayalım. AK Parti pragmatik ve muhafazakar tabanın partisi ve liberallerle sosyal demokratların desteğine sahip. MHP ise Türk Milliyetçiliğine yaslanan ve Kürt karşıtlığı üzerine oturmuş bir ideoloji partisi. Her iki partinin temel misyonları arasında derin bir farklılaşma vardır. MHP'nin amaçlarından taviz vermeyeceği ve şiddet eksenli bir tutumla Kürt sorununu askeri önlemlerle bastıracağını sözcüleri daha ilk dakikalarda ila ettiler. MHP'de tıpkı CHP gibi dağıtımcı ekonomik vaatlerde bulundu. Asgari ücret, ÖTV, KDV'nin kaldırılması atanmayan öğretmen kalmaması gibi ful popülist iddiaların, 13 yıl boyunca yapılan tasarrufları üç-beş günde harcanmasına ve kısa sürede finansal kriz ile baş başa kalmamıza neden olacağını bir kez daha hatırlatmak isterim. Yani MHP'nin ekonomik vaatleri konusunda da anlaşmazlık kaçınılmaz görülüyor. Paralel ile ilişkide MHP'nin konumu CHP'den daha kötü durumda. MHP'nin milletvekillerine, bakan namzetlerine bakıldığında paralel damgayı görürsünüz. Beklenen ittifak Ak-Milletçi ittifakı değil, AK-Paralel ittifakı olur. MHP AK Parti koalisyonundaki bir diğer açmaz Cumhurbaşkanın konumu ile ilgilidir. Tıpkı CHP'de olduğu gibi MHP Erdoğan'a yönelik düşmanca, gayri medeni bir turum sergilemektedir. Bu durumda doğrudan halkoyuyla seçilmiş Erdoğan'ın hedef tahtasına oturtulması AK Parti tabanında kabul edilmeyecektir. "MHP ile AK Partinin doğu ve güney doğuda kamu otoritesini (yumuşak bir söyleyiş) tesis etmek için askeri bir operasyonda anlaştıkları" bu hedefin de bir koalisyon çatısını oluşturabileceği dillendiriliyor. Bu amaçla kurulan bir koalisyon, çözüm sürecinin önce askıya alınması sonra da sonlandırılması ile sonuçlanır. MHP'nin böyle bir şımarıklık yapıp ülkeyi ateşe verme lüksü olabilir ama AK Partinin böyle lüksü kesinlikle yok. Dolayısıyla Ak u2013Milliyetçi ittifakındaki en önemli engel çözüm sürecinin geleceğidir. AK Parti ile MHP'nin taban sosyolojisinin aynı olduğu tezi de kısmen geçerli değildir. MHP'nin tabanı CHP tabanı ile işbirliği içinde 13 yıldır AK Parti'ye destek olanlara saldırmaktadır. Bu saldırılar her tabanda ciddi kırılmalara yol açmıştır bu faktör de unutulmamalıdır. AK Parti MHP evliliğinde bir diğer sorun da metodoloji sorunudur. Somutlaştırmak gerekirse; kamu otoritesi ve enflasyonla mücadele gibi konularında fikir birliği olması yeterli değildir. İzlenen yol konusundaki farklı metotlar farlı sonuçlara yol açar. Örneğin, bu kapsamda doğu ve güneydoğuda izlenecek 1990'lı yılların askeri yöntemleri AK Parti için yıkıcı sonuçlar doğurur ve fatura AK Partiye kesilir. AK-Milliyetçi koalisyonun rasyonel gerekçeleri benim nazarımda AK-CHP koalisyonun gerekçelerinden daha azdır.

AK Parti ve Halkların Demokratik Partisi koalisyonu; Bu iki parti arasındaki koalisyon seçeneği en zayıf seçenek durumundadır. AK Parti tabanı özellikle seçim sürecindeki HDP'nin tavırlarından kısmen şımarıklığından rahatsız durumdadır. Muhalefet bloğunda önemli bir aktör olarak konumlandırılan HDP Kürt milliyetçiliği ve sol Marksist politik söylem ile seçimlerde önemli bir başarı elde etti. Seçimin hemen sonunda HDP AK Parti ile bir ittifaka girişmeyeceğini, seçimden önce de Kemalizm ile hatta MHP ile ittifaka sıcak baktığını ilan etti. Bu durumda öncelikleri, metotları birbirinden ciddi ayrışan bir AK- HDP koalisyonu mümkün görünmemektedir. Sadece çözüm sürecinin devamında uzlaşan her iki oluşumun kalıcı bir birliktelik kurması ve sürdürmesi zor görünmektedir. Ekonomi politik çizgi bakımından da her iki partinin hedef ve usulü birbirinden çok farklıdır. HDP devletçi, mutlak eşiklikçi bir yeniden dağıtım ekonomik modelini öncelemektedir. AK parti ise devletin küçüldüğü, özel girişimcinin desteklendiği piyasa ekonomi modeline daha yakın durmaktadır. Bu temel farklılıklar ittifakın kurulmasını güçleştirecektir. AK Parti tabanı seçim sürecinde HDP ile duygusal bir kırılma yaşamıştır, başta Van olmak üzere AK Parti bölgede gerekli desteği alamadığını hizmetlerinin karşılığının boş çıktığını düşünmektedirler. Bu duygu da AK-HDP evliliğini güçleştirici bir faktör olarak karşımızda durmaktadır. HDP AK Parti koalisyonun rasyonel gerekçelerini saymak istersek; Çözüm sürecinin devamı en önemli paydayı oluşturmaktadır.

AK Parti ile CHP, MHP ve HDP arasında kurulması gereken koalisyonlar çok ciddi açmazları barındırmaktadır. Mecliste yer alan siyasi parti başkanlarının ve sözcülerinin "Ülkeyi yönetimsiz bırakmayız, geçmişi bir kenara bırakıp işbirliği yapalım" nutukları atması sorunları çözmemekte ve engelleri kaldırmamaktadır. Bir defa 1970'li yıllarda değiliz, enformasyon çağındayız, her söz, her eylem kayıt altına alınmaktadır. Dolayısıyla kapalı kapılar ardında bir ittifakı kolayca tesis etmek ve bunu partilerin seçmenine anlatmak mümkün değildir. AK Parti ile CHP, MHP ve HDP arasında vizyon, misyon metotdololji farkları görmezden gelinemeyecek kadar büyüktür. Başta temel meseleler (ekonomi, çözüm süreci, anayasa, paralel çete vb.) olmak üzere irili ufaklı pek çok probleme yaklaşım biçimleri çok önemli farklılıklar içermektedir. Bütün bunları yan yana koyduğumuzda AK Partinin uyumlu, istikrarlı bir koalisyon kurması mümkün gözükmemektedir. Ancak, kısa süreliğine devam eden işlerin (siyasi ve ekonomik) aksamadığı bir iki alan üzerinde reform yapılması üzerine bir ittifak kurulabilir.

Mehmet Ali İLKAYA

[email protected]