Ahmet Güzel: Çek sistemi uygulaması geliştirilmeli
Ticari ve sınai hayatta aldığını satmak veya ürettiğini satmak kadar sattığının bedelini tahsil etmek de önem arz etmektedir. Tahsilatın yapılamaması halinde bütün yük genel itibariyle toptancı/tüccar ve özellikle sanayicinin üzerinde yük olarak kalmaktadır.
Zira bu durum zincirleme olarak üreticiye yani sanayiciye kadar uzanmakta; ya sermayeden gitmekte yahut dış finansmanla yani kredi alınmak suretiyle “üretime devam” edilebilmektedir.
Diğer taraftan; işletmeler satış bedellerinin tahsili için ayrıca “tahsilat departmanı” açmakta ve ek olarak satış bedellerinin tahsili için personel çalıştırmaktadır.
Dolayısıyla girişimciler işini geliştirmek için harcayabileceği zaman sermayesini tahsilatla ayrıca uğraşarak enerji kaybı yaşamaktadır.
II. NASIL BİR TAHSİLAT SİSTEMİ
Türkiye’de bütünüyle kavrayıcı bir tahsilat sistemi maalesef bulunmamaktadır. Var olan tahsilat unsurları sitem değil; tahsilat olanaklarının başlı başına kullanılmasından ibaret bulunmaktadır.
Tahsilat sistemi, her iki tarafı yani hem satıcıyı hem alıcıyı koruma altına alan ve satıcıya yüzde 100 oranında alacağını tahsil etmeyi temin eden “imkânlar bütünü”dür.
Dolayısıyla ekonominin düzgün işlemesi bakımından da tahsilat sistemi önem arz etmektedir.
II.1. Mevcut Durumun Finans Planlamasına Etkileri
Türkiye’de satışlar esas itibariyle;
Peşin
Vadeli olarak satılmaktadır.
Peşin satışlar nakit, bankadan havale/EFT yahut banka kartı ile tahsil edilmektedir.
Vadeli satışlar ise ya cari hesap şeklinde takip edilerek tahsilatı yapılmakta yahut çek, senet, kredi kartı gibi aracı yollarla tahsil edilmektedir. Bunlardan kredi kartı ile tahsilat diğerlerine göre daha garanti özelliği taşımaktadır.
Ülkemizde çekler esas amacı olan tahsilata aracılıktan ziyade ileri tarihli bir senet gibi kullanılmaktadır. Bazen bu tarih bir yıl ve sonrasına ait bir ödeme günü olabilmektedir. Haliyle ileri tarihli günde alıcı kimse olmayabilmekte ve çekler karşılıksız çıkabilmektedir. İlgili bankanın garantörlüğünün 2.670,00 TL olduğu düşünülürse karşılıksız çekler satıcı firmaların finans planlamasını bozmakta ve zor durumda bırakmaktadır.
II.2. Tahsilat Sisteminin Unsurları
II.2.1. Çek Kayıt Sistemi (ÇEKAS)
Yukarıda açıklandığı üzere çeklerin karşılıksız çıkması ile ilgili ülkemizde her yıl revize edilmekte olan tutarın dışında bir garantörlük durumu bulunmadığından satıcıların finansal yapısını bozmaktadır.
Çek’in literatürdeki temel fonksiyonu şudur: Bankada çeki verenin parası zaten vardır, çek düzenlenerek banka hesabından tahsilat yapılması talimatı verilmektedir. Ancak ülkemizdeki uygulama fiili olarak bu durumdan çıkmıştır. Bu sebeple çekleri asıl aracı konumuna getirmek gerekmektedir.
Türkiye’de kanaatimizce bir “Çek Kayıt Sistemi” (ÇEKAS) olmalıdır. ÇEKAS’ın çalışma prensipleri şu şekilde belirlenebileceğini düşünüyorum:
Banka tarafından verilen her bir çek cildi için verilecek kimsenin kapasitesine göre bir kota belirlenmelidir.
Çeki düzenleyen kişi, bu kotayı bir yaprakla doldursa dahi ikinci ve sonraki yaprakların düzenlemesine önce düzenlenen ve cilt kotasını dolduran çek tahsilatı yapılmadıkça sistem izin vermemelidir.
Çeki alan işletme ÇEKAS’a, aldığı çeki kayıt etmek ve kayıt ettiğine dair çıktı almak şartıyla çeki ilgili tarihte bankaya ibraz ettiği takdirde banka hesabı müsait olup olmamasına bakmaksızın tahsilat yapabilmelidir.
Hesabının müsait olmaması sebebiyle çeki karşılıksız çıkan kimseye, ödemesini yapan banka aynı günün sonuna kadar ödeme yapabilmesine olanak sağlanması; ödeme yapılmaması durumunda banka ile yapılan sözleşme kapsamında belirlenen oran uygulanmak suretiyle banka tarafından tahsilatının takip edilmesi sağlanmalıdır.
ÇEKAS’a kayıt edilmeyen çek için koşulsuz ödeme durumu olmaması gerekir.
Çeki alan satıcı işletme ÇEKAS’a kayıt yaparken ilgili çek cildinin kotasının dolup dolmadığını, aldığı çek tutarı ile dolup dolmayacağını görebilmelidir.
II.2.1.a. Neden Çek Kayıt Sistemi (ÇEKAS)
ÇEKAS ile hem bankanın hem alıcının hem satıcının içinde olduğu ve karşılıklı olarak yapmaları gereken işlemlerin bulunduğu bir uygulama niteliği taşımaktadır.
Bankalar belki böyle bir sisteme ilk karşı çıkacak olan taraf olacaktır. Ancak ilk uyum sağlayacak ve teminatlarla ilk kendini sağlama alacak olan taraf da bankalar tarafı olacaktır.
Kabul etmek gerekir ki, bankalar;
Türkiye’nin sathına yerleşmiş,
İşletmelere göre daha fazla saha bilgisine sahip,
İşletmelere kıyasen daha fazla “uzmanlık bilgisi” bulunan ve
Ortaya çıkacak risklerini diğer aktörlere (işletmelere, şirketlere) göre azaltma imkânına ve yeteneklerine daha çok sahip kurumlardır.
Dolayısıyla hem satıcı hem alıcılar ÇEKAS ile fiili olarak bankaların bu durumundan yararlanmış olacak ve işletmelerinin geleceğine daha çok zaman ve beyin sermayesi ayıracaklardır.
II.2.2. Bankalar Ticari ve Sınai Hayatın İçine Daha Çok Çekilmelidir
Türkiye’de bankalar genel itibariyle limit belirleme ve bu limitleri hesaba para göndermek suretiyle kredi kullandırmaktadır.
Ancak gelişmiş ülkelerin tamamında bankalar kredi kullananın hesabına cash para göndermek suretiyle kredi kullandırmamakta; aksine alımları fonlamaktadır.
Bu sebeple Türkiye’de bankaların;
Mal veya hizmet alımlarını fonlaması,
Yatırım mallarını fonlaması,
Projeleri fonlaması suretiyle “sadece alımlar” için kredi kullandırılması ve satıcının yahut satıcı işletmenin hesabına paranın gönderilmesi gerekir.
II.2.2. Bankalar Neden Bu Şekilde Kredi Kullandırmalıdır?
Dış finansmanın en önemli aktörü bankalardır. Bankalar bir şekilde kredi vermekte ve kullandırmaktadır.
İster nihai tüketici ister işletme olsun;
“Önceki bölümde açıklandığı şekilde alımların fonlanması”
halinde ticari ve sınai hayatın daha çok gelişmesine yardımcı olacak ve koşulsuz tahsilat şartları daha çok geliştirilmiş ve yapılmış olacaktır.
II.2.3. Ticari Kredi Kartlarının Kullanımı
Kredi kartı kullanımı;
Hem kayıt altını sağlaması
Hem tahsilat garantiliğini temin etmesi özelliğiyle daha çok kullanımı teşvik edilmelidir. Bu suretle hem alıcı hem satıcı finans planlamasını daha rahat yapabilecek ve yapılabilecektir.
III. TAHSİLAT SİSTEMİNİN ÜLKE EKONOMİSİNE ve ŞİRKETLERE KATKISI
Yukarıda ana hatlarıyla bir çözüm önerisi olarak tartışmaya sunduğum
Türkiye Tahsilat Sisteminin (TTS) veya
Benzerinin kurulması halinde birçok zorlukla boğuşan üreticinin ve sanayicinin işi kolaylanmış ve özellikle tahsilat yapamamaktan kaynaklanan ve üzerine kalan kredi zorluklarını aşmış olacaktır.
Bu başlı başına önemli bir katkıdır ve işletmelerin işlerini geliştirmelerine yüksek oranda değer katacaktır.
Türkiye Tahsilat Sisteminin (TTS) faaliyete geçirilmesiyle aşağıdaki katkıların hızla olabileceğini düşünüyorum:
Ekonominin önü daha yüksek açılacaktır.
Sanayicinin veya yatırımcının, tüccarın tahsilat riski düşürülmüş hatta ortadan kaldırılmış olacaktır.
Orta ve uzun vadede özellikle Üretim ve Sanayinin gelişmesini sağlayacaktır.
Daha çok kayıtlı ekonomiyi beraberinde getirecektir.
Ülkemizde uzun yaşayan şirket oranının çok düşük olduğu düşünülürse; daha uzun yaşayan şirketleri beraberinde getirecektir.
Hem büyük işletmelerin ortaya çıkmasına hem milli gelirin daha çok artmasına, dolayısıyla ülke ekonomisinin daha da büyümesine katkı sağlayacaktır.
Bu sistemle daha çok vergi geliri sağlanacaktır.
Bu sistem, zamanla dürüst, güvenilir ve gerçek sanayici ve tüccarı ödüllendireceği için bu tip insanları ve şirketleri ön plana çıkaracak ve güçlendirecektir.
Bu uygulama ile sanayicinin ve tüccarın dolayısıyla ekonominin tahmin edilebilirliği artırılmış olacak ve hareket kapasitesi ile yeteneğini artıracaktır.
Mevcut düzende sanayici ürettiği malı satmak için harcadığı zamanın bir mislini belki daha fazlasını malın bedelini tahsil etmek için harcıyor. Bankaların daha aktif hale getirilmesi ile sanayici ve tüccarın tahsilat için harcadığı zamanını, işini daha çok geliştirme ve güven altına alma olanaklarına kavuşacaktır.
İşletmelerde kurumsallığı ve iç denetimi kolaylayacak ve sağlayacaktır.
Zincirleme batakların önüne geçecektir.
“Senet Sözdür” kavramını geliştirecek ve sağlayacaktır.
IV. SONUÇ
Bu yazımda tartıştığım ve 2015 yılından bu yana çeşitli platformlarda değerlendirdiğim tahsilat sistemi veya benzeri bir “Türkiye Tahsilat Sistemi” (TTS) uygulaması ile banka sisteminin riski artacağı için bankalar karşı çıkacaktır. Bu rahatlıkla tahmin edilebilmektedir. Ancak zamanla bankalar tarafından bu riskin de ortadan kalkacağını düşünüyorum. Çünkü orta ve uzun vadede taşlar yerine oturacak ve bankalar önlemlerini alarak risklerini sıfırlayacaktır.
Şu an uygulanmakta olan kare kodlu çek veya “çekin resmini çek kendini garantiye al” şeklindeki reklam ve uygulamalar karşılıksız çek durumunu ortadan kaldırmamakta ve nihai anlamdaki sanayicinin yükünü hafifletmemektedir. Sadece çek taklidini ortadan kaldırmaktadır.
TTS ile tahsilat yapamamak kaynaklı bataklar sebebiyle özellikle sanayicinin ve üreticinin üzerinde yük olarak yığılan kredi yükü ortadan kalkacak ve ekonominin temel dinamiği olan sanayiciye ülkenin tamamı omuz vermiş olacaktır.