Adalet Bakanı Tunç, Yargı Mensuplarının Kapasitesinin Artırılması Projesi Kapanış Konferansı'nda konuştu
Tunç, bir otelde düzenlenen "Türkiye'de Ceza Adalet Sisteminin Güçlendirilmesi ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi İhlallerinin Önlenmesi İçin Yargı Mensuplarının Kapasitesinin Artırılması Projesi Kapanış Konferansı"na katıldı.
Yılmaz Tunç, buradaki konuşmasında, hukuk devletinin, adil, özgür ve demokratik bir toplumun temeli olduğunu ifade etti.
Türkiye'nin insan haklarına saygılı bir hukuk devleti olduğunu vurgulayan Tunç, "Vatandaşımızın beklemediği bir durumla karşılaştığında, istisnasız bir şekilde hakkına kavuşacağından şüphe duymaması, hukuk devletinin ayrılmaz bir parçasıdır. Bunun yolu ise iyi işleyen bir yargı sisteminden geçmektedir." değerlendirmesinde bulundu.
İyi işleyen bir adalet sisteminin, yargı organlarının güven vermesi ve erişilebilir olmasıyla ölçüldüğünü dile getiren Tunç, sözlerini şöyle sürdürdü:
"'Güven veren ve erişilebilir adalet' sloganıyla hazırladığımız ve Sayın Cumhurbaşkanı'mız tarafından kamuoyuna açıklanan 'Yargı Reformu Strateji Belgesi'nin amaçlarından biri de ceza adaleti sisteminin iyileştirilmesidir. Ceza adaleti alanında reform çalışmalarımıza kesintisiz bir şekilde devam ediyoruz. Bunu yaparken temel hareket noktamız, milletimizin talep ve ihtiyaçlarıdır. Böylece vatandaşımızın demokrasi, insan hakları ve adalet taleplerini yerine getirerek, insanımızın hak ettiği yargı sistemini daha da güçlendirmiş olacağız. 2002'den bu yana yürüttüğümüz reform çalışmalarıyla, ülkemizin temel ceza mevzuatını yeniledik. Böylece modern dünyada geçerli olan, insan odaklı yaklaşımları hukuk sistemimize dahil ettik."
Avrupa Birliği ve Avrupa Konseyinin ortak programı olan ve 2012-2014 yılları arasında yürütülen "Türkiye'de Ceza Adaleti Sisteminin Geliştirilmesi Projesi"ne de değinen Tunç, bu projeyle ceza adaleti alanında uygulama kapasitesinin güçlendirilmesine yönelik önemli kazanımlar sağladıklarını bildirdi.
"Terör özgürlüklerin düşmanıdır"
Bakan Tunç, temel hak ve özgürlüklerle ceza politikaları ve ceza muhakemesi arasında doğrudan bir ilişki bulunduğunu belirterek, "Suç ve ceza politikaları, suçlulukla mücadele kadar, hak ve özgürlüklerin caydırıcı yaptırımlarla korunmasında etkili bir yöntemdir." diye konuştu.
Tunç, ceza yargılaması sürecinde uygulanan kısıtlayıcı tedbirlerin, temel hak ve özgürlüklere direkt etki ettiğini dile getirdi.
Ceza adaleti sisteminin adil, etkili ve rasyonel işlemesinin, vatandaşların yaşamını huzur ve güven içerisinde sürdürebilmesine hizmet edeceğini bildiren Tunç, şöyle devam etti:
"Kapanış konferansını düzenlediğimiz bu projeyle ceza adaletine ilişkin önemli başlıklar olan temel insan hakları bağlamında usuli teminatlar, bilişim suçları ve terörizmin finansmanı alanlarında çalışmalar yürüttük ve önemli çıktılar elde ettik. Projede yer alan konulardan biri de tüm dünyayı tehdit eden terörle etkin mücadele kapsamında terörün finansmanı meselesidir.
Terör, demokratik toplum, özgürlükler ve hukuk devleti gibi müşterek değerlerin başlıca düşmanıdır. Bu nedenle terörle mücadele, en başta bu değerleri koruma mücadelesi olarak anlaşılmalıdır. Terörle etkin mücadele, güçlü bir mevzuat altyapısını gerektirmektedir. Bu kapsamda mevzuat ve uygulamaya yönelik önemli değişiklikler yaptık."
"Devletlerin tek başına mücadelesi zor"
Terörizmin finansmanıyla mücadelede yaptıkları yasal düzenlemeleri anlatan Tunç, bundan sonra da ihtiyaç duyulması halinde çağdaş örneklere ve evrensel ilkelere uygun şekilde mevzuatta değişiklikler yapmaya devam edeceklerini söyledi.
Devletlerin, terör ve terörizmin finansmanı, silah, insan ve uyuşturucu ticareti, göçmen kaçakçılığı, para aklama ve siber suçlar gibi sınır aşan suçlarla tek başına mücadele etmesinin zor olduğuna işaret eden Tunç, şunları kaydetti:
"Terör insanlık suçudur. Yaşam hakkının, demokrasinin, özgürlüğün düşmanıdır. Terörle mücadelenin hukuk zeminindeki önemli bir boyutunu da hiç kuşkusuz ülkeler arasındaki iade talepleri, yani adli yardımlaşma oluşturmaktadır. Türkiye şimdiye kadar olduğu gibi bundan sonra da adli işbirliği konusunda uluslararası hukuktan kaynaklanan yükümlülüklerine uymakta kararlıdır. Muhataplarımızdan da terörle mücadelede aynı samimiyet ve kararlılığı bekliyoruz."
Projenin bir diğer önemli ayağının siber suçlarla mücadele olduğunu ifade eden Tunç, bu suçla mücadelede yaptıkları düzenlemelere ilişkin de bilgi verdi.
Tunç, "Bilişim suçlarının işlenme sayılarının arttığı görülmektedir. Bilişim suçlarıyla ilgili, 2018'de 7 bin 609 sanık hakkında mahkumiyet kararı verilirken, 2023'te bu sayı 24 bin 709 olmuştur." dedi.
Kapanış konferansına Avrupa Konseyi İnsan Hakları Direktörü Christophe Poirel, Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu Sivil Toplum, Temel Haklar, Yargı ve İçişleri Bölüm Başkanı Alexander Fricke ile Hakimler ve Savcılar Kurulu üyeleri de katıldı.
"Üye/Üyeler suç teşkil edecek, yasal açıdan takip gerektirecek, yasaların ya da uluslararası anlaşmaların ihlali sonucunu doğuran ya da böyle durumları teşvik eden, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik ya da ahlaka aykırı, toplumca genel kabul görmüş kurallara aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde hiçbir İçeriği bu web sitesinin hiçbir sayfasında ya da subdomain olarak oluşturulan diğer sayfalarında paylaşamaz. Bu tür içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk münhasıran, içeriği gönderen Üye/Üyeler'e aittir. MİLAT GAZETESİ, Üye/Üyeler tarafından paylaşılan içerikler arasından uygun görmediklerini herhangi bir gerekçe belirtmeksizin kendi web sayfalarında yayınlamama veya yayından kaldırma hakkına sahiptir. Milat Gazetesi, başta yukarıda sayılan hususlar olmak üzere emredici kanun hükümlerine aykırılık gerekçesi ile her türlü adli makam tarafından başlatılan soruşturma kapsamında kendisinden Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 332.maddesi doğrultusunda istenilen Üye/Üyeler'e ait kişisel bilgileri paylaşabileceğini beyan eder. "
Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.