Siyasal İslam bitti mi?
7. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül “Siyasal İslam bitti” dedi.
Abdullah Gül, yeni siyasal
eksenini, “eski siyasi çizgisi ile
mücadele” üzerine inşa edeceğinin sinyallerini veriyor.
Bu sinyaller global güç odaklarına göz kırpma anlamına da geliyor.
Hani, “Dünya
dönüyor” dediği için engizisyona çekilen Galileo, içeride dediğini inkar
etmişti de, durumu öğrenen öğrencisi Andreas, engizisyondan çıkarken Galileo’nin
kulağına eğilerek “Yazık! Ülkenin bir
kahramana ihtiyacı vardı” demişti.
Gül, biraz Galileo’nin o durumuna düştü.
Kahraman olmak yerine, “Dünya dönmüyor” demeyi seçti.
Ne uğruna?
Bir kez daha Cumhurbaşkanı olma uğruna.
Yazık.
İsmet Özel der ki;
Bizim takımın santraforları, tam karşı kaleye
gol atacakken, karşı takımın formasını giyiveriyorlar.
Vaktiyle “Nurlu Demirel” de “Başörtülüler Arabistan’a” demişti.
Bunlar “şark kurnazları”.
Gül, oportünist bir operasyon çekiyor.
Merak ediyorum;
Uzun Cumhurbaşkanlığı süresince, tarihe not
düşülecek bir tek cümle sarf etmeyen, Çankaya’dan adeta başını çıkarmayan Gül, ikinci
bir döneminde, milletten özenle gizlediği(!) hangi yeteneklerini
konuşturacaktır?
Gül, ya Refah ve AK Partide siyaset yapmaktayken
bu parti mensuplarına oyun oynadı, ya da şimdi göz kırptığı yeni çevrelere oyun
oynuyor.
Gül’ün bütün bunlara ihtiyacı var mı?
İnsanların ne doymaz ihtirasları olabiliyor.
Siyasetin her kademesinde bulunmuş, çok az
faniye nasip olacak bakanlık, başbakanlık, cumhurbaşkanlığı yapmış, yaşı ilerlemiş,
sağlığı seyahate izin vermeyen, eski bir politikacı, neden acaba, köşesine
çekilmenin, diğer insanlara fırsat vermenin de, bir erdem olduğunu bilmez?
***
İslam bir siyasal sistem vazetmemiştir.
İslam, “Medeniyet”
vazetmiştir.
İslam’ı yer yüzünden silme heves ve
hesabındakilerin şeytanî terkipleridir “Siyasal
İslam” tabiri.
İslam’ı, seccade ve camiye tıkma
manevrasıdır.
Aynı oryantalist çevreler, şimdilerde “Siyasal İslam bitti” nakaratıyla yeni
bir girişimdeler.
Sanılmasın ki, DEAŞ, El Kaide, Taliban, Boko Haram
gibi kendi imalatları katil terör ve tedhiş örgütlerini hedef alıyorlar.
Hedefleri, doğrudan “İslam”ın kendisidir.
İslâm bitmez!
İslam’ın insanlığa söyleyeceği sonsuz sözü vardır ve bu sözler kıyamete kadar bitmeyecektir.
Batı Medeniyeti’nin topu topu iki asrı bulur
bulmaz hikayesi, tükeniş ve patinaj evresine girmiştir, artık çözüm üretemiyor.
Bugün insanlık Batı Medeniyeti’nin zulmü
altındadır.
Onda birin sefası için, onda dokuz cefadadır.
Dünyanın zulüm bölgelerinde beşeriyet, Batı’nın
kezzap kazanında fokurduyor.
Batı, mirasını devraldığı Roma’nın Nöron’u
gibi, Dünya’yı ateşe verdi, karşısında viskisini yudumluyor.
Filistin, Karabağ, Bosna, Afrika, Myanmar,
Keşmir, Afganistan, Irak, Suriye, Uygur, Güney Amerika, Venezuella, Ukrayna
cayır cayır yanıyor, bunların kundakçısı
Batı’dır.
Bu kundakçının halâ yaraya merhem olması
bekleniyor.
Yangın yerine dönen yerküreyi, gülistana
çevirecek olan İslam’dır.
Vaktiyle Roger Garaudy;
“İnsan;
Komünizmde, devletin kölesidir,
Kapitalizmde, paranın kölesidir.
İslam’daysa, “devlet” ve
“para” insanın hizmetkârıdır” demişti.
Batı medeniyetinin iki kompartımanından komünizm,
tarihin çöp sepetini boyladı, kapitalizm ise ha bire cami duvarına işiyor.
Beşeriyet, ah-ü zarda, medet bekliyor.
Çare: KUR’AN.
Onun evrensel prensiplerini hayatınıza,
ailenize, işinize, sokağınıza, okulunuza, Birleşmiş Milletler’inize taşıyın
yaşayın; zilletten, sefaletten, esaretten, sömürüden, zulümden kurtulun, feraha
ve refaha erin.
İslam devlet kurmanızı emretmiyor, kendinizi
kurmanızı emrediyor.
İçinde bulunduğumuz Dünya “merhamet eksikliği sendromu” yaşıyor.
İslam, Moğol sonrası, Haçlı sonrası, ringlere
geri döndü.
Gene geri dönecektir.
Altın yere düşmekle pul olmaz.