Dolar (USD)
34.42
Euro (EUR)
36.29
Gram Altın
2827.41
BIST 100
0
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

ABD''de iç savaşa ramak kaldı

ABD''de Minneapolis eyaletinde polis şiddetine maruz kalarak hayatını kaybeden George Floyd''un 10 dakikalık bir video kaydının sosyal medyada yayılmasıyla birlikte neredeyse iç savaş tetiklendi. Yüz binlerce insan sokaklarda polisle çatıştı, şehirler yakılıp yıkıldı, polis araçları ateşe verildi. Beyaz Saray''a yürümek isteyenleri gizli servis durdurdu. Ülkede koronavirüs (Kovid-19) salgını tamamen unutuldu.
ABD''de iç savaşa ramak kaldı
30 May 2020 13:07:00
ABD''de Minneapolis eyaletinde polis şiddetine maruz kalarak hayatını kaybeden George Floyd''un 10 dakikalık bir video kaydının sosyal medyada yayılmasıyla birlikte neredeyse iç savaş tetiklendi. Yüz binlerce insan sokaklarda polisle çatıştı, şehirler yakılıp yıkıldı, polis araçları ateşe verildi. Beyaz Saray''a yürümek isteyenleri gizli servis durdurdu. Ülkede koronavirüs (Kovid-19) salgını tamamen unutuldu.

10 dakikalık bir video kaydının sosyal medyada yayılmasıyla neredeyse iç savaş tetiklendi, şehirler yakılıp yıkıldı, corona virüs salgını tamamen unutuldu, tüm fay hatları yerinden oynadı.



Atlanta, Georgia
ABD Minneapolis'te George Floyd yere yatırılmıştı, boynuna basılıyordu. Defalarca 'Nefes alamıyorum' dedi, son anlarında ise 'Beni öldürmeyin' dediği duyuldu. Hareketsiz kalınca ise ambulans çağrıldı ancak her şey için çok geçti.

47 yaşındaki siyah erkeğin polis tarafından öldürülmesiyle protesto dalgası patladı, Minnesota eyaletine bağlı Minneapolis'ten ülkeye yayıldı.

Portland, Oregon
New York, California, Denver, Atlanta, Phoenix, Florida, Columbus, New Mexico, Houston, Louisville, Memphis, Chicago, Oakland, başkent Washington ve daha birçok şehirde da yüz binlerce insan sokağa döküldü.

Polisle çatışan kalabalıklar polis araçlarını yaktı, işyerlerinin camlarını kırdı ve bazı yerlerde yağma olayları görüldü.

Oakland, California
Amerikan sokaklarından gece boyunca 'Floyd İçin Adalet', 'Adalet Hemen Şimdi', 'Siyahların Hayatı Önemli', 'Nefes Alamıyorum', 'Polisler Siyahları Öldürmeyi Durdurun' feryatları yükseldi.

Washington, DC
Silahsız George Floyd'un göz göre göre öldürülmesine öfke duyanlar, başkent Washington'un işlek caddelerinden 'U Street' üzerinde toplandı.

Ellerinde Floyd'un fotoğraflarını taşıyan kalabalıklar, 'I can't breathe - Nefes alamıyorum' sloganları attı.

'U Street'ten Beyaz Saray'a yürüyen göstericiler Beyaz Saray önündeki La Fayette parkında polisle karşı karşıya geldi.

Protestocuların parkın demir parmaklıklarına yaklaşmasıyla ortalık karıştı, arbede yaşandı. Beyaz Saray'a yaklaşan bazı göstericiler gizli servis üyeleri tarafından gözaltına alındı.

Başkan Donald Trump'ın konutu Beyaz Saray giriş çıkışlara kapatıldı. Başkanı korumakla görevli Gizli Servis takviye kuvvet talebinde bulundu. Washington'daki protestoda bazı göstericiler ellerindeki Amerikan bayraklarını ateşe verdi.

Atlanta'daki CNN International binası yakınlarında toplanan protestocular ise, polisle kıyasıya çatışıp araçları yaktı.

Bazı eylemciler CNN logosunun üzerine çıkıp 'Siyahların Hayatı Önemlidir' bayrağı sallarken, bazıları binanın camlarını kırdı.

Polisin biber gazı kullandığı protestolar sırasında, Atlanta semaları yanan araçlardan yükselen siyah dumanlarla kaplandı.

Polisle göstericiler arasındaki çatışma anları, CNN televizyonu tarafından uzun süre canlı olarak yayımlandı.

Georgia Valisi Brian Kemp, Atlanta'daki olayların ardından Fulton İlçesinde acil durum ilan etti ve 500 kadar Ulusal Muhafız'ın şehre konuşlanacağını duyurdu.

New York
New York Brooklyn'de de protestocular polisle çatıştı, gece saatlerinde çok sayıda gözaltı gerçekleşti.

Detroit, Michigan
Michigan eyaletine bağlı Detroit'te göstericilere bir arazi aracından ateş açıldı, 19 yaşındaki erkek protestocu hayatını kaybetti.

Lousville, Kentucky

Kentucky eyaletinin Lousville kentinde gösteriler devam etti, yüzlerce insan bir kez daha sokaklara çıktı.

Minneapolis, Minnesota

Gösterileri izleyen WAVE 3 adlı yerel bir televizyonun muhabiri Kaitlin Rust, polisin attığı plastik merminin hedefi olurken, olay anı kameralara yansıdı.

Floyd'un öldürüldüğü Minnesota'da ise sokağa çıkma yasağına rağmen birçok semtte yine sokaklar alev alevdi.

Bir polis merkezinin göstericiler tarafından yakılması üzerine Minneapolis'e Ulusal Muhafızlar konuşlandırıldı.

ABD Savunma Bakanlığı Pentagon ise, aktif görevdeki askeri inzibat birliklerine Minneapolis'e konuşlanmaya hazır olmaları talimatı verdi.

Kuzey Carolina'da Fort Bragg, New York'ta da Fort Drum'da görev yapan askeri inzibattan, çağrılmaları halinde dört saat içinde Minneapolis'e intikal etmeleri isteniyor.

Colorado'da Fort Carson, Kansas'ta Fort Riley'dekiler için bu süre 24 saat. Emir, Başkan Donald Trump tarafından Savunma Bakanı Mark Esper'e sözlü olarak verildi.

Omaha, Nebraska
Ülke gündeminin ilk sırasına yerleşen cinayet ve gösteriler için Başkan Donald Trump'ın verdiği mesajlar zaman içerisinde değişiklik gösterdi.

Floyd'un hayatını kaybettiği anlara dair videoyu 'şoke edici' olarak nitelendiren Trump, adaletin tecelli etmesi çağrısı yaptı. Ancak daha sonra protesto gösterilerinin başlamasının ardından Trump da tutumunu sertleştirdi.

Trump, "Bu EŞKIYALAR George Floyd'un anısına saygısızlık ediyor ve bunun olmasına izin vermeyeceğim. Az önce (Minnesota) Valisi Tim Walz ile konuştum ve kendisine ordunun her zaman yanında olduğunu söyledim. Ne kadar zor olursa olsun kontrolü ele alacağız ancak yağma başlarsa, ateş de başlar" yazdı.

Des Moines, Iowa
Trump'ın bu sözleri büyük tepki toplarken, mesajın yayımlandığı sosyal medya platformu Twitter, bu gönderiye erişimi 'şiddeti yücelttiği' gerekçesiyle sınırladı.

ABD basını, Trump'ın geçmişte ırkçılık olarak nitelendirilebilecek tartışmalı açıklamalar yaptığını anımsatarak, seçimin yaklaştığı bir dönemde kendi seçmeninin desteğini korumaya çalışıyor olabileceği yorumunu yapıyor.

Açıklamalarıyla eleştirilerin hedefi olan Trump, Çarşamba akşamı Federal Soruşturma Bürosu (FBI) ile Adalet Bakanlığı'na konuyla ilgili soruşturma başlatma talimatı verdiğini açıkladı.

Eski ABD Başkanı Barack Obama ise Amerikalıların kurumsal ırkçılık sorununa karşı 'yeni normal' yaratması gerektiğini belirtti. Obama, "2020 Amerikası'nda bu 'normal' olmamalı. Normal olamaz" dedi.

Bunların yanı sıra Minnesota eyaleti düzeyinde de yürütülen soruşturmalar bulunuyor. Olayın ardından Emniyet Müdürlüğü yaptığı ilk açıklamada, Floyd'un gözaltına alınırken polislere direndiğini öne sürdü.

Ancak görüntülerin bu açıklamanın zıttını ortaya koymasının ardından Derek Chauvin ve diğer polis memurları görevden alındı. Chauvin, daha sonra tutuklandı ve üçüncü dereceden cinayetle suçlandı.

Windermere, Florida
2001'den beri Minneapolis'te polis olarak görev yapan 44 yaşındaki Derek Chauvin'in, kariyeri boyunca pek çok kez şikayet aldığı, hakkında dosyalar tutulduğu ortaya çıkmıştı.

Ancak NBC News'a göre hakkında en az bir dava açılsa da, Chauvin hiçbir zaman disipline sevk edilmedi, hakkında daha önce yasal işlem yapılmadı.


Polisin eşi Kellie Chauvin ise, kocasına boşanma davası açtı. Kellie Chauvin'in avukatı,"Müvekkilim, Floyd'un ölümünden büyük üzüntü duymaktadır ve ailesinin yasını paylaşmaktadır. Aynı zamanda, Derek Chauvin'le evliliğinin feshi için başvuruda bulunmuştur" açıklamasını yaptı.

Kellie Chauvin'in açtığı dava, sosyal medyada büyük destek gördü. Amerikalı Müslüman aktivist Linda Sarsour, Twitter hesabından "Bahsettiğimiz şey bu. Ailenizdeki ırkçılardan boşanın. Birini öldürene kadar beklemeyin" diye yazdı.

Minneapolis şehrinin bağlı bulunduğu Minnesota eyaletinin Valisi Tim Walz, Cuma günü düzenlediği basın toplantısında, polis memurlarıyla ilgili adaletin 'hızlı bir şekilde' yerini bulmasını beklediğini söyledi.

Walz, olay yerinden haber yapan CNN ekibinin canlı yayında gözaltına alınmasıyla ilgili tüm sorumluluğu üstlendiğini de ifade etti.

New York
Demokrat Vali, Minneapolis sokaklarında düzenin yeniden kurulacağını belirtti. Walz, "Kuşaklar boyunca taşınan acı kendisini dünyanın gözleri önünde dışa vuruyor ve tüm dünya da bunu izliyor" dedi.

San Jose, California
Minneapolis Belediye Başkanı Jacob Mayor, kentte sokağa çıkma yasağı ilan etti. Cuma ve Cumartesi günlerini kapsayan yasak yerel saatle 20.00'de başlayıp sabah 06.00'ya dek sürecek.

Columbus, Ohio
Olayların başlangıcını, Pazartesi günü Minneapolis kentinde bir şarküterinin polise yaptığı bir ihbar oluşturuyor. Şarküteri çalışanları, 46 yaşındaki George Floyd'un alışverişten sonra kasada ödeme yapmak için verdiği 20 doların sahte olduğunu fark edip, polise haber verdi.

Los Angeles, California
Olay yerine gelen polis de Floyd'u gözaltına almak istedi. Polisin gözaltı işlemi sırasında olaya tanık olan bir kişi, olayı baştan sonra Facebook'tan canlı yayımladı. Ayrıca, başka görgü tanıklarının da çektiği videolar olaydan kısa bir süre sonra sosyal medyada yayıldı.

Görüntülerde, 44 yaşındaki beyaz polis memuru Derek Michael Chauvin'in kelepçe takarak yere yatırdığı Floyd'un boğazına diziyle dakikalarca bastırdığı görülüyor. Floyd'un bu esnada 'Nefes alamıyorum' dediği ancak Chauvin'in buna rağmen duruşunu değiştirmediği de kameralar yansıdı.

Floyd bir süre sonra bilincini kaybetti ve kaldırıldığı hastanede yaşamını yitirdi. Görüntülerin sosyal medya ve yerel basında yer alması, ABD çapında büyük bir infiale yol açtı.

Protestoların temelinde ABD'de zaman zaman su yüzüne çıkan ırk gerilimi yatıyor. ABD'de yasalar kapsamında ayrımcılık yasaklanmış ve eşitlik de güvence altına alınmış olsa da özellikle siyahlar, kendilerine yönelik 'sistematik bir ırkçılığın' devam ettiğini ve polis şiddetinin de bunun bir sonucu olduğunu savunuyor.

2017 yılında yapılan bir araştırmaya katılan siyahların yarısı, hayatlarında en az bir kere polis tarafından ortada hiçbir gerekçe olmadan durdurulup arandıklarını ya da kimlik kontrolüne maruz kaldıklarını söylüyor. Özellikle sağ görüşlü uzmanlar ve siyasetçiler, ayrımcılık ya da ırkçılık iddialarını reddediyor ve polisin nüfusun bu kesimine odaklanmasının nedeninin siyahların daha fazla suça bulaşması olduğunu öne sürüyor.

Minneapolis benzeri olaylar geçmişte de yaşandı. 1992 yılında Los Angeles'ta polisin bir siyahı döverek gözaltına aldığını gösteren görüntüler şehri temellerinden sarstı, günlerce süren protesto gösterileri düzenlendi. Olaylarda 63 kişi yaşamını yitirirken, 2 bin 800'den fazla insan da yaralandı. Olayların kente verdiği toplam hasar 1 milyar dolara yakın olarak hesaplanıyor.

Denver, Colorado
Florida'da 2013 yılında siyahi bir genci vurarak öldüren polis memurunun beraat etmesinin ardından 'Black Lives Matter' (Siyahların Yaşamı Değerlidir) hareketi başladı.

2014'te ise New York'ta bir başka siyah erkek Eric Garner da George Floyd'la benzer kaderi yaşadı. 43 yaşındaki silahsız Erik Garner da kaçak sigara sattığı şüphesiyle gözaltına alınmış ve öldürülmüştü.

Polislerin üzerine çullandığı ve boğazını sıktığı Garner'ın son sözleri 'Nefes alamıyorum' olmuştu. Olayın görüntülerinin sosyal medyada yayılması üzerine ABD'de geniş katılımla günlerce süren eylemler yapılmış, 'Nefes alamıyorum' sözleri polis şiddetini protesto edenler ile insan hakları aktivistleri tarafından uzun bir süre slogan olarak kullanılmıştı.

Hemen ardından Ferguson protestolarını tetikleyen Michael Brown'ın ölümü geldi. Walter Scott, Freddie Gray, Philando Castile, Alton Sterling gibi isimlerim polis tarafından öldürülmeleri ABD'de çapında gösterilere neden oldu.

ABD'de polisin neden olduğu ölümlerin kaydını tutan 'mappingviolence.org' sitesindeki verilere göre, 2019'da 1019 kişi polis tarafından öldürüldü. Ülkede ölüme neden olan polislerin yüzde 99'u bugüne kadar hiçbir ceza almadı.

Verilere göre ABD'de bir siyahın polis tarafından öldürülme ihtimali, bir beyazın öldürülmesi ihtimalinin üç katı. Ancak nüfusa oranlandığında siyahların polis tarafından öldürülme riskinin üç kat daha fazla olduğu görülüyor.

George Floyd’un hayat hikayesine ilişkin yeni ayrıntılar da ortaya çıkıyor. Associated Press’in haberine göre, Floyd corona virüs salgını sırasında işini kaybeden milyonlarca Amerikalı’dan biriydi.

Des Moines, Iowa
Bir arkadaşının anlattığına göre, Teksas’ın Houston kentinde ağırlıklı olarak siyahların yaşadığı bir mahallede ikamet eden Floyd okuduğu lisenin futbol takımındaki yıldız oyunculardan biriydi. Hatta lakabı 'Kibar Dev' idi.


2007 yılında Houston’da silahlı soygunla suçlanan ve 2009 yılında da 5 yıl hapis cezasına mahkum olan Floyd, yakın arkadaşının anlattığına göre cezaevinden çıktıktan sonra iş bulmak ve yeni bir hayata başlamak için Minneapolis’e taşınmıştı.

Bir dönem iki işte birden çalışan Floyd en son bir restoranda koruma olarak çalışıyordu. Minnesota Valiliği’nin salgına karşı aldığı tedbirler kapsamında çalıştığı restoran kapanınca işini kaybetti. Floyd’un 6 yaşındaki kızının, annesiyle birlikte Houston’da yaşadığı belirtiliyor.

En son gelişmelerden haberdar olmak için whatsapp kanalımızı takip edin