ABD terör örgütlerinin hamisi
SÜLEYMAN BAŞ
ABD Dışişleri Bakanlığı "2019 İnsan Hakları Raporu"nu yayınladı. Çin yönetimini Uygur Türklerine yönelik uygulamaları dolayısıyla sert şekilde eleştiren; İran'da muhaliflerin gösterilerinin "sert şekilde" bastırıldığı savunulan raporda, Türkiye için ise skandal ifadeler kullanıldı. Türk hükümetini halkına karşı suç işlemek ve ifade özgürlüğünü kısıtlamakla suçlayan raporda, terör ve casusluk faaliyetleri nedeniyle hapse atılan gazeteciler ve medya çalışanları için ‘hükümet politikalarını veya yetkililerini eleştirdikleri için tutuklandılar’ gibi akıl almaz ifadeler kullanıldı. Rapora göre Türkiye’de ‘keyfi cinayetler, gözaltındaki kişilerin şüpheli ölümleri, adam kaçırma, işkence’ gibi uygulamalar yürütülüyor.
Barış Pınarı Harekatı da var
Dünyada hiçbir ordunun başaramayacağı biçimde hassas bir operasyonla PKK ve YPG’ye karşı Irak ve Suriye’de düzenlenen harekatları ‘sivil can kayıpları oluştuğu’ iddiasıyla eleştiren raporda, geçtiğimiz Ekim ayında Suriye’nin kuzeyinde başlatılan Barış Pınarı Harekatı’da kendine yer buldu. Raporda ‘Türk askerlerinin ve Türkiye destekli silahlı grupların sivil can kayıplarına yol açtığı, Türklerin kontrolüne geçen bölgelerde yargısız infaz, yağma ve mülke el koyma vakalarının yaşandığı’ gibi gerçekle hiçbir ilgisi bulunmayan ifadelere yer verildi.
‘Gülen Hareketi’ ve ‘Kürdistan İşçi Partisi’
1997 yılından beri ABD’nin PKK'yı resmen terör örgütü olarak kabul etmesine karşın Dış İşleri Bakanlığı’nın raporunda terör örgütü için “Kürdistan İşçi Partisi” Fetullahçı Terör Örgütü için ise “Gülen Hareketi” ifadeleri kullanıldı. Raporun İşkence ve İnsanlık Dışı Muamele bölümünde ‘Türkiye’de işkencenin yasak olmasına rağmen, FETÖ mensuplarının gözaltında işkenceye uğradığı’ yalanı servis edilirken terör örgütü FETÖ için ‘Gülen Hareketi’ ifadesi kullanıldı. FETÖ’cülerin yakalanması için Türkiye’nin diğer ülkelere baskı uyguladığını ileri süren raporda Türk hükümetinin ifade özgürlüğü hakkını kullandıkları için yüzlerce kişiyi mahkûm ettiği iftirası atıldı.
Filistinliler ‘insandan sayılmadı’
Raporda Doğu Kudüs'te yaşayan 340 bin Filistinli için ise eskiden kullanılan ‘Arap sakinleri’ tabiri yerine bu yıl ilk kez ‘İsrail vatandaşı olmayanlar’ ifadesi kullanılarak Filistinlilerin kendi kimliklerinden soyutlanması amaçlandı. Raporun dilindeki terminolojik değişiklik, Trump yönetiminin Kudüs'ü 'İsrail'in ebedi ve bölünmez başkenti' olarak gören politikasının bir parçası olarak değerlendiriliyor. Filistin Kurtuluş Örgütü Yürütme Kurulu üyesi Hanan Aşravi, "Kudüslüler Filistinlidir ve yüzyıllardır orada yaşıyorlar. Buna karar vermek, Filistinlilerin kimliklerini, tarihlerini, kültürlerini yok etmek ve istedikleri gibi yeniden adlandırmak sadece mantıksız değil, aynı zamanda vicdansız da " ifadelerini kullandı.
"Üye/Üyeler suç teşkil edecek, yasal açıdan takip gerektirecek, yasaların ya da uluslararası anlaşmaların ihlali sonucunu doğuran ya da böyle durumları teşvik eden, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik ya da ahlaka aykırı, toplumca genel kabul görmüş kurallara aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde hiçbir İçeriği bu web sitesinin hiçbir sayfasında ya da subdomain olarak oluşturulan diğer sayfalarında paylaşamaz. Bu tür içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk münhasıran, içeriği gönderen Üye/Üyeler'e aittir. MİLAT GAZETESİ, Üye/Üyeler tarafından paylaşılan içerikler arasından uygun görmediklerini herhangi bir gerekçe belirtmeksizin kendi web sayfalarında yayınlamama veya yayından kaldırma hakkına sahiptir. Milat Gazetesi, başta yukarıda sayılan hususlar olmak üzere emredici kanun hükümlerine aykırılık gerekçesi ile her türlü adli makam tarafından başlatılan soruşturma kapsamında kendisinden Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 332.maddesi doğrultusunda istenilen Üye/Üyeler'e ait kişisel bilgileri paylaşabileceğini beyan eder. "
Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.