Dolar (USD)
35.16
Euro (EUR)
36.72
Gram Altın
2977.58
BIST 100
9949.01
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

ABD ile anlaştı, etkinliği arttı

ABD ile imzaladığı anlaşma sonrasında Taliban'ın Afganistan sahasındaki etkinliğini artırdığı göze çarpıyor. Taliban ile ABD arasında geçtiğimiz Şubat ayında imzalanan anlaşma sonrasında bölgeyi takip edenlerin ikiye bölündüğünü söylemek mümkün. Bir taraf Taliban ile ABD anlaşmasının Afganistan'a barış getireceğini savunurken, diğer taraf ise anlaşmadan pek de umutlu değildi.
ABD ile anlaştı, etkinliği arttı
14 Ekim 2020 07:52:14
ABD ile imzaladığı anlaşma sonrasında Taliban'ın Afganistan sahasındaki etkinliğini artırdığı göze çarpıyor. Taliban ile ABD arasında geçtiğimiz Şubat ayında imzalanan anlaşma sonrasında bölgeyi takip edenlerin ikiye bölündüğünü söylemek mümkün. Bir taraf Taliban ile ABD anlaşmasının Afganistan'a barış getireceğini savunurken, diğer taraf ise anlaşmadan pek de umutlu değildi.

Mepa News'ten Halid Abdurrahman'ın değerlendirmesi

Katar'ın başkenti Doha'da imzalanan anlaşmanın üzerinden yedi aydan uzun bir zaman geçti. ABD ile yaptığı anlaşma gereği Kabil hükümeti ile esir takası programı gerçekleştiren Taliban, bunun ardından Doha'da Kabil yönetimi tarafından gönderilen bir heyetle de Afganlar arası görüşmeler için masaya oturdu.

12 Eylül'de başlayan Afganlar arası görüşmelerde uzun bir zaman usule ilişkin tartışmalar yaşandı. Taliban görüşmelerin devam edebilmesi için İslami bir temel üzere devam etmeleri gerektiğini savundu ve görüşmeler gelinen süreçte halen devam ediyor.

Taliban'ın masa-saha dengelemesi

ABD ile anlaşmanın imzalanmasına yönelik müzakerelerin devam ettiği süreç içerisinde de sahada saldırılarına ara vermeden devam eden Taliban, anlaşmanın imzalanmasından sonra da, sahadaki saldırılarına ara vermeden devam etti. Hatta geçmiş yıllara nispeten saldırıların yoğunluğunda da ciddi bir artış vardı. Geçmiş dönemde genellikle vur-kaç saldırılarına odaklanmış bir Taliban varken, yeni dönemde artık daha çok saha hakimiyeti sağlama yönünde saldırılar gerçekleştirilmeye başlandı.

Ancak ABD ile imzalanan anlaşmada bir ayrıntıyı belirtmek gerekli. Taliban güçleri ABD'nin geri çekilmesi esnasında bu güçlere ait konvoylara saldırmayacaktı. Bu nedenle Taliban saldırıları Kabil hükümeti güçlerine yoğunlaştı.

Sahada oldukça güçlü olan ve kendi ifadelerine göre Afganistan'ın yüzde 70'inden fazlasını kontrolü altında tutan Taliban, ABD ile müzakerelerin ve imzalandıktan sonra anlaşma sürecinin tıkandığı tüm noktalarda sahadaki bu üstünlüğünü bir denge sağlama unsuru olarak kullandı.

Kabil yönetiminin sürecin dışına itilmenin verdiği etkiyle zaman zaman Taliban-ABD anlaşmasını sabote eder nitelikteki hamleleri Taliban tarafından sahada doğrudan karşılık buldu. Bazı dönemlerde ABD'nin de önünü tıkayan Kabil hükümetinin bu hamleleri, en büyük destekçileri, hatta varoluşsal nedenleri olan ABD yönetiminin dahi tepkisini çekti.

Taliban, kendi önünü tıkayan Kabil yönetimine karşı gerçekleştirdiği saldırılarla anlaşma sürecinde denge sağlamaya çalışırken, ABD tarafı da zaman zaman Kabil yönetiminin bu reflekslerine ültimatomlarla cevap verdi.

Doha'da devam eden Afganlar arası görüşmelerde de Taliban'ın saha-masa dengesini Afganistan'da güç kullanarak sağladığı görülüyor. Zaman içerisinde bunun birçok örneği yaşandı ve Kabil yönetimi artık ateşkes konusu üzerinde Taliban'ı ikna etmeye çalışır bir hale geldi.

Afganistan'da tam bir ateşkes mümkün mü?

Kabil yönetimi ile ABD arasında bu konuda ciddi bir ayrışmanın olduğu eklemek gerekiyor. ABD tarafından kurulan Kabil yönetimi Taliban'a "ateşkes" üzerinde baskı sağlanması gerektiği fikrini savunup bu konuda ABD'nin başını ağrıtırken, ABD'nin bu konuda daha yumuşak bir yaklaşım içerisinde olduğu görülüyor.

Afganistan'daki ABD ve NATO güçlerinin komutanı Scott Miller tarafından daha önce de birden fazla kez yapılan açıklamalarda, Taliban'ın "saldırıları yumuşatması" çağrısında bulunuldu.

Diğer yandan Doha'da halen devam etmekte olan Afganlar arası görüşmelerde de Kabil yönetiminin en önemli talebi olan ateşkes konusu Taliban'a iletildi. Ancak şu an için Taliban'ın ateşkesten yana olduğunu söylemek pek mümkün değil. Zaten elindeki en büyük gücün farkında olan Taliban'ın karşı taraftan bir şey almadan ateşkese gitmesi pek mümkün görünmüyor.

Taliban'ın sahada nabız yoklaması: Hilmend saldırısı

Taliban ile ABD arasındaki süreç Doha'daki Afganlar arası görüşmelerle devam ederken, Taliban güçleri sahada bazı hamleler içerisine girişti. ABD'nin ülkedeki askeri varlığını ciddi anlamda azaltmaya başladığı ve Kabil hükümetine verdiği hava desteğini büyük boyutlu olarak geri çektiği bir dönemde Taliban, Afganistan'ın güneyindeki Hilmend ili merkezine yönelik bir saldırı dalgası başlattı.

Geçtiğimiz Pazar gecesi itibariyle başlayan saldırı dalgasının hedefinde, Taliban için sembolik boyutu ön plana çıkan bununla birlikte oldukça stratejik bir önemi de bulunan Hilmend (Helmand) kenti merkezi vardı.

Kent merkezi olan Leşkergah ilçesine yönelik ani bir saldırı başlatan Taliban güçleri kısa süre içerisinde kentin giriş ve çıkışlarını kapatarak merkezin etrafındaki birden fazla askeri kontrol noktasını ele geçirdi. Bu kontrol noktasındaki askerlerden Taliban'a teslim olanlar da oldu, çatışmalar esnasında ölen veya kaçanlar da.

Kabil hükümetine bağlı askeri güçler, Taliban kent merkezinin kapılarına dayandığı ve birkaç önemli noktayı ele geçirdikten sonra saldırıya uğradıklarının farkına vardılar.

Bir dönem İngiliz güçlerinin merkezi ve Afganistan'ın Pakistan ve oradan da İran'a açılan kapısı olan Hilmend vilayeti merkezine yönelik bu saldırı ABD tarafından da tepki gördü. S. Miller tarafından yapılan açıklamada Taliban'ın Hilmend saldırısını durdurması ve ülke genelinde şiddeti azaltması gerektiği uyarısı yapıldı. Ancak Miller'ın açıklamalarında Taliban'ın saldırısının ABD ile imzalanan anlaşmayı herhangi bir şekilde ihlal ettiğine dair bir ifade yer almadı.

Taliban'ın askeri sözcüsü olarak kabul edilen Zebihullah Mücahid tarafından saldırıya dair yapılan açıklamadaysa, Hilmend vilayetinde önceden kontrollerinde olan, kısa bir süre önce Kabil hükümeti tarafından ele geçirilen askeri noktaların geri alındığı ifade edildi. Mücahid'in açıklamalarıyla birlikte Taliban savaşçılarının geri aldığı askeri noktaları havaya uçurduğu görüntüler de sosyal medyada dolaşıma sokuldu.

24 saat içerisinde 20 vilayette saldırı düzenlendi

Kabil hükümetine bağlı Savunma Bakanlığı Sözcüsü Ruhullah Ahmedzey tarafından yapılan açıklamada, Taliban'a bağlı silahlı güçlerin Afganistan'ın 34 vilayetinden 20'sinde saldırılar gerçekleştirdiği ifade edildi.

Burada önemli bir diğer nokta da her ne kadar süreç içerisinde aksamalar olmadığı sürece Afganistan'ı terk etmeye hazırlanan ABD'nin hava kuvvetleri tarafından Hilmend vilayetinde hükümet güçlerine sağladığı hava desteği. Taliban'ın saldırı başlattığı Hilmend vilayetinde ABD'ye ait savaş uçakları gece saatlerinde Kabil hükümeti güçlerine destek sağlamak amacıyla birkaç Taliban hedefine yönelik saldırılar gerçekleştirdi.

Bu da ABD ile Taliban arasındaki anlaşmanın boyutlarının daha fazla netleşmesine neden oldu. Taliban ile ABD arasında imzalanan Doha Anlaşması'nda ABD güçlerinin ülkeden çekilirken Taliban tarafından saldırıya uğramaması garanti altına alınırken, ABD'nin ülke içerisindeki hava saldırılarına devam etmesi, bir anlamda Kabil yönetimini dengelemeye yönelik hamleler olarak da okunabilir. Çünkü ABD'ye ait savaş uçakları geçmiş dönemde Kabil hükümeti güçlerine verdiği etkili hava desteğiyle biliniyordu.

Ancak gelinen süreçte ABD'nin bu desteği neredeyse yok sayılabilecek bir düzleme çektiği görülüyor.

Sonuç

ABD'nin ülkeden çekilmeye başladığı, askeri anlamda işgal öncesine göre en güçsüz günlerini yaşadığı bir dönemde Taliban'ın Hilmend kent merkezine yönelik bir saldırıda bulunması hem hareketin ülke içerisinde nabız yokladığını hem de Doha'da devam eden görüşmelerde elini güçlendirmesi için bir koz olarak okunabilir.

Bu saldırıdan da anlaşılacağı üzere Taliban'ın ani bir saldırısıyla Kabil hükümeti güçleri doğrudan ABD hava desteğine muhtaç hale geliyor. Bu da gelecek dönemde eğer ABD'nin ülkeyi tamamen terk etmesi gerçekleşirse Taliban'ın ne derece hakimiyet kurabileceği anlamına geliyor. Bu nedenle bazı ABD'li askeri isimler Afganistan'dan tamamen çekilmenin büyük bir yanlış olacağı, bunun yerine ülkede en az birkaç birimden oluşan "Acil Müdahale Birimi" bulundurulması görüşünde.

Ancak Taliban'ın ABD ile yapılan anlaşmada en fazla üzerinde durduğu madde, ülkedeki yabancı asker varlığının sona erdirilmesi olarak kayıtlara geçti.

Hilmend saldırısı, Taliban'ın askeri kapasitesinin yükselişinin de bir göstergesi. Bu paralelde ABD'nin ülkeyi tamamen, tüm askeri unsurlarıyla birlikte terk etmesinin gerçekleşmesi demek, çok daha zayıf bir Kabil hükümeti anlamına geliyor. Bu da ülke içerisinde yeni bir iç savaş anlamına gelmekle birlikte Taliban'ın iktidara daha da yaklaşması demek.

Taliban'ın son Hilmend saldırısının, bu vilayetin sembolik ve stratejik önemi nedeniyle gerçekleştirildiği okumasını yapmak şu aşamada pek doğru olmayacaktır. Taliban yıllar içerisinde edindiği askeri tecrübeyle zaten şu aşamada büyük zayiatlar vermeden bu vilayetin kontrolünü ele geçiremeyeceğinin farkında.

Ancak bu hamle ile ülkedeki ABD refleksini belli ölçüde test etmiş, masadaki elini güçlendirmiş ve beklenmeyen yerlerde saldırı gerçekleştirebileceği mesajını vermiş durumda.

Nitekim Taliban, Hilmend vilayetinin büyük bir kısmını kontrol altına tutuyor ve vereceği zayiatı göze aldığında bölgede bu vilayetin merkezini ele geçirebilecek askeri potansiyele sahip. Ancak şu aşamada böyle bir şeyi istediğini söylemek pek mümkün değil.

En son gelişmelerden haberdar olmak için whatsapp kanalımızı takip edin