ABD doğrudan terörü destekliyor
SÖYLEŞİ: ÖZLEM DOĞAN
Geçtiğimiz hafta önce İstanbul Vezneciler'de, bir gün sonra da Mardin Midyat'ta yaşanan terör saldırılarında dokuz polisimiz şehit oldu, yedi vatandaşımız hayatını kaybetti. Vezneciler'deki saldırıya çok sert tepki gösteren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "O gün İstanbul'u işgal etme özlemiyle gelenler bugün de terör örgütünü maşa olarak kullanıyorlar. Haçlı seferlerinde yarım kalan hayallerini bugün terörle tamamlamak istiyorlar" ifadelerini kullandı. PKK ile kararlı mücadelesini sürdüren Türkiye'nin önündeki süreci ve son yaşanan terör saldırılarını Stratejik Düşünce Enstitüsü (SDE) Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Mehmet Şahin'le konuştuk.
Türkiye'deki istikrar rahatsız ediyor
Türkiye Vezneciler ve Mardin'de meydana gelen iki terör saldırısı yaşadı. Son dönemde artan terör olaylarının temel nedeni nedir?
7 Haziran seçimlerinden sonra artan bir terör trendi görüyoruz. Buradaki temel faktör Suriye. Türkiye'deki uzun süreli istikrar bazı devletleri rahatsız etti. Ayrıca Türkiye'nin Suriye'deki duruşu da küresel güçleri aynı oranda rahatsız ediyor.
Türkiye'deki istikrardan rahatsız olan bu güçlerin ana hedefinde ne var?
Suriye'de federatif bir yapı oluşturmaya çalışıyorlar. Özellikle bazı ülkeler terör üzerinden Türkiye'yi Suriye'den uzak tutmak istiyorlar. Türkiye'yi bugüne kadar ortaya koymuş olduğu duruştan vazgeçirmek için de PKK'yı araç olarak kullanıyorlar. Son yaşadığımız saldırılar da bunun bir göstergesi.
Halk PKK'dan uzaklaştı
Birçok devlet tarafından piyon olarak kullanılan PKK'nın son dönemdeki etkinliğinin halk üzerindeki yansımasını nasıl okuyorsunuz?
Kobani olaylarını da göz önünde bulundurarak PKK'nın özellikle geçen yazdan beri yeni bir süreç başlattığını söyleyebiliriz. Devrimci Halk Hareketi adı altında bölgedeki halkı ayaklandırmaya yönelik bir politika takip etti ama başarısız oldu. Halk PKK'dan uzaklaştı. Terör örgütü bunu hesaplayamamıştı.
Halkın desteğini kaybeden terör örgütü direniş mesajı mı vermeye çalışıyor sizce?
PKK, halktan yediği darbenin yanında Türkiye'deki siyasi iradenin ve güvenlik kurumlarının işbirliği içinde kararlı bir şekilde hareket edeceklerini de hesaplayamadı. Bu büyük yenilgiye rağmen terör örgütü hala 'ben ayaktayım' mesajı vermeye çalışıyor.
PKK başka devletlerin aracı
PKK'nın gerçek yüzünü gören Kürt halkı eğer terör örgütünü destekliyor olsaydı ortaya nasıl bir tablo çıkardı?
Halk destek vermiş olsaydı PKK kendisini halkın temsilcisi olarak sunmaya çalışacaktı ve halkın arkasına sığınacaktı. Bu da Türkiye'yi zora sokardı. Örgütün halka verdiği zararı bizzat bölge halkı da gördü. Dürümlü'de PKK'nın bombalı aracını durdurmaya kalkan on altı vatandaşımızın cesedi bile bulunamadı. PKK, başka devletler adına yürütülen bir dış politika aracında başka bir şey değildir.
Yeni Türkiye'den rahatsızlık duyanların kirli hesapları genelde terör üzerinden diyebilir miyiz?
90'lı yıllarda Irak'ı karıştırarak Türkiye'ye terör faturası çıkaranlar şimdi de Suriye üzerinden çok daha ağır ve uzun sürecek bir terör faturası çıkarmak istiyorlar. Türkiye'nin huzurunu bozup yanı başında bir terör kuşağı oluşturmak amacı güdüyorlar.
Türkiye'yi Suriye'den uzak tutmak istiyorlar
Türkiye'nin Suriye üzerinde herhangi bir şekilde söz sahibi olmasını istemeyenler ülke içindeki huzuru bozmaya çalışıyorlar sanırım?!
Türkiye'nin karşı çıktığı federatif Suriye'yi kurmak isteyenlerin içinde ağırlıklı olarak ülkemizin müttefikleri var. Türkiye'yi içerde oyalayarak 'Sen Suriye'den ve Ortadoğu'dan uzak dur' mesajı vermek istiyorlar.
Türkiye'nin müttefiki ABD'nin Suriye'deki PKK uzantılarına verdiği desteği nasıl yorumluyorsunuz?
ABD doğrudan terörü destekliyor. 'Birinci önceliğim DAEŞ'le mücadele' diyen ABD'nin asıl amacı federatif bir Suriye. Bunun için de terör örgütü olduğunu ifade ettiği PKK ve PKK'nın kolu olduğunu bildiği halde terör örgütü olduğunu kabul etmediği PYD ve YPG ile işbirliği yapıyor. Kısacası müttefikleri Türkiye'ye ihanet ediyor.
Terörden ABD sorumlu
ABD'nin Suriyeli muhaliflere havadan silah yardımı yaptığı yönündeki haberleri nasıl yorumluyorsunuz?
ABD Suriye'deki ılımlı muhalif dediğimiz gruplara destek verirmiş gibi yapıyor sadece. Baştan itibaren muhaliflere ve Suriye'deki halkın gerçek temsilcisi olan gruplara destek vermiş olsaydı şimdi ne PYD terör faaliyetinde bulunabilirdi ne de DAEŞ bu kadar güçlenebilirdi.
ABD neden Suriye'de özellikle federatif bir devlet amacı güdüyor?
Bağımsız bir devlet ABD'nin işine gelmez. Bağımsız oldukları zaman bölge devletlerine, federatif bir devlet oldukları zaman ABD'ye muhtaç olurlar. Bu yüzden federe bir yapıyı destekler.
Bunlar anlaşmanın bir parçası
İki rakip devlet Rusya ve ABD Suriye üzerinde nasıl bir anlaşmaya varmış olabilir?
Rusya ve ABD'nin BM toplantılarında anlaştıklarını düşünüyorum. Bu anlaşmanın içeriğinin ne olduğunu bilmiyoruz. İkisi de Suriye'de operasyon yürütüyor. Lazkiye ve Şam ekseninde Esed'in etkili olduğu bölgede Rusya'nın etkinliğine ABD'nin sesi çıkmıyor. PYD ve YPG üzerinde de ABD'nin kontrolü oldukça fazla olmasına rağmen Rusya'nın sesi çıkmıyor. Bu da belli ki anlaşmanın bir parçası.
Güvenli bölge hususunda ABD Türkiye'nin önerisini göz ardı mı edecek?
ABD güvenli bölge konusunda Türkiye'yi kandırdı. Bizi karşılarına almamak için konuyu masadan uzak tutmadılar. Kendi politikalarını rahat yürütebilecekleri yeni ortaklar buluncaya kadar bu böyle sürdü. Kimse Suriye halkını ya da Türkiye'nin güvenliğini düşünmüyor. Diğer tüm ülkeler kendi çıkarlarını düşünerek hareket ediyor.
Almanya pazarlık peşinde
Tüm bunlar yaşanırken Almanya'nın sözde soykırım yasasını meclisten geçirmesini nasıl değerlendiriyorsunuz? Almanya'nın planlarında ileriye yönelik ne var?
Almanya mülteciler konusunda Türkiye'ye ihtiyaç duydu. Vize ve terörle mücadele konusunda sözde Ermeni yasa tasarısını meclisten geçirerek Türkiye üzerinde pazarlık payını arttırıp baskı kurmaya kalktı. Zamanlama açısından baktığımızda bu net bir biçimde okunuyor.
Her terör saldırısında olduğu gibi muhalefetin PKK'yı eleştirmeyip başkanlık üzerinden polemik üretmesi ne anlama geliyor?
Bir yılı aşkın süredir terör saldırıları artarak devam ederken muhalif siyasi partiler çok kötü bir sınav veriyor. Avrupa'da terör saldırısı olduğu zaman bir araya gelen siyasi birleşmeyi görüyoruz. Bizdeki siyasiler böyle bir resim vermiyor, bu da bir utanç tablosudur.
Terörle mücadeleye devam
Suriye sorunuyla Türkiye'deki terör sorunu birbirine bağlı diyebilir miyiz?
Suriye'deki durum aynı olduğu müddetçe terörle mücadelede devam edecektir. Türkiye yıllardır bunun mücadelesini sürdürüyor. Terörün Suriye'de yakalamış olduğu imkan ve görmüş olduğu desteği de göz önünde bulundurduğumuzda Türkiye'nin her anlamda kapasitesini arttırması zorunlu görünüyor.
Türkiye şu aşamadan sonra özellikle Suriye konusunda nasıl bir yol izlemeli?
Suriye'deki mevcut durum devam etiği sürece terör saldırıyla muhtemelen karşı karşıya kalacağız. Suriye'deki olaylar başladığında birinci önceliğimiz Suriye'deki masum halkı korumaktı fakat bu noktada şimdiki önceliğimiz, kendi toplumsal bütünlüğümüzü ve güveliğimizi sağlamaktır.
------------------------------- Doç. Dr. Mehmet Şahin kimdir----------------------------------------------
Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) Tarih Bölümü'nden mezun olan Mehmet Şahin Yüksek lisansını ODTÜ Uluslararası İlişkiler, doktorasını ise Gazi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü'nde tamamladı. İran, Suriye, İsrail, 2. Körfez Savaşı konusunda yayınlanmış dört ortak edit kitabı ve 'Din-Dış Politika İlişkisi: ABD Örneği' başlıklı bir telif eseri bulunuyor. Orta Doğu, Uluslararası Politikada Din ve Türk Dış Politikası alanlarında çalışıyor. Şahin, Stratejik Düşünce Enstitüsü Başkan Yardımcısı ve Dış Politika ve Uluslararası İlişkiler Programı Koordinatörüdür.
"Üye/Üyeler suç teşkil edecek, yasal açıdan takip gerektirecek, yasaların ya da uluslararası anlaşmaların ihlali sonucunu doğuran ya da böyle durumları teşvik eden, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik ya da ahlaka aykırı, toplumca genel kabul görmüş kurallara aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde hiçbir İçeriği bu web sitesinin hiçbir sayfasında ya da subdomain olarak oluşturulan diğer sayfalarında paylaşamaz. Bu tür içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk münhasıran, içeriği gönderen Üye/Üyeler'e aittir. MİLAT GAZETESİ, Üye/Üyeler tarafından paylaşılan içerikler arasından uygun görmediklerini herhangi bir gerekçe belirtmeksizin kendi web sayfalarında yayınlamama veya yayından kaldırma hakkına sahiptir. Milat Gazetesi, başta yukarıda sayılan hususlar olmak üzere emredici kanun hükümlerine aykırılık gerekçesi ile her türlü adli makam tarafından başlatılan soruşturma kapsamında kendisinden Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 332.maddesi doğrultusunda istenilen Üye/Üyeler'e ait kişisel bilgileri paylaşabileceğini beyan eder. "
Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.