Dolar (USD)
34.17
Euro (EUR)
38.14
Gram Altın
2920.00
BIST 100
9777.46
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

AB, BM'ye uymuyor

Avrupa Parlemontosu'nun Türkiye'nin Afrin Operasyonu aleyhine yayınlamış olduğu kararın BM'nin belirlemiş olduğu uluslararası hukuk kurallarına da aykırı olduğunu söyleyen BİLGESAM AB Uzmanı Sibel Karabel, "Avrupa Birliği, Birleşmiş Milletler kararlarını hiçe sayıyor. Türkiye'nin Afrin Operasyonu, Birleşmiş Milletler kararlarına uygundur" dedi.
AB, BM'ye uymuyor
31 Mart 2018 10:40:00
Avrupa Parlemontosu'nun Türkiye'nin Afrin Operasyonu aleyhine yayınlamış olduğu kararın BM'nin belirlemiş olduğu uluslararası hukuk kurallarına da aykırı olduğunu söyleyen BİLGESAM AB Uzmanı Sibel Karabel, "Avrupa Birliği, Birleşmiş Milletler kararlarını hiçe sayıyor. Türkiye'nin Afrin Operasyonu, Birleşmiş Milletler kararlarına uygundur" dedi.

AVRUPA NE HALLERE DÜŞTÜ

Avrupa'da çok ciddi bir PKK yapılanması olduğunu söyleyen Karabel, PKK'nın bu yapılanmadan ciddi bir geliri olduğunu söyledi. Karabel, "PKK, 2016 yılında sadece Almanya'dan 14 milyon, tüm Avrupa'dan ise 28 milyon dolar gelir elde etti. Türkiye'nin, Afrin'de Alman üretimi Leopard tankları kullanmasına karşı PKK, 'Almanya'yı yakıp, yıkarız' tehdidinde bulundu" dedi.

NEŞAT GÜNDOĞDU/ANKARA

Avrupa Birliği'nin son dönem politikaları hakkında MİLAT'a konuşan BİLGESAM AB Uzmanı Sibel Karabel, Türkiye u2013 AB ilişkilerine dair çarpıcı değerlendirmelerde bulundu. PKK'nın Avrupa ülkelerinde çok etkin olduğunu söyleyen Karabel, PKK'nın Avrupa'dan çok ciddi geliri olduğunu da ifade etti. AB'nin aldığı kararlarda PKK'nın dilinin çok fazla kullanılarak Türkiye'ye karşı ciddi bir tavır sergilendiğini ortaya koyan Karabel, AB'nin Türkiye aleyhinde kararlar alarak haksızlıklar ortaya çıkardığını söyledi. Türkiye'nin AB hedefinde ısrarcı olduğunu kaydeden Karabel, terör örgütlerine sağlanan desteğin bir gün mutlaka kendilerini vuracağının altını çizdi.

PKK, Avrupa'da çok etkin

Türkiye'nin Afrin Operasyonu hakkında Avrupa Birliği'nin taraflı bakış açısını ortaya koyan Karabel, Avrupa Parlamentosu'nun kararının Avrupa'daki PKK yapılanması ile yakından ilgili olduğunu belirterek şu değerlendirmelerde bulundu: "Avrupa Parlamentosu'nun bu kararında Avrupa ve Batı Medyası'nın Zeytin Dalı Herekatı'nı sunuş şeklinin etkisi ve Avrupa'daki PKK yapılanması çok etkili oldu. Afrin'de sivil kayıplar olduğu, Türk askerinin çekilmesi gerektiği ve bu durumun Türkiye'nin güvenlik çıkarları ile bağdaşmadığı vurgusu yapıldı. Doğu Guta'daki katliam neredeyse Afrin ile bir tutulmaya çalışılıyor. Halbuki Türkiye, Afrin'de bölgenin kuzeyindeki demografik dengenin değişmesini önlemeye ve güvenlik koridorları vesilesiyle insani yardım sağlamaya çalışıyor. Afrin'de yaklaşık 500 bin mültecinin geri dönmesi hedefleniyor. Avrupa'da çok ciddi bir PKK yapılanması var. PKK'nın bu yapılanmasından ciddi bir geliri de var. PKK, 2016 yılında sadece Almanya'dan 14 milyon, tüm Avrupa'dan ise 28 milyon dolar gelir elde etti. PKK'nın İngiltere'de, Almanya'da ve Avrupa'nın birçok ülkesinde ciddi bir yapılanması var. Ocak'tan beri PKK, Almanya'da 24 tane cami saldırısı düzenledi. Türkiye'nin, Afrin'de Alman üretimi Leopard tankları kullanmasına karşı PKK, 'Almanya'yı yakıp, yıkarız' tehdidinde bulundu. Senin terör örgütün benim terör örgütüm yok. Çünkü bir gün namlu tam tersine döner ve terör sizi de vurur. Yani oraya o çomağı soktuğunuz vakit mutlaka size dönecektir. Mutlaka böyle olacak."

AB, uluslararası hukuku hiçe sayıyor

Türkiye'nin, Afrin'e Birleşmiş Milletler kararlarına dayanarak kendi güvenliğini sağlamak için girdiğini hatırlatan Karabel, "Buna rağmen Avrupa Parlamentosu'nun raporu BM'nin belirlemiş olduğu uluslararası hukuku çiğnemektir" dedi ve şunları kaydetti: "Avrupa Birliği, Birleşmiş Milletleri dikkate almıyor. Parlamento kararı ile Birleşmiş Milletlere karşı gelinmiş oluyor. Avrupa genelinde PKK'ya yapılan bağışlar aynı zamanda AB'nin PKK'ya verdiği desteği gösteriyor. Avrupa bunu resmi olarak ve gözümüze soka soka yapıyor. Avrupa ciddi bir şekilde PKK'yı destekliyor. Türkiye'nin Avrupa'nın çıkarlarını düşündüğü kadar Avrupa Türkiye'nin çıkarlarını düşünmüyor. Hatta Avrupa'daki üye devletler birbirlerinin çıkarlarını bile düşünmüyor. Avrupa'da, 'Türkiye kapıda dursun, ilişkimiz devam etsin ama Türkiye hiçbir zaman Avrupa Birliği'ne girmesin' düşüncesi var. 2005 yılından beri üyelik müzakereleri başlayan bir Türkiye var. 35 müzakere başlığından sadece biri açılıp kapandı. 8'ini Güney Kıbrıs Rum Yönetimi tek başına veto etti. 6'sını Avrupa Konseyi, Kıbrıs'tan dolayı bloke etti. Bloke edilmeyen sadece 5 müzakere başlığı var. AB Bakanlığı'ndan paylaşılan bilgilere göre ise, 'Türkiye, hiç üye olmayacağını bilse bile tam üyelik perspektifini kaybetmemiştir' anlayışı var. Bu çok önemli bir şey."