9 yaşında ayakkabı tamirciliğine başlayan 84 yaşındaki Mustafa Topçu tam 75 yıldır ayakkabı tamirciliği ile uğraşıyor. Samsun'un Çarşamba ilçesindeki küçük ve mütevazı dükkanında ziyaret ettiğimiz Mustafa Amca "Ayakkabı insanın kişiliğini ele verir. Ayakkabıları kirli ve bakımsız olanlar, genellikle günlük hayatlarında da düzensizdirler" diyor.

Adem Özköse
[email protected]

Önce, müşterinin getirdiği ayakkabı tıpkı bir doktorun hastayı muayene etmesi gibi dikkatle inceleniyor. Sonra, ayakkabının ne zaman hazır olacağı konusunda müşteriye bilgi veriliyor. En sonunda da müşterinin ismi küçük bir kağıda yazılıyor ve ayakkabı tamir edilmek üzere sırasını beklemeye başlıyor. Burası çevresinde Topçu Amca ismiyle bilinen 75 yıllık ayakkabı tamircisi Mustafa Topçu'nun dükkanı. Memleketime yaptığım bayram ziyareti esnasında ayakkabılarımı tamir ettirmek için yanına uğradığım Topçu Amca'nın tezgahının üzeri her zaman olduğu gibi yine karmakarışık. Topçu Amca gelen müşterilerle ilgilenirken ben de tezgahın üzerini seyre dalıyorum. Önce ayakkabı tamirinde kullanılan uzun iplikler gözüme çarpıyor, sonra da rengarenk boyalar, makaslar, tutkallar, keçeler, zımparalar, ayakkabı bağcıkları… Uzunluğu en fazla bir buçuk, eni de bir metreyi geçmeyen bu küçük ve mutevazı dükkanda yıllardır Çarşambalıların ayakkabılarını tamir ediyor Topçu Amca. Şimdilerde Topçu Amca'ya oğlu Lütfü Topçu eşlik etse de ayakkabı tamiri denilince buralarda herkesin aklına Topçu Amca akla geliyor.

Topçu Amca Makine kullanmaz

Topçu Amca ayakkabıcılığa ilk defa 9 yaşında başlamış. O günden bugüne kadar da hep ayakkabılarla, ayakkabı tamiriyle uğraşmış. Ayakkabı tamircilerinin çoğu artık makine kullansa da Topçu Amca makine kullanmamakta ısrar ediyor. Topçu Amca'ya makine kullanmamaktaki ısrarının sebebini sorunca, " Emek verilerek, göz nuru akıtılarak tamir edilen ayakkabı, makine ile tamir edilen ayakkabıdan daha sağlam olur." cevabını alıyorum. Biz sohbet ederken sürekli müşterilerin biri geliyor, diğeri çıkıyor. Bir bayan müşteri, "Topçu Amca bu ayakkabı tamir edilir mi?" diye soruyor. Topçu Amca da, "Her ayakkabı tamir edilir, tamir edilmeyen ayakkabı olmaz" diye cevap veriyor. Topçu Amca'nın dükkanına müşteriler büyük bir ilgi gösterirken, sokaktaki diğer ayakkabı tamircilerinin pek de fazla kişinin uğramaması dikkatimi çekiyor. Bunun sebebini öğrenmek isteyince Topçu Amca şunları söylüyor: "Bu millet benim kara kaşıma, kara gözüme aşık değil. Müşteri bilgime, tecrübeme, iş ahlakıma ilgi gösteriyor. Tamir ettiğim her ayakkabıyı sanki kendim için, kendim giyecekmişim gibi tamir ederim. Müşteriye ne olursa olsun yalan konuşmam. Ayakkabını şu saatte alacaksın dersem, sözümde mutlaka dururum. Esnaflıkta verilen söze riayet etmek çok önemlidir. Müşteri sözünde duran, yalan söylemeyen esnafı her zaman tutar."

Çarşamba'dan İspanya'ya giden ayakkabılar

Topçu Amca ile sohbet ederken gözlerim etraftaki demircileri, bakırcıları arıyor. Bir zamanlar Topçu Amca'nın dükkanının etrafı demircilerin, bakırcıların dükkanlarından gelen seslerden geçilmezdi. Ben de çocukluğumda sık sık buralara gelir, güçlü kuvvetli demircilerin çekiçlerle demiri dövmelerini seyrederdim. Topçu Amca'dan demirci ve bakırcıların nereye gittiklerini öğrenmek istiyorum. Topçu Amca bir taraftan elindeki ayakkabıyı tamir ederken, diğer taraftan da", Makine her şeyi yuttu. Etrafta ne demirci, ne de bakırcı kaldı" diyor. Topçu Amca 'dan ayrıca meşhur Çarşamba ayakkabılarının da eskisi kadar üretilmediğini öğreniyorum. Oysa bir zamanlar bizim ilçede yüksek topuklu, ince ve uzun uçlu Çarşamba ayakkabıları delikanlılık alameti olarak kabul edilir ve büyük ilgi görürdü. Konu Çarşamba ayakkabılarından açılınca Topçu Amca da eski günlere gidiyor: " Bizim buraların insanlarını bilirsin, biraz kabadayılığı severler. Önceden Çarşamba ayakkabıları delikanlı, kabadayı ayakkabısı olarak görülürdü. Ünlü kabadayılar, hatta paşalar bile Çarşamba ayakkabılarından giyerlerdi. Çarşamba ayakkabısına ilgi gösterenler arasında İspanyol dansçılar da var. Bir zamanlar Çarşamba'dan İspanya'ya ayakkabı giderdi. Çarşamba ayakkabılarına şu anda da ilgi gösteriliyor; fakat eskisi kadar değil."

Ayakkabı kişiliğin aynasıdır

Topçu Amca bir kişinin ayakkabısının kişiliğinin aynası olduğunu söylüyor. "Kişiyi ayakkabısından tanırım. İnsan ayakkabısının bakıma önem vermeli " diyerek konuşmaya devam ediyor: "Eğer bir kişinin ayakkabısı sürekli kirli ve bakımsızsa, o kişi normal hayatında da düzensizdir. Ayakkabı bakımına önem veren insanlar ise daha düzenlidir. İnsan nasıl elbiselerinin temiz olmasına önem veriyorsa, ayakkabısının temiz olmasına da önem vermeli. " 75 yıllık bir ayakkabı ustasını bulmuşken, ayakkabılarımızın uzun ömürlü olması için nelere dikkat etmemiz gerektiğini de öğrenmek istiyorum. Topçu Amca da sık sık ayakkabı parası vermemiz için şu tavsiyelerde bulunuyor: "Ayakkabının uzun ömürlü olması için önce ayakkabının boyasına önem vermek, ayakkabıyı düzenli bir şekilde boyatmak lazım. Ayakkabı ıslanınca fırsatını bulur bulmaz ayakkabıyı kurutacaksın. Uzun süre ıslak kalan ayakkabı tez eskir. Ayakkabıyı kuruturken de asla aşırı güneşin altında bırakmayın. Aşırı güneş ayakkabıyı kavurur ve eskitir. Ayakkabının köselesi ve derisi iyiyse o ayakkabı da iyidir. Ayakkabı alırken de kösele ve deriye dikkat edin"

Hayattaki en önemli şey

Topçu Amca ile sohbetimiz devam ederken tavşankanı gibi çaylar geliyor. Ara sıra Topçu Amca'nın oğlu Lütfü Bey de söze giriyor. Ayakkabı tamirine daha çok orta yaş ve üstünün önem verdiğini ifade eden Lütfü Bey, " Yeni nesil gençler daha çok spor ayakkabıları tercih ediyorlar. Eskiyince de tamir ettirmek yerine yenisini alıyorlar. Her yaştan müşterimiz olsa da, ayakkabılarını tamir etmeyi en çok belli bir yaşın üstündekiler tercih ediyor." Bir taraftan Lütfü Bey'le konuşurken, diğer taraftan da Topçu Amca'yı seyrediyorum. İşine kendini öyle veriyor, işiyle öyle bütünleşiyor ki Topçu Amca'yı seyretmek bile insana zevk veriyor. Topçu Amca'ya, "Artık yaşlandın, 84 yaşına geldin. Ayakkabı tamirciliğinden ne zaman emekli olacaksın?" diye soruyorum. Önce yüzüme bakarak tebessüm ediyor ve aşağı doğru sarkmış gözlüğünün ardından şunları söylüyor: "İnan şimdiye kadar ayakkabı tamirciliğinden emekli olmayı hiç düşünmedim. İnsan eğer gücü yeterse son nefesine kadar üretmeli. Emeklilik tembelliktir. Ben çalışmasam bu kadar dinç olamam ki." Topçu Amca benim ayakkabılarımın eskiyen yerlerini de tamir ediyor. Gerekli tamirat sona erdikten sonra ayakkabılarımı giyerek Topçu Amca'ya veda etmek için ayağa kalkıyorum. Topçu Amca bu arada bana bakarak son sözlerini de söylüyor: "Ben ayakkabı tamirinden zengin olamadım. Ama hiçbir zaman harama da bulaşmadım. Elimin emeği, gözümün nuruyla yaptığım meslek sayesinde çocukları büyüttüm. Hayatta en önemli şey harama bulaşmadan yaşamaktır." Topcu Amca'nın son cümlesi zihnime takılıp kalıyor. Ve dükkanda çıkıp yolda yürürken kendime kendime " Evet, hayatta en önemli şey harama bulaşmadan yaşamaktır" diyorum.

Muhabir: Yazar Silinmiş