Dolar (USD)
34.15
Euro (EUR)
38.01
Gram Altın
2879.40
BIST 100
9907.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

6284 Sayılı Kanunun kadına şiddeti arttırdı

Gaziantep’te 33 sivil toplum kuruluşu yaptıkları ortak basın açıklamasında, Türkiye 11 Mayıs''ta imzalanan kısa adı ''İstanbul Sözleşmesi'' olan, uluslararası Toplumsal Cinsiyet Eşitliğini Projesine sert tepki göstererek, Türk milletinin milli ve manevi değerleriyle asla bağdaşmadığını açıkladı.
6284 Sayılı Kanunun kadına şiddeti arttırdı
19 May 2019 17:37:00
Gaziantep’te 33 sivil toplum kuruluşu yaptıkları ortak basın açıklamasında, Türkiye 11 Mayıs''ta imzalanan kısa adı ''İstanbul Sözleşmesi'' olan, uluslararası Toplumsal Cinsiyet Eşitliğini Projesine sert tepki göstererek, Türk milletinin milli ve manevi değerleriyle asla bağdaşmadığını açıkladı.

MEHMET GÜNGÖRDÜ/GAZİANTEP

Gaziantep’te 33 sivil tolum Kuruluşları 'İstanbul sözleşmesi' ile ilgili basın açıklamasında bulundular. Gaziantep’te 33 sivil tolum Kuruluşları yaptıkları basın açıklamasında, Türkiye 11 Mayıs kısa adı İstanbul sözleşmesi olan, uluslararası Toplumsal Cinsiyet Eşitliğini Projesine sert tepki göstererek, Türk milletinin milli ve manevi değerleriyle asla bağdaşmayan 'eşcinsel sapkınlığı' meşrulaştırma çabaları son yıllarda iyice ayyuka çıktı.

Uluslararası kuruluşlar tarafından fonlanan LGBTİ tarzı oluşumlar Türkiye’de gençliği hedef alırken alttan alta da sinsi bir çalışma yürütülüyor denildi.

Gaziantep’te 33 sivil toplum kuruluşunun ortak yaptığı açıklamada, “Bütün dünyaya dayatılan bu uluslararası proje ile evlilik dışı çocuk sayısı yüksek oranlara varmıştır. Bu projenin hedefi ‘kadınlaşmış erkekler’ ve ‘erkekleşmiş kadınlardır. Bu projeler, Türkiye ile birlikte İslam dünyasına yönelik bir tehdittir. Bu saldırı aynı zamanda kadın haklarını savunur gibi gözükmesine rağmen kadına da bir saldırıdır. İffete karşı saldırıdır. Ahlaka saldırıdır. Kutsala saldırıdır.” denildi.

Gaziantep Gönüllü Kuruluşlar adına basın açıklaması yapan Ahmet Çelik,Türkiye 11 Mayıs kısa adı İstanbul sözleşmesi olan, uluslararası Toplumsal Cinsiyet Eşitliğini Projesi sözleşmesini imzalayarak kabul edip Bu sözleşme, 6284 sayılı Kanuna esas teşkil ettiğini, Türkiye, Toplumsal Cinsiyet Eşitliği politikasını bakanlıklar üstü bir ana politika haline getirmiş, 9. Kalkınma planı bu politikaya duyarlı olarak hazırlamıştır. Bu sözleşme imzalandıktan itibaren devletin tüm kurumlarında toplumsal cinsiyet eşitliği politikaları başlamış ve son hızla devam etmektedir dedi.

Kadın cinayetlerini azaltmadı, artırdı

Kadına yönelik şiddeti önlemeye yönelik olduğu ileri sürülen sözleşmenin kabul edildiği 2011’de öldürülen kadın sayısı 121 iken, İstanbul sözleşmesi ve politikaları uygulandıktan sonra 2018’de 490 sayısına ulaştığını vurguluyan Ahmet Çelik, çok açık ve net bir şekilde bu sözleşme ve buna bağlı çıkarılan 6284 sayılı kanunun, ülkemizde kadına yönelik şiddetin artmasında ciddi rol oynadığı görülmektedir dedi.

Batı bize yol gösteremez

Batı kültür ve medeniyetinin aileye ilişkin ürettiği kavram, teori ve modeller, yapılar ve bulduğu çözümlerin, kendi toplumsal yapımız, zihin dünyamız, değerlerimiz ile kültür ve medeniyetimizle uyuşup uyuşmadığına bakılmadan alınmasının, test edilmeden, sonuçlarının ne olabileceği öngörülmeden uygulamaya sokulmasının ileride telafisi imkansız neticeler verebileceğine işaret edilen bildiride, boşanmaların sebebinin Avrupa ülkelerinin sarıldığı “Toplumsal Cinsiyet” kavramı ile tanımlanmasının ve onların kanunlarının Türkiye’de uygulanmasının nesil açısından gelecekte menfi sonuçlar doğuracağına dikkat çektiğini hatırlatan Ahmet Çelik,

Kadın ve aileye ilişkin sorunların çözümünde Toplumsal Cinsiyet Eşitliği uygulamaları etkili olsaydı, öncelikle uzun yıllardır bu politikayı en iyi şekilde uygulayan ülkelerde etkili olması gerekmez miydi? Halbuki, bu politikaların daha iyi uygulandığı ülkelerde kadın ve aileye ilişkin bazı sorunların daha yüksek olduğunu görmekteyiz açıklamasında bulundu.

Projenin amacı “kadınlaşmış erkekler” ve “erkekleşmiş kadınlar” üretmektir

Ahmet Çelik, Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Projelerinin uygulandığı toplumlarda, aileye ilişkin sorunların çok daha büyük oranda olduğu tespitine yer verilen bildiride, şu ifadeler kullanıldı: “Bütün dünyaya dayatılan bu uluslararası proje ile evlilik dışı çocuk sayısı yüksek oranlara varmıştır. Türkiye’de ise boşanmalar maalesef daha da artmıştır. Unutulmamalıdır ki aileyi korumak, dağılmış aileleri toparlamaktan çok daha kolaydır. Üstelik aile kurumunu dağıtmış hiçbir ülkenin onu yeniden toparlamayı başardığı görülmemiştir. Bu projenin hedefi “kadınlaşmış erkekler” ve “erkekleşmiş kadınlar” dır.

Kadın ve erkeğin birbiri ile evlenmesini toplumun, dinin, örfün dayatması olarak sunan İstanbul Sözleşmesi, her türlü sapkın; kadın kadına, erkek erkeğe, toplu gayri ahlaki ortamları meşrulaştırıp, sadece birkaç gün evli kalan erkekleri bile ömür boyu nafaka cezası ile cezalandıran bir sözleşme olarak maalesef karşımızdadır.

Her türlü sapkın, nikâhsız beraberliği, “normal sağlıklı birliktelik” olarak tanımlanmasını kabul etmek mümkün değildir dedi.

Boşanan babalara kendi çocuklarını haczettiren, defalarca kendi çocuğunu görmek için harç ödettiren, “ebeveyn yabancılaştırmaları” ile çocukları babalarına düşman ettiren sürece kaynaklık eden bu sözleşme ve buna bağlı 6284 sayılı kanun ile her yıl yüz elli bine yakın erkek evinden atılmıştır. Basit sebeplerle sokağa atılan, mahallesine bile giremeyen, cinnet geçiren erkekler sebebiyle cinayet sayısını artmıştır.

Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın vurgulayarak ifade ettiği gibi “Nikah akdinin değersizleştirildiği, evlilik dışı ilişkilerin normal sayıldığı, boşanmanın adeta teşvik edildiği sancılı bir süreçle karşı karşıyayız. Millet olarak çağın hastalıklarına karşı elimizdeki en büyük imkan, tüm saldırılara rağmen halen varlığını güçlü bir şekilde devam ettiren aile kurumumuzdur. Bu açıdan adına aile dediğimiz mukaddes ocağın yaşatılması, tehditler karşısında korunması son derece önemlidir. Ailede çözülme olursa, millet olarak varlığımızın tehlikeye girmesi de kaçınılmazdır.

Aileyi hedef alan projeler acilen iptal edilmeli

Nesli muhafaza etmenin yolu da aile kurumuna sahip çıkmaktan geçiyor. Bu, olmazsa olmazımızdır. Keza devleti korumak da ancak aileyi korumakla, kollamakla mümkündür.”

Gelecek nesillerin hakkı adına, sokaklara terk edilmiş çocukların hakkı adına, geleceğimiz adına, insanlık adına; aile kurumunu muhafaza etmeyi savunuyor ve savunmaya devam edeceğiz. Yaşanan süreç ve sonuçlar ile bu sözleşmenin tatbikinin millî ve manevî değerlerimizle bağdaşmadığına şahit oluyoruz. Bu politikaların uygulanmasının her açıdan kültürümüzle doku uyuşmazlığı açığa çıktığından, neslimizi ve aile kurumunu muhafaza etmek için, Avrupa ülkeleri gibi geri dönülmez aşamalara gelmeden, İstanbul Sözleşmesi’nin, Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Projesi’nin ve bağlı uygulamalarının iptal edilmesinin milletimiz açısından daha hayırlı olacağına inanıyoruz açıklamasında bulundu.

GAZİANTEP GÖNÜLLÜ KURULUŞLAR 18.05.2019

GAZİANTEP GÖNÜLLÜ KURULUŞLAR (GÖNÜLKUR)

1-ANADOLU GENÇLİK DERNEĞİ

2-ANADOLU TEVHİD VAKFI

3-ANHARAS DERNEĞİ

4-AYDER, DAVET ve KARDEŞLİK DERNEĞİ

5-BÜLBÜLZADE VAKFI

6-CİHAN-DER, HAYRAT VAKFI

7-ENSAR VAKFI

8-ÖNDER İMAM HATİPLİLER DERNEĞİ

9-GAZİANTEP DARULHADİS CEMİYETİ

10-GAZİANTEP EĞİTİM HİZMET VAKFI

11-GAZİANTEP İ.H.H.

12-HASAN HOCA İLİM YAYMA VAKFI

13-HOŞGÖR FATİH İLİM ARAŞTIRMA VAKFI

14-İLİM ve HİKMET DERNEĞİ

15-İLİM YAYMA CEMİYETİ

16-KALEMDER, ZEHRA VAKFI

17-KÖPRÜ-DER

18-MEDENİYET VAKFI

19-MEMUR-SEN

20-SEMERKAND

21-SUFFA-DER

22-VAHDET VAKFI

23-VEREN-EL, SAFA VAKFI

24-YENİ DÜNYA VAKFI

25-ERDEMLİ YÖNETİCİLER AKADEMİSİ

26-CİHANNÜMA DERNEĞİ

27-İNSAN ve MEDENİYET HAREKETİ

28-ELİF DERNEĞİ

29-YEDİ HİLAL DERNEĞİ

30-BİRLİK VAKFI

31-TÜRKİYE GENÇLİK VAKFI

32-UŞŞAKİ VAKFI

33-MİLLİ BİRLİK CEMİYETİ