Dolar (USD)
34.61
Euro (EUR)
36.34
Gram Altın
2970.68
BIST 100
9641.7
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

28 Şubat 'Cahil' zihniyeti

Geçtiğimiz günlerde İstanbul Yıldız Teknik Üniversitesi öğretim görevlilerinden Doç. Dr. Davut Hotaman bir başörtülü öğrenciyi sınıfta bırakmakla tehdit etti. Konuyu Milat'a değerlendiren Eğitim Bir-Sen Genel Başkan Yardımcısı Ali Yalçın, "Bunlar 28 Şubat cahil zihniyeti kırıntılarıdır" dedi.
28 Şubat 'Cahil' zihniyeti
22 Eylül 2013 00:00:00
Geçtiğimiz günlerde İstanbul Yıldız Teknik Üniversitesi öğretim görevlilerinden Doç. Dr. Davut Hotaman bir başörtülü öğrenciyi sınıfta bırakmakla tehdit etti. Konuyu Milat'a değerlendiren Eğitim Bir-Sen Genel Başkan Yardımcısı Ali Yalçın, "Bunlar 28 Şubat cahil zihniyeti kırıntılarıdır" dedi.

ABDULMTTALİP ILGAZ/ ANKARA

Son günlerde başörtülü öğrencilere karşı artan şiddetin, tehdit ve sözlü tacizlere bir yenisi de İstanbul Yıldız Teknik Üniversitesinde yaşandı. Başörtülü bir öğrenci, girdiği dersin hocası Doçent Dr. Davut Hotaman tarafından derste bırakılmakla tehdit edildi. Hotaman öğrencisine, "Ya sen bu dersi bırakırsın, ya da ben seni bu dersten bırakırım" şeklinde tehditler savurdu. Konuyu Milat'a değerlendiren Eğitim Bir-Sen Genel Başkan Yardımcısı Ali Yalçın, hiçbir kimsenin anayasanın verdiği hakkı başka insanların elinden almaya yetkisi olmadığını belirtti. Eğitim öğretim hakkının anayasal bir hak olduğunu ifade eden Yalçın,"Bu hakkın kullanımını engellemek suç işlemektir" dedi.

İnsanlık dersinden kaldı

Yalçın, öğretim görevlisinin suç işlediğini ve yasal sınırların dışına çıkarak hukuksuzluk yaptığını belirterek, "Öğrencinin sınıfta kalıp kalmaması başka bir konu ama öğretim görevlisi insanlık ve adamlık dersini geçememiş ve sınıfta kalmıştır" şeklinde konuşarak sözlerine devam etti: "Dolaysıyla bunu Eğitim Bir-Sen olarak kabul etmemiz mümkün değildir. Hiç kimse başkasına kendi hezeyanlarını dayatamaz. Herkesi olduğu gibi kabul ederek kendisine nasıl saygı gösterilmesi gerektiğini düşünüyorsa bir başkasına karşı da aynı saygıyı göstermesi lazımdır."

Güçleri 'Yüzsüzlükleri'

Yalçın, bu insanların güçlerini yüzsüzlüklerinden aldıklarını belirtti. Hukukun işlemediği dönemlerin devam ettiği gibi bir hava içerisinde bulunduklarını ve hukuksuzluğun siyasallaştığı dönemlerdeki alışkanlıklarını devam ettirdiklerinin altını çizen Yalçın, "Türkiye eski Türkiye değildir. 28 Şubatta insanlara zulmeden, bin yıl sürecek diye haykıranlar hukukun karşısında eski düşüncelerini haykırmaya devam ediyorlar" şeklinde konuştu.

Kimse hukuktan üstün değildir

Öğretim görevlisinin kendisini hukukun üstünde görerek yaptığı bu hukuksuz olay nedeniyle, üniversite tarafından başlatılacak bir soruşturma ile gerekenin yapılması gerektiğini düşünen Yalçın, "Sosyal hukuk devletinde kimsenin bir başkasının anayasal hakkını engelleme ve onun üzerinde hakim kılma hakkı yoktur. Burada öğretim görevlisinin cesareti bir 'cahil' cesaretidir. O yüzden bu konuda öğretim görevlisi bir soruşturma sürecine girmesi gerekiyor" uyarısını yaptı.

Son olarak öğrencinin bu konuda affedici davranmaması, hakkını sonuna kadar araması gerektiğini ifade eden Yalçın, "Eğer öğrenci hakkını aramazsa bu tip saygısızlıklar, hukuksuzluklar, dayatmalar ve zorbalıklar meşrulaşmaya ve yaygınlaşmaya devam eder. Öğrencinin hakkını araması lazım biz yanındayız" ş veu0001ufffdu0004eu0010ru00018u0014A ufffd< ğiştirmiştir. Artık seçim kampanyaları medya araçlarının yapısına göre düzenlenmeye başlanmış, kampanya içerikleri kitle iletişim araçlarının ilgisini çekecek düzeyde yapılmaya başlanmıştır. Bir anlamda seçimler artık medya araçlarına göre tasarlanmaya gitmektedir.

Bu noktada siyasal iletişimin Amerikanlaşmaya olan eğilimini hatırlayalım. Bu konuda Amerika teknolojide ve bilimde olduğu gibi siyasal iletişim alanında da dünyada hep örnek olmuş ve ülkeleri etkilemiştir. Geçmişte yapılan seçim kampanyaları ile günümüz seçim kampanyalarına bakıldığında bu gerçek daha iyi anlaşılacaktır. Ülkemizde yapılan seçim kampanyaları Amerika ile çok büyük benzerlikler göstermektedir.

Önceleri liderlerden ziyade partiler önemliydiler. Partinin başına kim geçerse geçsin insanlar partiye oy verirlerdi. Kırat'a ya da Anavatan'a oy vermek bu duygularla yapılırdı. Ancak şimdilerde artık partilerden ziyade liderler ve imajları öne çıkmaktadır. Genç Parti lideri Cem Uzan'ın bir parti geçmişi yoktu; ancak lider olarak bir imajı ön plana çıkarılmıştı. Aynı biçimde Ak Parti için geçerli olan Recep Tayyip Erdoğan'da aynı durumu ifade eder. Adayların öne çıkması beraberinde kişisel danışmanları, uzmanları da ortaya çıkarmıştır.

En son gelişmelerden haberdar olmak için whatsapp kanalımızı takip edin