15 Temmuz'da Erdoğan'ın İstanbul'a inişini onlar sağladı
15 Temmuz gecesi yaşanan darbe girişiminin kilit noktalarından birisi olan Atatürk Havalimanı Kontrol Kulesi darbeci askerler tarafından işgal edildikten sonra tüm uçuşlar durdurulmuştu. Atatürk Havalimanı Kontrol Kulesi işgal altındayken, darbeci askerlere belli etmeden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın uçağının kaptan pilotu ile telsiz konuşması yaparak uçağı Atatürk Havalimanı'na indiren kahraman kule görevlileri Enver Yavuz ve Özer Özerman o gece yaşadıklarını anlattı.
"CUMHURBAŞKANIMIZIN UÇAĞININ ATATÜRK HAVALİMANI'NA İNECEĞİ TELEFONLA SÖYLENDİ"
5 yıldır Atatürk Havalimanı'nda Hava Trafik Kontrol Merkezi'nde yaklaşma memuru olarak görev yapan Özer Özermen, "O akşam nöbete geldik. Her şey normal bir şekilde gidiyordu. Bize askeri darbe girişimi olabileceğine yönelik haberler geliyordu. Daha sonra Atatürk Havalimanı girişinde tankların olduğunu söylediler. Bu noktadan sonra tedirgin bir şekilde ama hava trafik emniyetini de aksatmayacak bir şekilde işimize devam ettik. Bir şekilde koordinasyon kurarak durumu kontrol altına almaya çalıştık. Daha sonra Ankara Hava Trafik Kontrol Merkezi'nden telefon geldi ben de o sırada orada olduğumdan telefonu açtım ve bana Cumhurbaşkanımızın uçağının Atatürk Havalimanı'na ineceğini söylediler. O sırada biz radar ekranında tanımsız askeri uçaklar görüyorduk. Bütün bu durumu detaylı bir şekilde Cumhurbaşkanımızın pilotuna ilettim. Kendisi yine de Atatürk Havalimanı'na yaklaşıp inmek istediğini söyledi. O sırada ben konuştuğum için duruma ben devam ettim ve ilgili yönlendirmeleri yaparak radar teması olan ATA uçağının Atatürk Havalimanı'na gelişini bir şekilde sağladık. Bu sırada havadaki askeri uçakların var olması ekstra tedirgin ediyordu. Ama çok şükür kazasız belasız uçağın inişini gerçekleştirdik" ifadelerini kullandı.
"ATATÜRK HAVALİMANI'NIN MÜSAİT OLUP OLMADIĞINI SORDULAR"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı taşıyan TC-ATA adlı özel uçağın kaptan pilotuyla telsiz görüşmesi gerçekleştiren Atatürk Havalimanı yaklaşma kontrol memuru Özermen, "İstanbul yaklaşma olarak Sayın Cumhurbaşkanımız'ı taşıyan TC-ATA uçağının pilotu ilk bilgileri benden aldı. Atatürk Havalimanı'nın inişe müsait olup olmadığını sordu. Genel olarak hava sahasındaki durumu da öğrenmek istedi. Ben kendisine kuleden de aldığımız bilgiler doğrultusunda bilgilendirmeleri yaptım. Apronda sivil insanların olduğunu, kulede halen askerin ve polisin olduğunu, durumun karışık olduğunu ancak inişinde herhangi bir sorun olmayacağını, pistin inişe müsait olduğunu belirttim. Kendisi de bu doğrultuda inmeye devam edeceğini söyledi" diye konuştu.
"DARBECİ ASKERLER ANLAMASIN DİYE BAŞKA BİR UÇAKMIŞ GİBİ KONUŞTUM"
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı taşıyan TC-ATA adlı özel uçağın uçuş kodunun normal yolcu uçağı olarak görüldüğünü de sözlerine ekleyen Özer Özermen şunları söyledi:
"Sayın Cumhurbaşkanımızın uçağı sivil yolcu uçağı koduyla görünüyordu. Normalde Türkiye Cumhuriyeti 1 koduyla görünüyordu. Çünkü VIP ve devlet uçaklarının operasyonları daha farklıdır. O gün bu şekilde görünmüyordu. Ama biz o uçak olduğunun bilgisini aldık. Konuşmalarda Cumhurbaşkanımızın adı ve o uçakta olduğu hiçbir konuşma olmadı özellikle buna dikkat etmeye çalıştım. Uçak Çanakkale Biga civarında havada beklerken, o sırada ATA uçağıyla görüşüyordum ve askerler de buradaydı. Frekansların dinlenme ihtimaline karşı açık vermemeye çalıştım. Ben de sözlerimi ona göre seçmeye çalıştım. Başka bir uçak olduğunu düşünerek konuşmalarımı sürdürdüm."
"DARBECİ ALBAY UÇUŞ TRAFİĞİNİ DURDURMAMIZI İSTEDİ"
15 Temmuz günü darbeci askerler tarafından ele geçirilen kulede şef olarak görev yapan Enver Yavuz ise o gece bir albayın yanına gelerek, "Artık sizin göreviniz burada bitti" dediğini anlatarak, "Albay kalkışları durdurmamızı istedi. Zaten olay duyulmuş, giriş kapısında tanklar olduğu için şirketler de kalkışmadan haberleri olduğu için seferlerini kendiliğinden durma noktasına gelmişti. Albay yarım saat burada kaldıktan sonra burayı terk etti. Bir binbaşı, bir astsubay, bir uzman çavuş ve 3 tane erden oluşan başka bir grup geldi. Diğer grup tüm kalkışları durdurmamızı söyledi. Bu sırada sürekli telefonla görüşüyorlardı ben de yaşananları telefonla yöneticilerime bildirdim. Askerler polislerin kuleye girmemeleri için ateş açtılar. Üç el silah sesi geldi. Biz üst tarafta olduğumuz için olayları göremiyorduk. Fakat konuşmalardan sesler net bir şekilde duyuluyordu. Daha sonra bir uzman çavuş teslim oldu ve polisler içeri girip askerlerin silahlarını aldılar" dedi.
"HALKA ATEŞ AÇTILAR"
Kuledeki askerlerin silahları alındıktan sonra kontrolün tekrar kendilerine geçtiğini belirten Yavuz, "O sırada kule ve apronda yüzlerce insan dolaşıyordu. Havalimanı ana giriş noktasından tankları aşan vatandaşlar iç hatlar terminalinden aprona doğru ilerlemeye başladılar. Oraya giden halkın sayısı hiç de azımsanmayacak kadar değildi. Kalabalığın bir ucu iç hatlardayken bir ucu da kulenin oradaydı. Daha sonra onların ortasından iki araç geçti ve halka ateş ettiler. Sonra o araçlar Türk Hava Yolları hangarlar bölgesine doğru gitti ve oradan kayboldu" açıklamalarında bulundu.
"TANIMSIZ UÇAKLARA ÇAĞRI YAPTIM"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı taşıyan TC-ATA adlı özel uçağın 03.18'de Atatürk Havalimanı'na iniş yaptığını hatırlatan Yavuz, o sırada yaşananları ise şöyle anlattı:
"Apronda çok insan vardı. Ben de follow me araçlarını gönderdim. Önce baş müdürümüz ile görüşerek uçağın 05 pistine mi insin yoksa 35 pistine mi insin diye konuştuk. Daha sonra follow me araçlarını pistleri kontrol etmesi için gönderdim halk orada var mı yok mu diye. Sonra kavşak noktalarına araçları koydurdum. Cumhurbaşkanımı yaklaşma ile gerekli koordineleri yaptı ve Cumhurbaşkanımızın uçağı saat 03.18'de güvenli bir şekilde 35 sol pistine inişini gerçekleştirdi. Cumhurbaşkanımızın uçağı indikten sonra jetler gelmeye başladı. Düşük irtifadan yüksek hızlara çıktığı için patlamalar yaptı. Bu halk arasında olsun gerek kule de olsun büyük bir paniğe neden oldu. O sırada askerler halen kuledeydi dışarı çıkarılamamıştı ve polisler buradaydı. Milletvekillerimiz vardı, sayın bakanımız vardı pek çok kişi vardı. Yaklaşık bir saat kadar jetler İstanbul ve meydan çevresinde uçuşlarını sürdürdüler. Saat 06.00 gibi iki tane helikopter kalktı askeri alandan havalandı. Birisi askeri meydan üzerinde dönerken, diğeri kuleye doğru geldi. Yanında silahları vardı filmlerdeki gibi yan uçuşla kulenin etrafında döndükten sonra devlet konukevine gitti. Bu sırada ben frekanstan onlara çağrı yaptım bölgeyi terk etmeleri için fakat hiçbir şekilde cevap alamadım. 45 dakika bu şekilde uçtuktan sonra bölgeyi terk ettiler. Tam o sırada da Eskişehir'den kalkmış olan tanımlı dost diye nitelendirdiğimiz jetler geldi" ifadelerini kullandı.
"Üye/Üyeler suç teşkil edecek, yasal açıdan takip gerektirecek, yasaların ya da uluslararası anlaşmaların ihlali sonucunu doğuran ya da böyle durumları teşvik eden, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik ya da ahlaka aykırı, toplumca genel kabul görmüş kurallara aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde hiçbir İçeriği bu web sitesinin hiçbir sayfasında ya da subdomain olarak oluşturulan diğer sayfalarında paylaşamaz. Bu tür içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk münhasıran, içeriği gönderen Üye/Üyeler'e aittir. MİLAT GAZETESİ, Üye/Üyeler tarafından paylaşılan içerikler arasından uygun görmediklerini herhangi bir gerekçe belirtmeksizin kendi web sayfalarında yayınlamama veya yayından kaldırma hakkına sahiptir. Milat Gazetesi, başta yukarıda sayılan hususlar olmak üzere emredici kanun hükümlerine aykırılık gerekçesi ile her türlü adli makam tarafından başlatılan soruşturma kapsamında kendisinden Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 332.maddesi doğrultusunda istenilen Üye/Üyeler'e ait kişisel bilgileri paylaşabileceğini beyan eder. "
Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.