19 yüzyıl aradan sonra bir Yahudi devleti kurdular. İki dünya savaşını çıkartma pahasına oldu bu. 600 yıl sonra da ilk kez Müslüman coğrafyasında yabancı bir devletin bayrağı dalgalandı.
Ve bu devlet, Amerikan Evangelistlerin yardımıyla 6 gün içinde topraklarını tam üç katına çıkardı! Bugün koskoca İslam dünyası işte bu devletin karşısında çaresiz, sessiz ve sinmiş bir vaziyette.
O günden beri Filistin’de soykırım devam ediyor. Arada sırada bugünkü gibi göstermelik anlaşmalar da yaptılar.
Örneğin İsrail ile Filistin Kurtuluş Örgütü 1993 yılında Washington’da Oslo Anlaşması imzalamıştı. Sonuç elbette hüsran. İsrail ve ABD’nin soykırımı hiç durmadı.
Bugün de aynısı oldu. Siyonist sevici Trump, rehineler iade edilmezse ateşkesi iptal edeceğini söylüyor. Sonra da kopsun kıyamet!
Yani siz gerçekten İsrail’in Filistin topraklarından çekileceğini, Filistin halkına yönelik uyguladığı soykırıma son vereceğini ve orada bir Filistin devletinin kurulmasına izin vereceğini mi düşünüyorsunuz?
Peki, siz 2011 yılında estirilen Arap Baharı’nın Ortadoğu'ya demokrasi getireceğine inanmış mıydınız? Ya da NATO'nun Libya halkını korumak için o ülkeye bombaladığını mı düşünmüştünüz?
2011 yılında Suriye'de demokratik güçlerinin diktatör Beşşar Esad'ı devirerek o ülkenin halkını özgürleştireceklerini mi sanmıştınız?
Sorularımı Mısır, Irak, Kuveyt, Afganistan ve Bosna için de sormaya devam edebilirim. Tüm bu olanlara inandıysanız zaten bu yazıyı da okumayın. Siz Amerika’yı bir yeryüzü Tanrısı olarak inanmaya devam edebilirsiniz.
Sadece Irak’ta yarım milyon Müslüman masum çocuğun ölümüne yol açan Amerika için bu ne anlama geliyordu biliyor musunuz? Dönemin ABD Dışişleri Bakanı Madeline Albright'ın ifadesiyle "değerli" bir bedeldi bu!
Onlar için yeni Bolşevizm artık İslam’dır.
Bakınız Amerika için de Esad'ın diktatörlüğü asla bir sorun değildi.
Anlatayım;
İsrail ile uzun bir sınıra sahip olan Suriye, İran ve Irak'ı, İsrail'in kuzeyindeki Lübnan'daki Hizbullah güçleriyle birbirine bağlayan coğrafi bir koridor oluşturuyordu.
İran, onlarca yıldır İsrail'in kuzey sınırına yakın Güney Lübnan'a giderek oraya binlerce roket ve füze sokuyordu. Bu aynı zamanda ciddi bir silah koridoru anlamına geliyordu. Bu mesele bugün ana akım medyanın asla gündemine giremedi.
İsrail ise malumunuz bir yıldır Gazze’yi enkaza çevirdi. Gazze Şeridi'ndeki sivil altyapının neredeyse üçte ikisini yok etti. 50 bin masum insanı da katlettiler. Bunların 14 bini çocuktu.
Hamas ve Hizbullah işte bu koridordan tedarik edilen silah yardımlarıyla ancak mücadele edebiliyordu.
Bu koridor kapandığı için Trump ve Netanyahu bugün pervasızca tehditler savurabiliyor. Bu tehdide şu ana kadar açıktan itiraz eden tek lider Erdoğan oldu.
ABD'nin Gazze Şeridi'ni "ele geçirmesi" ve Filistinlilerin zorla yerlerinden etmesi, ABD'ye karşı öfkeyi artıracak mıdır? Sanmam. Batı’nın ve Doğu’nun vicdanlı sivil insanları hariç kimse buna itiraz etmeyecektir.
Mesele şudur;
Hitler aracılığıyla İsrail devletinin kurulmasını sağlayan küresel evangelist çete bugün de Suriye'de Büyük İsrail hedefi için bir PKK/PYD devletçiğinin kurulmasını istiyor. Bundan böyle tüm gelişmeler bu proje ekseninde şekillenecektir.
Bizler son 200 yıldır, “Yeni Dünya Düzeni” uğruna Hristiyan (Evanjelizm) ve Yahudi (Siyonizm) ittifakının tehdidi altındayız. Bu tehdit her geçen gün kendini gösterecektir.