Entelektüel Bir Gassal Denemesi

Entelektüel Bir Gassal Denemesi

                     -Ölümün Soğuk Yüzünde Bir Sıcaklık-

Gassal, İslam geleneğinde ölü bedeni arındıran bir ritüelin icracısı olmanın ötesinde, hayatın ve ölümün kesişim noktasında duran, derin manevî ve felsefî anlamlar taşıyan bir figürdür. Bu kutsal görev, bedenin ötesinde ruhun yolculuğuna eşlik etme, geçicilik ve ebediyet üzerine düşünme fırsatı sunar.

İslam'da cenaze yıkama, ölen kişiye hem bedenî hem de ruhî ihtiram gösterilmesi amacıyla yapılan bir ibadettir. Bu uygulama, Peygamber Efendimiz’in İslam'ın temizlik ve arınma konusundaki vurgusunu yansıttığı sünnetine dayanır.  

Arapça “g-s-l”  kökünden türetilen gassalın esas manası "yıkamak"tır. İslam kültüründe cenaze yıkama işlemiyle ilişkilendirilen bir meslek olan "gassal-lık", bu kelimenin temel anlamını oluşturur. Bu kelimeden türemiş başka kelimeler de vardır. Bedeni yıkamak anlamında “gasil” ve Türkçede boy abdesti olarak bilinen “gusül” da buradan gelmektedir. Yine “Gasil” kelimesi,  Farsça ev- mekân anlamındaki “hâne” kelimesiyle birleşerek “gasilhâne” kelimesini de oluşturur. Gassal, İslam’a has bir terminoloji olarak Arapçadan Türkçeye geçiş macerasında içtimaî bir vazife almış, dilin kültürel ve tarihî tekâmülünü anlamamıza ışık tutmuştur.

Gassal, entelektüel bir kavram olarak yakın zamanda gösterime giren TRT'nin dijital platformu Tabii'nin yeni dizisi sayesinde yeniden hayatımıza girdi. Gassal dizisi, izleyiciyi derinden etkiledi. Bu dizi; izleyici ile birlikte sosyal ortamlarda, sosyal platformlarda konuşuldu, tartışıldı. Gassal dizisi, orijinal bir hikâyesi ve etkileyici oyuncu performansıyla izleyicilerin beğenisini kazanmıştı. Bu dizi sayesinde insanların zihninde;  hep kendinden ve yakınlarından uzak olmasını istediği ölüm mefhumunun soğuk yüzü yumuşamış ve biraz sıcak gelmişti.

Ölümün soğuk yüzüne Necip Fazıl şu şiirinde şöyle itiraz etmişti:

'Ölüm güzel şey, budur perde arkası haber;

Hiç güzel olmasaydı ölür müydü peygamber!'

Mısralarıyla şair, ölümün aslında bir son olmadığını, aksine yeni bir başlangıç olduğunu vurgular. Tevfik Fikret de hatırlatıcı niteliğinde şunu söylemişti:

'Ölüm hayatı tazelemektir'

Onun bu mısrası,  ölümün hayatın döngüsünün bir parçası olduğunu ifade eder. Gassal, bu döngüde önemli bir rol oynayarak ölen kişiyi ahiret yolculuğuna hazırlar.

Gassal-lık bir meslek olarak modern toplumlarda çok az benimsenen bir meslektir. Kimse çocuğunun gassal olmasını istemez. Ama gassalın meslek haline gelmesi de modernizmin bir sonucudur. Çünkü homojen yani geleneksel toplumdan heterojen yani modern topluma geçişte yaşanan önemli dönüşümlerden birisi çalışma hayatı olmuştur. Bu çalışma hayatında nasıl ki çalışanlar çocuğuna- yaşlısına bakmak için bakıcı tutuyorsa ölüsünü gömmek için de gassal ve diğer hizmet erbabından profesyonel hizmet almaktadır.

Bugün cenaze hizmetlerinde gassal gibi tabutçu, mezar kazıcı, imam, kefenci, cenaze nakliyecisi ve mermerci gibi birçok farklı ölüm uğraşısının birlikteliği söz konusudur.

Gassalla birlikte zikredilen bu meslek erbabının bütün vazifesini bugün hâlâ köylerde imam görür. (en azından ağır işler dışında mezar kazma gibi) bütün işleri köyün imamı yapar.

Günümüzde gassal, klasik zamanlardan modern çağlara adanmış bir köprü vazifesi görüyor. Gassal, herkesin yapabileceği bir iş dolayısıyla geleneksel döneme aitken. “ölü yıkayıcısı” pozisyonu ve “ölüm korkusu” neticesinde herkesin yapamadığı bir meslek olması bakımından modern zamanların merkezindedir. Gassalın bu özelliğini belirleyen ve onu  müşahhas kılan şey, toplum nezdinde yapılan anlamlandırmadır.

Nihayetinde gassal-lık mesleğini bugün toplum olarak her ne kadar heterojen bir yapıya büründürsek de bu meslek ya da bu işle uğraşan insanlar; bizi ölümün kaçınılmaz gerçeğiyle yüzleşmemizi sağlarlar. Ölüye ve ölü yakınlarına hayatın en sessiz ama en anlamlı yolculuğuna rehberlik ederler.

Gassal; bir yandan ölüye fiziksel bir temizlik yaparken diğer yandan ölü yakınlarına, ölüme karşı duyduğu korkuyu manevi bir huzura dönüştürür. Gasalların ölü için arınma pratiklerine başvurmasındaki temel amaç, ölen kişiyi “yaşanmışlıkların getirdiği günah kirinden” arındırmak ve bu sayede ruhun asıl ait olduğu saflık alanına geçişini kolaylaştırma düşüncesi yatmaktadır. Buna, ruhun Allah’a tertemiz bir şekilde teslim edilmesinin sembolü de diyebiliriz.