Dahili ve harici kaos planları

Dahili ve harici kaos planları

Muvazene kaybedilmek üzere…

Devren soykırım…

Devralmak…

Devren Panama…

Devren Meksika…

Devren Grönland…

“Kesin sesinizi, oturun!..” komutuna muhatap ülkeler…

Ve

Devren Gazze…

Dahilde ise pusuda bekleşen foncu ve Siyokemalist komiteler…

Spor (Galatasaray- Adana Demir Spor) ve Cumhurbaşkanı adaylığı üzerinden yeni Gezi planları mı yapılıyor?

28 Şubat ve Gezi’de bu yöntemi tepe tepe kullandılar.

“Çarşı Grubu” bunun en bariz örneklerindendir.

31 Mart 2019 Yerel Yönetimler seçimlerinden sonra İstanbul ve birkaç yerde seçimlerin yenilenmesi sürecinde tribünlerde siyasi amigoluk yapanların organizatörleri yine devredeler.

Riyad’da 29 Aralık 2023’te Süper Kupa Finali karşılaşmasından çekilme olayı da su katılmamış bir dahili ve harici provokasyondu.

Olay duyulur duyulmaz meydanlara üşüşüp Gezi arayışlarına girişilmesi yabana atılacak bir durum değildir.

Hem dahilde hem de hariçte kargaşanın temelleri atılmak istendi.

Bunu özelikle belirtmek gerekir- ki daha önce de yazdım- aynı günde İsrail’in UAD’de yargılanması tesadüf değildir. Bu tamamen İsrail’in gündemden düşürülmesi girişimidir. Çünkü bunu hep yapmaktalar.

Galatasaray ve Adana Demirspor olayının aynı mihraklarca istismar edilmesi ibretliktir.

Zaten fon medyası ne Türkiye gerçeklerini ne terörü ne Suriye’yi ne Gazze’yi görebiliyor.

İsrail’in soykırımını görmezden gelenlerin, ABD Başkanı’nın özelde Gazze’ye genelde Türkiye ve bölgeye çökme girişimlerini de örtmeye, gizlemeye, gündemden düşürmeye çalışmaları, 4 yıl sonra yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimlerini gündem yapma girişimleri sadece Türkiye’ye değil, dünya barışını da etkileyecek potansiyele sahiptir. Hakareti kendine imtiyaz görenlerin şimdiden belirleyecekleri adayı da bu karakterde birini gösterip bile isteye suç işleyip adalet de yakasına yapıştığında da “Bakın, bu ülkede adalet yoktur, susturuluyoruz.” diyerek adaleti sindirmeyi, ülkeyi felç etmeyi, kaosa sürüklemeyi deneyecekleri tecrübeyle sabittir.

Adalet mensuplarına,  milletin değerlerine sövmeyi siyasi yöntem gören bu yapı Millî Güvenlik meselesidir.

Bu yapı, çok arsız ve pervasızdır; istismarcıdır.

Filistin davasının mücahidini Filistin düşmanı gösterebilirler.

Terör ve soykırımdan besleniyorlar.

Gazze’deki soykırımı (bunun daha ötesi yok) gündemlerine alıp bir kere bile İsrail’e tepki göstermediler, yarım ağızla bile kınamadılar.      

Siyokemalist medyadan tık yok; kulaklarının üzerine yataduruyorlar.

İsrail’e koltuk çıkmakta Trump’la yarışıyorlar…

“Trump’ın ilham kaynağı Siyonist Yahudi damadı Kushner, Şubat 2024'te bir etkinlikte:

"Gazze'nin kıyı şeridindeki mülk, insanlar geçim kaynaklarını geliştirmeye odaklanırsa çok değerli olabilir. Orada biraz talihsiz bir durum var, ancak ben İsrail bakış açısıyla düşünüyorum, bölge halkını oradan çıkarmak ve orayı temizlemek için elimden geleni yapacağım."diyor.

Tık yok…

Güvenlik gerekçesiyle işgalin aslında kârlılık olduğunu da açıklıyor.

Filistin haber ajansı WAFA'ya göre, Abbas, Trump'ın söylemlerine işaret ederek, "Bu çağrılar, uluslararası hukukun ciddi bir ihlalidir ve Filistin devleti kurulmadan bölgede barış ve istikrar sağlanamaz." diyor. En küçük destek yok.

Ancak şu da behemahâl bilinmelidir ki:

"Kimsenin Filistin halkının geleceği hakkında karar vermeye hakkı yoktur." diyen Mahmut Abbas, Filistin’in birleştirilmesi Filistin Kurtuluş Örgütü ve Mahmut Abbas’ın boynunun borcudur.

Bu minvalde bölgemizde ve dünya ölçeğinde çetin bir hesaplaşmaya doğru gidiliyor.

“Ekini ve nesli ifsat edenlere” karşı insanlık kenetlenmek mecburiyetindedir.

Alakasız görünen şeylerin büyük bir planın parçası oldukları dikkatlice incelendiğinde anlaşılmaktadır.

Bir şeyin, her şey olup bittikten sonra anlaşılmasına “Tavşan yamaca geçti” denir.

Takımların sahadan çekilmeleri, aday belirleme seansları, Gazze’ye villa projeleri, Esad ağıtçılığı sıradan olaylar mıdır?