Cumhuriyet Halk Boykotu

Bütün dünya 7 Ekim 2023’te İsrail’in Gazze’ye yönelik başlattığı soykırımı kınadı. İsrail, bütün dünyada lanetlendi, İsrail’e destek veren firmaların ürünleri boykot edildi. Türkiye'de de sivil kuruluşlar tarafından defaatle İsrail’e destek veren firmalara yönelik boykot çağrıları yapıldı. Aylarca süren ve halen sürmekte olan bu boykot milletimizin kahir ekseriyeti tarafından destekleniyor.

Evet,

Boykot desteklenmesine desteklendi ancak boykota uyduğuna ya da destek verdiğine dair CHP’li bir tek ismin hiçbir cümlesine rastlamadık. Bunun sebepleri hepinizin malumu, konumuz bu değil lakin CHP’nin hiçbir zaman millet ile beraber hareket etmediğini söyleyebiliriz.

Soykırımcı İsrail’e destek veren firmalar ve ürünlerinin boykot edilmesine duyarsız kalan dünyadaki nadir oluşumlardan olan CHP Türkiye'de muhalefet adı altında milletin malına, esnafın kazancına, tüccarın parasına kast etti. CHP, millet üzerinden çok istediği kaosu gerçekleştiremeyince milletin ekmeğine boykot uyguladı.

Düşünebiliyor musunuz?

Bir ülkede bir parti çıkıp kendi esnafının; fırıncının, lokantacının, sütçü, kuruyemiş satan esnafın kazancına göz diksin hem de aleni bir şekilde ve bağıra bağıra…

Bu ülkeye özgürlükler fazla mı geldi?

Milli Şef döneminden kalan, “Sizin asıl düşmanınız bu millettir” anlayışı mı hortladı?

Doğrusu CHP’nin hiçbir zaman milletle barışık bir anlayışa sahip olmadığına dair inancımı hep korumuşumdur ve bu inancımdan zerre kadar değişiklik olmadı, bundan sonra da olacağını beklemiyorum çünkü CHP hep budur.

Türkiye gibi bir ülkede ana muhalefet partisi ülke sorunları için çözümler aramalı, projeler üretmeli, milletle kaynaşarak tabandan gelen sese daha çok kulak kabartmalı. Taban derken kaos peşinde koşan, anarşizmi esas alan marjinal grupları kast etmiyorum. Taban orta sınıftır, esnaftır, çiftçidir, memurdur, işçidir. Siz gidip Acilcileri, DHKP’yi, FETÖ’yü dinlerseniz onların yatağında akarsınız. O zaman da hukukun bu ülkede var olduğunu size hatırlatacak bir sabah olacak elbet.

CHP savcılarımızı şehid eden teröristlerle,

Cezaevlerinde elemanlarını zorla ölüm oruçları ile telef ettiren örgütlerle,

CHP ülke dışına kaçan firari teröristlerle iş tutmamalı.

CHP dünyanın geçmekte olduğu “solucan deliğini” görmeyebilir lakin CHP’nin İBB’de çalınan milyonlarca doları görmeme lüksü yoktur. CHP, Ak Parti için kapatılma davası açıldığında, “Yargıya dokunmayın, en doğru kararı verecek olan bu yargıdır” dediğini unutabilir ancak 7 Şubat 2012 tarihinde FETÖ’cü savcının o dönem MİT Başkanı olan Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ı ifadeye çağırmasına, “Neden yargıdan çekiniyorsunuz? Yargının işi yargılamak değil mi?” dediğini biz unutmayız.

17/25 Aralık sürecinde FETÖ elemanı yargı ve emniyet mensuplarının kahir ekseriyeti düzmece tapelerle dönemin başbakanı, Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ı da yargılamak isterken, “Bu nasıl iş? Yargı haddini aştı” demedi, aksine “Yargıdan neden korkuyorsunuz? Yargılanın, aklanın, gelin…” diyordu.

CHP bütün bunları unutabilir lakin biz unutmadık, unutmayacağız da.

Şimdi de biz CHP’ye, “Az sabır. Bu ne telaş? Bekleyin, İBB eski Başkanı CHP’li Ekrem İmamoğlu hakkında yine CHP’li yetkililerin, İmamoğlu’nun çalışanlarının, İmamoğlu’nun iş tuttuğu arkadaşlarının savcılığa verdikleri ifadelerin, bunların yargıya teslim ettikleri belgelerin hukuktaki karşılığını görelim” diyoruz.

CHP işine gelince “yargı kararını bekleyin” diyor, ama yargı CHP’nin hoşuna gitmeyen bir karara imza atınca parti olarak “Saray’ın yargısı” şarkısını çalıyor.

Ya Ekrem İmamoğlu’nun babasına ne demeli?

Tahrif edilmiş, yani müntesipleri tarafından işlerine geldiği gibi düzenlenen İncil’in sayfalarında yer alan bir beddua ile kameralarda kin ve nefret kustu. Tıpkı 17/25 Aralık 2013 FETÖ emniyet-yargı darbesi sürecinde FETÖ’nün ölen elebaşı gibi beddualarda bulundu.

İntihar eden kardeşi hakkında kendisini töhmet altında bırakan iddialara tek kelime ile cevap veremeyen İmamoğlu’nun bedduacı babası “Ciğerlerinden et yesin, şifa bulmasın…” gibi iğrenç ifadelerle beddua etti.

Haydi biz, “İmamoğlu İBB’de İstanbullu’nun malını yememiş ise ona iftira atanlar gün yüzü görmesin” diyoruz. Siz de “İmamoğlu İBB’de İstanbullu’nun malını yemiş ise Ekrem İmamoğlu gün yüzü görmesin” diyor musunuz?

Amin…