Tüm dünyada aile kurumuna savaş açan küresel terör örgütü LGBT, satın aldığı dernekler ve ünlüler vasıtasıyla çocukların ve gençlerin hayatını söndürmeye devam ediyor. Eşcinsellik zehrini bilhassa sosyal medyada fonladığı LGBT ınfluencer’lar vasıtasıyla yayan lobi, gelecek nesilleri yok etme planlarını her alandan misyonerleriyle sürdürüyor. LGBT’nin kirli amaçlarının başında gelen cinsiyet değiştirme ameliyatlarının bireylere verdiği kalıcı zararları ve eşcinselliğin nedenlerini Üroloji Uzmanı Prof. Dr. Zeki Bayraktar’la konuştuk.
Prof. Dr. Zeki Bayraktar, Milat Gazetesi Ankara Temsilcisi Özlem Doğan’a konuştu.
SADECE İKİ CİNSİYET VAR
Bu sene ‘Aile Yılı’ ilan edildi. Tüm ülkelerde aile kurumuna düşmanlık eden LGBT ise gözünü 18 yaş altı çocuklara dikmiş durumda. Cinsel yönelim adı altında çocuklara eşcinselliği aşılayan LGBT derneklerinin iddialarını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Cinsiyet erkek ve dişi olarak ikili sisteme oturur. Bu binlerce yıllık canlı ve memeli tarihiyle, binlerce ampirik kanıtla kanıtlıdır, aksi iddia edilemez. Biyolojik cinsiyet doğuştan gelir. Erkek ve kadın olarak rollerimizi tatbik ederken psikoseksüel gelişim evreleri aşamasında edindiğimiz birtakım etkileşimlerle cinsiyetimize uygun cinsiyet kimliği geliştiriyoruz. Bu aşamalarda gelişimsel bozukluklar söz konusu olursa sorun buradan kaynaklanabiliyor.
Kimlik sorunlarına yol açan bu gelişimsel bozukluklar nedir?
Cinsiyet kimliği dediğimiz şey 1 yaşında başlar, 20 yaşına kadar da gelişimi sürer. 1-6 yaş arası özdeşim evresidir. En kritik fazlardan biri bu dönemdir. Çocuk, kendi cinsiyetinden olan ebeveynini modeller. Yani erkek çocuk babasını, kız çocuk annesini modeller ve bunu bilinçdışı olarak yaparlar. Böylece onun cinsiyet kimliğini de transfer etmiş olur. Erkek çocuk şiddet uygulayan, ilgisiz, zalim bir babası varsa korkup eril cinsiyet kimliğini geliştiremezse, kendi biyolojik cinsiyetine uygun dünyaya adımını atamaz. İkinci kritik aşamada ebeveynlerinden kaynaklanan sorunlardan ötürü sorun yaşayan çocuk akranlarıyla da sağlıklı ilişkiler kuramazsa ergenlik döneminde de karmaşa pekişmiş olur ve cinsiyet hoşnutsuzluğu ortaya çıkar.
PSİKİYATRİSTLER DÜZELTECEĞİNE BOZUYOR
Bu hoşnutsuzluk da cinsiyet değiştirme düşüncesini beraberinde getiriyor sanırım…
Bu kişiler bedeniyle savaş halindedir. Eril cinsiyet kimliğini geliştiremediği için kendisini kadın olarak hissettiğini söyler. Ruh sağlıkçıları bu hatalı programı düzeltmesi gerekirken ‘bedenini değiştir, ikisi de bir olsun’ şeklinde terapi veriyor. Çocuk bedenini değiştirince cinsiyeti iptal oluyor.
Cinsiyet değiştirme denilen aslında cinsiyet iptaliyse bu geri dönülemez yolun insan bedenine ve ruhuna verdiği zararlar da geri alınamaz türdendir, öyle değil mi?
Cinsiyet asla değiştirilemez. Bu ameliyatlar sadece gerçek cinsiyeti iptal eder. Üreme işlevi geri döndürülemeyecek şekilde yüzde 100 biter. İdrara çıkma işlevi de sakatlanır. Bu ameliyatlar cinsiyeti değiştiren değil, bireyi ürogenital olarak sakatlayan ameliyatlardır. İddia edildiği gibi ruhsal sorunlara da katkı yapmaz. Araştırmalar, bu ruhsal sorunların bu ameliyatlarla da çözülmediğini aynen devam ettiğini hatta daha da kötüleştiğini gösteriyor.
SÜSLEYEREK GERÇEĞİ ÖRTEMEZLER
Erkeğe normal bir kadın cinsel organı yapılamadığı gibi üstelik eskisi gibi dışkılama yapılamayan, enfeksiyon kapılan, dolayısıyla insan hayatını hiçe sayan bu riskli ameliyatlar LGBT misyonerleri tarafından neredeyse kusursuz sonuç alınacakmış gibi gösteriliyor, gençler de buna kanarak ameliyata karar veriyor diyebilir miyiz?
Süslü cümleler kurarak gerçekler örtülemez. Hastanın penisini alıyorlar, içini boşaltıyorlar, güya bir neovajina yapılıyor. Cinsiyetin değiştirilemez nitelikte alt bileşenleri var. Erkek pelvisi ile kadın pelvisi birbirinden farklıdır çünkü kadın pelvisi aynı zamanda doğum kanalıdır, bebek doğduğu için geniş açılıdır. Erkek pelvisi dar açılıdır. Kemik yapısı, kas yapısı sıkı sıkıyadır. Erkekten kadına geçen bireyde vajinayı anüsle mesane arasına bir çukur açarak çok sıkı kas baskısı altında penis cildini ters döşüyorlar ve neovajina yaptık diyorlar. Vücut onu bir yara olarak algılıyor. Kapatmasın diye her gün 4-5 defa bujilerle çok ağrılı olan dilatasyon genişletme eylemi yapmak zorundalar.
Bu derece insanlık dışı bir uygulama beraberinde ciddi sağlık sorunları getirmiyor mu?
Cinsiyet değiştirme ameliyatlarından sonra ortada bir vajina veya penis yok, kimse kimseyi kandırmasın. Bir kâğıda insan karikatürü çizip ‘ben insan yaptım’ demek gibi bir şey. Üstelik sağlam idrar kanalını kestikleri için açık yara haline gelen kanala mikrop girişi oluyor, enfeksiyon kapıyor ve doku bozulmaları sebebiyle tekrar tekrar ameliyatlar yapılmak zorunda kalıyor. Bu ameliyatları olan bireylerin ortalama ömrü 25-28 yıl kısalıyor.
ÇOK KÖTÜ HAYATLARI VAR
Peki bu ısrar niye?
Eşcinsel bireyler kendi cinsiyetinden olan biriyle ilişki kurarken erkekse çocukken babasıyla, kadınsa annesiyle kuramadığı bağı onunla kurmaya çalışıyor. Bu onarım çabası dolayısıyla 10’lu, 100’lü hatta 1000’li partnerleri oluyor. Bu yüzden tuvalette ayaküstü karşılaştığı biriyle dahi olabiliyor. Genç yaştan itibaren çok yoğun hastalık yüküne maruz kalıyorlar. Yaşam kaliteleri oldukça düşük. İnanılmaz masraflı ve sorunlu bir hayatları var.
Hem maddi hem de manevi çöküşe sebep olan bu eşcinsel yaşamdan bir kurtuluş yolu var mı? Tedavi edilebilir mi?
Kafası karışıksa bile 15, 18, 22 hatta günümüzde 25 yaş da diyebiliriz ama kesin olarak 18 yaşına kadar olan bireylerin zaten cinsiyet kimlik gelişimi devam ettiği için bunların asla eşcinsel veya transseksüel olarak damgalanmaması gerekir. Zira cinsiyet gelişimi henüz son şeklini almamıştır. 16-17 yaşında bu karmaşayı yaşayan gençlerimiz var. Bu yaşlarda cinsiyetle, inançla ilgili kafa karışıklığı olabilir ama hepsi geçicidir, mutlaka bitecektir. Fakat internette yazılanlar veya psikologlar tarafından eşcinsel olarak damgalanıyorlar. Bu yüzden de kendilerini öyle sanıyorlar.
GERÇEKLERİ BİZ ANLATIYORUZ
Bireylerin cinsiyet değiştirme ameliyatı olmak istemesinin altında büyük psikolojik sorunlar yatıyor olabilir mi?
Transseksüellerde de eşcinsellerde de bütün psikiyatrik hastalıklar son derece fazladır. Tüm anksiyete, depresyon, intihar eğilimi, şizofreni katbekat yüksektir. Bu bireylerin ciddi anlamda psikiyatrik yardıma ihtiyacı var. Zaten sorunun bir parçası da bu psikiyatrik karmaşa. Oysa biz bu çocukların psikiyatrik sorunlarını ele alıp çözüme kavuşturduğumuzda cinsiyet kimliği sorunları da kendiliğinden çözülür. Ben bilimsel zeminde hareket ediyorum. Asıl bilimsel gerçekleri biz anlatıyoruz.
Son dönemde kaynağı belli olmayan paralar kazanan LGBT sosyal medya ünlüleri görüyoruz. Dejenere yaşamları milyonlarca kişi tarafından takip edilen bu şahıslar gençleri nasıl etkiliyor?
Karmaşa yaşayan çocuk internette ‘kendini kadın veya erkek olarak sabitleme, akışkan cinsiyeti seç, agender ol’ şeklinde telkinlerle karşılaşıyor. Üstelik bu tür ünlülerin kısa sürede çok zengin ve çok meşhur olduğunu görüyor. Sonra da o ameliyatları olmaya kalkıyor. Ne yazık ki cinsiyet değişimini lego takıp çıkarmak gibi bir şey sanıyor. Ergenlerde hızlı başlayan cinsiyet hoşnutsuzluğunun kökeninde internet etkileşimi de var. Gençler gerçek bilimle sahte bilimi ayırt etmeli. Ben bir hekim olarak bana gelen gence bu ameliyatın gerçek yüzünü anlatıyorum. Biz hekimlerin görevi bireyin hem bedensel hem de ruhsal sağlığını korumaktır.