Son yılların en çok tartışılan
konusudur DEİZM. Okullarda, evlerde, dükkânlarda, kıraathanelerde, dostlar
arasında; “gençlerimiz deist oluyor, ne
yapsak acaba” endişesi hâkim.
Endişelerinde haklı olsalar da bu
soruyu sormadan önce “biz ne yaptık veya
ne yapmadık ki çocuklarımız deist hatta ateist oluyorlar?” demeleri
gerekiyor insanımızın.
Elbette hiçbir mazeret insanın
tanrıtanımaz ya da –hâşâ- etkisiz ve yetkisiz kalmış bir tanrı tasavvuruna
sahip olmasını haklı kılmaz ancak bu gençleri de anlamak gerek.
Dedik ya,
Önce kendimize sormamız lazım:
Biz
Müslüman büyükler ne yaptık veya ne yapmadık ki gençlerimiz dinden çıkıyorlar?
Ama evvela gençleri anlamamız gereken
yere varalım ve soralım:
Gençlerimiz okuyorlar mı?
Ya da gençlerimiz ne okuyor?
Hatta gençlerimiz kullandıkları akıllı
telefonlarda girdikleri sosyal medya platformlarında kısa ve manipülatif
paylaşımlara ne kadar maruz kaldıklarının farkındalar mı? Örneğin X ya da TikTok’u
ansiklopedi seviyesinde gören, orada dolaşıma sokulan kasıtlı, art niyetli,
direkt olarak bilgi kirliliği yayan paylaşımları doğru kabul eden gençlik mazur
sayılabilir mi?
Elbette tümüyle gençliği zan altında
bırakmak istemiyoruz ancak kültürden, sanattan, bilimden uzaklaşan gençlerimizin,
sosyal medya malumatlarıyla hareket ettiklerini ve böyle hareket edenlerin her
gün daha da artmakta olduğunu unutmayalım. Tabi ki onlara sağlam zemin,
sağlıklı ortam, yeterli imkân sunmadığımız için kendimizi daha çok eleştirelim
ama “gençliğimizin hali iyidir”
dersek gençliğe yani onların şimdilerine, yarınlarına bir kötülük (daha) yapmış
oluruz.
Biz büyükler kendi payımıza düşen
kusur ve eksikliklerimizi kabul ediyoruz. Ancak gençlerimizin bütün kusur ve
eksikliklerimize rağmen hayata anlam katan konularda TikTok ile yetinmelerini
kabul etmemiz için bir neden göremiyorum. Çünkü;
Gençlik kitap okumuyor. Burada kimi
art niyetli hatta iyi niyetliler de, “Kitap
alacak maddi imkân mı kaldı?” gibi son derece sığ bir eleştiri getirebilirler.
Akıllı telefona indirilen (kimi paralı) programlardan bilginin doğrusunu alma
imkânı varken, deist olmalarını “kolaylaştıran”
paylaşımlara rağbet etmeleri ekstra bir ücret indirimine tabi olmasından
kaynaklanmadığı da bir gerçek.
Anlıyoruz ki gençlik ateist ve deist
olmakla “yük”ten kurtulmayı tercih
ediyor çünkü Allah’a ve gönderdiği dinine inanmak genci bazı sorumluluklarla
karşı karşıya bırakıyor. Ama ateist ya da deist olmak dinin istediği sorumluluktan
kurtulmak anlamına geliyor.
Ne
gibi mi?
İnanan insan yaşlı olsun, genç olsun “hududu” aşmamak üzere inanır. İstediği
gibi yaşayamaz. Şayet istediği gibi yaşar ve bu yaşantısı ile Allah’ın
sınırlarını ihlal ediyorsa o insan günah işlemiş olur. Lakin;
Ateist ve deist olmak ya da olduğunu
açıklamak onu bu “sınırlar”dan mesul
tutmaz. Mesela namaz kılmaz çünkü deist, oruç tutmaz çünkü ateist, yardım etmez
çünkü böyle bir mecburiyeti yoktur. Burada derhal sahte hümanist damarı
kabaranın, ”Biz zaten insan olduğumuz
için yardım ederiz” sesini duyar gibiyim ancak kişiyi bağlamayan,
sorulamayan, hesap ödetmeyen bir “zaten”
yoktur olsa da ihmal edildiğinde bundan sorumlu tutulmaz.
Biz
çok mu masumuz?
Değiliz, hiçbirimiz masum değiliz, en
çok da Diyanet İşleri Başkanlığı, dini Vakıf ve dernekler, cemaatler masumiyete
sığınamazlar. Çünkü son 20 yılda devletin tüm imkânlarını kullanma hakkına
sahip DİB onbinlerce İmam-Hatibi ile gençliği çok daha iyi bir dini anlayışa
sahip kılabilirdi, yapmadı. Dernekler, cemaatler de üzerlerine düşeni hakkıyla
yerine getirmekten uzak kaldılar.
İşte bu şartlar altında gençlik
çeşitli platformlarda baş başa kaldığı manipülatif bilgiye karşı nasıl mücadele
edeceğini bilmiyordu. Onlar bilmiyorlar ama bu sorunları konusunda saydığım kurumlar
da gençlere öncülük etmekte yetersiz kaldılar.
Kanaatimce gençlik, teknolojik görsel
platformlarda daha önce hiç karşılaşmadığı kadar bir cenderenin tam ortasında
kalmış durumdadır. Gelin görün ki içine düştüğü bu cendereden habersiz olmaları
bir yana bunu fark edenler bile bu cendereden nasıl kurtulacağını bilmiyor.
Dinlerin ama bilhassa 3 büyük Semavî Dinin müntesipleri olarak kendi hatalarımızla deizme malzeme vermemiz de ayrı bir handikabımızdır. Biliyorum, bazı teologlar, “deizm bizim sorunumuz değil, batılı gençliğin teolojik bir meydan okumasıdır” diyecektir. Ancak kafamızı kumdan çıkarıp gerçeğimizle yüzleşseydik –iddialarının içi boş olsa da- fevc fevc deist evlatlarımızın yetiştiğini görmüş olurduk.