Zümer suresi kaç ayettir?

Zümer kafirlerin oluşturduğu topluluklar anlamına geliyor. Zümer suresinde zalimlerin ahirette çekecekleri bildirilmektedir. Zümer suresi Mekke döneminde nazil olan surelerdendir. Peki Zümer suresi kaç ayettir? Zümer suresi okunuşu ve anlamı nasıldır? Zümer suresinin tefsiri nasıldır? Zümer suresi Arapça ve Türkçe okunuşu nasıldır? Son mukaddes kitap Kuranın 39. suresi olan Zümer suresine dair detaylı bilgiler haberimizde...            

Zümer kafirlerin oluşturduğu topluluklar anlamına geliyor. Zümer suresinde zalimlerin ahirette çekecekleri bildirilmektedir. Zümer suresi Mekke döneminde nazil olan surelerdendir. Peki Zümer suresi kaç ayettir? Zümer suresi okunuşu ve anlamı nasıldır? Zümer suresinin tefsiri nasıldır? Zümer suresi Arapça ve Türkçe okunuşu nasıldır? Son mukaddes kitap Kuranın 39. suresi olan Zümer suresine dair detaylı bilgiler haberimizde...

Zümer suresi Kuran'ın 39. suresidir. Zümer suresi Mekke'de nazil olmuştur. Zümer suresi 75 ayettir. Sadece 53-55. ayetleri Medine'de nazil olmuştur. Zümer Suresi adını 71 ve 73. ayetlerde geçen mümin ve kâfirlerin oluşturduğu topluluklar anlamına gelen 'zümer' kelimesinden almıştır. Zümer Suresinde Kur’ân-ı kerîmin Allah tarafından indirildiği, zalimlerin ahirette cezalarının sonsuz olduğu, kıyamet ve ahiret halleri bildirilmektedir. Peki Zümer suresinin okunuşu anlamı nasıldır? Zümer suresinin faziletleri nelerdir? Zümer suresini okunmanın faydaları nelerdir? İşte Zümer suresi hakkında bilgiler...

Fazileti

Hz. Âişe, Resûlullah’ın genellikle her gece yatmadan önce Zümer ve Benî İsrâil (İsrâ) sûrelerini okuduğunu söylemiştir (Tirmîzî, “Sevâbü’l-Kur’ân”, 21).

Resûl-i ekrem, Zümer ve İsrâ sûrelerini okumadan uyumazdı. (Hazret-i Âişe-Tirmizî)

ZÜMER SÛRESİ TÜRKÇE OKUNUŞU

Bismillahirrahmanirrahim 1. Tenzılül kitabi minellahil azızil hakım

2. İnna enzelna ileykel kitabe bil hakkı fa’büdillahe muhlisal lehüd dın

3. Ela lillahid dınül halıs Vellezınettehazu min dunihı evliya’ ma na’büdühüm illa li yükarribuna ilellahi zülfa innellahe yahkümü beynehüm fı ma hüm fıhi yahtelifun innellahe la yehdı men hüve kazıbün keffar

4. Lev eradellahü ey yettehıze veledel lastafa mimma yahlüku ma yeşaü sübhaneh hüvellahül vahıdül kahhar

5. Halekas semavati vel erda bil hakk yükevvirul leyle alen nehari ve yükevvirun nehara alel leyli ve sehharaş şemse vel kamer küllüy yecrı li ecelim müsemma e la hüvel azızül ğaffar

6. Halekaküm min nefsiv vahıdetin sümme ceale minha zevceha ve enzele leküm minel en’ami zemaniyete ezvac yahlükuküm fı bütuni ümmehatiküm halkam mim ba’di halkın fı zulümatin selas zalikümüllahü rabbüküm lehül mülk la ilahe illa hu fe enna tusrafun

7. İn tekfüru fe innellahe ğaniyyün anküm ve la yerda li ıbadihil küfr ve in teşküru yerdahü leküm ve la teziru vaziratüv vizra uhra sümme ila rabbiküm merciuküm fe yünebbiüküm bima küntüm tü’melun innehu alımüm bizatis sudur

8. Ve iza messel insane durrun dea rabbehu münıben ileyhi sümme iza havvelehu nı’metem minhü nesiye ma kane yed’u ileyhi min kabül ve ceale lillahi endadel li yüdılle an sebılih kul temetta’ bi küfrike kalılen inneke min ashabin nar

9. Emmen hüve kanitün anael leyli sacidev ve kaimey yahzerul ahırate ve yercu rahmete rabbih kul hel yestevillezıne ya’lemune vellezıne la ya’lemun innema yetezekkeru ülül elbab

10. Kul ya ıbadillezıne amenütteku rabbeküm lillezıne ahsenu fı hazihid dünya haseneh ve erdullahi vasiah innema yüveffes sabirune ecrahüm bi ğayri hısab

11. Kul innı ümirtü en a’büdellahe muhlisal lehüd dın

12. Ve ümirtü li en ekune evvelel müslimın

13. Kul innı ehafü in asaytü rabbı azabe yevmin azıym

14. Kulillahe a’büdü muhlisal lehu dını

15. F’büdu ma şi’tüm min dunih kul innel hasirınellezıne hasiru enfüsehüm ve ehlihim yevmel kıyameh e la zalike hüvel husranül mübın

16. Lehüm min fevkıhim zulelüm minen nari ve imn tahtihim zulel zalike yühavvifüllahü bihı ıbadeh ya ıbadi fettekun

17. Vellezınectenebüt tağute ey ya’büduha ve enabu ilillahi lehümül büşra fe beşşir ıbad

18. Ellezıne yestemiünel kavle feyettebiune ahseneh ülaikellezıne hedahümüllahü ve ülaike hüm ülül elbab

19. E fe men hakka aleyhi kelimetül azab e fe ente tünkızü men fin nar

20. Lakinillezınettekav rabbehüm lehüm ğurafüm min fevkıha ğurafüm mebniyyetün tecrı min tahtihel enhar va’dellah la yuhlifüllahül mıad

21. E lem tera ennellahe enzele mines semai maen fe selekehu yenabıa fil erdı sümme yuhricü bihı zer’am muhtelifen elvanühu sümme yehıcü fe terahü musferran sümme yec’alühu hutama inne fı zalike le zikra li ülil elbab

22. E fe men şerahallahü sadrahu lil islami fe hüve ala murim mir rabbih fe veylül lil kasıyeti kulubühüm min zikrillah ülaike fı dalalim mübın

23. Allahü nezzele ahsenel hadısi kitabem müteşebihem mesaniye takşeırru minhü ccüludüllezıne yahşevne rabbehüm sümme telınü cüludühüm ve kulubühüm ila zikrillah zalike hüdellahi yehdı bihı mey yeşa’ ve mey yudlilillahü fe ma lehu min had

24. E fe mey yettekıy bi vechihı suel azabi yevmel kıyameh ve kıyle liz zalimıne zuku ma küntüm teksibun

25. Kezzebellezıne min kablihim fe etehümül azabü min hayüs la yeş’urun

26. Fe ezakahümüllahül hızye fil hayatid dünya ve leazabül ahırati ekber lev kanu ya’lemun

27. Ve le kad darabna lin nasi fı hazel kur’ani min külli meselil leallehüm yetesekkerun

28. Kur’anen arabiyyen ğayra zı ıvecil leallehüm yettekun

29. Darabellahü meseler racülen fıhi şürakaü müteşakisune ve racülen selemel li racül hel yesteviyani mesela elhamdü lillah bel ekseruhüm la ya’lemun

30. İnneke meyyitüv ve innehüm meyyitun

31. Sümme inneküm yevmel kıyameti ınde rabbiküm tahtesımun

32. Fe men azlemü mimmen kezebe alellahi ve kezzebe bis sıdkı iz caeh e leyse fı cehenneme mesvel lil kafirın

33. Vellezı cae bis sıdkı ve saddeka bihı ülaike hümül müttekun

34. Lehüm ma yeşaune ınde rabbihim zalike cezalü muhsinın

35. Li yükeffirallahü anhüm esveellezı amilu ve yecziyehüm ecrahüm bi ahsenillezı kanu ya’melun

36. E leysellahü bi kafin abdeh ve yühavvifuneke billezıne min dunih ve mey yudlilillahü fema lehu min had

37. Ve mey yehdillahü fema lehu mim müdıll e leysellahü bi azızin zintikam

38. Ve lein seeltehüm men halekas semavati vel erda le yekulünnellah kul eferaeytüm ma ted’une min dunillahi in eradeniyellahü bi durrin hel hünne kaşifatü durrihı ev eradenı bi rahmetin hel hünne mümsikatü rahmetih kul hasbiyellah aleyhi yetevekkelül mütevekkilun

39. Kul ya kavmı’melu ala mekanetiküm innı amil fe sevfe ta’lemun

40. Mey ye’tıhi azabüy yuhzıhi ve yehıllü aleyhi azabüm mükıym

41. İnna enzelna aleykel kitabe lin nasi bil hakk fe menihteda fe li nefsih ve men dalle fe innema yedıllü aleyha ve ma ente aleyhim bi vekıl

42. Allahü yeteveffel enfüse hıyne mevtiha velletı lem temüt fı menamiha fe yümsikülletı kada aleyhel mevte ve yürsilül uhra ila ecelim müsemma inne fı zalike le ayatil li kavmiy yetefekkerun

43. Emittehazu min dunillahi şüfea’ kul e ve lev kanu la yemlikune şey’ev ve la ya’kılun

44. Kul lillahiş şefaatü cemıa lehu mülküs semavati vel ard sümme ileyhi türceun

45. Ve iza zükirallahü vahdehüşmeezzet kulubüllezıne la yü’minune bil ahırah ve iza zükirallezıne min dunihı izahüm yestebşirun

46. Külillahümme fatıras semavati vel erdı alimel ğaybi veş şehadeti ente tahkümü beyne ıbadike fıma kanu fıhi yahtelifun

47. Ve lev enne lillezıne zalemu ma fil erdı cemıav ve mislehu meahu leftedev bihı min suil azabi yevmel kıyameh ve beda lehüm minellahi ma lem yekunu yahtesibun

48. Ve beda lehüm seyyiatü ma kesebu ve haka bihim ma kanu bihı yestehziun

49. Fe iza messel insane durrun deana sümme iza havvelnahü nı’metem minna kale innema utıtühu ala ılm bel hiye fitnetüv ve lakinne ekserahüm la ya’lemun

50. Kad kalehellezıne min kablihim fe ma ağna anhüm ma kanu yeksibun

51. Fe esabehüm seyyiatü ma kesebu vellezıne zalemu min haülai seyüsıybühüm seyyiatü ma kesebu ve mahüm bi mu’cizın

52. E ve lem ya’lemu ennellahe yebsütur rizka li mey yeşaü ve yakdir önne fı zalike le ayatil li kavmiy yü’minun

53. Kul ya ıbadiyellezıne esrafu ala enfüsihim la taknetu mir rahmetillah innellahe yağfiruz zünube cemıa innehu hüvel ğafurur rahıym

54. Ve enıbu ila rabbiküm ve eslimu lehu min kabli ey yetiyekümül azabü sümme la tünsarun

55. Vettebiu ahsene ma ünzile ileyküm mir rabbiküm min kabli ey ye’tiyekümül azabü bağtetev ve entüm la teş’urun

56. En tekule nefsüy ya hasrata ala ma ferrattü fı cembillahi ve in küntü le mines sahırın

57. Ev tekule lev ennellahe hedani leküntü minel müttekıyn

58. Ev tekule hıyne teral azabe lev enne lı kerraten fe ekune minel muhsinın

59. Bela kad caetke ayatı fe kezzebte biha vestekberte ve künte minel kafirın

60. Ve yevmel kıyameti terallezıne kezebu alellahi vücuhühüm müsveddeh e leyse fı cehenneme mesvel lil mütekebbirın

61. Ve yüneccillahüllezınettekav bi mefazetihim la yemessühümüs suü ve la hüm yahzenun

62. Allahü haliku külli şey’iv ve hüve ala külli şey’iv vekıl

63. Lehu mekalıdüs semavati vel ard vellezıne keferu bi ayatillahi ülaike hümül hasirun

64. Kul e fe ğayrallahi te’mürunnı a’büdü eyyühel cahilun

65. Ve le kad uhıye ileyke ve ilellezıne min kablik lein eşrakte le yahbetanne amelüke ve le tekunenne minel hasirın

66. Belillahe fa’büd ve küm mineş şakirın

67. Ve ma kaderullahe hakka kadrihı vel erdu cemıan kabdatühu yevmel kıyameti ves semavatü matviyyatüm bi yemınih sübhünehu ve teala amma yüşrikun

68. Ve nüfiha fis suri fe saıka men fis semavati ve men fil erdı illa men şaellah sümme nüfiha fıhi uhra fe izahüm kıyamüy yenzurun

69. Ve eşrakatil erdu bi nuri rabbiha ve vüdıal kitabü ve cıe bin nebiyyıne veş şühedai ve kudiye beynehüm bil hakkı ve hüm la yuzlemun

70. Ve vüffiyet küllü nefsim ma amilet ve hüve a’lemü bima yef’alun

71. Vesıkallezıne keferu ila cehenneme zümera hatta iza cauha fütihat ebvabüha ve kale lehüm hazenetüha e lem ye’tiküm rusülüm minküm yetlune aleyküm ayati rabbiküm ve yünziruneküm likae yemiküm haza kalu bela velakin hakkat kelimetül azabi alel kafirın

72. Kıyledhulu ebvabe cehenneme halidıne fıha fe bi’se mesvel mütekebbirın

73. Vesıkallezınet tekav rabbehüm ilel cenneti zümera hatta iza cauha ve fütihat ebvabüha ve kale lehüm hazenetüha selamün aleyküm tıbtüm fedhuluha halidın

74. Ve kalül hamdü lillahillezı sadekana va’dehu ve evrasenel erda netebevveü minel cenneti hayüs neşa’ fe nı’me ecrul amilın

75. Ve teral melaikete haffıne min havlil arşi yüsebbihune bi hamdi rabbihim ve kudıye beynehüm bil hakkı ve kıylel hamdü lillahi rabbil alemin

ZÜMER SURESİ ANLAMI

Bismillâhirrahmânirrahîm.

1. Kitab'ın indirilmesi Azîz ve hikmet sahibi olan Allah katındandır.

2. Şüphesiz ki biz Kitab'ı sana hak olarak indirdik. Öyle ise sen de dini Allah'a has kılarak ihlâs ile kulluk et.

3. İyi bil ki hâlis din ancak Allah'ındır. Allah'tan başkasını kendilerine veliler edinenler: "Bizi Allah'a yaklaştırsınlar diye onlara kulluk ediyoruz." derler. Doğrusu Allah, ayrılığa düştükleri şeylerde aralarında hüküm verecektir. Allah yalancı ve kızıl kâfiri doğru yola iletmez.

4. Eğer Allah evlât edinmek isteseydi, yarattıklarından dilediğini seçerdi. O münezzehtir. O, tek ve Kahhar olan Allah'tır.

5. Allah gökleri ve yeri hak ile yarattı. Geceyi gündüzün üzerine sarıyor, gündüzü de gecenin üzerine sarıyor. Güneşi ve ay'ı musahhar kılmıştır. Bunların herbiri, muayyen bir vakte kadar akıp gitmektedir. Dikkat et! O Azîz'dir, çok bağışlayandır.

6. Sizi bir tek candan yarattı. Sonra ondan da eşini vâretti. Sizin için davarlardan erkekli dişili sekiz çift indirmiştir. Sizi analarınızın karnında üç ayrı karanlık içinde yaratılıştan yaratılışa geçirerek yaratır. İşte Rabbiniz Allah budur. Hükümranlık O'nundur. O'ndan başka hiçbir ilâh yoktur. Öyleyken nasıl oluyor da çevriliyorsunuz?

7. Eğer kâfir olursanız, bilin ki Allah size muhtaç değildir. O, kullarının küfrüne râzı olmaz. Eğer şükrederseniz sizin için ona râzı olur. Hiçbir günahkâr diğerinin günahını yüklenmez. Sonra dönüşünüz Rabbinizedir. Yaptıklarınızı O size haber verir. Şüphesiz ki O göğüslerin özünü bilendir.

8. İnsanın başına bir sıkıntı gelince Rabbine yönelerek O'na yalvarır. Sonra Allah kendi katından ona bir nimet verince, önceden O'na yalvarmış olduğunu unutuverir. O'nun yolundan saptırmak için, Allah'a eşler koşar. De ki: "Küfrünle biraz oyalanadur. Çünkü sen muhakkak ki cehennem halkındansın."

9. Yoksa o, geceleyin secde ederek ve kıyamda durarak ibadet eden, ahiretten korkan ve Rabbinin rahmetini dileyen kimse gibi midir? De ki: "Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?" Ancak sağlam akıl sahipleri öğüt ve ibret alırlar.

10. De ki: "Ey iman eden kullarım! Rabbinizden korkun. Bu dünyada iyilik yapanlara iyilik vardır. Allah'ın arzı geniştir. Sabredenlere ecir ve mükâfatları hesapsız ödenecektir."

11. De ki: "Şüphesiz ki ben, dini yalnız Allah'a hâlis kılarak kulluk etmekle emrolundum."

12. "Ve ben müslümanların ilki olmakla emrolundum."

13. De ki: "Rabbime karşı gelirsem, doğrusu büyük günün azabından korkarım."

14. De ki: "Ben dinimde ihlâs ile ancak Allah'a kulluk ederim."

15. Siz de O'ndan başka dilediğinize tapın. De ki: "Asıl hüsrana uğrayanlar, kıyamet gününde hem kendilerini hem de âilelerini (mensuplarını) ziyana sokanlardır. İyi bilin ki işte apaçık hüsran budur!"

16. Onların üstlerinde (gölgeler gibi üstüste gelmiş) ateşten tabakalar, altlarında da ateşten tabakalar var. İşte Allah kullarını bununla korkutuyor. "Ey kullarım! Benden korkun."

17. Tağut'a tapmaktan kaçınıp Allah'a yönelenlere müjde vardır. O hâlde kullarımı müjdele!

18. O kullarım ki, sözü işitip de onun en güzeline uyarlar. İşte bunlar Allah'ın kendilerine hidayet ettiği kimselerdir. İşte bunlar öz akıl sahiplerinin tâ kendileridir.

19. Hakkında azap hükmü hak olmuş kimseyi ve ateşte olanı sen mi kurtaracaksın?

20. Fakat Rablerinden korkanlar için üstüste bina edilmiş binalar var, odaların altından da ırmaklar akmaktadır. Bu Allah'ın vaadidir. Allah vaadinden dönmez.

21. Allah'ın gökten bir su indirip, onu yerdeki kaynaklara yerleştiren, sonra onunla türlü türlü renklerde ekinler yetiştiren olduğunu görmez misin? Sonra onlar kurur da sapsarı olduklarını görürsün. Sonra da onu kuru bir çöpe çevirir. Şüphesiz ki bunda akl-ı selim sahipleri için bir öğüt vardır.

22. Allah bir kimsenin kalbini müslümanlık için açarsa, o Rabbinden verilen bir nur üzerinde değil midir? Kalpleri Allah'ı zikretmeye kaskatı olan kimselere ise yazıklar olsun! Onlar apaçık dalâlet içindedirler.

23. Allah sözün en güzeli olan Kur'an'ı; âyetleri birbirine benzer, uyumlu, ahenkli ve yer yer tekrar eden bir kitap olarak indirmiştir. Rablerinden korkanların (bu Kitab'ın etkisinden) derileri ürperir. Sonra hem derileri hem de kalpleri Allah'ın zikrine (yönelerek) yumuşar. Bu kitap, Allah'ın hidayet rehberidir. Dilediğini onunla doğru yola iletir. Allah kimi de saptırırsa artık ona yol gösteren bulunmaz.

24. Kıyamet gününde yüzünü şiddetli azaptan korumaya çalışan kimse, (bu azaptan kurtulan) kimse gibi midir? Zâlimlere: "Kazandığınızı tadın!" denilir.

25. Onlardan öncekiler de (peygamberlerini) yalanladılar da, hiç ummadıkları bir yerden onlara azap geldi.

26. Böylece Allah onlara dünya hayatında rezilliği tattırdı. Ahiret azabı ise elbette daha büyüktür. Keşke bilmiş olsalardı!

27. Gerçekten bu Kur'an'da öğüt alsınlar diye insanlar için her türlü temsili anlatmışızdır.

28. O, eğriliği bulunmayan (pürüzsüz) Arapça bir Kur'an'dır. Belki korkarlar.

29. Allah bir misal verir: Bir adamın huysuz ve birbiriyle ortak bir kaç efendisi var. Bir diğer adamın da bir tek efendisi var. Bu ikisinin durumu bir olur mu? Hamd Allah'a mahsustur, fakat onların çoğu bilmezler.

30. Resulüm! Elbette sen de öleceksin, onlar da ölecekler.

31. Sonra siz kıyamet günü Rabbinizin huzurunda muhakeme olacaksınız.

32. Allah'a karşı yalan uydurandan ve kendisine gelmiş olan doğruyu yalanlayandan daha zâlim kim olabilir? Cehennemde kâfirler için bir yer yok mudur?

33. Doğruyu getiren ve onu tasdik edenler, işte onlar takvâ sahipleridir.

34. Onlar için Rableri katında diledikleri her şey vardır. İşte bu, muhsinlerin mükâfatıdır.

35. Allah bununla onların yaptıklarının en kötülerini bile örtecek ve yaptıklarının en güzeli ile mükâfatlarını verecektir.

36. Allah kuluna kâfi değil mi? Seni O'ndan başkaları ile korkutuyorlar. Allah kimi dalâlette bırakırsa ona hidayet edecek yoktur.

37. Allah'ın hidayete erdirdiğini de dalâlete düşürüp saptıracak yoktur. Allah Azîz ve intikam alıcı değil midir?

38. Andolsun ki onlara: "Gökleri ve yeri kim yarattı?" diye sorsan, elbette: "Allah'tır!" derler. De ki: "Öyle ise söyleyin bana; eğer Allah bana bir zarar vermek isterse, Allah'ı bırakıp da taptıklarınız, O'nun verdiği zararı giderebilir mi? Yahut Allah bana bir rahmet dilerse, O'nun bu rahmetini önleyebilirler mi?" De ki: "Allah bana yeter." Tevekkül edenler ancak O'na tevekkül etsinler.

39. De ki: "Ey kavmim! Durumunuzun gerektirdiğini yapın. Doğrusu ben de yapıyorum. Yakında bileceksiniz!"

40. "Kendisini rezil edecek azap kime gelecek, sürekli azap kime inecek!"

41. Resulüm! Şüphesiz ki biz bu Kur'an'ı insanlar için sana hak olarak indirdik. Artık kim doğru yolu seçerse kendi yararınadır. Kim de saparsa kendi zararına sapmış olur. Sen onların üzerine vekil değilsin.

42. Allah öleceklerin ölümleri anında, ölmeyeceklerin de uykuları esnasında ruhlarını alır. Ölmelerine hükmettiği kimselerin ruhunu yanında tutar, diğerlerini belli bir süreye kadar (bedenlerine) gönderir. Şüphesiz ki bunda iyi düşünen kimseler için âyetler (öğütler ve ibretler) vardır.

43. Yoksa onlar Allah'tan başka şefaatçılar mı edindiler? De ki: "Onlar hiçbir şeye sahip olmadıkları, akıl da erdiremedikleri hâlde mi?"

44. De ki: "Bütün şefaat (hakkı) Allah'ındır. Göklerin ve yerin hükümranlığı O'nundur. Sonra O'na döndürüleceksiniz."

45. Allah ortaksız olarak zikredildiği zaman ahirete inanmayanların kalpleri nefretle çarpar. O'ndan başkaları anıldığı zaman ise, hemen yüzleri güler.

46. De ki: "Ey gökleri ve yeri yaratan, gizliyi de âşikârı da bilen Allah'ım! Kullarının arasında ayrılığa düştükleri şeyin hükmünü ancak sen verirsin."

47. Eğer yeryüzünde bulunanların hepsi ve bir o kadarı daha o zâlimlerin olsaydı, kıyamet günü o kötü azaptan kurtulmak için hepsini de fedâ ederlerdi. O gün Allah tarafından, hiç hesaba katmadıkları şeyler karşılarına çıkacaktır.

48. Kazandıkları şeylerin (yaptıkları işlerin) kötülükleri o gün karşılarına çıkmış ve alaya aldıkları azap onları çepeçevre kuşatmıştır.

49. İnsana bir zarar dokunduğu zaman, (başına bir sıkıntı gelince) bize yalvarır. Sonra kendisine tarafımızdan bir nimet verdiğimizde: "Bu bana bilgimden dolayı verilmiştir." der. Hayır! O bir imtihandır, fakat çokları bilmezler.

50. Onlardan öncekiler de bunu söylemişlerdi. Amma kazandıkları şeyler kendilerine hiçbir fayda sağlamadı.

51. Bunun için yaptıkları kötülüklerin vebâli onları yakaladı. Bunlardan da zulmedenlerin işledikleri kötülükler başlarına gelecektir. Bu hususta Allah'ı âciz bırakamazlar.

52. Bilmiyorlar mı ki Allah, rızkı dilediğine bol bol verir, dilediğine de kısar. Şüphesiz ki bunda iman etmiş bir kavim için âyetler (ibretler) vardır.

53. De ki: "Ey kendilerine kötülük edip haddi aşan kullarım! Allah'ın rahmetinden ümidinizi kesmeyin. Allah bütün günahları bağışlar. Çünkü O çok bağışlayan, çok merhamet edendir."

54. Rabbinize yönelin, size azap gelip çatmadan evvel O'na teslim olun. Sonra size yardım edilmez.

55. Siz farkında değilken ansızın başınıza azap gelmezden önce, Rabbinizden size indirilenin en güzeline uyun!

56. Ki, hiçbir kimse: "Allah'a karşı aşırı gitmemden dolayı bana yazıklar olsun! Gerçekten ben alay edenlerdendim!" demesin.

57. Veya: "Allah bana hidayet etseydi, elbette takvâ sahiplerinden olurdum." demesin.

58. Yahut da azabı gördüğü zaman: "Keşke benim için dönüş imkânı bulunsa da iyilerden olsam!" demesin.

59. Hayır! Sana âyetlerim gelmişti de sen onları yalanlamış, büyüklük taslayıp kâfirlerden olmuştun.

60. Kıyamet gününde, Allah hakkında yalan söyleyenlerin yüzlerini simsiyah kesilmiş görürsün. Büyüklük taslayanlar için cehennemde barınacak yer yok mudur?

61. Allah takvâ sahiplerini imanları (ve amelleri) sebebiyle kurtuluşa erdirir. Onlara hiçbir kötülük dokunmaz, onlar mahzun da olmazlar.

62. Allah her şeyin yaratıcısıdır ve O her şeye vekildir.

63. Göklerin ve yerin anahtarları O'nundur. Allah'ın âyetlerini inkâr edenler var ya, işte onlar hüsrana uğrayanlardır.

64. Resulüm! De ki: "Siz bana Allah'tan başkasına kulluk etmemi mi emrediyorsunuz ey cahiller?!"

65. Andolsun ki sana da senden öncekilere de şu vahyolunmuştur: Eğer Allah'a şirk koşarsan, amelin mutlaka boşa gider ve elbette hüsrana uğrayanlardan olursun.

66. Hayır! Yalnız Allah'a ibadet et ve şükredenlerden ol.

67. Onlar Allah'ı lâyıkıyla takdir edip bilemediler. Yer kıyamet günü O'nun avucundadır. Gökler ise sağ eliyle dürülmüştür. O, müşriklerin ortak koştukları şeylerden yüce ve münezzehtir.

68. Sur'a üflenince, Allah'ın diledikleri bir yana, göklerde olanlar yerde olanlar hepsi düşüp ölmüş olacaktır. Sonra bir daha üflenince, hemen ayağa kalkıp bakışır dururlar.

69. Mahşer yeri Rabbinin nuru ile aydınlanır. Kitap konulur. Peygamberler ve şâhitler getirilir. Sonra aralarında hak ve adaletle hükmolunur ve onlar aslâ haksızlığa uğratılmazlar.

70. Herkese yaptığının karşılığı tam olarak verilir. Çünkü Allah onların ne yaptıklarını en iyi bilendir.

71. İnkâr edenler bölük bölük cehenneme sürülürler. Oraya vardıklarında cehennem kapıları açılır. Bekçiler onlara: "Size içinizden Rabbinizin âyetlerini okuyan ve bu gününüzle yüzyüze geleceğinize dair sizi uyaran elçiler gelmedi mi?" derler. Onlar da: "Evet geldi, lâkin azap sözü kâfirler üzerine hak oldu." derler.

72. "Ebedî olarak içinde kalmak üzere girin cehennemin kapılarından! O kendini beğenmişlerin yerleşip kalacakları yer ne kötüdür!" denilir.

73. Rablerinden korkanlar da bölük bölük cennete götürülürler. Oraya geldiklerinde cennet kapıları açılır. Bekçiler onlara derler ki: "Selâm olsun size! Hoş geldiniz! Ebedî olarak içinde kalmak üzere buraya girin!"

74. Onlar da derler ki: "Bize verdiği sözü yerine getiren ve bizi cennete vâris kılan Allah'a hamdolsun. Cennette istediğimiz yerde oturuyoruz. (Allah için) çalışanların mükâfatı ne güzelmiş!"

75. Melekleri görürsün ki, Rablerini hamd ile tesbih ederek Arş'ın etrafını kuşatmışlardır. Artık aralarında adaletle hükmolunmuş ve: "Âlemlerin Rabbi olan Allah'a hamdolsun!" denilmiştir.

ZUMER SÛRESFNİN FAZİLETİ VE YARARLARI

Resûl-i ekrem, Zümer ve İsrâ sûrelerini okumadan uyumazdı. (Hazret-i Âişe-Tirmizî)

Bu sureyi okumanın fazileti hakkında Allah Resulü’nden (s.a.a) şöyle bir hadis-i şerif nakledilmiştir: Her kim Zümer suresini okursa, Allah onun ümidini kıyamet günü boşa çıkarmaz ve ona Allah’tan korkanların mükâfatını verir.

İmam Sadık’tan (a.s) şöyle bir rivayet nakledilmiştir: Her kim Zümer suresini gündüz veya gece okursa, kelimelerini kolayca ve sakince diline dökerse, Allah Teâlâ ona dünya ve ahret şerefi verir ve onu akrabası ve dünya malı olmaksızın aziz kılar, öyle ki onu gören herkes onu büyük sayar ve heybetine kapılır, cehennem ateşi ona haram kılınır.

El-Burhan tefsirinde, Zümer suresi hakkında birçok özellik zikredilmiştir onlardan bazıları şunlardır: Muhabbet ve dostluk oluşturur, ayakaltı ağrısını bertaraf eder.

Cerir (Radıyallahü Anh) dediki: Resulullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) Ashabdan bir topluluğa şöyle buyurdu ki: “Her kim Zümer suresinin son ayetlerini (67-75 ayetleri) okuduğunda (manasını düşünür ve Allah korkusundan) ağlarsa, cennet ona vacip olur.”

Sonra o ayetleri okudu. Bizden kimisi ağladı, kimisi de ağlamadı. Ağlamayanlar: “Ey Allah’ın Resulü! Biz ağlamaya gayret ettik, fakat ağlayamadık” deyince Resulullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: “O ayetleri bir daha okuyacağım, ağlamayanlar bu defa ağlamaya gayret etsin (hiç olmazsa, ağlar gibi yapsınlar).”

Halk içinde aziz ve muhterem olmak için okunur.

Her gün okuyan, Allah’ü Teala’nın sonsuz nimetlerine kavuşur.

Bu sureyi okuduktan sonra yapılan dua reddolunmaz.

İnsanları zalimlerin şerrinden kurtarmak için Zümer suresinin 68-69. ayetleri okunup dua edilmelidir.