Surelerin muhtevasını daha iyi anlayabilmek adına meallerinin yanında tefsirlerine de bakılması öneriliyor. Tefsirleri ile beraber de surenin hangi olay üzerine indiğini bilmek de önemli. Peki Zuhruf suresi hangi olay üzerine nazil olmuştur? Zuhruf suresi neden indirilmiştir? Zuhruf suresinin neden indirildiğine dair detaylı bilgiler haberimizde yer alıyor. İşte Zuhruf suresinin nüzul sebebi...
Kur’ân-ı kerîmin kırk üçüncü sûresi. Zuhrûf sûresi Mekke’de nâzil oldu (indi). Seksen dokuz âyet-i kerîmedir. Otuz beşinci âyet-i kerîmede geçen altın ve mücevher mânâsına gelen Zuhruf kelimesi sûreye isim olmuştur. Sûrede insanların rızıklarının farklı takdir edilmesinin ve milletlere ayrılmasının hikmetleri, inkarcıların cezâya çarptırılacağı, mü’minlere çeşitli nîmetler verileceği bildirilmektedir. (Râzî, Kurtubî)
ZUHRUF SURESİ NEDEN İNDİRİLMİŞTİR? “Onlar Rahmanın kulları olan melekleri de dişi saydılar…” ayetinin (19. ayet) nüzul sebeyle ilgili olara İbnu’l-Münzir’in Katadeden rivayetine göre Katade şöyle demiştir: Münafıklardan bazıları, Allah’ın cinlerle akrabalık kurduğunu, bu akrabalıktan da meleklerin olduğunu, ileri sürmüşler; yukarıdaki ayet de, onlar hakkında nazil olmuştur.
“Hayır! Sadece, biz babalarımızı bir din üzerinde bulduk…” ayetinin (22. ayet) nüzul sebebiyle ilgili olarak müfessir Mukatıl, bu ayetin, Ku-reyş’ten Velid b. Muğire, Ebu Süfyan, Ebu Cehil ve Rebia’nın iki oğlu Utbe ve Şeybe hakkında nazil olduğunu ifade etmiştir. Yani bunlar böyle söylediği gibi, öncekiler de böyle söylemiştir. Böylece ayet, Peygamber (s.a.)’i teselli etmektedir. [Vehbe Zuhayli, et-Tefsirü’l-Münir, Risale Yayınları: 13/112.]
“Bu Kur’an iki şehirden bir büyük adama indirilse olmaz mıydı?” ayetinin (31. ayet) nüzul sebebi Yunus suresinin ikinci ayetinde geçmiştir. Bu konuda İbni Cerir’in İbni Abbas’tan rivayeti şöyledir: ” Araplar şöyle dediler: Peygamber bir insan olacaksa, Muhammed’den başkası bu risalete = peygamberliğe daha lâyıktır.” Yani Muhammed’den daha şerefli olan “İki şehirden bir büyük adama indirilse olmaz mıydı?” demek istemişlerdir. Bu iki büyük adamla Mekke’den Velid b. Muğire, Taif ten Mesud b. Amr es-Sa-kafi’yi kastetmişlerdir. Allah da onları ret için: “Rabbinin rahmetini onlar mı paylaştırıyorlar?” ayetini indirmiştir.
İbnu’l – Münzir’in Katade’den rivayet ettiğine göre; Kureyş’in Reyha-nesi (fesleğen çiçeği) diye adlandırılan Velid b. Muğire şöyle diyordu: “Mu-hammed’in söylediği bu Kur’an hak ise, ya bana, ya da Ebu Mesud’a nazil olurdu.” bunun üzerine Allah Tealâ “Rabbinin rahmetini (peygamberliği) onlar mı paylaştırıyorlar?” buyurdu. [Vehbe Zuhayli, et-Tefsirü’l-Münir, Risale Yayınları: 13/122.]