SÜLEYMAN KARAKULLUK
Ziya Gökalp’ın mefkureleri, düşünce hayatı, idealleri, Türkçülüğü, İttihat ve Terakki harekatı içindeki rolü, sürgün hayatı detaylarıyla anlatılıyor.
Gökalp, sürgün hayatından çok muzdarip olmuştu. Bunu da şu cümleleriyle anlatıyordu: “Benim mâli yaşayışım pek â’lâdır fakat ayrılıktan dolayı manevi yaşayışım tabii ki iyi olamaz. Yuvasından alınıp da kafese konulmuş bir kuş, nasıl keyifli olabilir? İsterse kafes, altundan olsun. Kuş yuvasını ister, eşini yavrusunu ister. Bunları bulamayınca feryad eder. Ben de kanadı çekilmiş bir kuşum. Ben de hasretle feryad ediyorum. Elbet bir gün kanatlarım yeniden bitecek. O zaman kafes açılacak. Yuvama doğru uçup geleceğim.”
Gökalp’ın Avrupa hayranlığı
Prof. Göçgün’ün kitabında Ziya Gökalp’in Avrupa hayranlığını anlatan dizelerini görünce şaşkına döndüm. Gerçekten bu dizeleri ilk kez bu kitapta okudum: İşte o dizeler…
MEDENİYET
Avrupa bir akademi, âzâları milletler;
Her biri bir nurlu dehâ, çünkü ayrı harsı var.
Avrupa bir Dârül Fünûn, hocaları milletler;
Her birinin ihtisası, bir örneksiz dersi var.
Bu nurlardan biri sönse medeniyet boş kalır;
Derslerinden biri durur, bir kürsüsü boş kalır.
Evet gördünüz… Ziya Gökalp’in ne derece Avrupa hayranı olduğunu. Avrupa’yı bir “nurlu dehâ” olarak algılamış… Heyhat merhum Ziya… Eğer Avrupa nurlu dehâ olsaydı, dünya bu kadar “nursuzla” dolu olur muydu?
Gökalp ayrıca Osmanlı düzenini beğenmeyen biriydi. Sultan Abdülhamid karşıtıydı. Onun hakkında şöyle demişti:
"Ey Sultan, sen çekil hükümran biziz"
İşte Gökalp'in Abdülhamid hakkında yazdığı bir şiirden 4'lük.
"Abdülhamid gerçi Kızıl Sultan'dı,
Buna nispet, yine O bir insandı.
Çok masumlar fetvasına aldandı.
Kurtar bizi artık kara sultandan!
Milli Devlet anlayışını benimseyen Ziya Gökalp ilerleyen yıllarda, "Osmanlı-İslam Birliği" karşıtı yazıları ve görüşleriyle İttihat Terakki Hareketi'nin fikir babalarından olmuş biriydi.
Prof. Dr. Önder Göçgün, Ziya Gökalp’in sosyolojik ve felsefik görüşlerini ele almış. Ne var ki bana göre, gerçek bir Ziya Gökalp tahlili çıkmamış ortaya…
Sayın hocamız, ana fikri okuyucunun kendisine bırakmış…