Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci'nin konuşmalarından satır başları;
Son dönemde jeopolitik bir de Türkiye'ye özgü ekopolitik çok yoğun yaşandığı, sürecin hızlı işlediği dönemde finans piyasalarındaki hareketlilik çok daha spekülatif... İthalat, ihracat gibi dengelere pek itibar etmeyen haberlere dayalı fırsatların değerlendirildiği alan olarak görüyorum. Özel sektörün en az şekilde etkilenmesi amacı ile ne tepkiler alınabilir gibi Türkiye'nin elindeki varlıklar nelerdir, bunların hepsini değerlendirdiğimiz zaman Türkiye'nin bir problemi yok.
Erken seçim konuşulduktan sonra tüpten çıkan macun gibi, içeri girmesi mümkün olmayan bir şeydir.
KUR YÜZÜNDEN ENFLASYONDA İSTEDİĞİMİZ NOKTAYA GELEMEDİKu200b
Ekonominin diğer dengelerine de bakmak lazım. Türkiye 2016 son çeyreğinden itibaren ne yaptı? Artık ezberledik. G20 ülkeler arasında Türkiye bir numara oldu, ihracatını yaklaşık olarak 18-19 aydan beri mütamadiyen artırarak devam ediyor. Türkiye'nin büyümesi, istihdamı, işsizlik rakamlarını aşağı çektik. Türkiye geçen sene en önemli alanda turizmde çok büyük darbe yedi. Şimdiki rakamlara bakınca 40 milyonun üzerine çıkacağımız bir alan oldu.
Enflasyonda istediğimiz noktaya gelemedik. Sebebi de kur! 900 milyar dolarlık milli geliri olan Türkiye'nin, Avrupa'nın en büyük 5'nci ekonomisi olan Türkiye'nin bu hareketlerden zarar gördüğü kesindir ama ekonomik anlamda bir zamanlar Türkiye'nin yataklara düştüğü bir şeyi kimse beklemesin.
İRAN AMBARGOSU
ABD ülkelerinin ortak şekilde katıldıkları İran'a yapılan ambargoda Türkiye yatırımlarına ve ticaretlerine devam etti. İki kişi oturmuş imza atmış, anlaşmadan çekilirken bir temas olur. Bir taraf diyor ki "Ben çekiliyorum" o zaman bu anlaşma değildir.
Bunda endişe edilecek pek bir şey görmüyorum. Türkiye gibi diğer ülkelerin de ABD ile aynı fikirde olmadıklarını görüyoruz. Türkiye için bir fırsat bu. Ben İran ile ticaret yapmaya devam edeceğim. Türkiye olarak bizim tavrımız bellidir ve biz İran ne kadar güçlü olursa Türkiye o kadar güçlü olur. Birinin zayıf olduğu coğrafyada ötekine çökerler.
Ortadaoğu'daki silah faturalarına bakmak lazım. Bazı ülkelerin çok fazla silahlandığını görüyoruz. Şuan görüyoruz ki İran, Rusya'nın Suriye'deki dramın bitirilmesi ile alakalı ortak bir tavırda. Bu kadar çok silah alan ülkelerin de sipariş üzerine İran'a yaptırım ricacısı oldukları ihtimal dahilindedir.
İHRACATIN İTHALATI KARŞILAMASI
Bazı şeyleri zorlayarak konuşalım; istatistik rakamlarımızı açıklarken bazen tek bir bilgi, veri üzerinde konuşmakta zorlanıyoruz. Türkiye'nin cari açığı, ihracatı, ithalatı ne kadardır bunlarla ilgili muhtelif rakamlar var. Biri doğru, biri yanlış anlamında söylemiyorum. Türkiye'de ihracatımız 157 milyar dolardı. Türkiye'nin ihracatı 213 milyar dolar! 43-44 milyar dolar hizmet ihracatı var.
Türkiye'de yıllık yaklaşık olarak 22 milyar dolarlık iş hacmi olan serbest bölgelerimiz var. 213 milyar dolar Türkiye'nin ihracatı... Ekonomi Bakanlığı süresince 'gözetim' olarak uyguladığımız bir kurum vardır. Yurtdışında ithalatçı bunu getiriyor. diyor ki bu 2 lira, diyoruz ki 4 lira üzerinden KDV'sini ödeyeceksin. Bütün bunları bir de altın transferim var.
Yabancı para ile finansman ihtiyacı düşüyor aşağıya. 5.3 olarak görülen cari açığım aslında yüzde 4.2.
Bu manifestoda söyleden cari açıkla ilgili çok önemli adımlar attık. Türkiye'de üretilebilen ithalatın üzerine çok güçlü bir şekilde gitmek gibi...
Enflasyonla mücadelede zorluklarımızı iyi tanımamız lazım. Türkiye'de ortalama 31.7 yaşındayız. 31 yaşındaki bir insanın günlük yaşantısına bakacak olursak, tüketmek ister. 49 yaşındaki adamın da parası birikir. Dolayısıyla Türkiye gibi genç olan bir ülkede, tüketim isteği ve arzusu o derece iştahlı oluyor. Bizim arzı düşürmemiz enflasyonda mücadelede kalıcı bir çözüm değildir. Yöntemi talebi daraltıp piyasayı soğutmak değildir. Kalıcı yöntemi arzı artırmak, üretimi artırmaktır. Böylelikle büyümeyi tetiklersiniz.
Enflasyon içerisinde kur etkisi de var, bu kur meselesini de net bir şekilde halledeceğiz. Ama bu dönemler geçecek ve TL değeri ile ilgili olması gereken yere çok net bir şekilde gelecektir. Mayıs sonuna doğru yaklaştıkça tüm bunların hepsinin, buharlaşıp gideceğini göreceğiz.
YATIRIM VE TEŞVİK PAKETLERİ
Yapılan paketlerle ilgili hiçbir şey seçimlerle ilgili değildir. Emeklilik ile ilgili olan da herkesin uzun zamandır talep ettiği şeylerdi. Attığımız adımlar isabetli adımlar. Diğerlerine oyun alanı bırakmadığımız adımlardır. Diğer taraftan şöyle bakalım, Cumhurbaşkanımızın manifestosuna bakıp bir de onların söylediklerine bakalım.
Bu yeni sistem, spekülatif hareketlere en az geçit veren sözlerdir. Yeni sistemin en önemli özelliği mevzu bahis vatansa gerisi teferruattır diyenlerin bir araya geldiğidir.
Proje Bazlı Yatırım Teşvik Sistemi, yatırımcı ile her şeyi konuşabildiği, her şeyi pazarlık edebildiği... Biz buradaki yönetim ile beraber yatırımları Türkiye'ye kazandırdık. Bakanlar Kurulu kararı ile yapıyoruz bunları. Bu yetki, yaşayan bir yetki. Devamlı olan bir yetki. Bu yetki olduğu gibi devam edecek. Sürekliliği olacak. Haftada 3-4 firma ile yatırımları konuşuyoruz. Hepsini gözden geçirip, 7 ayrı alanda bizim istediğimiz tutarlarda oturup görüşüyoruz. Bunların içinde çok önemli görüşmelerimiz var, devam edecek. İkincisi, üçüncüsü... Yazın sonuna doğru bir paket daha yılın sonuna doğru bir paket dah yapıp toplam 3 paketle taçlandıracağız.
TESLA'NIN TÜRKİYE PAZARI AÇIKLAMASI
Elon Musk'ın açıklaması sadece satış anlamında.
BÜYÜME TAHMİNİ
Yılın ilk çeyrek büyümemiz 10-11 Haziran gibi açıklanacak. Hep beraber göreceğiz. Türkiye'nin büyümesi ile ilgili 7-8 kuruluş ortalaması yüzde 3'ün altındaydı. Yıl boyunca 3-4 defa revize ettiler. İhracatımız ile ilgili tahminlerimizi birebir tutturduk. Anket yöntemi ile ihracatçılarımıza soruyoruz, hesaplıyoruz. Bu sene ile ilgili de çok net sözler söyledik. Üçüncü çeyrek büyümemiz yüzde 7'nin üzerinde olacak. Yüzde 7.3 civarında diyoruz. Yüzde 6+ üzerinde görüyoruz. Bunun en çok sevindirici alanı diyeceğimiz de özel sektör yatırımları ile... 2018 yılı birinci çeyrek net bir tahmin söyleyebiliyorum ama yıl sonunda yüzde 6+ üzerinde büyümemiz olacak.