Zalimlerden merhamet dilenmek

Ramazan ayında Müslümanlar oruç tutarlarken, İsrail tüm İslam alemiyle alay edercesine Gazze'ye bombalar yağdırıldı. İsrail; istediği zaman istediği kadar Müslüman öldürmekten çekinmiyor. Zira İslam aleminin dağınıklığı ona bu cesareti veriyor.

Abdulkadir İkbal

Peki bütün bunları karşı kimlerden yardım ve medet bekliyoruz. Modern bir çağda yaşasak bile bütün dünyanın gözleri önünde vahşi, zalim ve aynı zamanda Müslümanların can damarını koparmak için çalışmalar yapan Birleşmiş Milletler denilen Haydut bir örgüte müracaat edip onlardan adalet beklemek kadar büyük bir gaflet ve zillet olduğunu hala anlamadık mı ?

Çünkü onlar İslam alemi nin çöküşü için ellerinden gelen her türlü melaneti yapmaktan bir an bile geri durmuyorlar. Aldıkları kararlar ve uygulamaları onların mahiyetini açıkça ortaya koyuyor. Beş daimi üyenin hiç biri Müslüman bir ülke değil. Birisinin veto hakkını kullanması bütün devletlerin kullandıkları oyları adeta çöpe atıyor.

Avrupa Birliği denilen ikinci bir bela daha var, onlarda Birleşmiş Milletlerin değişik bir kopyası.Geriye kaldı güya İslam birliği teşkilatı. Onun başında da bir zamanlar şimdiki Reisi cumhur adayı Ekmeleddin İhsanoğlu vardı ve bu teşkilat sıradan bir dernekten hiçbir zaman farklı olmadı. Müslümanların derdine merhem olacak çalışmalar yapılmadı. Günümüzde İslam coğrafyası neden tam bir kan gölü. Bu sorunun cevabı çok basittir İslam aleminin içine düştüğü ihtilaflardır. Gerek Irk anlayışını ön plana çıkaranlar ve gerekse mezhepleri din yerine koyarak Müslümanların birbirini boğazlamasına fetva verenler, İslam düşmanlarının işini kolaylaştırmıştır.

İslam ülkelerinin başında bulunanların bir kısmı Amerika, Rusya, Çin, İngiliz, Fransız veya başka ülkelerin peşine takılmış. Bu tablodan istikametli bir şey çıkar mı sorusuna kim net bir cevap verebilir. Aslında Gazze bombalanmıyor. İttihat etmeyen birbirine kin ve düşmanlıkla bakan, yeri geldiğinde birbirlerini gavurlara peşkeş çekerek ihanet edip satan ilkesiz , aldanmış ve aldatılmaya müsait ferasetsiz bazı idareciler Müslümanların derdine çare olur mu?

Kendimi bildim bileli mitinler yaparız. Urfa' da da bir çok mitinglerin tertiplenmesine öncülük ettim ve konuşmacı olarak katıldım. Kahrolsun İsrail, Amerika, İngiliz, Fransa ve Danimarka başta olmak üzere Rusyayı 'da hep lanetledik. Bayrakları yakıldı. Ülkenin her yerinde bu tür eylemler yapıldı. Sonuç değişti mi?

Müslümanlara zulmedenlerin durdurulması için ciddi ve kalıcı kararları halk değil siyasiler alır. Çünkü onların kararı bir devletin istikamet ve siyasetini belirler.

Amerikan askerleri Türkiye üzerinden Irak'a giderken siyasi karar alındı. Buyurun Irakta istediğiniz kadar Müslüman öldürebilirsiniz anlamındaydı bu. Yüzlerce km. lik yol güzergahında sadece bazı Urfalılar, tepki koyarak Amerikan askerlerine taş atmışlardı. İşin en acı tarafı Müslüman bir halkı öldürmeye giden Amerikan askerlerine maddi menfaat karşılığında yer vermek için teklifte bulunan bir çok ahlaksız ve ilkesiz insanlar da vardı.

Bu gün gavurların işi çok kolay hale gelmiş. Çünkü İslam alemi kendi içinde fokurdayan ve çarpışmanın vahametini ortaya koyar. Amerika'nın bu gün ülkemizde otuz dan fazla üs ve tesisi var. Bunların hiç birini koz olarak kullanmıyoruz. İsrail'e şartsız olarak en büyük desteği veren Amerika durdurulmasa, İsrail'i durduramazsınız.

İsrail'e karşı siyasetimizin doğru olup olmadığını bir daha gözden geçirmek gerekiyor. Mavi Marmara olayı sebebiyle ne onların özür dilemesini ve nede onların para pul mukabilinde tazminat ödemesini asla kabul etmemeliyiz. Mavi Marmara gemisinde bulunan on insanımızın ölümüne, bir çoklarının görülmedik hakaretlere maruz kalmasına ve bu geminin üç ay gibi uzun bir süre İsrail tarafından alıkonulmasının bedeli bütün bunlar değildir. İsrail'le yapılan tüm antlaşmaları askıya almak ve bu antlaşmaları derhal feshederek İsrail'in suratına diplomatik bir şamar vurmak gerekiyor.

İslam alem-i bu asırda olduğu kadar hiçbir zaman zillete düşmedi. Kur'anı Kerim Hıristiyan ve Yahudileri dost edinmeyin mesajını verirken, Müslümanların kutsal beldesi olan Ka'benin hizmetkarı olduğunu iddia eden işe yaramaz krallar ve onun gibileri bu ümmetin başında oldukları müddetçe halimiz bundan farklı olmayacaktır.

Problem İslam'da değil, Müslümanlardadır. Çünkü İslam'ın emrettiği ve başarıya gidecek harika düsturlar bir kenara bırakılmıştır.

Bundan dört yıl evvel komşularımızla iyi ilişkilerimiz vardı. İsrail bundan çok rahatsız olmuştu. Hatta Türkiye'ye Mescid_i Aksaya zarar vermediğini göstermek için Türkiye'den mühendisler gelip kontrol etmesini talep ediyordu. Komşularımızla birliğimiz bir güç meydana getirmiş ve İslam düşmanlarının gözünü korkutmuştu. Ne zaman aramızda tefrika başladı İsrail rahatladı. İsrail'in ve başkalarının İslam alemine yaptığı zulümlere misliyle karşılık verilmediği sürece İslam aleminin hali hep perişan olacaktır.

İstediğimiz kadar ellerimizi açıp dua edelim. Elbette duanın azim bir tesiri var. Ancak yapılan dualara cevap dünyada mı, yoksa ahi rette mi verilecek onu ancak Allah bilir. Fiili dua İsrail'in anladığı dilden karşılık verilseydi, o zaman bu fiili duanın ne kadar etkili olacağı görülecekti. Çünkü her iki duayı birlikte yapmak İlahi bir emirdir.

İsrail Filistin'i acımasızca bombalıyor, bizler de hep ağlıyoruz. Silelim şu gözyaşlarımızı, bizler de onları ağlatacak işler yapmalıyız Risk almadan Müslümanların gözyaşlarını asla silemeyiz.

KUTUUUUUUUUUU

* Amerika'nın bu gün ülkemizde otuz dan fazla üs ve tesisi var. Bunların hiç birini koz olarak kullanmıyoruz. İsrail'e şartsız olarak en büyük desteği veren Amerika durdurulmasa, İsrail'i durduramazsınız.

* İslam coğrafyası neden tam bir kan gölü? Bu sorunun cevabı, İslam aleminin içine düştüğü ihtilaflardır. Kur'anı Kerim Hıristiyan ve Yahudileri dost edinmeyin mesajını verirken Kabe'nin hizmetkarı olduğunu iddia eden işe yaramaz krallar ve onun gibileri bu ümmetin başında oldukları müddetçe halimiz değişmeyecektir.