Türkiye'nin S-400 füzelerinin İncirlik üssüne yerleştirilmesi karşılığında F-35 programına geri döneceği iddiaları, Yunan medyasında gündeme gelmesiyle birlikte "Türkiye'ye tuzak mı kuruluyor?" sorusunu akıllara getirdi. Yunan Kathimerini Gazetesi'nde yer alan bu iddiaların bir algı operasyonu olduğu vurgulandı.
Amerikan Girişimcilik Enstitüsü üyesi ve eski Pentagon yetkilisi Michael Rubin'in açıklamaları ise dikkat çekti. 15 Temmuz hain darbe girişimini ve FETÖ elebaşını destekleyen isimlerden Rubin’in, Kathimerini’ye yaptığı açıklamalar, kafalarda soru işaretleri oluşturdu. İki önemli isim, bu durumla ilgili kritik uyarılarda bulundu.
'Rubin varsa FETÖ var demektir'Haberglobal'in haberine göre; konuyla ilgili konuşan Emekli Hava Tümgeneral Beyazıt Karataş, S-400 ve F-35 konusunu bağdaştırıp gündeme getirenlerin algı operasyonu peşinde olduğunu belirtirken, "Michael Rubin, benzer senaryoları daha önce de yazmıştı. Rubin varsa FETÖ var demektir. Türkiye'yi baskı altına almak isteyen Amerikancı gruplar, medya üzerinden algı operasyonlarına devam ediyor. Türkiye'nin S-400'leri İncirlik'e teslim etmesi veya başka bir ülkeye satışı söz konusu değil" dedi.
Türkiye'ye yönelik uygulanan savaş uçağı yaptırımlarının S-400 hava savunma sistemleri ile ilgilisi olmadığını da belirten Karataş, "F-35 ekonomik olarak çok pahalı, teknik olarak faaliyet oranı düşük bir uçak. F-35 uçan bir bilgisayardır. Uçuşa başlarken, sisteme girebilmek için kullanıcı adı, şifre veya parola kullanılmaktadır. Her sortide şifre ABD'den gelmek zorunda. Yani F-35'i uçurmanız için her defasında üretici firmadan şifre beklemek zorundasınız. Tedarikçi ülkelerin birçok şikayeti söz konusu. F-35'ler siber işlem ve saldırıya da açıktır. ABD'de istediği anda nerede olursa olsun F-35'lere müdahale edebilir."
Türkiye'ye yönelik uygulanan savaş uçağı yaptırımlarının S-400 hava savunma sistemleri ile ilgilisi olmadığını da belirten Karataş, "F-35 ekonomik olarak çok pahalı, teknik olarak faaliyet oranı düşük bir uçak. F-35 uçan bir bilgisayardır. Uçuşa başlarken, sisteme girebilmek için kullanıcı adı, şifre veya parola kullanılmaktadır. Her sortide şifre ABD'den gelmek zorunda. Yani F-35'i uçurmanız için her defasında üretici firmadan şifre beklemek zorundasınız. Tedarikçi ülkelerin birçok şikayeti söz konusu. F-35'ler siber işlem ve saldırıya da açıktır. ABD'de istediği anda nerede olursa olsun F-35'lere müdahale edebilir."
'300 uçaklık kuvvet için önümüzde 15 yıllık bir süre var'ABD'nin, Türkiye'nin önüne çıkardığı engellere karşı Milli uçak projelerimizin devam ettiğini söyleyen Karataş, "ancak tamamı yerli ve milli uçaklardan oluşacak 300 uçaklık kuvvet için önümüzde 15 yıllık bir süre var. 2032'den itibaren kendi motorumuzu yapmayı planlıyoruz. Hava Kuvvetleri beka meselesidir. Yerli uçaklarımız envantere girene kadar 40-50 adet ilave savaş uçağına ihtiyaç var. ABD'ye bağımlı olmak yerine Milli ve yerli muharip uçaklarımızı geliştirelim." ifadelerini kullandı.
'F35’lerle göçmen kuşlara eskortluk mu yapacağız?'Başkent Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü'nden Prof. Dr. Hasan Ünal da, ortaya atılan iddialara ilişkin yaptığı değerlendirmede, "Kathimerini, S-400’lerin İncirlik’te ABD kontrolünde tutulmasına karşılık TR’nin F-35 programına dönmesi ile ilgili uzlaşmaya çok yaklaşıldığını yazıyor. İsrail’in çağrı cihazlarını patlattığı bir dönemde F35’lerle göçmen kuşlara eskortluk mu yapacağız? Bu uçakları ve S-400’leri kullanacağımız ilk hedefler Yunanistan, Rumlar olduğuna göre ne yapıyoruz? Bırakın İsrail’in yapım sürecine sızarak uçakları istediği anda kullanılamaz hale getirme ihtimalini, normalde bu uçaklar bizi zaten ABD’ye bağımlı hale getirmiyor mu?" ifadelerini kullandı.
F-35'lerin sadece yüzde 29’unun tam uçabilir olduğunu da sözlerine ekleyen Prof. Dr. Ünal, "Kongre başta olmak üzere Amerika’da ciddi tartışmalara sebep olurken ve İngiltere gibi ülkeler bunların önemli bir kısmını adeta hurdalığa çıkarırken inşallah böyle bir yanlış yapmayız" diye konuştu.
Kaynak:Haber7