Yıldıray Oğur yazdı: HSYK seçimlerini anlama klavuzu

Türkiye gazetesi yazarı Yıldıray Oğur, yaklaşan HSYK seçimleri öncesinde Cemaat'in Yargıtay üzerinden seçtiği 3 üyeyi hangi dolaplar çevirerek belirlediğini deşifre etti
Türkiye'nin yoğun gündeminin ön sıralarında 12 Ekim'de yapılacak olan HSYK seçimleri var. 17 Aralık'ın ardından devletin birçok kademesinden temizlenen Cemaat mensupları son kale olarak yargıda direniyor. Yaklaşan HSYK seçimleri öncesi Cemaat, kendi hakim ve savcılarını HYSK üyeliğine seçtirmek için elinden geleni yapıyor.
CEMAAT'İN HSYK İÇİN ÇEVİRDİĞİ DOLAPLARI YAZDI
Son olarak Yargıtay'ın HSYK üyeliği için seçtiği 3 isim de Cemaat'e yakınlığıyla biliniyor. Türkiye yazarı Yıldıray Oğur Cemaat'in HSYK seçimleri öncesi hangi dolapları çevirdiğini deşifre eden bir yazı yazdı. İşte Oğur'un o yazısı:
HSYK'YA KİM NE KADAR ÜYE SEÇECEK
12 Ekim'de yapılacak HSYK seçimlerinin Yargıtay ayağı bitti. Ama önce Yargıtay ayağının ne demek olduğuna bakalım. Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun üye sayısı 2010 referandumundan sonra 7'den 22'ye çıkarılmıştı. Adalet Bakanı ve Adalet Bakanlığı Müsteşarı kurulun iki tabii üyesi. Bunun dışında 12 Ekim'de ilk dereceli adli hakim ve savcılar 7, ilk dereceli idari hakim ve savcılar ise 3 üye seçecekler. Geri kalan üyelerin 4'ünü Cumhurbaşkanı akademisyenler ve avukatlar arasından atayacak. Kalanlardan 1'ini Türkiye Adalet Akademisi, 2'sini Danıştay ve 3'ünü de Yargıtay seçecek. Yargıtay bu üç üyeyi seçti işte.
"YARGITAY'DA CEMAAT KAZANDI"
Bütün siteler de sonucu: "Yargıtay'da cemaat kazandı" diye verdi. Herkes açık oynuyor artık. O yüzden açık açık yazalım.
YARGITAY'IN İMAMI MUSTAFA KEMAL ÖZÇELİK Mİ?
En çok oy alan 20. Hukuk Dairesi Üyesi Yakup Ata da sosyal demokrat kimlikli ama cemaate yakın bir isim. HSYK seçimlerini en iyi takip eden gazetecilerin başında gelen Elif Çakır'ın yazdığı gibi; kripto cemaatçi. En çok ikinci oyu alan 18. Hukuk Dairesi Başkanı Mustafa Kemal Özçelik'in ise eski Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin'in kapalı bir zarf içinde Yargıtay'a bildirdiği Yargıtay İmamı olduğu yolunda rivayet çok. Üçüncü sıradan seçilen 7. Ceza Dairesi Üyesi Kerim Tosun da 2011'in başında Yargıtay'a yeni HSYK'nın seçtiği 160 üyeden biri.
Buraya geleceğiz. Esas dananın kuyruğu orada kopuyor çünkü Böylece HSYK'da ilk sonuç 22 üyenin 2'si bakan ve müsteşar olduğu düşünülürse 3'e iki cemaat lehine.
YARGITAY'DA 4 YILDA NE OLDU?
Yargıtay'daki seçimin en ilginç sonucu ise 2010 referandumundan sonra yapılan seçimde Yargıtay'dan ilk sırada seçilen HSYK üyesi Zeynep Nilgün Hacımahmutoğlu'nun 13 adayın yarıştığı bu seçimde ancak 9'uncu olup seçilememesi. Üç yedek üye arasına bile girememesi. Peki bu dört yılda Yargıtay'da ne oldu böyle? Hikaye, 2011 yılının ilk günlerinde başlıyor.
HİZBULLAH KARARININ ZAMANLAMASI..
Yargıtay 9. Ceza Dairesi'nin 17 Hizbullahçı için tutukluluk süreleri 10 yılı aştığı için tahliye kararı vermesiyle. Domuz bağı görüntüleriyle hatırlanan Hizbullahçıların serbest kalmasına haklı olarak büyük tepki oldu. Hükümet topa tutuldu. Hizbullahçılar alkışlarla dışarı çıktı. Pek çok yöneticisi de hemen yurt dışına kaçtı. Yargıtay tahliye kararını 10 yıllık sürenin dolduğu gün vermişti. Bu acele "Yargıtay Hükümete gol mü attı" diye yorumlanmış, hükümetle yüksek yargı arasında tartışmalar yeniden başlamıştı. Karar yüksek yargının ağır iş gücüne, yetersizliklerine bağlandı. Ve Adalet Bakanlığı bürokratları o aşamada devreye girdiler. Yargıtay ve Danıştay'a yeni daireler kurulması fikriyle. Bakanlık hemen bu konuda bir çalışma yaptı, hükümet buna evet dedi ve kanun Meclis'ten hızla geçirildi. Yargıtay üye sayısı 250'den 387'ye, Danıştay üyesi sayısı da 95'ten 156'ya çıkarıldı. Yani iki kurumun yapısı tümüyle değişmiş oldu. Yeni üyeleri kim atadı peki?
KURUMUN YAPISI DEĞİŞMEK ZORUNDA KALDI
Boş ve yeni üyeliklere atamaları Şubat 2011'de HSYK Genel Kurulu yaptı. 2010 referandumuyla yeniden oluşmuş HSYK Yargıtay'a 160, Danıştay'a 51 yeni üye seçti. Bu üyelerin bir ortak özelliği dikkat çekiyordu. Yargıtay'a seçilen 160 üye 40 yaşlarındaki isimlerden seçilmişti. Yani emekliliklerine kadar 25 yıl daha Yargıtay'da görev yapmalarının önü açılmıştı. Bu yeni üyeleri seçen HSYK Genel Kurulu'nun üyelerinden biri de dün dört yıl sonra Yargıtay'dan HSYK'ya seçilemeyen Zeynep Nilgün Hacımahmutoğlu'ydu.
"CEMAAT KADROLARINA DİKKAT" UYARISI
Hacımahmutoğlu'nun bu seçimler sırasında bakanlığı ''cemaat kadrolaşmasına dikkat'' diye uyardığı yargı çevrelerinde konuşuluyor. Ama hükümetin 2010 referandumundan sonra, önce HSYK seçimleri, ardından da Yargıtay'da gol yemesini onun uyarıları da engelleyemedi.
"ALEVİYİM" DİYE YARGIYA SIZAN CEMAATÇİLER
Yine de haksızlık etmemek gerek. Yargı'daki bu büyük aklın ilk gol attığı da AK Parti iktidarı değil. SHP'li Mehmet Moğultay döneminde bile Alevi hakim ve savcı kılığında bakanlığa girmiş cemaatçiler olduğu yargıyı iyi bilen isimler tarafından örneklerle anlatılıyor.
CEMAAT AK PARTİ'DEN ÖNCE YARGIYA YERLEŞTİ
Yine bakanlığı iyi bilen isimler, AKP'den önce Adalet Bakanlığı'nda cemaat kadrolarının en çok yerleştiği dönemin Hikmet Sami Türk'ün bakanlık yaptığı dönem olduğunu söylüyorlar. Bugün artık açıktan cemaat safında yer alan 2007-2012 arası dönemin hızlı özel yetkili savcı ve hakimlerini o özel yetkili koltuklara kim atamıştı peki? Ya da şöyle soralım; 2005'te DGM'ler yerine kurulan Özel Yetkili Mahkemelere Savcı ve Hakim atamaları kararnamesi kimin eseriydi peki? Yetenekli Adalet Bakanlığı bürokratı İbrahim Okur'un.
KEMALİST BAŞKANDAN ATAMASI İSTENEN 10 İSİM
Bir Adalet Bakanlığı bürokratı, Okur'un yüzlerce isimli listeleri hazırlayıp dönemin Kemalist HSYK Başkanı Kadir Özbek'e götürdüğünü ondan da atamasını istediği 10 isim aldığını böylece onun da gönlünü kazanmasını bildiğini anlatıyor.
"HALA YARSAV VE CEMAAT'TEN AYRI LİSTE" DİYORLAR
12 Ekim'deki seçimde yeniden HSYK üyeliği için aday olan Okur'un yargı bürokrasisi tarihinde gelmiş geçmiş en yetenekli bürokrat olduğuna şüphe yok. Hala YARSAV ve cemaatten ayrı ayrı listelermiş gibi bahseden Hürriyet yazarları "kullanışlı aptallığa" devam edebilir.
CEMAAT'İN YARGIDA 20 YILLIK PROJESİ
Yargıtay'daki seçim sonucu sürpriz değil. Yargıtay'da en az 4 yıllık bir emeğin, yargıda ise en az 20 yıllık bir mühendislik projesinin sonucu. Her şey bitmiş sayılmaz. Daha 17 koltuk varu2026