Yeşil Yol'da 16 Ağaç yaygarası

Taksim'de CHP Büyükşehir Meclis grubunun da onayından kesilen 13 Ağacın için ortalığı velveleye verenlerin şimdi de aynı oyunu Doğu Karadeniz'de sergilemeye çalıştığı ortaya çıktı. Orman ve su işleri Bakanı Veysel Eroğlu, Yeşil yol için şu ana kadar tek bir ağacın kesilmediğini yol güzergahı üzerinde bulunan sadece 16 ağaç için kendilerinden kesim izni istendiğini açıkladı.

İSMAİL ZELVİ

Orman ve Su işleri Bakanı Veysil Eroğlu, Bakanlığı'nın çalışmalarıyla ilgili gazetemiz Milat'a önemli açıklamalarda bulundu.

Bakan Eroğlu, "Toplam uzunluğu 2400 km olan yeşil yol için bu güne kadar Orman arazisinde tek bir ağacın kesilmediğine dikkat çekerek, bize sadece 16 ağaç için müracaatta bulunuldu. 16 ağaç yerine yüzbinlerce ağaç dikiyoruz. Gezi olaylarında yerleri değiştirilen 13 ağaç için eylem yapanları, ağaç dikme kampanyalarına davet ettik. Tek bir tanesi bir tane ağaç dikmek için gelmedi. Bunların amacı ağaç falan değil. Bunlar Türkiye'nin kalkınmasına, engel olmak istiyorlar." Dedi.

TÜRKİYE İLKLERE İMZA ATIYOR.

Türkiye'nin çölleşme konusunda dünyaya örnek olacak çalışmalar yaptığına dikkat çeken Bakan Eroğlu, "Birleşmiş Milletler Çölleşme ile Mücadele Sözleşmesi (UNCCD) 12. Taraflar Konferansı (COP 12) 12-23 Ekim 2015 tarihleri arasında Ankara'da gerçekleştirilecektir. Birleşmiş Milletler Çölleşme ile Mücadele Sözleşmesinin 12. Taraflar Konferansı (UNCCD COP12) akabinde COP 12'nin dönem başkanlığı iki yıl süre ile Türkiye tarafından yürütülecektir. Bu süre zarfında UNCCD 2008-2018 yıllarını kapsayan UNCCD 10 Yıllık Strateji Belgesi'ni yenileyecek. UNCCD'nin yeni stratejisi Türkiye'nin COP Başkanlığı döneminde yenilenmiş olacaktır." Şeklinde konuştu

Eroğlu, Ülkemiz, tarihinde ilk kez bir Birleşmiş Milletler sözleşmesinin taraflar konferansına ev sahipliği yapacağını, Söz konusu Konferansa 195 farklı ülke, uluslararası kuruluşlar, sivil toplum örgütleri ve özel sektörden toplam yaklaşık 8.000 kişinin iştirak etmesi beklendiğini vurguladı. .

YEŞİL YOL

Eroğlu, kamuoyunda çevre düşmanı olarak gösterilen Yeşil Yol pojesiyle ilgili olarak da, "Yeşil Yol, tabiatı tahrip etmeden orada turizmi canlandıracak olan muhteşem bir projedir. Yeşil Yol, Karadeniz'deki yaylaları birleştirmek maksadıyla yapılıyor ve kısa adıyla DOKAP olan Doğu Karadeniz Kalkınma Projesi'nin bir parçasıdır. DOKAP kalkınma projesi elzemdir, geç bile kalmıştır. Bölgede doğa turizmi, dağ turizmi gelişiyor ancak buralara ulaşacak yol yok. Oraya medeniyet gitmeyecek mi? Turist gelmesin mi, kalkınma olmasın mı? Maksadımız yayla turizmini artırıp oraya gelir temin etmek.

Yatırıma karar vermek için heyetler, bakanlıklar, bütün kurumlar teker teker bakıyor. Faydası azami, zararı asgari olan bir yol seçiliyor. Biz her yerde yol açıyoruz, yolsuz medeniyet olmaz. Çevreyi tahrip etmemesi için gereken tedbirleri aldık. Yolun % 85'i ormanın dışında ve şimdiye kadar kesilen bir ağaç da yok. Ayrıca dikilen her ağacın yerine 5-10 kat fazlası fidan dikeriz.

AĞAÇLANDIRMADA DÜNYA REKORU

Bakan Eroğlu'nun verdiği bilgiye göre, Türkiye ağaçlandırma alanında bir dünya rekoruna imza attı.

2003u20132014 yılları arasında 4 milyon 201 bin hektar alanda ağaçlandırma, erozyon kontrolü, rehabilitasyon ve mera ıslahı çalışması yapıldı. Toplam 3 milyar 250 milyon adet fidan toprakla buluşturuldu. Ayrıca;

37.986 adet okul bahçesi,

1.383 adet sağlık ocağı ve hastane bahçesi

16.357 adet ibadethane ve mezarlık,

15.479 km yol kenarı ağaçlandırılmıştır.

136 milyon adet fidan halkımıza dağıtılmıştır.

2015 yılında da 250 milyon fidan toprakla buluşturulacak. Yılsonu itibariyle de son 13 yılda toprakla buluşturulan fidan miktarı 3,5 milyara ulaşmış olacak.

2015 yılında ilk 6 aylık dönemde;

180.000 dekar ağaçlandırma,

21.000 dekar endüstriyel ağaçlandırma,

230.000 dekar rehabilitasyon,

3.710 dekar rehabilitasyon çalışması gerçekleştirilmiştir.

8.500 dekar özel ağaçlandırma yapılmıştır.

1992-2002 yılları arasında yılda ortalama 75.000 hektar alanda ağaçlandırma çalışması yapılırken, bu rakamı yaklaşık 6,5 katına çıkartarak 500 bin hektar alanda ağaçlandırma çalışması yapıyoruz.

2002 yılında 20,8 milyon hektar olan orman varlığımızı 21,7 milyon hektara ulaştırdık. Böylece son 12 yılda orman varlığımız 975 bin hektar yani 9 milyon 750 bin dekar artmış oldu.

Vatandaşlarımızın şehir içinde nefes almalarına imkan sağlamak üzere 2003 yılından günümüze 131 adet şehir ormanı ile 1.310 adet mesire yeri kurduk.

Daha yeşil üniversiteler için; 5 milyon üniversite öğrencisi adına 5 milyon adet fidan dikilmiştir.

CUDİ DAĞI YANGINI

Geçtiğimiz hafta Terör örgütü yandaşların Cudi Dağı'nda çıkan yangınla ilgili dezenformasyona geçtiklerini hatırlatan Eroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü, "

Ülkemizdeki hiçbir yangına geç müdahale sözkonusu değildir. Orman yangınlarına müdahale konusunda aynı kuşakta yer aldığımız Akdeniz ülkeleri arasında en başarılı ülke Türkiye'dir. Dünyada ilk defa teşkilatımızca yangın söndürme süresini kısaltmak için ülke genelinde 2.822 adet havuz ve gölet inşa edilmiş, eğitim için Antalya ve İzmir'de bölgenin en büyük ve ileri eğitim merkezleri hayata geçirilmiştir. Yapılan çalışmalar neticesinde ülkemizde 2003 yılında 40 dakika olan yangına ilk müdahale süresi 2014 yılında 16 dakikaya indirilmiştir.

Ballıkaya köyü yakınlarında 22.07.2015 tarihinde saat 13.00'de çıkan orman yangınına da Şırnak Orman İşletme Müdürlüğü Cizre Orman İşletme Şefliği tarafından gerekli ve yeterli bir kuvvet ile müdahale edilmiştir. 23.07.2015 tarih saat 10.10'da yangın kontrol altına alınmıştır. Yangın 23.07.2015 tarihinde saat 11.30'da söndürülmüştür.

PKK'NIN BARAJLARA NEDEN KARŞI?

Eroğlu, barajlara karşı olmanın, Türkiye ve kürt sevgisiyle ilgisi olmadığını vurgulayarak, "PKK Türkiye'yi bölmek için markist bir örgüt olarak başladı. ASALA'nın kendi tabanı yoktu, onun yerine PKK kuruldu. Bu aslında batının şark meselesi adıyla başlattığı oyunun bir parçasıdır. Terör örgütü bölgenin kalkınmasını ve oradaki vatandaşın kalkınmasını istemiyor. PKK Türklerin de Kürtlerin de düşmanıdır. Çünkü o bölgeye biz yatırım yapıyoruz. Ama maalesef örgüt önlüyor, orada yatırım yapmamızı engelliyor. Ayak basmadığım yer yok. İşim hep dağlarda, ovalarda, derelerde. Her tarafta talep vardı. Güneydoğu'da içme suyu yoktu, biz getirdik. Bizden önce Şırnak, Mardin'de bizden önce su yoktu. Elbette hizmet yapacağız orada bizim kardeşlerimiz yaşıyor." Dedi.

SÖZ VE KARAR MİLLETİNDİR

Türkiye'de muhalefet anlayışının değişmesi gerektiğine vurgu yapan Eroğlu, "

Biz milletin söylediği mesajı aldık. Neticede yüzde 41 oy aldık. Büyük oran aslında. Demokrasi tarihimizde alınan yüksek oylardan birisi. Ama millet bizi tek başına iktidar yapmadı. Az bir açık var. Dolayısıyla biz de milletin bu mesajını aldık. Millet diyor ki 'uzlaşın, koalisyon kurun' diyor. Türkiye'nin menfaatleri parti menfaatlerinin üstündedir. Biz biran önce hükümetin kurulmasını arzu ediyoruz. Onun için Başbakanımız Sayın Ahmet Davutoğlu çok uzlaşmacı bir tavır içinde. Seçimler bitmiştir, kucaklaşma zamanıdır. Biz birinci turda bütün partileri ziyaret ettik. Yeni bir dönem başladı. Ben diyalogların devam etmesinden yanayım. Türkiye'de aslında muhalefetin şunu yapması lazım. Muhalefet her şeyi tenkit ediyor. Bu yanlıştır. Yaptığımız güzel işleri de takdir etmesi lazım. Eksikler varsa, 'şunu yapsaydınız daha iyi olurdu' dese. Bütün dünyada muhalefetin yaptığı budur. Daha büyük, daha güçlü bir Türkiye için fedakarlık yapacağız, uzlaşmak için şeffaf ve samimi şekilde sonuna kadar gayret edeceğiz olmadığı takdirde hakem Aziz Milletimizdir. Söz de karar da milletindir.