KOSGEB desteği ile tasarımı tamamlanan, Ar-Ge çalışmaları devam eden cihaz, yoğun bakımda yatan, ağızdan beslenmesi mümkün olmayan, özellikle prematüre bebeklerin ve daha büyük hastaların damar yoluyla beslenmesinde kullanılıyor.
Hastanın verilerinin takip edilmesini sağlayan sistem, doktor ve hemşirelere büyük avantajlar sağlıyor.
Afyon Kocatepe Hastanesi Yenidoğan Uzmanı ve Proje Danışmanı Doç. Dr. Ahmet Afşin Kundak, AA muhabirine yaptığı açıklamada, özellikle prematürelerin uzun süre ağızdan beslenemediğini, bu süreci damardan beslenerek geçirmeleri gerektiğini söyledi.
Bu süreçte besin maddelerinin uygun ve hassas şekilde damardan verilebilecek karışım haline getirilmesinde TPN cihazının kullanıldığını belirten Kundak, şöyle devam etti:
"Yoğun bakımda yatan, ağızdan beslenmesi mümkün olmayan özellikle prematüre bebeklerin ve daha büyük hastaların damar yoluyla beslenmesinde kullanılan bir cihaz. Prematüre bebeklerin gelişimlerini tamamlamadığı için ağızdan beslenmeleri mümkün değil. Bunun için de protein, şeker, eser element, lipit, tuz gibi maddelerin uygun konsantrasyonlarda, el değmeden steril bir ortamda üretilip verilmesi gerekiyor. Bunun için de bu sisteme TPN karışım cihazı deniyor."
- "Hekimin ve hemşirenin iş yükünü azaltıyor"
Kundak, geliştirdikleri cihazın birçok avantajının bulunduğuna işaret ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu sistem hekim ve hemşirelere büyük avantajlar sunuyor. Hastanın haftası, günü ve kilosuna göre öneri verilebiliyor. Anormal değerler girildiğinde uyarı verebiliyor. Yanlış order ve TPN yazılımının önüne geçmek adına hekime destek veriyor. Yani bir hekim destek sistemi gibi düşünebilir. Bir orderin yazımı saniyeler içinde gerçekleştirildiği için hekimin ve hemşirenin iş yükünü azaltıyor. Yazım hatalarını minimize ediyor."
- "Prototipi hazır"
Yurt dışında da benzer sistemlerin kullanıldığını anlatan Kundak, şunları kaydetti:
"Bu sistemler genellikle dışarıdan ithal edilen pahalı sistemler. Hastanelere, yoğun bakım ünitelerine maliyeti çok yüksek. Yurt dışına bağımlı olmanın cari açığı arttırdığını biliyoruz. Biz de buradan hareketle ne yapabiliriz diye yola çıktık. Biyomedikal mühendisi arkadaşlarla bir araya geldik. Tasarımıyla tamamen özgün, farklı bir sistem geliştirdik. Yazılımı da üretimi de yerli ve milli. Prototipini hazırladık. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığına sunduk. KOSGEB'den de destek aldık. Aynı zamanda üniversitemizin teknokentinde şirketleşmeye gittik. Ar-Ge çalışmalarımız devam ediyor."