ANALİZ: ÖZLEM DOĞAN
Türkiye, Suriye’de yıllardır süren iç savaşı fırsat bilerek yanı başına PKK devleti kurmaya kalkan üst aklın yolunu kesti, gerçekleştirdiği harekâtlarla da terör örgütüne ağır darbe indirdi. AB’ye ve Yunanistan’a rest çekip Doğu Akdeniz’de haklarını ararken Libya’da da barış ve huzurun sağlanması için gerekli adımları atıp Libya’daki meşru hükümetle MEB muhtırası imzaladı. Tehdit ve algı operasyonlarına boyun eğmeyen güçlü Türkiye, savunma sanayindeki yerli ve milli silahlarıyla da AB’nin ve küresel güçlerin korkulu rüyası haline gelmiş durumda.
Artık Türkiyesiz hesap yapamazlar
Bir zamanlar kendi iç sorunlarına hapsolduğu için kimsenin adını anmadığı ve ciddiye almadığı eski Türkiye’den, Doğu Akdeniz ve Ege’de haklarını ararken Libya’da tüm dengeleri değiştirecek hamleler yapan yeni Türkiye’ye geçiş, bölgedeki diğer ülkeleri korku ve endişeye sevk etti. İsrail, Yunanistan ve GKRY’nin başta EASTMED olmak üzere Akdeniz’deki planlarını alt üst eden Türkiye sondaj çalışmalarını kararlılıkla sürdürüyor. Yunanistan Türkiye arasında özellikle Meis Adası çerçevesinde oluşan gerginliğe benzin döken sömürgeci Fransa’nın adımlarına rağmen AB’den Yunanistan lehine net bir adım atılmadı. Cumhurbaşkanı Erdoğan 'Gücümüzü ya masada ya sahada anlayacaklar’ diyerek geri adım atılmayacağını da vurgulamış oldu. Türkiye ve KKTC’nin 6-10 Eylül tarihlerinde gerçekleştirmeye devam ettiği Şehit Yüzbaşı Cengiz Topel Akdeniz Fırtınası Tatbikatı da Rumları endişeye sevk etti.
Libya’daki planları bozan Türkiye
Türkiye’nin Libya ile imzalandığı "Deniz Yetki Alanlarının Sınırlandırılmasına İlişkin Mutabakat” darbeci Hafter destekçisi Türkiye düşmanlarını bozguna uğratmıştı. Pazar günü İstanbul’a gelen UMH Başkanı Serrac’ı kabul eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin Libya’nın Birleşmiş Milletler (BM) tarafından tanınan meşru hükümeti ile dayanışma içerisinde olmaya devam edeceğini belirtti. Ayrıca Türkiye’nin Libya’daki meşru hükümetle imzaladığı mutabakat muhtıraları çerçevesinde hayata geçirilen iş birliklerini güçlendirecek hususlarla Türkiye’nin ve Libya’nın Doğu Akdeniz’deki haklarını koruyacak adımlar da değerlendirildi. Yani Libya’da da Türkiye’yi hesaba katmadan yapılacak olan her hesabın boşa çıkacağı bir kez daha yinelenmiş oldu.
AB ve ABD’de Türkiye düşmanlığı
ABD Demokrat Parti adayı Joe Biden'ın Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın seçimleri kaybetmesi için muhalefetin 'desteklenmesi' ve 'cesaretlendirilmesi' gerektiğini dile getirip 'Erdoğan'ı darbeyle değil, seçimle değiştireceğiz' açıklaması, ABD’nin Türkiye hazımsızlığını bir kez daha gözler önüne serdi. Türkiye’nin Doğu Akdeniz’de haklarını aramasından rahatsız olan ABD ve Batı basını da her gün Türkiye ile alakalı analiz kaleme almaya devam ediyor. Time, Erdoğan'ın Osmanlı’ya olan aşkının neden dünyayı endişelendirmesi gerektiğini yazarken Washington Post da Osmanlı’dan bu yana ilk kez Erdoğan döneminde Türk ordusunun bölgesel nüfuzunu bu kadar genişlettiğini ifade etti. Yale Üniversitesi Tarih Bölüm Başkanı olan Alan Mikhael, Tıme’daki yazısında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı Yavuz Sultan Selim’e benzeterek korkulması gerektiğini yazmış: “Erdoğan, I. Selim'i Türkiye'nin küresel siyasi gücünü mümkün kıldığı için seviyor” ifadelerini kullanmıştı. The Economist’in Türkiye'nin keşfettiği doğal gaz ile ilgili eleştirel ve küçümseyici haberini ise Türkiye içindeki işbirlikçileri destekleyerek paylaşmıştı.