Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, 'Yeni Türkiye, Türkiye'nin kökleriyle buluşmasıdır. Yeni Türkiye yeni Ortadoğu'nun başlangıcı, yeni Ortadoğu da yeni dünyanın başlangıcıdır' dedi.
Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Türk Tarih Kurumunca gerçekleştirilen 17. Türk Tarih Kongresi'nin değerlendirme toplantısında yaptığı konuşmada, ilki 1932 yılında yapılan tarih kongrelerinin 17'ncisinin gerçekleşmesinde emeği geçenlere teşekkür ederek sunulan bildirilerin, üretilen fikirlerin en kısa zamanda kitaplaşması temennisinde bulundu.
Tarihin medeniyet tasavvurunun en önemli parçalarından biri olduğunu belirten Kurtulmuş, kongrenin önemini vurgulayarak, "Tarih Kongresi, 150 yıllık bir derin uykudan sonra Türkiye'nin yeniden uyanışa geçmesi, yeniden kendi kökleri, medeniyeti, değerleri üzerinde yeni bir dünya tahayyül etmeye başlamasıyla eş zamanlı bir döneme denk geliyor" değerlendirmesinde bulundu.
Kurtulmuş, "Tarih kongremizin yeni kongremizin de kodlarını ortaya çıkaran bir toplantı olduğunu ümit ediyorum. Bu kongrelerde elde edeceğimiz şeyler sadece Türkiye'nin tarih yazınının katkıda bulunmayacak, Türkiye'nin bir gelecek yazmasına da katkıda bulunacak fikirlerdir" diye konuştu.
Türkiye için gelecek dönemin İslam coğrafyasını kapsayan büyük medeniyet havzasında üçüncü koşusunun başladığı dönem olacağını söyleyen Kurtulmuş, şunları kaydetti:
"Bu anlamda yeni Türkiye laf olsun diye söylenmiş bir şey değildir. Yeni Türkiye sadece devlet ve milletin bütünleşmesi için kurulacak mekanizmaları tarif eden bir tanım değil, yeni Türkiye, Türkiye'nin kökleriyle tarihiyle medeniyetiyle diliyle ve gönlüyle buluşmasını ifade eden bir dönemdir. Bu çerçevede yeni Türkiye yeni Ortadoğu'nunbaşlangıcı, yeni Ortadoğu da yeni dünyanın başlangıcıdır."
Kurtulmuş, üçüncü büyük koşunun en önemli özelliklerinden birinin yeniden adalet ve hakkaniyet üzerinden bir barış birliği inşa etme zorunluğu olduğunu bildirerek şöyle devam etti:
"Bu çerçevede sadece tarih okumaları değil, tarihten çıkardığımız, özümsediğimiz damıttığımız hikmeti ve irfanı bugünün dünyasına yansıtmak zorundayız. Bugünün dünyası sadece tarihten altın levhalar şeklinde değil, tarihin bize vermiş olduğu ve bugün dahi kullanılacak olan bir büyük birikim olarak ortaya koymak ve bütün dünyanın istifade edebileceği bir hale getirmek durumundayız."
Türkiye'nin bu coğrafyada yeni bir dil, yeni bir bakış açısı, yeni bir tahayyül ve yeni bir tasavvur ortaya koyması gerektiğini anlatan Kurtulmuş, bu sorumluluğun ülkenin entelektüellerine, siyasetçilerine, bilim adamlarına, araştırmacılarına, üniversitelerine, ve basınına düştüğünü kaydetti.
"BDDK gerekli kararı verecektir"
Kurtulmuş, Kongre öncesi basın mensuplarının gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.
Bir gazetecinin "AİHM'nin din derslerine ilişkin kararında hükümetin tavrının ne olacağını" sorması üzerine, "Bu konu Bakanlar Kuruluna gelecektir ama din dersleri meselesini insan hakları ihlali olarak görmek, kararı bu şekilde okumak son derece yanlıştır. Zaten insanlar seçmeli olarak din derslerini seçiyorlar" değerlendirmesinde bulundu.
Kurtulmuş, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın İhvan üyelerinin Türkiye'ye gelebileceği yönündeki açıklamalarının ardından bu konuda bir geliş olup olmadığı yönündeki soruya ilişkin ise "Hayır ama Türkiye bu bölgenin esenlik adasıdır. Kim nerede baskıdan zulümden kaçıyorsa Türkiye geçmiş dönemlerde de bunu hem bireysel hem kitlesel olarak karşılamış bir ülkedir. Gereği bakılır, düşünülür" karşılığını verdi.
Bank Asya'ya yönelik bir adım atılıp atılmayacağı yönündeki soruyu ise Kurtulmuş, şöyle yanıtladı:
"Bankacılığın da bir hukuku var. Herkes bankacılığı kendi kafasına göre istediği gibi icra edemez. Dolayısıyla bankacılık hukuku çerçevesinde de eğer ortadaki konular bankacılık hukukunu zedeleyen konularsa onların gereği yapılacak. Burada BDDK'nın yetkisi ve sorumluluğu alanında olan bir meseleyle karşı karşıyayız. Herhalde önümüzde günlerde BDDK da gerekli kararı verecektir."
Kaynak: AA