SÖYLEŞİ: ÖZLEM DOĞAN
Küresel terör örgütü İsrail bir yılı aşkın süredir Gazze’de soykırım yapmayı sürdürüyor. Çoğu çocuk 50 binden fazla Gazzeliyi korkunç katliamlarla şehid eden İsrail’in insanlık suçlarının benzerlerinin Suriye’de de yaşandığı bir kere daha gözler önüne serildi. 2011’den bu yana savaşın sürdüğü Suriye’de diktatör Esed’in devrilmesinin ardından ortaya çıkan Sednaya Hapishanesi’nden görüntüler tüm dünyayı şoke etti. İnsanlığa karşı işlenen suçların baş aktörlerinden Netanyahu ve Esed’in yaptığı katliamlar çerçevesinde Ortadoğu’da yaşanan hukuksuzluk ve adaletsizlikleri İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Muhammed Demirel’le konuştuk.
Çifte vatandaşlık sahibi olan bazı şahıslar sosyal medyada İsrail askeri üniformasıyla Gazze’de soykırıma katıldığına dair fotoğraf paylaşıyor. Bu kişiler hakkında hukuki bir süreç başlatıldı mı?
‘İsrail ordusuna katılmaya karar verdim, birilerinin zoruna gitmiş. HAMAS terör örgütüdür, zafer bizim olacaktır’ şeklinde paylaşım yapan özellikle iki şahıs hakkında suç duyurusunda bulunuldu. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı bu suç duyurusu üzerine soruşturmaya yer olmadığı kararını verdi. İtiraz edilince de kararı kaldırdı. Gerekçe olarak da bu kişilerin ifadelerinin alınması ve sosyal medya hesaplarının bir uzman tarafından inceleme yapılması kararı alındı.
Vatandaşlıktan çıkarılabilirlerÇifte vatandaşlığı olsa bile bir Türk vatandaşının İsrail’de askerlik yapmasının kanunda yeri var mı?
Türk vatandaşlığı kanununa göre bir Türk vatandaşı ve aynı zamanda İsrail vatandaşı olan çifte vatandaş orduya izin alarak katılabilir. İzinsiz katılmışsa kanunun 20. maddesine göre vatandaşlıktan çıkarılabilir.
Soykırım veya insanlığa karşı suçtan dolayı soruşturma ve kovuşturma yapılabilir mi?
Failin ya da mağdurun vatandaş olması şart değil; Türk Ceza Kanunu’na göre Türkiye’nin sınırları içerisinde suç kim tarafından işlenirse işlensin soruşturma yapılabilir. Fail veya mağdur Türk vatandaşıysa Türkiye sınırları dışında işlenen suçlar bakımından da Türkiye’nin yargılama yetkisi vardır. Suç evrensel bir suçsa, suç nerede ve kim tarafından işlenirse işlensin Türk vatandaşı olsa da olmasa da Türkiye’nin yargılama yetkisi olabilir. Bu da evrensellik ilkesidir ki burada soykırım ve insanlığa karşı suçtan bahsediyoruz. Bu suçlar da evrensel suçlardır.
Netanyahu yargılanacakSosyal medyada İsrail yandaşlığı yapıp Gazze’deki soykırımı destekleyen şahıslar elinde İsrail bayraklarıyla halkı kin ve düşmanlığa sevk etmeye çalışıyor. Çoğu çocuk 50 binden fazla insana soykırım yapan İsrail terör örgütü listesine alınabilir mi? Destekçileri de bu suçtan yargılanabilir mi?
Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) kararını verdi; Netanyahu’yu yargılayacak. Bu yargılama sonucunda Netanyahu ve Galant mahkûm olursa uluslararası bir suçla suçlu olduğu tescillenmiş olacak. İşte bundan sonra bu iki kişinin işlediği fillere bir övgü söz konusu olursa artık bir suç gündeme gelebilir.
Boşnaklara soykırım yapan katil Sırp komutanlar da yargılandı ve çoğu ömür boyu hapis cezasına çarptırıldı. Sizce Netanyahu ve ekibi de sanık sandalyesine oturtulacak mı?
UCM’nin kararından umutluyum. Yetmez ama evet! Mahkeme soykırım suçundan değil, insanlığa karşı suç ve savaş suçlarından dolayı tutuklama kararı verdi, bu önemli bir detay. Uygulanmasa da adını koymak bile iyi bir adım. Yine de Netanyahu ve Galant’ın sanık sandalyesine oturacağını düşünüyorum. Fakat İsrail’de bir hükümet değişikliği olursa yeni başbakan ‘Netanyahu’yu biz yargılayacağız’ diyebilir çünkü devletin yargılama yetkisi önceliklidir. O zaman UCM bekler.
UCM yetkisini kullanırNe kadar süre beklenir? O süreçte Netanyahu başka bir ülkeye kaçamaz mı?
Devlet yargılama konusunda ciddiyse bir sene gibi belirli bir süre bekler. Eğer yargılama konusunda ciddi olmadığına dair bir emare ortaya çıkarsa UCM tekrar yargılama yetkisini devreye alır. Netanyahu’nun bu süreçte kaçacağını düşünmüyorum zira İsrail ona zaten kalkan olacaktır fakat İsrail devlet yetkilileri nazarında ve basınında UCM’nin tutuklama kararı çok sert tepki gördü çünkü onların nazarında başbakanları onların nazarında bir terör örgütü lideriyle aynı konumda yargılanıyor. Bunu bir hakaret gibi algılıyorlar.
Soykırımın ortağı olan diğer ülkelerin de ceza alması için somut bir adım atılabilir mi?
UCM’nin kararına bağlı olarak tutuklama kararıyla birlikte sonra silah yardımı yapan birçok devlet yardımı azalttı hatta kesti. Verilen tutuklama kararı mahkûmiyet kararının verilmesine yönelik önemli bir karine yani mahkûmiyet kararı yaklaşıyor demektir. Bu da İsrail’e silah yardımı yapan devlet yetkililerinin de ‘insanlığa karşı suç ve savaş suçlarına yardımdan dolayı Roma statüsünün ilgili hükümlerine göre yargılanması demektir.
Rusya veto etmemeliBu arada Suriye’de de birbiri ardına gelişmeler yaşanıyor. Devrilen diktatör Esed rejiminin Sednaya Hapishanesinde işlediği inanılmaz insanlık suçları ortaya çıktı. İsrail’in suç ikizi Esad’ın da soykırım suçundan yargılanması sağlanabilir mi?
Bir tarafta Netanyahu bir tarafta Esed var. Totalde bakarsanız neredeyse benzer fiiller. Dolayısıyla Esed’in de komutası altındaki kişilerin de işlediği fiillerden dolayı yargılanması gerekir ve yargılanması da mümkündür. Bu noktada Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin yetkisi var. Bu konuyu UCM’ye havale edebilirler. Libya ve Sudan‘da bunun örneklerini görüyoruz. Fakat burada bu konunun Güvenlik Konseyi’nde veto yememesi gerekir. Rusya veto edebilir ama yeni yönetimle anlaşmak adına çekimser kalırsa Esed’in yargılanabilir.
Terörist İsrail, Filistin, Gazze ve Lübnan’dan sonra Suriye’yi de yakıp yıkıyor, işgal ediyor. Dünya ülkeleri nezdinde bu kadar hukuksuzluğun bir karşılığı yok mu?
İsrail’in bu yaptığı hamlelere bir tepki geleceğini ve bir karar alınacağını düşünüyorum ama Birleşmiş Milletler’in artık bir sonuç vermediğini defalarca gördük. Bu da yeni bir BM’nin oluşturulması gerektiğini gösteriyor. Cumhurbaşkanımızın da söylediği gibi ‘dünya beşten büyüktür.’ Belki de güvenlik konseyine dahil olmayan devletlerin bir araya gelip bunu açıkça birlik halinde hareket ederek bunu fiiliyata dökmeleri ve talep etmeleri gerekiyor.
İlahi adalet tecelli ediyor
Osmanlı’nın tarih sahnesinden çekilmesiyle birlikte bir daha Ortadoğu’nun yüzü gülmedi. İnsan hakları; insanlığa dair ne varsa Ortadoğu’yu es geçti. Son bir asrı, hukuki manada nasıl değerlendiriyorsunuz?
Ortadoğu ülkelerine baktığımız zaman yapay bir harita ve suni devlet başkanları görüyoruz. Hiçbir şekilde adaletin hâkim olmadığı, kendi insanına adil bir şekilde davranmayan, hukukun yok sayıldığı devletlerinin yönetiminden memnun olmayan insanlar hak talebinde bulunduğu an savaş patlak veriyor. Yine de ilahi adalet tecelli ediyor. Bugün Suriye halkı yönetimi eline almış oldu. Dileğimiz odur ki yine adaletin olmadığı başka yerlerde de bu sonuç karşılık bulacaktır. Suriye’nin yeni durumu örnek teşkil edecektir diye düşünüyorum, ümit ediyorum.